Özet:
Diplomasi tarihsel süreklilik içerisinde insanlığın etkileşimi ile başlamıştır. Diplomasinin modern olarak ifade ettiği anlam önemlidir. Çünkü uluslararası hukuk bakımından modern diplomasi önemlidir. Savaş yerine kullanılan ve savaşa kıyasla insani bulunan bir hukuki söyleme işaret etmektedir. Uluslararası hukuku ilgilendiren diğer mesele ise diplomasiyi yürüten kişilerdir. Bu kişiler uluslararası hukuk tarafından yetkilendirilmiştir. 1961 Viyana Sözleşmesi diplomasiyi yürütenleri düzenlemesi bakımından önemlidir. Ayrıca diplomasinin çeşitli türleri vardır. Örneğin diplomasi önleyici bir nitelik taşıyabileceği gibi küreselleşme sonucu çoğullaşan niteliklerinden biri olarak sessiz bir diplomasi de olabilir. Diplomasi düşüncesine katkı yapan pek çok önemli isim vardır. Çalışmada Niccolo Machiavelli ve Hans Morgenthau’nun diplomasiye olan katkısına değinilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Uluslararası Hukuk, Diplomasi, Viyana Sözleşmesi, Niccolo Machiavelli, Hans Morgenthau.
Abstract:
Diplomacy has started with the interaction of humanity in historical continuity. The modern meaning of diplomacy is important. Because modern diplomacy is important in terms of international law. It refers to a legal discourse that is used instead of war and is considered humane compared to war. Another matter that concerns international law is the people who carry out diplomacy. These individuals are authorized by international law. The 1961 Vienna Convention is important in terms of regulating those who carry out diplomacy. There are also various types of diplomacy. For example, diplomacy can have a preventive nature, or it can be a silent diplomacy as one of its pluralizing qualities as a result of globalization. There are many important names who contributed to the thought of diplomacy. In this study, the contribution of Niccolo Machiavelli and Hans Morgenthau to diplomacy is mentioned.
Keywords: International Law, Diplomacy, Vienna Convention, Niccolo Machiavelli, Hans Morgenthau.
Tarihsel Süreklilikte Diplomasi
Yazılı tarihin de öncesinde var olan diplomasi, herhangi bir topluluğun diğeri ile karşılaştığı noktada var olmuştur. Kimi düşünürlere göre (Keith Hamilton, Richard Langhorne) ilk çağlardaki diplomasi haberciler ile ilişkilendirilmektedir. Bu düşünürlerce haber getiren haberciyi yemek yerine haberi dinlemek seçildiğinde diplomasi doğmuş olarak kabul edilmiştir. Ancak bu dönem diplomasinin nasıl olduğu belirsizdir. İlk diplomatik faaliyetler olarak milattan önce 14. Yüzyılda Hititlerden kalma çivi yazısı mektuplar söz konusu iken diplomatik faaliyetler için somut bir delil ise milattan önce 12. yüzyılda Hititler ve Mısırlılar arasında yapılan “Kadeş Antlaşması”dır (İskit, 2015; Thomson, 2006).
Tarihsel olarak Yunan diplomasisi ilk uluslararası hukuk ilkelerini yaratarak bugünkü modern diplomasideki “ateşe” misyonlarının temellerine sahiptir. Roma İmparatorluğu’nda ise komşuları ile karşılaştığı sorunları anında çözmeye dayalı bir anlayış söz konusudur ve diplomatik ilişkiler yürütmek gibi bir durum söz konusu olmamıştır. İmparatorluğun bölünmesiyle oluşan Bizans ise kendisinden önceki devletlere nispeten modern anlamı ile diplomasiye daha benzerdir (İskit, 2015).
