Küresel Güçler Bağlamında Şanghay İşbirliği Örgütünün Rolü ve Önemi

Özet

Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ), kurulduğu zamandan günümüze kadar olan süreçte Anti-Amerikancı bir blok olarak ve tek kutuplu sisteme karşı bir duruş sergileyerek varlığını sürdürmüştür. Özellikle gelecekte Asya’nın NATO’su şeklinde bir işleve sahip olabileceği konusunda görüşler vardır ve uluslararası konjonktürde etkisinin giderek artacağı bir gerçektir. Bu çalışma, yaklaşık 20 senedir dünya siyasetinde yer alan Şanghay İşbirliği Örgütü’nü küresel güçlerin nasıl algıladığını, örgütün sistemdeki rolü ve önemine dair bir değerlendirmeyi içerecektir. 

Anahtar Kelimeler: ŞİÖ, Küresel Güçler, Güvenlik, İşbirliği, Rekabet

Abstract

The Shanghai Cooperation Organization (SCO) has continued its existence as an anti-American bloc by taking a stance against the unipolar system since it was founded to the present day. In particular, there are opinions that it may function as the NATO of Asia in the future. Its influence will gradually increase in the international context. This study will include an evaluation of how global powers perceive the Shanghai Cooperation Organization, which has been in world politics for nearly 20 years, and the role and importance of the organization in the system.

Key Words: SCO, Global Powers, Security, Cooperation, Rivalry

Giriş

Şanghay İşbirliği Örgütü 1996’da Çin, Rusya, Kırgızistan, Kazakistan ve Tacikistan tarafından Şanghay Beşlisi olarak kurulmuştur. Bu üye ülkeler aralarında öncelikle sınırlarındaki güvenliğin sağlanması için çeşitli anlaşmalar yapma yoluna gitmişlerdir. Almatı, Bişkek, Duşanbe gibi zirvelerde güvenlik, siyasi ve ekonomik konularda müzakerelere devam etmişlerdir (Gürtaş, 2016). 2001 senesinde Özbekistan’ın katılımıyla Şanghay Beşlisi, Şanghay İşbirliği Örgütü ismini almıştır. 2002’de gerçekleşen St. Petersburg zirvesinde örgütün yapısını, amaçlarını, ilkelerini belirleyen ŞİÖ Şartı onaylanmış, bir sene sonra ise yürürlüğe girmiştir (Özlük, 2018). 

Örgütün amacı, öncelikle örgüt üyeleri arasında başta barış ve güvenliği sağlayarak istikrar oluşturmak ve iş birliği ile ortak tehditlere karşı birlikte hareket etme şeklindedir. Üye ülkeler bu örgüte katılarak güvenlik, savunma ve dış politikada etkinliklerini daha da arttırmayı hedeflemiştir (Özlük, 2018). Bölgede istikrarı oluşturmak adına ayrılıkçılık, terörizm, köktencilik konuları üç büyük kötülük olarak lanse edilmiş ve bunlarla mücadele etmek amaçlanmıştır. Bunlara ek olarak örgütün siyasi, ekonomik, ticari, bilim, teknoloji, kültür, eğitim, enerji, ulaşım gibi çeşitli konularda iş birliği oluşturma hedefleri de vardır (Arslan, 2019, s. 292). 

Şanghay İşbirliği Örgütü aslında Şanghay Ruhu denilen bir anlayışı benimsemiştir. Bu anlayışa göre de örgüt hegemonyacı gücün karşısında duracaktır (Arslan, 2019). Bu anlayışın gerçekleşmesi açısından üye ülkeler öncelikle karşılıklı güveni, kültürel çeşitliliğe saygı duymayı ve müzakereler gerçekleştirip ortak kalkınma hedefi oluşturma ilkelerini benimsemektedirler (Özlük, 2018). Örgüt aynı zamanda çok kutuplu bir uluslararası sistemi savunmaktadır ve otoriter rejimleri koruma prensibine sahiptir. Böylece başta Amerika ve Batılı ülkelerin savunduğu liberal demokrasilerin karşısında konumlanan hem bölgesel hem uluslararası bir örgüt olarak karşımıza çıkmaktadır (Uludağ, 2018, s. 431). Örgüt politikası gereği, üye olan ülkeler birbirlerinin iç işlerine karışmadan hareket edebilecekleri bir alan oluşturur ve böylelikle üye ülkeler çıkarları doğrultusunda kendi iç işlerinde istedikleri gibi hareket etme olanağına sahip olmaktadır (Arslan, 2019). Şanghay İşbirliği Örgütü üyelerinden Çin ve Hindistan’ın dünyanın nüfus anlamında ilk iki büyük gücü olması, yine Çin, Hindistan, Rusya ve Pakistan’ın nükleer güce sahip olmaları ve Rusya başta olmak üzere Orta Asya’da bulunan yer altı kaynakları örgütün önemi arttıran unsurlar olarak karşımıza çıkmaktadır.

