Özet
Sivil toplum kuruluşları ve bu kuruluşlara gönüllülük esasıyla katılımın demokrasi üzerinde olumlu etkileri olmuştur. Kamu ve özel sektörden sonra üçüncü bir alan oluşturan sivil toplum; dayanışma, yardımlaşma ve gönüllülük temellerine dayalıdır. Sosyal bir varlık olan birey içinde yaşadığı sosyal ortamlarla birlikte şekillenir. Bu süreçte birçok kurum ve kuruluş devreye girer, sivil toplum da bu sosyal ortamlardan biridir. Bireyin toplumsallaşmasında rol oynayan bu kurumlar aynı zamanda onun kişiliğinin oluşmasında da etkilidir. Bireyin kişiliğinin oluşmasında öncelikli olan ise eğitimdir. Eğitim seviyesi ile toplumsal kalkınma arasında doğrusal bir bağlantı vardır. Nitelikli eğitim seviyesinin artması, dezavantajların ortadan kaldırılarak herkes için kesintisiz eğitimin sağlanması ile mümkün olacaktır. Bu durumun sağlanmasında gönüllü faaliyetlerin ve bu faaliyetlerin yer aldığı STK’ların önemi büyüktür. Bu çalışmada ilk olarak Türkiye’de gönüllülük ve sivil toplum incelenerek ardından Türkiye’deki gönüllü faaliyetlerin eğitime olan katkılarından bahsedilecektir. Tüm bunların sonucu olarak Türkiye’deki gönüllü faaliyetlerin eğitim seviyesinin artmasındaki rolü incelenecektir.
Keywords: Volunteering, civil society, civil society organization, level of education, social development, quality education.
Abstract
Non-governmental organizations and participation in these organizations on a voluntary basis have had positive effects on democracy. Civil society, which constitutes a third area after the public and private sectors, is based on solidarity, cooperation and volunteerism. As a social being, the individual is shaped by the social environments in which he lives. In this process, many institutions and organizations come into play, and civil society is one of these social environments. These institutions, which play a role in the socialization of the individual, are also effective in the formation of his personality. Education is the priority in the formation of an individual’s personality. There is a linear connection between education level and social development. Increasing the level of qualified education will be possible by eliminating the disadvantages and providing uninterrupted education for everyone. Voluntary activities and the NGOs in which these activities take place are of great importance in ensuring this situation. In this study, first of all, volunteering and civil society in Turkey will be examined and then the contribution of voluntary activities in Turkey to education will be mentioned. As a result of all these, the role of voluntary activities in increasing the level of education in Turkey will be examined.
Anahtar Kelimeler: Gönüllülük, Sivil Toplum, Sivil Toplum Kuruluşu, Eğitim Seviyesi, Toplumsal Kalkınma, Nitelikli Eğitim.
Giriş
Eğitim; birçok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de başlıca toplumsal konular arasında yer almasına karşın yıllardır süregelen bir düzensizlik içinde kaybolmaktadır. Dolayısıyla eğitimi etkileyen tüm faktörlerin önemi oldukça büyüktür. Dışsal etkenler arasında başta aile, eğitim sistemi ve sosyoekonomik durum olmak üzere sivil toplum kuruluşlarının da eğitim üzerinde etkisi olmaktadır. Sivil toplum kavramı tarihsel süreç içerisinde farklı birçok kavram ile eşleştirilmiş olsa günümüzde en genel anlamıyla toplumun bir devletin otoritesi altında yaşayıp devletten bağımsız olan kısmı demektir. Resmi kurumların dışında kalan gönüllülük esasına dayalı kâr amacı gütmeden çeşitli çalışmalar yapan kuruluşlara da sivil toplum kuruluşu denir. Eğitimi esas alan birçok dernek ve vakıf gibi sivil toplum kuruluşları birçok çocuk, genç ve yetişkin bireyin eğitim hayatına katkı sağlamaktadır. Bununla birlikte gençlerin sivil toplum kuruluşlarında gönüllü olarak çalışmalara katılmalarının da eğitim seviyelerini arttırdığı görülür. Bu çalışmada ise gönüllülüğün gençlerin eğitim hayatındaki rolüne değinilmiştir.