Uluslararası Hukuku İlgilendiren Diplomasi: Modern Diplomasi
Uluslararası hukuk bakımından nasıl uygulanması gerektiği konusunda önemli olan modern diplomasinin kökenleri 15. yüzyıl İtalya’sındaki büyükelçi değişimi uygulamalarına dayanmaktadır. Modern diplomasi savaş yerine insancıl olması gerek bir hukuk söyleminin gerekliliği fikrini içermektedir. Çünkü ilkel insan ve modern insan kıyaslandığında, modernleşmenin bir getirisi olarak diplomasi bir gereklilik halini almıştır. Verge (akt. Koskenneimi, 2004) insanlığın toplumsal gelişimi için bağımsızlıktan dayanışmaya doğru ilerleyen evrensel bir hukuk olarak uluslararası hukuktan bahsetmektedir. Avrupa devletlerinin ilerlemesininin ve karşılıklı bağımlılığının artmasının barışçıl bir uluslararası sistem yaratacağına inanmaktadır; Koskenneimi (2004) ise bu konuda uluslararası hukuku ve onun diplomasi ağını sorgulamıştır. The Gently Civilezer of Nations: The Rise and Fall of International Relations 1870-1960 adlı eserinde uluslararası hukuku girişimleriyle ve bir hukuk olarak bulunduğu yerle ilgili olarak amatör bir bilim olarak görmüştür. Ancak uluslararası hukuku reddetmemektedir. Uluslararası hukuku diğer hukuk dalları gibi bir amatörlükte görmektedir. Her ne kadar ona göre uluslararası hukuk, söylemleri ve siyasal olan gerçekler arasında “kibarca” modernleşmeye dayalı olsa da aslında uluslararası hukuk gerekliliktir. Koskenneşmi uluslararası hukukçular için siyasal boyutu göz ardı etmemeleri gerektiğine dikkat çekmiştir (Arsava, 2012). Koskenneimi uluslararası hukukun siyasi boyutuna vurgu yaparak onu eleştirse de “daha iyi bir gelecek hayal etmek için kullanılan bir dil” olduğu boyutuna da dikkat çekmiştir (Özdan, 2020). İşte bu “dil” devletler arasında ortaklaşa uygulanan ve Verge’nin bahsettiği gibi bağımsız değil bir dayanışmayı ifade eden bir karakterde olmalıdır. Bu bakımdan gelişen diplomasi uluslararası hukuk için önem arz etmektedir. Diplomasi, dış politikanın önemli bir aracı olarak dışişleri sayesinde devlete güç kazandırmak ve ulusal güce katkı yapması bakımından önemlidir. Ayrıca ülke içi avantajların yanısıra diplomatın “araç” olma özelliği ile ülke dışında “başlıbaşına bir amaç” taşıması bakımından da önemlidir (İskit, 2015).
İskit (2015: 9) modern diplomasi için şöyle bir tanım yapmıştır: “Modern diplomasi” özel hukuki kurallarla korunan ve sürekli olarak dış ülkelerde veya uluslararası kuruluşların merkezlerinde ikamet eden diplomatların oluşturduğu bir ağın dış politika uygulama faaliyetleri olarak tanımlanabilir.”
Yani devletler diplomasi ilişkileri ile diğer bir devlet ülkesindeki kişilere yönelik ilişki ve faaliyetler yürütmektedir. Diplomasi, Avrupa devletlerinin 1648’de otuz yıl süren çatışma ortamına Westphalia (Vestfalya) Antlaşması ile son verdikleri savaşlar sonrasında temellenmiş ilişkiler ağıdır. Bu anlaşmayla devletin modern anlamına kavuşması ile Avrupa modern dönemlere geçiş yapmıştır. Günümüz egemenlik anlayışı, sınırlar, başka devletlerin bağımsızlıklarına saygı, içişlerine karışmama, elçilik ve diplomasi gibi kavramlar bu anlaşmanın ürünüdür (Daban, 2017).
Diplomasi İlişkilerini Yürütenler
Diplomasi ilişkileri devletlerin kendisini temsil etmekle yetkilendirdiği kişiler aracılığı ile yürütülmektedir. Pazarcı bu kişileri merkezdeki yetkililer ve diplomasi temsilcilikleri olarak ikiye ayırmaktadır (2016: 373). Merkezdeki yetkililer devletbaşkanları, hükümet başkanları, dışişleri bakanı, diğer uzman bakanlar ve kamu kurumu yetkilileri iken; diplomasi temsilcileri sürekli ve geçici olarak sınıflandırılmaktadır. Sürekli olan diplomasi temsilcileri diplomatik misyon olarak genellikle büyükelçi, müsteşar, başkatip, ikinci katip, üçüncü katip ve ateşedir. Bu temsilciler için diplomatik ilişkilerin yürütülmesi konusunda diplomatik ilişkileri, diplomatların ayrıcalıklarını ve dokunulmazlıklarını düzenleyen uluslararası nitelikte bir antlaşma olarak 1961 Viyana Sözleşmesi önemlidir. Birleşmiş Milletler Diplomatik İlişkiler ve Dokunulmazlıklar Konferansı’nda alınan kararlar doğrultusunda çerçevesi belirlenen bu antlaşma, 24 Nisan 1964’te resmen yürürlüğe girmiştir.