ŞİÖ tam üyeleri dışında, gözlemci ve diyalog ortakları ile de geniş etki alanları yaratmaya çalışmaktadır. Gözlemci ülkeler İran, Moğolistan, Afganistan, Belarus iken; diyalog ortakları da Türkiye, Azerbaycan, Ermenistan, Sri Lanka, Kamboçya ve Nepal’den oluşmaktadır (Yardımcıoğlu ve Koçarslan, 2012, s. 166).

1. Şanghay İşbirliği Örgütü’nün Tarihsel Gelişimi ve Genişlemesi 

Şanghay İşbirliği Örgütündeki iki belirleyici ülke Çin ve Rusya’dır ve bundan ötürü örgütün amaçları ve ilkelerinin oluşmasındaki önemli güçlerden olmuşlardır (Özlük, 2018). ŞİÖ’ye yüklenen anlamlardan birisi de Çin ve Rusya tarafından Amerikan hegemonyasına ve tek kutuplu dünya düzenine tepki olarak görülmeleridir (Uludağ, 2018). Küreselleşen dünyada bölgesel örgütlerin önemine baktığımızda, özellikle Amerikan hegemonyasının 2001’de sekteye uğramasıyla ve ekonomik krizler sonucunda bölgesel örgütlerin önem kazandığı görülür. Özellikle Amerika’nın Afganistan müdahalesi ile Orta Asya’da artan etkinliği sonucunda bu örgütün yapılanması da hız kazanmıştır. Yine bu örgüt vasıtasıyla Çin ve Rusya, bölgede var olan rejimleri korumak için Amerikan etkisini azaltmayı amaç edinmiştir. Çünkü Orta Asya’da Afganistan işgali sonrasında Amerika’nın desteği ile renkli devrimler yöneticiler üzerinde tehdit unsuru olarak görülmüştür ve bu durum da ŞİÖ’nün gelişmesini hızlandırmıştır (Yardımcıoğlu ve Koçarslan, 2012, s. 172). 

Şanghay İşbirliği Örgütü, sınır sorunlarını çözmek ve terörizm karşıtı kısıtlı bir gündemle kurulmuş olsa da zaman içerisinde gündemlerini genişletmişlerdir. 2005 yılında İran, Pakistan ve Hindistan’a verilen gözlemci statüsü ile örgüt coğrafi olarak etkisini de arttırmıştır. ŞİÖ’nün bünyesinde Enerji Kulübü’nün kurulması süreci de 2006’da Putin’in bir isteği olarak başlayıp 2011’de kurumsal bir çerçeve olmuştur. Bu kulübün hedefi, örgütün bölgesinde enerji kaynakları açısından tekel olmaktır (Kocamaz, 2019). Böylece üye ülkelerin kalkınmaları açısından gerekli olan enerjiyi elde etmede güçlenmeleri ve bu kaynaklara daha kolay ulaşım sağlamaları hedeflenmiştir. Ayrıca örgüt içerisinde kalkınma için fon oluşturularak örgütün projelerine kaynak olması hedeflenmiştir.

Örgüt içindeki genişlemeci reformlarla, özellikle 2009’da diyalog ortaklığı ve 2010’da yeni üyelik yolunu açan düzenlemeler yapılmıştır (Özlük, 2018). ŞİÖ’de gözlemci ya da diyalog ortağı statülerinden birinde olan, Avrasya bölgesinde bulunan, bütün örgüt üyeleri ile diplomatik ilişkileri olan, örgüt üyeleri ile aktif ticari, ekonomik vb. bağları olan, BM yaptırımlarına maruz olmayan, devlet ya da devletlerle savaş halinde olmayan ülkeler tam üyelik için örgüte başvurabilir (Arslan, 2019). 

Özellikle örgütün genişlemesinde Hindistan ve Pakistan’ın tam üye olması büyük önem taşımaktadır, bu iki ülkenin tam üye olmasıyla örgütün etki alanı karasal alan olarak dünyanın yaklaşık %20’sine, nüfus olarak da yine dünyanın %40’ına denk gelecek şekilde genişleme yaşanmıştır (Arslan, 2019).