1. Türkiye’de Gönüllülük ve Sivil Toplum
Gönüllülük, herhangi bir karşılık beklentisi içinde olmadan kişi veya doğrudan toplum yararına bir faaliyette bulunmayı belirten bir kavramdır. Gönüllü faaliyetlere katılım, çoğunlukla maddi yarar sağlamamasına karşın gönüllüye iç huzur verebilecek niteliktedir. Bununla birlikte empati kurabilme, alçakgönüllülük, cömertlik ve sorumluluk gibi birçok olumlu kişilik özelliği kazandırabilir.
Sivil toplum ise kavram olarak zaman içinde birtakım değişikliklere uğramış olsa da güncel olarak en genel anlamıyla devletten bağımsız, gönüllülük esasına dayanan bir topluluktur.
Esas olarak, sivil toplum nedir diye düşünüldüğünde, iki kriter söz konusu olmaktadır. Bunlardan birisi, devletin dışında olma; ikincisi ise, kendi içinde demokratik bir işleyişin olmasıdır (AB Uyum Süreci ve STK’lar, 2004: 147).
Sivil toplumun olmadığı bir devlet tam anlamıyla eksiktir. Sivil toplum, devleti her anlamda denetler ve düzenler; bu açıdan bakıldığı zaman refah bir toplum için şarttır. Nihayet siyasal alandaki meşruiyet krizinin ancak sivil toplumun paydaş olarak yer aldığı ortamda çözülebileceği açıkça anlaşılmıştır (Türköne, 2003: 57-58).
Ancak Türkiye’nin gönüllü faaliyetlere katılım oranının diğer ülkelerle kıyaslandığında çok düşük olduğu görülür. Dolayısıyla Türkiye’deki sivil toplum kuruluşları gelişmiş ve sanayileşmiş toplumlardaki etkinlik düzeyine sahip değildir (Talas, 2011: 1).
Sivil toplum kuruluşları genellikle vakıf ve dernekler olarak bilinse de bunlarla sınırlı değildir. Sendikalar, dini kuruluşlar, partiler ve ticari kuruluşlar da sivil toplum kuruluş (STK) türlerindendir. Sivil toplum kuruluşlarının tespit edilmiş işlevleri şu şekilde sıralanabilir:
“1. Kamuoyu oluşturmak yolu ile, bireylerin taleplerinin dile getirilmesine yardımcı olmak,
- Çoğulcu toplum yapısının oluşumunu sağlamak suretiyle piyasadaki metalaşmaya ve egemen piyasa değerlerine karşı dengeleyici bir unsur olmak,
- Kendi içlerinde oluşturdukları katılımcı ve çoğulcu bir kültürle beslenmiş ve aynı zamanda yönetim deneyimi de edinmiş bireylerin yetişmesini sağlamak,
- Pilot projeler üretmek, bu projelere kaynak bulmak ya da bu projeleri uygulamaya geçirmek yoluyla eğitim, sosyal refah ve istihdam konularında hükümet politikalarına paralel ya da alternatif sorumluluklar alabilmek” (Güneş, 2004: 2).
Türkiye’de sivil toplum kuruluşlarının sayısının az oluşunun örgütlülük düzeyinin düşüklüğünden kaynaklandığı gösterilmiştir. 1980 sonrası Türkiye’deki STK sayısında yüksek bir artış gerçekleşmiş olsa da gelişmiş birçok ülkeye oranla bu sayı hala azdır. Nicelik olarak sağlanan artışla birlikte sivil toplum kuruluşlarının niteliği de artmıştır.