Antlaşmaya göre taraf devletler (Viyana Sözleşmesi, 1961):
- “Eski zamanlardan beri bütün ülkelere mensup insanların diplomasi görevlilerinin statüsünü tanıdıklarını hatırlıyarak,
- Birleşmiş Milletler Yasasının Devletlerin egemen eşitliği, uluslararası barış ve güvenliğin korunması ve uluslar arasında dostane ilişkilerin geliştirilmesi hakkındaki amaç ve ilkelerini göz önünde bulundurarak,
- Diplomatik ilişkiler, ayrıcalıklar ve bağışıklıklar hakkında uluslararası bir Sözleşmenin, ulusların farklı anayasal ve sosyal sistemlerine bakılmaksızın aralarında dostane ilişkilerin gelişmesine katkıda bulunacağına inanarak,
- Bu gibi ayrıcalıkların ve bağışıklıkların amacının fertleri yararlandırmak olmayıp, Devletleri temsil eden diplomatik misyonların görevlerinin etkin şekilde yapılmasını sağlamak olduğunu müdrik bulunarak,
- Bu Sözleşme hükümlerince açıkça düzenlenmeyen meselelerde teamülî hukuk kurallarına uygulanmasına devam olunacağını teyid ederek, aşağıdaki hususlarda anlaşmışlardır.”
Bu sözleşme diplomatik ilişkilerin yürütülmesinde dostane ilişkiler, barış ve güvenlik gibi amaçlar olması düşüncesi ile kurulmuştur. Böylece uluslararası hukuk yoluyla barış ve güvenlik temin edilmesi ve devletler arasında diplomatik ilişkilerin nasıl uygulanacağı konusunda antlaşma sağlanmıştır. Bu bakımdan önem arz eden sözleşmede diplomasi temsilcilerinin görevleri düzenlenmiştir. Temsilciler uluslararası hukuk çerçevesinde; devleti kabul eden devlette temsil görevi yapmak, iki devlet ilişkilerini geliştirmek, devleti adına görüşme yapmak, devletinin ve yurttaşlarının hak ve çıkarlarını korumak, yasal çerçevede kabul eden devlet hakkında bilgi toplamak ve değerlendirmek gibi görevlere sahiptir. Ayrıca diplomatik misyon dışında diplomatik temsilcilerin iki ayrı sınıfı daha vardır. Bunlar teknik ve idari personel ve hizmet personelidir (Pazarcı, 2006).
Fransız İhtilali’nden sonraya denk Viyana Kongresi ve Lahey Barış Konferanslarının çerçevesinde ‘‘önleyici diplomasi’’den bahsedilebilir. BM Genel Sekreteri Dag Hammarskjod’un raporda kullandığı bu kavram, uluslararası barış ve güvenliği temin etmek için nükleer silahların azaltılması ve ülkelerin birbirleriyle ekonomik ilişkilerin artırılması meselelerinin gerekliliğini vurgulamaktadır. Küreselleşme ile diplomasi çeşitleri ve anlamları çoğalmıştır. Arabuluculuk diplomasisi, çok taraflı diplomasi, ikili diplomasi, kamu diplomasisi, sivil diplomasi, zirve diplomasisi, konferans diplomasisi, parlamenter diplomasi, mekik diplomasisi, toplumsal diplomasi, konferans diplomasisi, nükleer diplomasi, önleyici diplomasi, sessiz diplomasi, kültür diplomasisi, çevre diplomasisi, insani diplomasi, açık diplomasi, zorlayıcı diplomasi ve dişsiz diplomasi isimleri ile anılan diplomasi türleri vardır (Abdurahmanlı ve Bağış, 2021). Dünya tarihinde bu alanlarda isim yapmış pek çok şahsiyet vardır.
Sonuç Yerine: Diplomasi Düşüncesine Katkı Yapanlar
Machiavelli’nin Diplomasiye Katkısı:
“Eğer söz vermesini gerektiren gerekçeler ortadan kalkmış ve verdiği söz aleyhine dönecekse, akıllı biri verdiği sözü tutmaz ve tutmamalıdır” (Machiavelli, 2008: 67).
Niccolo Machiavelli “diplomasiyi bir devletin karşı tarafı aldatmak için kullandığı bir araç olarak gören ve amaca ulaşmak için her yolu meşru sayan” niteliği ile öne çıkmaktadır (İskit, 20). Diplomatların prensleri güçlendirmeye katkı yaptığını kabul ederek yararlı olduklarını düşünen Machiavelli için siyasi kudreti sağlamak önemlidir. Ancak bu yüceltmeler yüzünden Machiavelli’nin adı genellikle hilekarlık ve zalimlik ile anılmıştır. Çok kez yanlış anlaşılmış ve “amaç için her yol mübah” söyleminin meşrulaştırıldığı ile itham edilmiştir. Ancak dikkat edilmelidir ki Machiavelli tarihsel olarak bulunduğu perspektiften değerlendirmeler yapmıştır. Bu doğrultuda da diplomasiye yaptığı katkı bakımından önemlidir. Prens adlı eserinde, hükümdarın güç sağlamak için ahlak konusunu araçsallaştırabileceğinden söz etmektedir. Machiavelli, gerçekçi bir çerçevede değerlendirmeler yapması bakımından önemlidir (Machiavelli, 2008; İskit, 2015).
Hans Morgenthau’nun Diplomasiye Katkısı:
20. yüzyıl düşünürlerinden olan Morgenthau, siyasette gerçekçilik teorisini tutarlı biçimde ele aldığı Uluslararası Siyaset: Güç ve Barış Mücadelesi adlı eseriyle öne çıkmaktadır. Morgenthau kendisini net bir şekilde gerçekçi olarak tarif etmektedir. Tanrı tarafından yönlendirilen lider ya da devlet fikirlerinin tutarlı bir yanı olmadığını düşünen Morgenthau; kişisel sebepler, iyi niyet ve erdem gibi kavramların dış politika söz konusu olduğunda geçerliliğini kaybettiğini ifade etmektedir. Politikanın, evrensel nitelikteki ilkelerce değil “ihtiyatlı” olarak somut sonuçları göz önünde bulundurularak ile geçerliliği tartılabilir. Dış politikadaki en önemli erdem olarak gördüğü ihtiyatlılık kavramı, güç mücadelesi olarak gördüğü uluslararası politika için gerekliliktir (Rosch, 2011).
Morgenthau için diplomasi “barış için elzem”dir. Diplomasi uluslararası anlamda uzlaşının sağlanması için bir araçtır. Aynı zamanda kalıcı dünya barışı için mevcut uluslararası toplumun köklü bir değişikliğini ve bunun yerine ulusüstü bir toplumun gerekliliği yönünde gerçekçi değil idealist bir görüşü de savunmuştur. Bu doğrultuda bir dünya toplumu için gerekli işlevsellikte olması gereken diplomasiye dört temel görev atfetmiştir. İlk görev siyasal nitelikteki amaçları saptamakdır. Bir diğeri öteki devletlerin amaçlarının aynı kriterlere uygun değerlendirilmesidir. Üçüncü görev devletlerin birbirinden farklı amaçlarının nasıl uzlaştırılabileceğini saptamaktır. Dördüncü görev ise hedeflere uygun araçları kullanmaktır. İşte ihtiyatlılık meselesi en iyi politikayı seçmekle ilgilidir. İlk amaç olarak uygulanan politikaların siyasal amaçlarını saptayabilmek Morgenthau için diplomatik ilişkilerde önemli ve hassas bir meseledir (İskit, 2015).