2. Şanghay İşbirliği Örgütü’nün Kurumsal Yapısı

Örgütün kurumsal yapısındaki organlar şunlardır;

  • Devlet Başkanları Konseyi: Her yıl düzenli olarak bir üye ülkede toplanır. Devlet başkanlarının katıldığı en üst düzeydeki karar mekanizmasıdır. Diğer konseylerin görüştükleri ve münakaşa ettikleri önemli konular bu konseyde karara bağlanır.
  • Hükümet Başkanları Konseyi: Her sene bir defa toplanır. Bütçenin onaylanması ve ekonomik anlaşmalar yapılması gibi temel sorumlulukları vardır. 
  • Dışişleri Bakanları Konseyi: Devlet Başkanları Konseyi’nden bir ay önce toplanır. Konseyin gündemini belirleyen, daha çok uluslararası sorunların yoğunlukta görüşüldüğü konseydir. Bu konsey örgütün en fonksiyonel organlarından biridir. 
  • Temsilcilikler Konseyi: Örgüte üye ülkelerin işbirliği yaptıkları alanlarda temsilcilerin katıldığı, kapsamlı görüşme ve anlaşmaların alt yapısının oluşturulmaya çalışıldığı önemli bir organdır. 
  • Ulusal Koordinatörler Konseyi: ŞİÖ üyesi ülkelerin ulusal koordinatörlerinin katıldığı ve yılda en az üç defa toplanan ve bir anlamda tüm diğer organları yönlendiren organdır. 
  • ŞİÖ Sekreterliği: Örgütün faaliyetlerini destekleyen ve yürüten daimi bir organdır ve tam üye, gözlemci, diyalog ortaklarının yanı sıra diğer örgütün dışındaki aktörlerle de teması sağlayarak örgütü temsil niteliği taşır.
  • Bölgesel Anti-Terör Ajansı (RATS): Özbekistan’ın başkenti Taşkent’te yer alan anti-terör şubesidir ve daimî niteliktedir. Örgütün kapsadığı bölgede köktenci ayrılıkçı terörist faaliyetlere karşı istihbaratın ve buna yönelik iş birliğinin sağlanması için önemli bir kuruluştur. Ayrıca, bölgede özellikle Afganistan kaynaklı olarak görülen uyuşturucu ticaretinin terör örgütlerine kaynak oluşturması nedeniyle bunların engellenmesi açısından da üyelerin iş birliği yapması için bu kuruluş önemlidir (SCO, 2021; Arslan, 2019).

3. Şanghay İşbirliği Örgütü ve Rusya

Rusya bölgede varlığını güçlendirme amacı taşıyarak, enerji kaynaklarının sahip olduğu pazarın kontrolünü pekiştirerek, bölgedeki istikrarı bozabilecek durumlara karşı mücadele etmeyi hedeflemektedir. Ayrıca Rusya bölgede nüfusunu korumak için örgüte de büyük önem vermektedir böylece Amerika ve diğer bölge dışı devletlerin bölgeye yerleşmesine imkân vermemeye çalışmaktadır (Altundağ, 2016, s. 113).

NATO, Soğuk Savaş bitiminden günümüze kadar olan dönemin yeni koşulları altında Sovyet uydularının bulunduğu eski Doğu Bloğu ülkelerini ortak tehdide karşı bünyesine katarak bölgede kendisine geniş bir etki oluşturmaya çalışmaktadır. Rusya, NATO’nun Doğuya doğru genişlemesinden rahatsızlık duyduğu için ŞİÖ’nün yapılanmasının hız kazanmasını istemiştir. 

Bölge ülkelerinin sahip olduğu yer altı zenginlikleri ve enerji kaynakları üzerinde kontrolü sağlamak isteyen ve bu coğrafyada kendisine alternatif bir güç istemeyen Rusya için ŞİÖ, bu anlamda önemli bir araçtır. Rusya’nın daha fazla kalkınması için jeo-stratejik açı dışında ekonomik açıdan da bölge ülkelerine ihtiyacı vardır (Altundağ, 2016, s. 113). ŞİÖ’nün yapısında aşırıcılık, ayrılıkçılık ve terörist faaliyetlere karşı geliştirilen söylem ve ortak kararlar, kendi içinde özgürlük için mücadele veren Özerk Çeçenistan halkının bu amacına yönelik girişimlerine karşı Rusya’nın istediği zemini oluşturmasına yardım etmektedir. ŞİÖ yapısındaki Bölgesel Anti-Terörizm Merkezi de bu anlamda Çeçenlerin bağımsızlığını kabul etmek istemeyen Rusya’nın elini güçlendirmektedir (Altundağ, 2016, s. 114). 

