Rusya’daki Patlamalar Ne Anlama Geliyor?

Rusya’nın Volgograd şehrinde yirmi dört saat içerisinde meydana gelen iki bombalı saldırı 2014 Soçi Kış Olimpiyatları öncesi Rusya’da acil durum çanlarının çalmasına sebep oldu. Bu iki saldırı ile beraber son iki ay içerisinde Volgograd şehrinde üçüncü bombalı saldırı meydana gelmiş oldu.

Otuz kişinin hayatını kaybettiği saldırılarda yüze yakın insanda yaralandı. Volgograd’daki saldırılar ile aynı gün içerisinde Dağıstan’ın Derbent şehrinde yaşanan iki patlama ve iki gün öncesinde Kuzey Kafkasya’nın bir diğer kenti olan Pyatigorsk’daki bir polis noktasına bomba yüklü araçla düzenlenen saldırılar Rusya’da bir anda acil durum gündemine geçilmesine sebep oldu. Saldırıların asayişi bozuk olan Kuzey Kafkasya bölgesinde artık alışıla gelmiş olması çok da ezber bozan bir durum olmazken Volgograd şehrinde neredeyse aynı gün içerisinde sayılabilecek iki saldırının peş peşe meydana gelmesi bütün gözleri biranda bu bölgeye yöneltti.

 

Kuzey Kafkasya’daki Hareketlilik

Özellikle SSCB’nin dağılma sürecinde Doğu Avrupa, Güney Kafkasya ve Orta Asya’daki Sovyet cumhuriyetlerindeki hareketliliğin aynısı Kuzey Kafkasya bölgesinde de yaşanmıştır. Fakat Kremlin yönetimi diğer bölgelerdeki çözülmeler karşısındaki toleransını bu bölgeye tanımamıştır. Çeçenistan’da başlayan direnişin ardından, Çeçenler her ne kadar I.Rus-Çeçen Savaşı’nı kazansalar da 1999’da V.Putin’in devlet başkanı olmasının ardından bölge Kremlin’in yoğun baskısı altında kalmıştır. İlerleyen yıllarda Çeçenistan bağımsızlık mücadelesinin önemli isimlerinin Rusya tarafından öldürülmesinden sonra direnişte başlayan çözülmeler özellikle 2004 yılında yaşanılan Beslan rehine krizi ile haklılığını tartışılır kılmıştır. 2006 yılında direnişin başına geçen Dokko Umarov’un Çeçen-İçkerya Cumhuriyeti’ni lağvederek Kafkasya Emirliği adı altında yapısı belli olmayan bir sistem kurması ve bölgeye Suudi Arabistan başta olmak üzere İran ve Afganistan’dan gelen savaşçıların Vahhabiliğin yanı sıra türeme mezhepleri yayma çabaları mücadelenin çehresini tamamen değiştirmiştir. Bugün bölgede birbirinden faklı yirmiden fazla türeme mezhebin varlığından söz edilmektedir. Söz konusu gelişmelerden dolayı Çeçen mücadelesi bugün İslam’daki Cihad olgusunun dışında kalmış, kökten dinci denilen bir anlayış ile hareket ederek bölgedeki halk arasında uzun yıllardan beri var olan yerleşik İslam anlayışını ve bu anlayışa mensup kitleyi tehdit etmektedir. Bölgede türeyen ve yuvalanmaya çalışan kökten dinci terör örgütleri ile ilgili dikkat edilmesi gereken bir diğer unsur ise, bu terör örgütlerine mensup savaşçıların büyük bir bölümünün artık bölgedeki insanlardan oluşmaması ve Ortadoğu’daki radikal dinci örgütlerin sözde bölgedeki cihada desteği doğrultusunda yönlendirilen militanlardan oluşmasıdır. Gerilla yöntemi ile savaşan bu gruplar son dönemlerde Rus ordusunun yoğun baskılarının karşısında Çeçenistan dışında Dağıstan, İnguşetya, Kabardey-Balkar bölgelerine dağılarak bu bölgelerde eylemlerine devam etmektedirler

Neden Volgograd?

Her ne kadar ismi ilk duyulduğunda kulağa çok aşina gelmese de Volgograd şehri siyasi tarih de çok önemli bir yere sahiptir. Tarih sayfalarında Stalingrad ismi ile anılan bu şehir 152 günlük Nazi kuşatmasının ardından Nazi Almanya’sının kenti ele geçirmesine izin vermeyerek II. Dünya Savaşı’nın kaderinin değiştiği nokta olarak tarihe adını yazdırmıştır. Volgograd’ı bu denli önemli kılan sebep ise kuşkusuz bulunduğu coğrafi konum. Özellikle Volga-Don Kanalı’nın birbirine en yakın olduğu yerde bulunmasının yanı sıra Rusya’nın Kuzey Kafkasya ve Orta Asya ülkelerine açılan kapısı niteliğinde olan bu şehir, bir milyondan fazla nüfusu ve gelişen endüstriyel yapısı ile bölgeler arası geçiş için en uygun noktalardan birisidir. Kentin sahip olduğu bu özellikler etrafındaki şehirlere nazaran daha ön planda olmasını sağlayarak yapılacak bir terör eyleminin ülke içerisinde uyandıracağı yankı açısından Volgograd’ı hedefe açık bir yer haline getirmektedir. Özellikle Kuzey Kafkasya’dan bölgeye geçişlerin kontrol zaaflarının bulunması bölgedeki terör gruplarının eylemlerini gerçekleştirmelerine olanak sağlayan bir diğer unsur olarak göze çarpmaktadır.