Morgenthau diplomasinin canlandırılması gerektiğini ifade etmiş ve bunu sağlayacak çözümleri ele almıştır. Uluslararası arenadaki savaşın bir seçenek olarak varlığının yok edilmesi gerektiğini düşünmektedir. Savaşa yol açacak propagandaların aşılması gerektiğini ifade eder. Bunun olması için bazı ön şartlardan bahsetmiştir (İskit, 2015):
- Diplomasinin haçlı zihniyetinden arındırılması gerektiği yani medeni insanların savaş değil doktrin mücadelesi vermesi gerektiği,
- Dış politika amaçlarının ulusal çıkarlar doğrultusunda saptanması gerektiği,
- Mahcup olunmayacak, ciddi riskler alınmayacak şekilde ihtiyatlı dış politika hamleleri yapılması gerektiği,
- Diğer devletlerin de dış politika amaçlarını göz önünde bulundurarak hareket edilmesi yani başka devletlerin beklenti, amaç ve zayıflıklarından haberdar olunması gerektiği,
- Gerçek avantajların gözetilmesi gerektiği yani değeri olmayan haklar için bu avantajlar gözardı edilmemesi gereklidir,
- Hükümetin kamuoyunun önderi olduğu ve kölesi olmadığı anlayışı,
- Müttefik olunsa dahi zayıf bir devletin sizin için karar vermesine izin vermemek gerektiği,
- Dış politikanın asıl odağının savaş olmadığı anlayışının kavranması gerektiği, savaşın sadece dış politika araçlarından biri olduğu anlayışı söz konusudur.
Silahlı kuvvet kullanımını dış politikanın patronu olarak görmemesi ancak gerçekçi yaklaşım ile savaşın da bir araç olduğunu yoksaymaması bakımından Morgenthau diplomasi alanında önemli bir isimdir. Erdemli insan davranışlarının güç mücadelesi içerisinde olan uluslararası arenada anlamsız olduğunu yine gerçekçi bir yaklaşımla ele almıştır. Yerine doğru ve akılcı şekilde hareket etmeyi öngörerek ihtiyatlılığı koyması ise oldukça isabetlidir. Kendisinden sonra gelen düşünürler için uluslararası ilişkiler alanında açtığı gerçekçi pencerenin önemi bakımından diplomasi alanındaki düşünceleriyle önemli bir isimdir.
Ayça Nur Dursun
İstanbul Üniversitesi
Kaynakça:
Abdurahmanlı, E. & Bağış, E. (2021). Diplomasi tanımı ve uluslararası konjonktürde mevcut olan diplomasi türleri. Anadolu Akademi Sosyal Bilimler Dergisi , 3(1), 140-160.
Arsava, F. (2012). Uluslararası hukukta güç ve hukuk ilişkisi, TAAD, 3(10).
Daban, C. (2017). Uluslararası ilişkilerde siyasal aktörler, bürokrasi ve jeopolitik bağlamında diplomasi: Türkiye Cumhuriyeti örneği, Beu Akademik İzdüşüm Akademik Proje Dergisi, 2(2), 22-50.
Ergüven, N. S. (2016). Uluslararası hukukun tarihsel boyutuyla diplomasinin kurumsal gelişim süreci. Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 7(1).
İskit, T. (2015). Diplomasi tarihi, teorisi, kurumları ve uygulaması. İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları.
Kıran, A. (2017). Uluslararası hukuktadDevletleri tanıma ve tanıma teorileri. Anemon Muş Alparslan Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 5(3), 923-945.
Koskenniemi M. (2004). The gentle civilizer of nations: the rise and fall of international law. 1870-1960. Cambridge University Press.
Machiavelli, N. (2008). Prens. (Çev. Atakay, K.). Can Yayınları.
Morgenthau, H. J. (1970). Uluslararası politika: güç ve barış mücadelesi. (Çev. Oran, B., Oskay, Ü.). Türk Siyasi İlimler Derneği.
Özdal, B. ve Jane, M. (2014). La Der Des Ders’in uluslararası sistemin yapısına etkileri. Akademik Bakış Dergisi, 7(4).
Özdan, S. (2020). Marttı Koskenniemi ile uluslararası hukuk ve aşırı sağın yükselişi üzerine mülâkat, Erciyes Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi 15(1), 271-285.
Pazarcı, H. (2016). Uluslararası hukuk. (15. Baskı). Turhan Kitabevi.
Rosch, F. J. (2011). Hans J. Morgenthau, the “marginal man” in international relations: A “Weltanschauungsanalyse”. Doctoral Thesis. Newcastle University: School of Geography, Politics and Sociology. Retrieved from http://hdl.handle.net/10443/1179
Thomson, E. (2006). For a comparative history of early modern diplomacy. Scandinavian Journal of History 31( 2), 151–172.