Keyman ve İçduygu bu küresel değişim sürecinde özellikle son on – onbeş yıllık dönemde Türkiye’nin de hızlı bir sosyo kültürel, ekonomik ve siyasal dönüşüm yaşadığının altını çiziyorlar. Bu değişimin en önemli boyutlarından biri, bahsi geçen dönemde sivil toplumun nitelik ve nicelik bakımından artan önemi ve gücüdür (Çalışkan, Keyman, Tol ve Yeğen, 2010: 31). Küreselleşme ile birlikte sivil toplum kuruluşlarının hâkimiyetinin arttığı ve çok daha fazla önem arz ettiği belirtilmiştir.
2. Türkiye’deki Gönüllü Faaliyetlerin Eğitime Olan Katkıları
Gönüllülük esas alınarak yapılan bir faaliyetin çekirdekten çevreye genişleyip güçlenerek büyük etkiler yaratması mümkündür (Şekil 1). İlk olarak bir gencin gönüllü bir faaliyette bulunması durumunu ele alalım. Kişinin özgür iradesiyle karşılık beklemeksizin toplumsal yarar adına faaliyetler gerçekleştiriyor olması en başta kendine yarar sağlayacaktır. Bu genç bireyin sosyalleşmesinde, özgüveninin artmasında, hoşgörü sahibi olmasında, kişisel bilgi ve becerilerinin artmasında ‘gönüllü’ konumunda olması önemli bir rol oynayacak ve bu sayede toplumsal kalkınmayı da önemli ölçüde olumlu yönde etkileyecektir. İkinci olarak bir STK’nın öğrencilere burs verdiğini düşünelim; gençlerin temel ihtiyaçlarının ya da eğitim masraflarının karşılanması, kesintisiz eğitim alabilmelerini ve toplum içerisinde potansiyellerini göstermelerini sağlayacaktır. Toplum içerisinde potansiyellerini gösteren başarılı gençlerin yine toplumsal kalkınma için bir katma değer olduğu aşikârdır. Son aşamada ise çeşitli STK’ların bir proje ekseninde birleşip kamuoyu oluşturarak devlet üzerinde baskı ve denetim mekanizması haline geldiği bir durumu ele alalım. Bu durumda ise gerek mevcut sistem içerisindeki aksaklıkları gerekse de yeni talepleri dile getirip uygulamaya alınması için önemli roller üstlenebilirler. Günün sonunda ‘gönüllülük’ eğitim üzerine doğrudan ve dolaylı olarak etki edebilir.
Skolastik düşüncenin yıkılmasından itibaren eğitimin herhangi bir kurum tekelinde bulunması durumu önemli bir tartışma konusudur. Eğitim, toplumun en küçük birimi olan aileden başlayarak zamanla genişleyerek gelişir. Eski zamanlardan beri toplumlar, eğitim seviyesi ile verimlilik arasında bağ kurmaktadır. Birey ilk önce ailesine daha sonra yaşadığı topluma ve en sonunda da mevcut dünyaya, aldığı eğitim ölçüsünde katkıda bulunur. Eğitimin tarafsız olarak tüm toplumları kapsar şekilde evrenselliğe dayanması ise niteliğini belirler. Eğitim etkinliklerinin nitelik düzeyinin bireyin yaşadığı toplumun ekonomik, sosyal, politik ve kültürel gelişiminin niteliği üzerine etki ettiği kabul edilmektedir. Bilimsel ve toplumsal araştırmalar eğitim düzeyi ile kalkınmanın unsurları olan ekonomik büyüme, siyasal ve toplumsal gelişme arasında doğrusal ilişkiler olduğunu ortaya çıkarmıştır (Çakmak, 2008: 33). Tüm bu sebeplerden dolayı günümüze gelindiğinde değişen eğitim anlayışı ve globalleşen dünya özellikle eğitim konusunda toplumsal katılımı bir hayli önemli kılmaktadır. Toplumsal katılım, demokratik toplumların olmazsa olmaz unsurlarındandır. Toplumsal katılımın en kuvvetli araçları ise sivil toplum kuruluşları ve bu kuruluşlar nazarında yapılan gönüllü faaliyetlerdir. Gönüllü faaliyetlere katılım en başta katılan bireyin gelişimine katkıda bulunduğu gibi bu faaliyetlerin örgütlenmelere yol açarak kamuoyu oluşturma gücü gerek mevcut eğitim sistemindeki eksikliklerin giderilmesi gerekse de yeni taleplerin iletilmesinde önemli rol oynamaktadır (Karataş, 2008: 87). Gönüllülük düzeyinin görece düşük olmasına karşın, gönüllü faaliyetler ve eğitim seviyesinin artması arasındaki bu bağ Türkiye’de de çeşitli sivil toplum kuruluşları tarafından desteklenmektedir.
