Çarpan kavramı Keynes’in iktisat literatürüne kattığını önemli kavramlardan birisidir. Kısaca tanımlamak gerekirse, gelirin tasarruf ve harcama şeklinde iki fonksiyonu vardır. Gelir harcama fonksiyonuna göre ele alırsa, yapılan bir harcama diğerinin kazancı olacaktır ve kazanç elde edenin yapacağı harcama ise bir diğer kişinin gelirini elde edecektir. Bu şekilde birinci, ikinci, üçüncü, dördünce vb. şekilde ilerleyen durum sayesinde bir gelir ve harcama akımı oluşacak yatırım amacıyla harcanan miktar daha fazla gerçekleşmiş olacaktır. Tersi bir durumda ise yani tasarrufların artması veya gelirin azalmasının sonucunda gerçekleşen azalışlar çarpan etkisi ile daha ağır olacaktır. Örneğin harcamadaki 0,5’lik artışta (Marjinal Tüketim Eğilimi) çarpan 2 veya 0,8’lik bir azalış (MTE) Keynesçi çarpana göre 5 olacaktır. Kısacası çarpan etkisi harcamalardaki çok küçük bir azalış veya artışın daha büyük etkileri olduğunu dile getiriyordu.
Güven çarpanı ise pek dile getirilmeyen bir kavramadır. Oysa iktisatta ve özellikle uluslararası ilişkilerde güven çok önemli bir değer olarak karşımızda durmaktadır. Güven çarpanını George A. Akerlof ve Robert J. Shiller Hayvansal Güdüler kitabında özetle şu şekilde açıklamaktadır:[1]
Artık uzunca bir zamandır güven ölçüm araştırmaları yapılmaktadır. Bu şekilde ölçülen güvenin gelecekte yapılacak harcamalar hakkında öngörülerde bulunmaya yaramaktadır. Güvenin ekonomik kararlarda ne kadar önemli olduğu ve aşırı güvenin büyük ekonomik krizlere yol açtığı tartışılmaz bir gerçektir. Bunun yanı sıra her krizin başlangıcından bitimine kadar ihtiyatlılık kavramının askında güvensizlik olduğu ve bu güvensizliğin yayılma riskinin fazla olduğu da bilinmektedir. Örneğin krizlerden önce yüksek olan güven ekonomiye katkısı veya payı az olan kişi-kurum gibi aktörler tarafından bozulursa (iflas, yolsuzluk, zarar…) bunun bir domino etkisi yaratabilir. 2008 krizinin resmileşmeden önce uzun süren var yok tartışmaları güveni azaltmıştır. Güvenin çöktüğü nokta ise Lehman Brothers’ın çökmesiyle netlik kazanarak bir güvensizlik krizini ardında sürüklemiştir. Kısacası çarpan etkisinden olduğu gibi güven çarpanında başlangıçtaki ufak değişiklik daha büyük bir sonuca neden olabilmektedir.
Bu kısa girişten sonra Rusya Ekonomisinin avantajlı olduğu durumlar ile sorun yaşadığı durumlara geçebiliriz. Geleceğin tahmin edilmesi konusunda öncelikle yapılması gereken anlama, anlamdırma ve öngörüde bulunma bu yazıda titizlikle takip edilecektir. Rus Ekonomisinin temel sorunu güvenin tesis edilmemesiyle bağlantılanacak ve en son SWOT[2] (Güçlü Yanlar, Zayıf Yanlar, Fırsatlar ve Tehditler) analizi yapılacaktır.
Ekonomi bir devletin tarihini değiştirecek etkilere sahiptir. Güçlü bir ekonomiye sahip devletler uluslararası arenada güçlü bir konumu işgal eder (ABD, Almanya, Fransa, İngiltere, Çin). Tersine ekonomi zayıf olan ülkeler ise ekonomik sorunların yanı sıra sosyal, kültürel ve siyasal sorunlarla iç içe yaşarlar (Afganistan, Yunanistan, Pakistan, Irak). Ekonomik anlamda güçlü olan ülkeler düşüşe geçiyorsa sebepler aynı şekilde ekonomik olmaktadır. İngiliz hegemonyası 1. ve 2. Dünya Savaşları’nın ekonomiyi bitirmesinden dolayı sona ermiştir. Bir devletin geleceği ekonominin geleceğine bağlıdır.
