Yunanistan ile Makedonya arasındaki isim sorunu 18 yıldır devam etmekte. Sorun Makedonya’nın bağımsızlığını ilan etmesi ile Yunanistan tarihi ve kültürel miras olması ve aynı zamanda ülkesi içindeki bir yerleşim yerinin adı olması durumundan dolayı “Makedonya” isminin herhangi bir ülke tarafından kullanılmasına karşı çıkması ile başladı. Yunanistan, Makedonya Cumhuriyeti’nin, Eski Yugoslavya Cumhuriyeti Makedonya (FYROM) şeklinde anılmasını istiyor. Makedonya Cumhuriyeti ise isminin geçerliliği konusunda en sağlam tezini 125 BM ülkesinin kendilerini “Makedonya Cumhuriyeti” olarak tanımış olması şeklinde savunuyor ancak BM’ye yapmış olduğu geçici üyelik Eski Yugoslavya Cumhuriyeti Makedonya adıyla gerçekleşebildi.
Yunanistan’ın uzun yıllardır bu durumu sorun halinde bırakması ve herhangi bir taviz vermeme durumu, ülkenin AB üyesi konumu ve Batı’ya entegre olmuşluğu ile açıklanabilir. Yunanistan’ın siyasi liderleri ve dışişleri bakanları bu konu hakkında bugüne kadar “batıya entegre olmak isteyen, dünyaya kendini kabul ettirecek olan Eski Yugoslavya Cumhuriyeti Makedonya” şeklinde demeçler vererek bu durumu açıklamışlardır. Makedonya Cumhuriyeti ise uluslararası platformlarda yapmaya çalıştığı lobi faaliyetleri ve kampanyalar ile adının FYROM olmadığını ve Makedonya Cumhuriyeti olarak kalacağını duyurmaya çalışmıştır. Bunun en son örneğini Polonya’daki Avrupa Basketbol Şampiyonası’nda göstermek isteyen Makedonya Cumhuriyeti, Yunanistan’ın atağı ile hedefine ulaşamamış ve basketbolcularının formalarında Makedonya Cumhuriyeti’nin kısaltması halindeki MKD harflerini dahi kullanmalarını sağlayamamıştır. Yunanistan’ın konuya ilişkin katı tutumu “Makedonya” adının kullanılmasının ileride kendisinden herhangi bir toprak talebi olmasına yol açabileceği ile ilgili olduğu gibi Yunan halkının bahsi geçen maçın verildiği Yunan televizyonuna binlerce şikayet telefonu açmasıyla da yakından ilgilidir. Yunanistan kamuoyunun dış politik meselelere ve ulusal çıkar kavramına verdiği önemin Yunanistan Dış Politikası’nın belirlenmesindeki önemli etkisi sadece bu olayla sınırlı kalmamıştır. Son dönemde Makedonya Cumhuriyeti ile Kosova Cumhuriyeti arasında sınır antlaşması imzalanması ve diplomatik ilişki kurulması olayında da Yunan Kamuoyu çok hassas davranmış ve Yunanistan’ın henüz tanımadığı Kosova Cumhuriyeti’nin Makedonya Cumhuriyeti ile kuracağı diplomatik ilişkilerin “Eski Yugoslavya Cumhuriyeti Makedonya” ismi ile gerçekleştirilmesi gerektiği konusunda tavır takınmıştır. Yunanistan’ın ulusal çıkarları doğrultusunda ve iç kamuoyunun da baskısı neticesinde Yunanistan’ın Kosova Koordinasyon Ofisi Şefi Dimitrios Kochopoulos bir açıklama yapmak zorunda kalarak; “Kosova’nın Makedonya ile “Makedonya Cumhuriyeti” adıyla diplomatik ilişki kurmasından ülkesinin rahatsız olduğunu bildirmiştir.
Yunan toplumunun dış politika anlayışındaki belirleyici etkinliği yukarıdaki örneklerde açıkça görülmektedir. Yunanistan sisteminin kilise, okullar ve siyasi partiler gibi devletin aygıtları tarafından yaratılmasından başka toplumun da gerek iç politika ve gerekse dış politikadaki etkinliği büyük bir yer işgal etmektedir. Yunanistan devletinin kitaplardaki “Türk Karşıtı” ifadeleri değiştirmek için yapmış olduğu girişimin protestolar ile engellenmesi halkın hükümetlere temel devlet politikalarını değiştirmek konusunda izin vermediğinin önemli bir örneğidir. Bunun yanısıra ülkesindeki Makedon azınlıktan söz ettiği ve ülkesinin Makedonya politikasını eleştirdiği için PASOK’tan ihraç edilen Grigoris Valyanatos’un toplum tarafından önemsenmemesi ve her yıl yayınlanan Uluslararası Af Örgütü raporlarında da belirtilen, Yunan polisinin yasadışı göçmenlere ve azınlıklara karşı şiddet uygulamalarına karşı da kayıtsız kalışı gibi örnekler ile birlikte yaşanan son gelişmelerde Yunanistan’ın dış politikada Makedonya’ya bakış açısı ve bunun da Yunan halkının davranışları ile aynı yönde şekillenmesi, Yunan kamuoyunun yönetimde ne derecede etkili olduklarını göstermektedir.
{jcomments on}
Merve Demiray
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi