Makedonya Cumhuriyeti, eski Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti’ni meydana getiren altı federe cumhuriyetten en hassası olmasına rağmen, eski Yugoslavya bünyesinden ayrılma sürecini sorunsuz tamamlayan tek ülkeydi. Makedonya’da 8 Eylül 1991 tarihinde yapılan referandumdan, yüzde 95,4 gibi yüksek bir oranla, bağımsızlığa “Evet” kararı çıktı. Parlamento’nun 17 Eylül 1991 tarihinde aldığı kararla, “Makedonya Cumhuriyeti” isimli yeni bir devletin kurulduğunu tüm dünyaya ilan etti. Komşuları ise farklı farklı nedenlerle ilk dönemde Makedonya Cumhuriyeti’ni tanımadılar. Sebebi ise Makedonya’nın, Yunanistan ile isim; Bulgaristan ile dil; Sırbistan ile sınır ve haleflik ve Arnavutluk ile bu ülkedeki Arnavutların talepleri sebebiyle anlaşmazlıkları bulunuyordu.
Makedonya, kendisini tanımayan komşularının birçoğuyla ilerleyen yıllarda iletişim kurmayı başardı. Ancak güneydeki komşusu Yunanistan, bağımsızlığını ilan ettiği günden beri Makedonya Cumhuriyeti’ni anayasal ismiyle tanımayı reddetti. Yunanistan’ın, Makedonya Cumhuriyeti’nin bayrağı, anayasası ve adı hakkındaki yaklaşımı, bu ülkenin diğer ülkeler ve İMF, Dünya Bankası, Avrupa Birliği ve NATO gibi uluslararası kurumlarca tanınmasını birkaç yıl geciktirdi.
İlk olarak basit ve sembolik bir isim meselesinden ibaret gibi görünen bu tanımama kararı, çok daha köklü ve tarihi bir anlaşmazlığı temsil ediyor. İki ülke arasındaki temel mesele; Makedonya’nın ismi, anayasası, bayrağı ve parasındaki simgelerden ziyade, Makedon ulusunun varlığıdır. Bu meselenin kökeni ise milattan önce dördüncü yüzyıla kadar uzanıyor.
Yunanistan’a göre, “Slav kavimleri Balkan yarımadasına altıncı ve yedinci yüzyıllarda geldiklerine göre, bugünkü Makedonlar, eski Makedonlardan gelmiyorlar. Bu sebeple bugünkü Makedonların, Makedon ve Makedonya isimlendirmelerini kullanma hakları yok.” Ayrıca; “Üç bin yıldan beri Yunanistan’ın bir parçası olan Makedonya’nın, Büyük İskender’e kadar uzanan bir Helen geçmişi bulunuyor. Antik Çağdaki Makedonlar, Yunanca konuşan ve Yunan kültürüne sahip Kuzey Yunanistan halkıdır.” deniyor. Bu görüşlere karşılık Makedonlar da, “milattan önce 700 ve 800’lü yıllarda Ege Makedonya’sında ortaya çıkan Makedonlar, Yunanca konuşmadıkları gibi, Yunan kültürünün de bir parçası değildir.” tezini savunuyor. Ayrıca Üsküp yönetimine göre, “Bugün, Vardar Makedonya’sında yaşayan ve tarihin etkileri sebebiyle Slav Makedoncası konuşan halkın önemli bir kısmı ile Ege Makedonyası’nda yaşayan ve aynı etkiler sebebiyle Yunanca konuşan halkın bir kısmı Antik Çağdaki Makedon Krallığı halkına mensup Makedonlardır.”
Bu görüşler doğrultusunda, Makedon ve Yunanlıların birbirinden farklı tezleri olduğu görülüyor. Bu tezlerden hangisinin doğru olduğu, tarihi gerçekliklere bakılarak, rahatlıkla tespit edilebilir. Ancak bir devletin isim ve sınırlarını binlerce yıl önce yaşanmış olaylara göre belirlemek ne kadar doğru bir yaklaşım, tartışılır. Bu yaklaşımdan yola çıkacak olursak, Yunanlıların, Helenlerden gelip gelmediğini sorgulayan birçok çalışmaya da rastlanabilir. Ayrıca, Yunanistan’ın, “Greece” veya “Grece” ismini bir Boiotia kavminden aldığını hatırlatmakta fayda var. Günümüzde bu kavmin mensuplarından kimsenin hayatta olmayışı, Yunanlıların, Makedonlar gibi isim tartışmalarıyla mücadele etmek zorunda kalmamaları adına büyük bir şanstır.
