Tunus Anayasası Şekillenirken

4 Mart 2011de Tunus’un 1959 anayasası feshedildi. 23 Ekim’de düzenlenen seçimlerde de Tunuslular Kurucu Meclis için yoğun bir şekilde sandık başına gitti. Herkesin temel isteği, ülkenin demokrasi yolunda ilerlemesi idi. Ülkedeki ilk özgür seçim beklendiği üzere Ennahda’nın zaferiyle sonuçlanmıştı. Bin Ali rejimi döneminde yasaklı olan muhafazakâr Ennahda Partisi, oyların yüzde 41’ini elde etmişti.

Hal böyle olunca yeni anayasanın muhafazakâr bir meclis tarafından yazılacağı yorumlanmıştı. Fakat Cumhurbaşkanlığına eski rejim muhaliflerinden laik çizgisi ile tanınan Munsif Marzuki’nin seçilmesi durumu değiştirdi. Sonuç olarak Marzuki’nin partisi olan Cumhuriyet Kongresi Partisi, Tunus’un merkez solcu İş ve Özgürlükler için Demokratik Forum Partisi Ettakatol ve Raşid Gannuşi’nin liderliğini yaptığı Ennahda Partisi’nin ortak bir çizgide buluşması söz konusu.

Şimdilerde Tunus yeni anayasa yapımı sürecini yaşıyor. Farklı kesimlerden gelen farklı talepler mevcut. Özellikle de yeni anayasada şeriatın yer alıp almayacağı ile ilgili tartışmalar ön planda. Son olarak Tunus iktidarındaki Ennahda Partisi anayasada şeriata yer vermeme kararı aldıklarını açıkladı.

1959’dan beri yürürlükte olan eski Tunus anayasasının ilk maddesine göre “Tunus, dini İslam, dili Arapça olan özgür, egemen ve bağımsız bir devlettir ve Cumhuriyetle yönetilmektedir” Yeni anayasada da “Devletin dini İslamiyet’tir” ifadesi değiştirilmeyecek.

Ennahda partisinin üst düzey isimlerinden Ameur Larayed, yerel basına yaptığı açıklamada, “Biz, halkın birlik içinde olmasını istiyoruz, toplumda bölünmeler istemiyoruz” dedi. Partinin bir diğer üst düzey ismi Ziad Doulatli de, bu kararla, “Tunus’un benzer değişimlerden geçen diğer ülkelere örnek olmasını umduklarını” belirtti.

Ennahda’nın bu kararı, laik ve liberal kesimi rahatlatırken, Selefiler’in tepkisine yol açtı. Selefiler, yeni anayasada şeriatın yer almasını istemiş, bunun için daha önce gösteriler düzenlemişti. Pazar günü Habib Burgiba Bulvarı’nda toplanan 10 bin civarında Selefi, siyah bayraklarını sallayıp “daha fazla şeriat” talebinde bulundu.

Reuters’e konuşan bir eylemci, “Güç gösterisi yapmıyoruz, ama bilmeleri gerekir ki şeriatın uygulanmasını reddederlerse yüz binleri sokaklara yığabiliriz. Müslüman bir ülkede yaşıyoruz, dolayısıyla Anayasa’da İslam’dan bahsedilmesinden korkmamak gerek” dedi.

Tunus’ta yaşanan süreç başından beri olduğu gibi demokrasi dersleri vermeye devam ediyor. Evet, yeni anayasada şeriat olmayacak. Bundan sonra da süreç emmiyetini korumaya devam edecek ve tartışmalar sürecek. Şeriatın anayasada yer alıp almamasından ziyade insanların buna dair görüşlerini özgürce dile getirebiliyor olması önemli.

Büşra Nur ÖZGÜLER

TUİÇ Stajyeri

Sosyal Medyada Paylaş

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Tarih:

Beğenebileceğinizi Düşündük
Yazılar

Yapay Zeka Diplomasisi: AI Diplomasisinin Yükselen Çağı

The Emerging Age of AI Diplomacy To compete with China,...

Kolektif Kimlik Bağlamında Sosyal Bütünleşme: Gezi Parkı Olaylarından Bir Perspektif

Fazilet Bektaş Sivil Toplum Çalışmaları o-Staj Programı Özet Bu çalışma, uluslararası alan...

Teknolojinin İpek Yolu: Otoriterleşme ve Çin’den Dünyaya Uzanan Dijital Otoriteryanizm

Nazlı Derin Yolcu Sivil Toplum Çalışmaları o-Staj Programı Özet Dünyada geçmişten günümüze...

Arap Baharı ve Demokratikleşme: Tunus ve Mısır’da Sivil Toplumun Karşılaştırmalı Rolü

Ayça Özalp  Sivil Toplum Çalışmaları o-Staj Programı Giriş Demokratikleşme ve sivil toplum...