Soçi Olimpiyatları ve Suriye Savaşı’nın Etkisi

2014 Kış Olimpiyatları’nın Rusya’nın Soçi şehrine verilmesinin ardından sözde Kafkasya Emirliği lideri Dokko Umarov tarafından yapılan açıklamalar da Umarov “Soçi’de gerçekleştirilecek olimpiyatları engelleyeceklerini” belirterek Kremlin’i açıkça tehdit etmişti. Umarov ayrıca açıklamalarında Rusya’daki son başkanlık seçimi sürecinde ateşkes ilan ettiklerini ve muhalefeti destekleyeceklerine dair hiç alışık olunmayan bir duruş sergileyerek, şayet Putin tekrardan seçilirse saldırıların yeniden başlayacağına dair beyanatlar yayınlamıştı. Bölgedeki ateşkesin ve saldırıların durdurulmasının bir diğer sebebi ise Suriye’de başlayan iç savaş olmuştur. Hatırlanacağı üzere Kuzey Kafkasya’daki savaşçıların büyük bir bölümünün savaşmak için Suriye’ye gittiği uluslararası basında uzunca yer bulmuştu. Volgograd’daki patlamaları ve Kuzey Kafkasya’da hareketliliğin tekrardan artmasını da bu iki mesele üzerinden okumak doğru olacaktır. Soçi olimpiyatlarının başlamasına kırk günden az bir zaman kalması ve Suriye’de artık neredeyse muhaliflerin bile Esed’siz bir çözüm olmayacağına ikna olmaları ve mücadelenin zayıflaması Suriye’deki savaşçıların K.Kafkasya’ya geri dönmesine sebep olmuştur. Suriye savaşı ve Rusya’daki saldırılar üzerinden Rusya-Suudi Arabistan ilişkilerinin tekrardan hararetlenebileceği de ihtimaller arasında bulunabilir.

Sonuç olarak Volgograd’daki saldırılar Soçi Olimpiyatları öncesinde Kremlin’e karşı ilk ciddi tehdit olarak kayıtlara geçti. Kuşkusuz olimpiyatlara kadar ve olimpiyatlar süresincede bu tarz saldırıların olabileceği ihtimali şimdiden insanların zihinlerinde yer etmeye başladı. Kremlin yönetimi ise ülke genelindeki önlemlerini arttıracaktır. Özellikle yaşanan son olaylardan sonra hali hazırda Kuzey Kafkasya’da bulunan yoğun askeri yığınağa yenileri eklenecektir. Fakat bu önlemler her türlü terör eylemine açık bir coğrafi yapısı bulunan Rusya için ne kadar etkili olacak bunu da ilerleyen günlerde göreceğiz. Bu süreçte Suriye savaşı ve Rusya’daki saldırılar üzerinden Rusya-Suudi Arabistan ilişkilerinin de tekrardan hararetlenebileceği ihtimaller arasında bulunabilir. Sürece dair bir diğer önemli konu ise olimpiyatlar zamanı Soçi’ye olası sızmalar yapacak olan terör eylemcilerinin kullanacağı olası yeni istikametler. Rusya’nın ülke içerisinde alacağı yoğun güvenlik önlemleri karşısında eylem yapacak olan teröristlerin Türkiye üzerinden Karadeniz’i kullanarak veyahut Gürcistan üzerinden Soçi’ye geçiş yapmaları ihtimaller arasındadır. Bu noktada Türk istihbarat birimlerinin Rusyalı yetkililerle ortak çalışmalar yürütmesi gerekmektedir. Aksi takdirde Türkiye üzerinden yapılan geçişlerle olimpiyatlarda yapılacak olası bir saldırı Türkiye’nin zaten sıkıntılı olan dış politikasında yeni hasarlar meydana getirebilir.

Uğur ERTAŞ

@UghurErtash

 

Sosyal Medyada Paylaş

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Tarih:

Beğenebileceğinizi Düşündük
Yazılar

Orta Güçler Çok Kutuplu Bir Dünya Yaratacak

Dani Rodrik - Cambridge Bu yazı ilk olarak 11 Kasım...

Amerika Bir Sonraki Sovyetler Birliği mi?

Harold James, Princeton Üniversitesi'nde Tarih ve Uluslararası İlişkiler Profesörü. Bu...

Stabil Kripto Paralar Doların Küresel Statüsünü Koruyabilir

Paul Ryan, ABD Temsilciler Meclisi'nin eski sözcüsü (2015-19), American...

Avrasya’da Kolektif Güvenlik: Moskova ve Yeni Delhi’den Bakışlar

Collective Security in (Eur)Asia: Views from Moscow and New...