Türkiye’nin Avrupa Birliğine dâhil olma süreci nitelikli eğitim seviyesinin arttırılmasında STK’ların önemli olduğunu gösteren bir adım olmuştur. Birliğin normları arasındaki eğitim hizmetleri açısından uygunluk zorunluluğu eğitim konusundaki çalışmaların hızlandırılmasına yol açmıştır. Bunlar devlet eliyle gerçekleştirilirken yine birliğin, STK’ların inisiyatif ve hizmet alanlarını artırılmasını talep etmesi, eğitim konusunda gönüllü faaliyetlerin dikkate alınmasında önemli rol oynamıştır (Sağlam, 2011: 93-95). Türkiye, özellikle 2000’li yılların başından beri okuryazarlık oranındaki artış ve kız çocuklarının eğitime kazandırılması gibi konularda oldukça ilerleme kaydetmiştir. Bu çalışmalarda sivil toplum kuruluşları ile birlikte yürütülen projelerin önemi büyüktür. Bu projeler içerisinde hepimizin bir zamanlar okul kitaplarının arkasında yazan ‘Haydi Kızlar Okula!’ sloganı önemli bir yer tutmaktadır. UNICEF ile MEB işbirliği içerisinde gerçekleştirilen kız çocukların eğitimine destek kampanyası, ilköğretimde kız–erkek öğrenci eşitliğini sağlamak amacıyla başlatılmıştır. Bu proje ile başta toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve çocuk gelinler engellenmek üzere çocukların işçi olarak çalıştırılması ve erken yaşta suça sürüklenmeleri gibi konuların üzerinde durulması amaçlanmıştır. Başta devlet ve UNICEF destekli olan bu proje, çeşitli sivil toplum kuruluşlarının katılımı ve yapılan gönüllü faaliyetlerle güçlenmiştir. Bu örnekte sivil toplum kuruluşları ile devletin aynı paydada buluştuğunu ve eğitim seviyesinin arttırıldığını UNICEF ve MEB’in verileri ile gözlemliyoruz (UNICEF, 2003: 1).
Eğitim çok yönlü ve kapsamlı bir hizmet sürecidir. Türkiye’de hala bu hizmet neredeyse tamamen devlet elindedir ve mevcut sistemde sorunlar olduğu ortadadır (Kahraman ve Karip, 2019: 713-714). Gerek sınav sistemlerinin sürekli değiştirilmesi gerek pandeminin getirdiği online eğitim süreci nitelikli eğitim alanında yapılması gereken çok şey olduğunu göstermektedir. 25 Eylül 2015 tarihinde Birleşmiş Milletler’e üye ülkeler tarafından kabul edilen, 2030 yılına kadar yoksulluğu sona erdirmek, eşitsizlik ve adaletsizlikle mücadele, ekonomik büyüme, enerji, sürdürülebilir tüketim ve üretim, sanayileşme ve iklim değişikliği ile ilgili konuları kapsayan 17 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi arasında nitelikli eğitim de yer almaktadır. Dengesiz nüfus artışı ve gelir dağılımındaki eşitsizliklerin getirdiği yoksulluktan kurtularak eşitsizliklerin azaltılması ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasında aynı zamanda hoşgörünün gelişmesi ve barışçıl toplumların inşasında Nitelikli Eğitim, kilit bir rol oynamaktadır. Eğitim seviyesinin herkes için eşit ve güvence içinde artırılmasına ek olarak yaşam boyu öğrenimin desteklenmesi gibi amaçları barındıran Nitelikli Eğitim Hedefi için ülkemizde de yıllardır çalışmalarını sürdüren birçok STK vardır. Bu STK’lar; Türk Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV), Türk Eğitim Vakfı (TEV), Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (EĞİTİM-SEN), Habitat Derneği, Koruncuk Vakfı olarak sıralanabilir (Dursun, 2018).