- Madalyonun Birinci Yüzü
1998 yılından beri artan enerji fiyatları Rus ekonomisinin 1991 yılından beri gerileyen ekonomisinin kurtarıcısı olmuştur. Ekonomik toparlanmanın başlaması ve hızlanmasından 2008 Ekonomik Krizi’ne kadar uluslararası desteklerde de ekonomik büyüme muazzam boyutlara ulaşmış ve bu da kredi kuruluşlarının not artırımı ile desteklenmiştir. Bu döneme güvenin yükseliş dönemi dersek aynı zamanda sorunların görmezden gelindiği dönem de bu döneme rast gelecektir. Tepe noktası 2008 Ekonomik Krizi ile netleşmiş ve bu noktadan sonra Rusya ekonomisi gerilemeye ve zaman zaman borsa kapatmalar yaşayan bir krize girmiştir.
Rusya Federasyonunun ihracatının %70’ini teşkil eden enerji ve hammadde kaynaklarının ekonomide payı küçümsenemez. Vladimir Putin ile başlayan siyasal istikrar dönemi artan enerji ve hammadde fiyatları ile birleşince ekonomi yükselmeye başlamıştır. Putin’li yıllar boyunca sıkı para politikası uygulanmış ve dalgalı kur sistemi terkedilmiştir. Bu göreceli olarak ekonominin dalgalanmasını engellemiştir. Bunun yanı sıra kayıt dışı ekonomi ile mücadele sonucunda 1998’de %50 olan ora 2004’te %35’e kadar düşürülmüştür. Bütçe açıklarının ekonomiyi bir kaosa sürüklediği 1991-1999 sürecinden bütçe fazlası veren bir ülke konumuna gelen Rusya’nın sahip olduğu doğal kaynakların etkisi tartışılmaz.[3]
Yukarıdan da görüldüğü üzere Rusya Federasyon’u büyüme ivmesini hızlandırarak sürdüreceğini tahmin etmektedir. Rusya ekonomisinin kalemlerine baktığımız zaman da aynı büyüme trendinin sürdüğünü rahatlıkla söyleyebiliriz. Sanayi üretimindeki artışları tarım ve ormancılık alanında yaşanan artışlar ve büyümeler takip etmiştir. Doğal kaynaklara dayalı sanayi dalları (petro-kimya sanayii, yakıt sanayii, demir çelik üretimi, demir dışı madenle) ekonomik anlamda en hızlı büyüyen sektörler olmuştur. Tarım sektöründe göreceli, üstün olduğu buğday üretimi ve bakliyat üretiminde ise son yıllarda gerilemesine rağmen hala büyük bir potansiyele sahiptir. [5]
Rusya ekonomisi tamamen olmasa da gelişmesini hammaddelerin zenginliğine borçludur. Uzun süren gerileme döneminden özellikle doğalgaz ve petrol fiyatlarının artması ile gelişme dönemine giren Rusya ekonomisi gelecekte bu trendi sürdürebilir. Bunun nedeni ise yeraltında çıkarılmayı ve doğal olarak tüketilmeyi bekleyen doğal kaynakların fazlalığıdır. Bunun yanı sıra, askeri alanda gelişmişlik düzeyleri dikkate alınması gereken bir noktadır. Askeri harcamalar sıralamasında Rusya İtalya’dan sonra 39,600,000,000 ABD doları ile 8’inci sıradadır.[6]
Rusya Federasyonu silah satışlarından da büyük gelirler elde etmektedir. Özellikle gelişmekte olan ülkelere satışların fazla olduğu bu satışlar 2008 yılında 8.95 milyar dolarlık boyuta ulaşmıştır. Yıllar itibariyle büyük sıçrayışlar halinde yükselen silah satışları 2008 Ekonomik Krizi’nde biraz olsun düşmesine rağmen gelecekte de artacağı söylenebilir. Bunun temel nedeni ise dünya silahlanmasının düşeceği veya duracağı konusunda neredeyse hiçbir devletin adım atmamış olmasıdır. Siyasal anlamda da getiri elde ettiği silah satışı ile Rusya, ABD önünde süper güç olduğunu göstermektedir. Özellikle İran’a karşı yaptığı büyük satışlar ile ABD ve diğer AB ülkelerinin tepkisini çekmiştir.[7]
- Madalyonun Diğer Yüzü