1995 yılında Makedonya ile Yunanistan arasında yapılan anlaşma gereği, Yunanistan’ın Makedonya Cumhuriyeti’nin uluslararası anlaşmalarda ve üyeliklerde “Eski Yugoslavya Cumhuriyeti Makedonya” ismi ile kabul edildiğinde veto etmeyeceğini belirtmesine rağmen yapılan bu anlaşmaya uymayarak konu Uluslararası Adalet Divanı’na taşınmıştır. Lahey’de verilen karar Yunanistan’da büyük şok yaratmış ve Makedonya Cumhuriyeti’nin haklılığı konusunda karara varmıştır. Verilen bu karar Makedonya için çok büyük öneme sahiptir. Çünkü bu kararın Avrupa Birliği ve NATO’ya yapılacak başvurularda göz önünde bulundurulması gerekiyor. Fakat günümüzde Makedonya’nın üyeliğini engelleyen temel neden olarak Yunanistan ile yaşanan isim anlaşmazlığı maalesef ki önemini korumaktadır. Makedonya’nın içine düştüğü bu çıkmazın farkında olan Yunanistan, özellikle 2007 yılının ikinci yarısından itibaren, isim meselesini bu ülkenin olası NATO ve AB üyeliklerinde koz olarak kullanarak çözmek için güçlü bir kampanya yürütüyor. Aynı zamanda Makedonya, AB’ye aday ülke statüsü aldığı Aralık 2005’den beri, Brüksel ile üyelik müzakerelerini başlatma tarihi bekliyor. Hem AB, hem de NATO üyesi olan Yunanistan ise, kuzey komşusu ile arasındaki isim anlaşmazlığı çözülmediği takdirde, Nisan 2008’de Bükreş’te yapılan NATO zirvesinde olduğu gibi, bu ülkenin NATO ve AB üyeliğini engellemekle tehdit ediyor. Ayrıca Yunan ve Makedon kamuoyu ve partileri isim sorununda son derece katı bir tutum izlemekteler. Bununla birlikte 2011 yılında başlayan Yunanistan’daki borç krizinin isim anlaşmazlığında Atina’nın elini zayıflattığı görülüyor. Makedonya-Yunanistan arasındaki isim meselesinin iki ülke arasındaki müzakerelerden ziyade, önde gelen AB ve NATO üyesi devletlerin etkisiyle aşılması bekleniyor.
Mevcut duruma bakıldığında, Makedonya’nın NATO ittifakı ve Avrupa Birliği’ne üyeliğinin, yalnızca bu ülke için değil, tüm bölgenin genel istikrarı için son derece önemli olduğu anlaşılıyor. Eğer Yunanistan’ın bu isim istismarı engellenmezse, Atina’nın veya başka bir başkentin farklı adımlar atması da mümkün hale gelebilir. NATO üyesi bir ülkenin, bir başka ülkenin katılımını sadece adını beğenmediği için engellemeye çalışması ve karar mekanizmalarını sekteye uğratması, gelecek adına soru işaretlerinin oluşmasına sebep olmaktadır.
Bahsi geçen isim sorunuyla ilgili Birleşmiş Milletler arabulucusu tarafından bazı çözüm önerileri sunulmuştur. Sunulan çözüm önerileri sorunun ortadan kaldırılması için çok önemli olmasına rağmen Yunanistan tarafından reddedilmiştir. Bugün Balkanlardaki barışı sağlama ve sürdürme konusunda kilit ülke konumunda olan Makedonya’nın Yunanistan’la olan bu isim sorununu çözmesiyle geleceğe daha güvenle bakılabilecektir. Makedonya’da oluşacak huzur ortamı hem balkanları hem de Avrupa ve dünyayı rahatlatacaktır.
Balkan Araştırmaları Merkezi Stajyeri
Merve AYAZ
KAYNAKÇA
- Balkanlar El Kitabı, Cilt I-II, KaraM-Vadi Yayınları, Ankara, Mart 2007.
- Balkanlar, Hugh Poulton, Sarmal Yayınevi, İstanbul, Nisan 1993.
- Makedonya Sorunu Dünden Bugüne, ASAM Yayınları, Ankara, 2002.
- Osmanlı Devleti’nin Makedonya Meselesi, Süleyman Kani İrtem, Temel Yayınları, İstanbul, 1999.
- Tarihin İzinde Balkanlar ve ABD, Öncü Kitap, Yusuf Küpeli, Ankara, Nisan 2000.
- Makedonya-Yunanistan isim kavgası: Buzdağının görünen kısmı, Can Karpat, AIA Türkiye ve Balkanlar Masası, Şubat 2006.
- Seçim Sonrası Makedonya, Süleyman Baki, Temmuz 2008
- Makedonya’nın Makroekonomik Durumu ve AB Üyeliği Açısından Bir İnceleme, Esfer Ali, Kasım 2006.
- Makedonya Ekonomisinde Sirtaki, TÜRKSAM, Esfer Ali, Mart 2008.
- Makedonya ile İlgili İsim Anlaşmazlığını Çözmenin Zamanı Geldi, Zoran Nikolovski, Southeast European Times, Kasım 2008.
- Yunanistan’ın Makedonya büyükelçisi geri çağrıldı, Southeast European Times, Temmuz 2007