2.1. TEGV
İlköğretim çağındaki çocukların çağdaş ve evrensel değerler ile cumhuriyetin temel ilkelerine sahip, donanımlı ve nitelikli bireyler olarak yetiştirilmeleri amacıyla devlet tarafından verilen temel eğitime destek olmak misyonu üzerine kurulan STK, aktif bir şekilde pek çok burs veriyor. Sorumluluk, farklılıklara saygı, yenilikçilik, güvenilirlik, gönüllülük ve dayanışma değerlerine sahip kuruluş etkin ve fark yaratan eğitim programları ve sürdürülebilir yapısı ile ülkemizdeki her çocuğun erişebileceği bir STK olmayı hedefliyor. 2010 yılında TEGV için İnfakto Araştırma Şirketi tarafından yapılan TEGV Etki Araştırması’nın sonuçlarına göre çocukların TEGV’de bulundukları sürede ve kendilerini özgürce ifade edebildikleri çocuk dostu ortamlarda, başarı algılarının olumlu yönde değiştiği gözlemlenmiştir (Birleşmiş Milletler Gönüllüleri (UNV) programı Türkiye & GSM Gençlik Servisleri Merkezi, 2013: 58).
2.2. Habitat Derneği
Sürdürülebilir kalkınma alanında çalışan bir sivil toplum kuruluşudur. Gençlerin sürdürülebilir kalkınmada etkin rol oynamasını hedefleyen Habitat, kuruluş vizyonu gereği dünya gençliği ile Türkiye gençliği arasında iletişim köprüsü olmayı hedefler. Dernek gençlerin kapasitelerini geliştirmek ve uluslararası ortaklıklar kurmak adına birçok proje ve program geliştirmektedir (HABİTAT, 2018: 1-15).
2.3. EĞİTİM-SEN
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası 23 Ocak 1995’te kurulmuş, şu anda Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’na bağlı olarak eğitim, öğretim ve bilim hizmetleri iş kolunda örgütlenen bir sendikadır. 2015 OECD raporuna göre Türkiye’de eğitim; okuryazarlıkta 102, ilköğretimde okullaşma oranında 103 ve ikinci öğretimde 96. sıradadır. Eğitim-sen bu konuya dikkat çekerek bununla birlikte birçok konu başlığını ele alacak şekilde 2015’te Eğitim’de Cinsiyetçilik Raporu hazırlamıştır. Yapılan “Bizler Eğitim Sen’li kadınlar olarak geçmişte olduğu gibi eğitim öğretimin cinsiyetçilikten arındırılması, cinsiyet eşitlikçi bir toplumun yaratılması ve başta kız çocukları olmak üzere tüm çocukların; laik, bilimsel, parasız ve anadilinde eğitim hakkı için mücadele etmeye devam edeceğiz.” şeklindeki açıklama ile eğitimde fırsat eşitsizliğinin giderilerek gençlerin eğitim düzeylerinin artmasına katkı sağlayabilecekleri belirtilmiştir (EĞİTİM-SEN, 2015).