Rusya Federasyonu’nda katı bir bürokrasinin varlığı herkes tarafından bilinmektedir. Hükümete ve özellikle Putin’e yakın işletmelerin büyük karlar elde ettiği ve ihalelerde aynı şekilde kazanan tarafta yer aldığı gazetelerin sıradan haberleri haline gelmiştir. Bunun yanı sıra Rus iş insanlarının başka ülkelere yatırım yapmaları hoş karşılanmıyor ve aynı şekilde Rusya’daki yatırımlarına kanunsuz müdahaleler yapılabiliyor. Bunun en tipik örneği ise Azeri kökenli iş insani Telman İsmailov’un Antalya’ya yatırdığı ve birçok dünyaca ünlü yıldızın açılışına geldiği Merdan Palas’a yatırım yapmasından sonra Rus kamuoyunda tepkiler oluşmuş ve ilerleyen zamanlarda İsmailov’un sahibi olduğu Moskova Çerkez pazarına polis baskınları gerçekleşmiştir.[8]
Rusya ekonomisinin üzerinde her daim kara bulutların dolaşmasının bir diğer nedeni ise mafyalaşan bürokrasinin ülkeden kaçırdığı girişimciler ve yetişmiş nesildir. Örneğin bir zamanlar 34 yaşında Evroset cep telefonu şirketini milyar dolarlık bir imparatorluğa dönüştürme hikayesini anlatırken Yevgeni Çiçvarkin, Rus olmaktan gurur duyarken şimdilerde Londra’da kanun kaçağı olarak yaşamaktadır. Sonuç olarak, şirketi Rus polislerinin seri baskınlarının sonucunda kapandı ve iki ortağı hapisteler. Rusya’nın polisleri artık üniformalı kurt adamlar olarak adlandırılıyor ve Rus şirketlerinin dörtte üçüne baskınlar düzenliyorlar. Yakın zamanda yapılan bir ankete göre, ankete cevap verenler 1600 kişiden yüzde 13’ü Rusya’dan ayrılmak istiyor. Bu oran 1992 yılıyla yani SSCB’nin dağılmasından sonra ayrılmak isteyenlerin oranıyla aynı.[9]
Dünya Ekonomik Forumu’nun Küresel Rekabet Endeksinde Rusya, 52. sıradan 63. sıraya düştü. Mülkiyet hakları söz konusu olduğunda Rusya, dünya ortalamasının çok altında 119. sırada yer alıyor; yargı bağımsızlığında ise 116.; polis hizmetlerinin güvenilirliğinde 112.; profesyonel yönetim alanında ise 77. sırada. Güvenlik ve güvenirlik konularında bu derece eksik olan Rusya büyümesini ve istikrarını doğal kaynaklara borçludur diyebiliriz.[10]
Polis ve suç alemindeki ittifaklar yasal zemini olmayan tutuklamaları beraberinde getirmektedir. En yetenekli beyinlerini ve iş adamlarını siyasi tercihler sonucu kaybeden İran, Suriye ve Kore gibi ülkeler safından kendine yer alan bir Rusya ile karşı karşıyayız. Suç oranlarındaki artış faili meçhul cinayetleri de körüklemektedir. Her ne kadar bir azalma olsa da yetersiz olduğu ortada olan bu infazlar devletin içini kemiren bir kurda dönüşmektedir. İngiltere gibi Rus siyasi suçlulara (!) topraklarını açan İsrail her ne kadar Rusya’ya yakın bir çizgi içinde olsalar da iade konusunda taviz vermemektedir. Gizli polis teşkilatlarının bazı ülkelerde infazlar yaptığının iddia edilmesi ise devletlerin karşı karşıya gelmesine ve Rusya’nın zaten az olan itibarını daha da dibe itmektedir.
- Madalyonun “Güzel Yüzü” yoksa “Kötü Yüzü” mü?
Eğer Rusya ekonomik krizden neden bu kadar çok etkilendiğini objektif bir şekilde incelerse sebeplerin başında bürokrasi ve ister istemez mafyayı bulacaktır. Doğal kaynakların ekonomiye sağladığı faydayı liberalleşme ve şeffaflaşma için kullanılması Rusya’nın daha güçlü bir devlet haline gelmesine yardımcı olacaktır. Bunun yanı sıra yasal düzenlemeler ile birlikte yapılacak olan reformlar mafyanın gücünü kırabilir ve doğal olarak mafyalaşmış bürokrasiyi yok edebilir. Umut ile umutsuzluk arasında mekik dokuyan bir sosyal hayatın varlığı ekonomik genişlemenin halka yani tabana yayılmaması sonucuna bizi ulaştırmaktadır. Ekonomik olarak rahat ettirilememiş geniş halk kitleleri polis ve derin devlet tarafından dizginlenen sosyal patlamanın eşiğine gelebilir.
