Sevdalinka

1.Kitabın Adı nedir?

Sevdalinka

2.Kitabın Yazarı kimdir?

Ayşe Kulin

3.Yazar Hakkında Kısa bilgi verir misiniz?

Arnavutköy Amerikan Kız koleji Edebiyat bölümü mezunudur. Çeşitli gazete ve dergilerde editör ve muhabir olarak çalışan yazar, uzun yıllar televizyon, reklam ve sinema filmlerinde sahne yapımcısı, sanat yönetmeni ve senarist olarak görev yapmıştır. 

 

4.Kitabın Basıldığı Yer ve Tarih nedir?

İstanbul, 1999

5.Kitabın Yayınevi veya Yayımlayanı kimdir?

Remzi Kitapevi

6.Kitabın Sayfa Sayısı kaçtır?

307

7.Kitabın genel hatlarıyla konusu nedir?

Roman, Tito’nun ölümüyle dağılma eşiğine gelen Yugoslavya Federatif Cumhuriyeti’nin son yıllarında ortaya çıkan birkaç Radikalin, din ve milliyetçilik kisvesi altında halkı kışkırtarak Yugoslavya’yı alevler içerisinde bırakan bir savaşa sürüklediği günleri ve bu savaşın ilk üç yılında geçen olayları tarihi kaynaklara dayalı olarak kurmaca karakterlerle birlikte bir roman örgüsünde anlatıyor.

8.Kitabın bölümleri hakkında geniş bilgi veriniz? Bu bölümlerde vurgulanmak istenen sizce nedir?

Kitabın bölümleri; Sevdalinka, Çözülmeler, Etnik Temizlik, Boşnaklar, Trebeviç. Roman kurgusunda olduğu için bölümler hakkında detaylı bilgi vermeme gerek yok sanıyorum. Ancak bu kitabın vurgusunun kitap içerisinde de satır aralarında sık sık vurgulanan şu sözlerde yattığını düşünüyorum: “Tanrı’nın işlerine insanlar burunlarını fazlaca soktuklarında, Tanrı’da kullarını, savaşlar ve felaketlerle cezalandırmıştır her seferinde.”

Kavramların içlerini neyle doldurduğumuza götürüyor bu bizi. İnsanoğlu’nun ilahi olanı kendi çıkarları doğrultusunda başkalaştırmaya çalıştığı her an yeryüzünün payına acıdan fazlası düşmüyor. Bence insanoğlu kendini “biricik” görüp de “Tanrısallaştırdığı” sürece yani yeryüzündeki yerini şaşırıp da kendini hem kanun (şeriat) koyucu hem yargılayıcı makamına çıkardığında işler karışıyor. Yani bence bütün savaşlar din yüzünden değil de insanların dini farklı anlamlandırmalarından kaynaklanıyor.

Bu kitap insanın kendi normları dışında gördüklerine karşı güç sahibi olabildiği an nasıl vahşileşebileceğini gösteriyor. Tüm dünyanın kahrolası suskunluğuna karşı avaz avaz bağırıyor kelimeleriyle yazar. Bir de savaşın tüm korkunç renklerine ve tüm ötekileştirmelere inat belki de en insanca duygu olan sevginin ve umudun şiirsel bir anlatımını ortaya koyuyor. Bir sevda şarkısı olarak…

9.Kitapta dikkatinizi çeken, altını özenle çizdiğiniz bilgiler (söz, deyiş, kavram, yazar ismi, dipnot, cümle, bilgi yanlışlığı, çatıştığınız nokta vs. ) nelerdir?

“Aynı ırktan, kim bilir belki de aynı soydan geliyorlardı. Aynı yaşlarda, aynı boydaydılar. Aynı kadını sevmişlerdi. Ataları aynı tanrıyı farklı yollardan istedikleri için, biri Boşnak diğeri Hırvat’tı. Bunu kendileri seçmemişlerdi, savaşmayı ve kaderlerini de seçmedikleri gibi. Ve ambulanstaki çocuğu kurtarmanın dışında, beklentileri yoktu yarın için.

Yarınlar, kurşun, havan topu ve bombaydı, kandı. Ama her ikisi de farkına bile varmadan ‘daha güzel günleri’ bekliyorlardı. İnsanlar, değişik inançlarla ve hırslarıyla ne kadar karıştırılsa karıştırsınlar, kana, acıya, şiddete bulaştırsınlar, bu muhteşem dünyayı, yaşam bir umuttu sonuçta. Hiç bitmeyen bir umuttu…”

10.Kitabın size kattığı ‘genel sonuç’ nedir? Bir değerlendirme yapar mısınız?

8. ve 11. Sorularda detaylıca bu sorunun cevabını verdiğimi düşünüyorum.

11.Kitabı ilk elinize aldığınızdaki düşünce ile bitirdiğinizdeki düşünce arasındaki fark ve ayrıntılar nelerdir?

Acınası olsa da “hayret” duygumu kaybettiğimi, modern (!) dünyada kötülüğün sıradanlaştığını düşünüyordum. Görsel bir çağda yaşadığımızdan belki de, pornografik acıların bile bizleri yeteri kadar etkilemediğini düşünüyordum. Hepimizde BM’nin vicdanlarından bir parça vardı belki de. Kötülüğü “olağan” görme yahut gözlerini kapama durumu… Kitap bittikten sonra ise tamamen allak bullaktım.  Bu sebeple bir gönül borcum olduğunu düşünüyorum. Edebiyat kesinlikle bir takım tarihsel gerçekleri göstermek açısından çok başarılı bir yol.

Hatice Tokuz

TUİÇ BALKAM Araştırmacısı

Sosyal Medyada Paylaş

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Tarih:

Beğenebileceğinizi Düşündük
Yazılar

Orta Güçler Çok Kutuplu Bir Dünya Yaratacak

Dani Rodrik - Cambridge Bu yazı ilk olarak 11 Kasım...

Amerika Bir Sonraki Sovyetler Birliği mi?

Harold James, Princeton Üniversitesi'nde Tarih ve Uluslararası İlişkiler Profesörü. Bu...

Stabil Kripto Paralar Doların Küresel Statüsünü Koruyabilir

Paul Ryan, ABD Temsilciler Meclisi'nin eski sözcüsü (2015-19), American...

Avrasya’da Kolektif Güvenlik: Moskova ve Yeni Delhi’den Bakışlar

Collective Security in (Eur)Asia: Views from Moscow and New...