Türkiye’de eğitim seviyesinin artırılması ve Nitelikli Eğitim Hedefi için çalışan pek çok STK vardır. Bunların ortak yönleri gönüllülük esasıyla çalışmalarını sürdürüyor olmalarıdır. Türkiye’de Nitelikli Eğitim üzerine çalışmalar geliştiren STK’ların amaçlarına bakıldığında kavramsal anlamda sivil toplumun temel unsurları olan dayanışma, birliktelik, hak ve menfaatleri koruma ve geliştirme gibi özelliklere yer verilmektedir. Genel olarak Türkiye’de sivil toplum örgütlerinin eğitimle ilgili etkinliklerine bakıldığında devletin eğitim politikaları ile örtüştüğü söylenebilir (Kahraman ve Karip, 2019: 713-714). Örnek olarak verilen STK’ların eğitimsel hizmetlerine baktığımızda eğitim alanında önemli hizmetler yaptıkları söylenebilir. Genellikle vakıf, dernek türündeki STK’lar eğitsel etkinliklere yönelmişlerdir. Bu kuruluşlar Türkiye’de demokrasiye katkıda bulundukları gibi eğitim seviyesine de ciddi katkılarda bulunmuşlardır.
Sonuç
Eğitim hizmetlerinin yürütülmesinde toplumun fikrinin alınması, karşılaşılan engellerin aşılmasında hayatî önem arz ettiği gibi, toplumsal taleplerin de eğitime olan doğrudan etkileri görülmektedir. STK’lar nazarında yapılan gönüllü faaliyetler daha çok yardım, dayanışma hoşgörü ve hayırseverlik temeli üzerinde yürümektedir. Gönüllü faaliyetler temelinde yürütülen STK projeleri Türkiye demokrasisini olumlu etkilediği gibi Türkiye’deki eğitim seviyesinin artmasında da rol oynamışlardır. Gönüllülük en başta bireyin kendi eğitimine katkıda bulunarak çekirdekten çevreye etki gücünü arttırabilme özelliğine sahiptir. Gönüllü faaliyetlere dayalı projelerin yönetildiği STK’ların toplumsal katılım ile güçlenebilme ve etki alanlarını genişletebilme özellikleri kamuoyu oluşturarak eğitim sistemlerine doğrudan etki edebilir. Toplumsal katılım ve gönüllülük ile eğitim seviyesinin artması arasındaki ilişki ortaya konmuştur. Ne var ki gönüllülük konusunda Türkiye görece az katılıma sahiptir, buna rağmen STK’ların eğitim seviyesini arttırmaya yönelik çalışmaları oldukça başarılıdır. Türkiye’deki eğitim sisteminin neredeyse tamamen devlet elinde olduğu merkeziyetçi yapısı sistem içerisindeki aksaklıkların tespit edilmesini güçleştirebilir. Bu durumda STK’ların toplumsal katılım ile bir baskı ve denetleme mekanizması haline gelmesi eğitim seviyesinin artmasına ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerinden nitelikli eğitimin gerçekleştirilmesine ülkemizi bir adım daha yaklaştıracaktır. STK’lar eğitimle ilgili karar süreçlerinde daha fazla katılım ve etki için; gönüllü faaliyetlere katılımı artırmaya çalışmalı ve bu faaliyetleri bilimsel araştırmalar neticesinde elde edilen bulgular ışığında belirlemelidir (Karataş, 2013: 210-212). Nitelikli eğitim hedefinin gerçekleştirilebilmesi için diğer sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği yapılmalı, uzlaşmacı ve şeffaf bir yapılanma oluşturulmalı ardından karar süreçlerini etkilemede daha işlevsel ve yapıcı bir rol üstlenmelilerdir.
Gülce ZENCİRCİ
Gülsün MACİT
Sivil Toplum Çalışmaları Staj Programı
Kaynakça:
Talas, M. (2004). Sivil Toplum Kuruluşları ve Türkiye Perspektifi. Türkiye’de sivil toplum kuruluşları sempozyumu XIV, Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfı Yayınları, 387-401. İstanbul.
Aslan, S. (2010). Türkiye’de sivil toplum. Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, 9(31), 260-283.