Son günlerde sıkça dile getirilen ikinci dip yaklaşıyor-yaklaşmıyor iddialarının gerçekleşmesi durumunda zaten büyük kayıplar yaşayan Rusya ekonomisi daha beter sorunlarla karşılaşabilir. İşsiz sayısının kriz yıllarında 2,2 milyona yükseldiği, enflasyonun 11,3 seviyelerinden dolaştığı, kriz boyunca bürokratik baskılardan dolayı uluslararası firmaların yatırımlarını kestiği ve büyük firmaların sırasıyla işten çıkarmalar gerçekleştirdiği Rusya ekonomisi daha derin bir krizden büyük zararlar alması muhtemeldir.[11]
Yukarıdaki sayılan sebeplerden dolayı hükümetin ve özellikle tek adam olan (belki de diktatör) Putin’in daha demokratik yönetim tarzı benimsemesi gerekmektedir. Yasal düzenlemelerin bir önce hayata geçirilmesinin bir diğer nedeni ise Rusya’da işletme açmak için herhangi bir yere başvurulma zorunluluğu olmamasıdır. Bu şekilde bir işlem hem verilere ulaşılmasını engellemekte hem de batan işletmelerin nasıl ve ne zaman battığı hakkında bilgi vermemektedir. Rüşvet ve yolsuzlukların sıradan olayalar hale gelmesi halkın ve özellikle dünya kamuoyunun güvenini sarsmaya devam etmektedir. Bunun engellenmesi ise tedbirlerin derhal alınmaması durumunda sonuçları kestirilemeyen zararlar ortaya çıkabilir.
Doğal kaynak imparatorluğunun sonu doğal kaynaklardan değil güvensizlikten gelecek gibi durmaktadır. Fakat yine de Rusya büyük bir potansiyeli bünyesinde barındırmaktadır. Güven çarpanının düşük olması en önemli riskleri beraberinden getirmektedir. Yetişmiş neslin ve iş adamlarının güvenlerinin tekrar sağlanması çarpan etkisiyle tüm ülkeye ve sonrasında ise tüm dünyaya yayılabilir. Baskı, şiddet ve zorlama ile devletin yönetilemeyeceği örneklerden rahatlıkla anlaşılabilir. Böyle bir çözüm yolunun terkedilmesi görevi tek adam olan Putin’e düşmektedir. Güven krizi aynı zamanda bir güvenilecek limanların aranmasına da neden olmaktadır. Güvenli limanlara ulaşmak demek aynı zamanda o limanları geliştirmek ve büyütmek demektir. Ekonomik kalkınmanın bir anlam ifade etmesi için güvenin sağlanması gerekmektedir. Unutulmamalıdır ki içinde bulunduğumuz kriz aynı zamanda bir güven krizidir diğer krizlerin olduğu gibi.
Bir ülkenin geleceği ekonomisinin geleceğine bağlıdır.
Bir ekonominin geleceği o ekonomiye duyulan güvene bağlıdır.
Hakan UZUN
İşletme Eğitimi Yüksek Lisans Öğrencisi
[1] George Akerlof ve Robert Shiller (2010), “Hayvansal Güdüler”, Scala Yayıncılık, s.35-40.
[2] Kobitek Editör tarafından “SWOT Analizi Nedir? Yazısı, Erişim tarihi 03.10.2010, http://www.kobitek.com/makale.php?id=83
[3] Rusya Ofisi sitesinden , Erişim Tarihi 3.10.2010, http://www.rusyaofisi.com/putinliyil.htm
[4] Murat Yülek, Tabi kaynaklar imparatorluğu komşumuz Rusya, Erişim Tarihi 03.10.2010, http://www.zaman.com.tr/yazar.do?yazino=1021483
[5] Rusya Ofisi sitesinden , Erişim Tarihi 3.10.2010, http://www.rusyaofisi.com/rusuretim.htm
[6] Ülkelere Göre Askeri Harcamalar, Wikipedia Türkiye, Erişim Tarihi 03.10.2010, http://tr.wikipedia.org/wiki/%C3%9Clkelere_g%C3%B6re_savunma_harcamalar%C4%B1
[7] Türk Savunma Sanayi Tartışma Formu, Erişim tarihi 03.10.2010, http://www.trmilitary.com/forum/viewtopic.php?f=1&t=18552&start=0
[8] Azeri İşadamına Türkiye Tepkisi, CNN Türk, Erişim tarihi 03.10.2010, http://www.cnnturk.com/2009/dunya/05/26/azeri.isadamina.turkiyeye.yatirim.tepkisi/528148.0/index.html
[9] Owen Matthews, Newsweek Türkiye, “Sürgün Kuşağı”, Sayı 97, s. 50-51.
[10] Owen Matthews, Newsweek Türkiye, “Sürgün Kuşağı”, Sayı 97, s. 50-51.
[11] Rusya Ekonomi Haberleri, CNNTürk, Erişim tarihi: 03.10.2010, http://www.cnnturk.com/guncel.konular/rusya.ekonomisi/286/