Birleşmiş Milletler Gönüllüleri. (2013). Türkiye’de gönüllülük; gönüllülüğün rolünün ve katkılarının keşfedilmesi raporu. Erişim Adresi: https://www.tusev.org.tr/usrfiles/files/Gonulluluk.pdf
Çakmak, Ö. (2008). Eğitimin ekonomiye ve kalkınmaya etkisi. Dicle Üniversitesi Ziya Gökalp Eğitim Fakültesi Dergisi, (11) , 33-41.
Çalışkan, M. A., Keyman, F., Tol, U. U. & Yeğen, M., (2010). Türkiye’de gönüllü kuruluşlarda sivil toplum kültürü. Yada, Yaşama Dair Vakıf. Erişim Adresi: https://yada.org.tr/wp-content/uploads/2009/03/21-T%C3%BCrkiye%E2%80%99de-G%C3%B6n%C3%BCll%C3%BC-Kurulu%C5%9Flarda-Sivil-Toplum-K%C3%BClt%C3%BCr%C3%BC.pdf
Dursun, K. (2018). Türkiye’de nitelikli eğitim konusunda çalışan 5 sivil toplum kuruluşu. Sivil Alan. Erişim Adresi: https://sivilalan.com/2018/04/11/turkiyede-nitelikli-egitim-konusunda-calisan-5-sivil-toplum-kurulusu/
EĞİTİM-SEN. (2015). Eğitimde cinsiyetçilik raporu. Erişim Adresi: https://egitimsen.org.tr/egitimde-cinsiyetcilik-raporu-2015/
Güneş, İ. (2004). Sivil toplum kuruluşları. Son Baskı Sanal Dergi, (29), 387-401.
HABİTAT. (2018). Habitat derneği yıllık faaliyet bülteni. Erişim Adresi: https://habitatdernegi.org/wp-content/uploads/habitat-dernegi-faaliyet-bulteni-2018.pdf
HABİTAT. (t.y.). Erişim Adresi: https://habitatdernegi.org/hakkimizda/
Kahraman, H. & Karip, E. (2019). Türkiye’de sivil toplum kuruluşlarının eğitim politikalarına etkileri. İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 20(3), 709-722. DOI: 10.17679/inuefd.575850.
Karataş, İ. H. (2008). Türk eğitim sisteminde sivil toplum kuruluşları: konumları ve işlevleri. Doktora Tezi, Marmara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.
Karataş, İ. H. (2013). Türk eğitim sisteminde sivil toplum kuruluşlarının stk’ların konumları ve işlevlerine yönelik okul yöneticilerinin görüşleri1. Milli Eğitim Dergisi, 43(198), 196-218.
Sağlam, P. D. M., Özüdoğru, O. F. & Çıray, F. (2011). Avrupa birliği eğitim politikaları ve türk eğitim sistemine etkileri. Yüzüncü Yıl Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 8(1) , 87-109.
Şimşek, S. (2004). The transformation of civil society in Turkey: from quantity to quality, Turkish studies, 5(3). https://open.metu.edu.tr/bitstream/handle/11511/49724/T1RFNE5UVT0.pdf
Talas, M. (2011). Sivil toplum kuruluşları ve Türkiye perspektif. Türklük Bilimi Araştırmaları, 387-401.
TEGV. (t.y.). Erişim Adresi: https://tegv.org/hakkimizda/tegv-hakkinda/
Türköne, M. (2003). Devletli sivil toplum. Sivil Toplum, (1), 53-58.
UNICEF. (2003). Haydi kızla okula! kız çocuklarının okullulaşmasına destek kampanyası. Erişim Adresi: https://www.unicef.org/turkey/media/2431/file/TURmedia_%20Haydi%20Kizlar%20Okula%20Brosur.pdf%20.pdf
UNDP. (t.y.). Erişim Adresi: https://www.tr.undp.org/content/turkey/tr/home/sustainable-development-goals.html