4. Şanghay İşbirliği Örgütü ve Orta Asya

ŞİÖ üyesi olan Orta Asyalı ülkeler genellikle bölgede güvenlik ve istikrarı sağlamak, dış yatırımları arttırmak, bölgesel ekonomik işbirliğini geliştirmek; ayrıca silah kaçakçılığı, narkotik ticaretle mücadele, dini aşırılıklarla mücadele, terörizmle mücadele ile iş birliğini hedeflemektedirler. ŞİÖ üyesi devletler, stratejik olanakları çerçevesinde, Afganistan’ı sorun yumağından istikrarlı bir komşu devlet çizgisine getirmeyi de amaçlamaktadır (Altundağ, 2016, s. 116). Kazakistan için ŞİÖ’nün en önemli getirisi sınır güvenliğidir. Örgüt ile Kazakistan, üye ülkeler arasında sınır güvenliğinin sağlanması sonucunda güvenlik bunalımını gidermeyi amaçlamıştır (Özlük, 2018). Kırgızistan’ın da ŞİÖ’ye katılması güvenlik içindir. Kırgızistan Tacikistan’dan sonra en kötü ekonomiye sahiptir, bu yüzden güvenlik için kaynak ayıramamaktadır ve güvenlik açığını ŞİÖ ile temin etmeye çalışmaktadır (Altundağ, 2016, s. 117). Özbekistan ise örgüte üye olarak bölgedeki terör eylemlerinden ve güvensizlikten olabildiğince korunmayı hedeflemiştir. Özbekistan’ın örgüt için farklı bir anlamı vardır. Rusya ve Çin gibi iki büyük gücü birleştiren ŞİÖ’ye bu ülkelerle sınırı olmayan ve doğal olarak sınır sorunları olmayan Özbekistan’ın üye olması, örgütün farklı amaçlara da hizmet ettiğini gösterir (Altundağ, 2016, s. 118). Özgürlüğünün akabinde Tacikistan’ın karşı karşıya kaldığı en önemli dış politika sorunu Çin ile olan sınırının belirgin olmamasıdır. ŞİÖ sayesinde Çin, Tacikistan sınırına saygı göstermiş ve böylece sınırlar netlik kazanmıştır, örgütteki Orta Asyalı devletlerden en memnun olan ise Tacikistan’dır. Orta Asya ülkeleri, örgüte katılarak örgüt bünyesinde başat iki aktör olan Çin ve Rusya arasında bir denge unsuru oluyorlar ve böylece örgüt tek bir baskın gücün etrafında var olmak yerine iki güç etrafında dengelenmiş hale geliyor (Altundağ, 2016, s. 118). 

5. Şanghay İşbirliği Örgütü ve Pakistan, Hindistan, İran

Asya’daki güçlere baktığımızda, özellikle Hindistan ve Pakistan, nükleer güce sahip olmakla birlikte popülasyonları bağlamında da ön plana çıkmaktadır. Hindistan dünyanın ikinci en büyük nüfusuna sahipken, Pakistan’da sahip olduğu nüfusuyla dünyadaki en kalabalık beşinci ülke statüsündedir (Dünya Nüfus Günü, 2021, 2021). Bu iki ülke arasında tarihsel açıdan birtakım sorunlar yaşanmış ve halen de tartışmalı konularla birlikte aralarındaki rekabet devam etse de, örneğin Keşmir Sorunu gibi, Şanghay İşbirliği Örgütü’nün içinde bu iki gücün yer alması örgütün etkinlik alanının artmasını ve daha fazla güç kazanmasını sağlamıştır. 2017’ye gelindiğinde bu iki ülkenin eş zamanda tam üye olması, örgüt içinde başat iki aktör olan Rusya ve Çin’in bu ülkelerle olan ilişkileri sonucunda gerçekleşmiştir. Üyelik sürecinde Rusya Hindistan’ı desteklerken Çin de bu duruma karşılık Pakistan’a destek vererek örgüt içinde Rusya’nın güçlenmesini dengeleme yoluna gitmiştir (Özlük, 2018). Bu bağlamda, ŞİÖ Anti-Amerikancı bir blok olarak karşımıza çıksa da örgüt içinde gelecekte Rus-Çin rekabetinden de söz edileceğine dair görüşler olduğunu da ifade etmek gerekir. 

Aslında Soğuk Savaş döneminden itibaren Rusların Hindistan öncülüğünde oluşan Bağlantısızlar Hareketini yakından takip edip zirvelerine gözlemci göndermesi Hindistan’a atfettikleri öneme dair bir göstergedir, Rusya böylece Asya’nın güneyinde nüfuz alanını genişletmeyi amaçlamaktadır. Son zamanlarda ise iki ülke arasında nükleer santrallerin yapılması, Hint ordusu için Rusların helikopter üretecek olması, S-400 ve diğer silahların satışı gibi konularda anlaşmalara gitmeleri gündemdedir (Siddiqui, 2018). Gelecekte Hindistan’ın nüfusunun Çin’i geçeceği öngörüsü, Çin ile arasındaki tarihsel sınır sorunu ve Pakistan’la da olan sorunları neticesinde Hindistan’ın, özellikle hava gücü sistemlerini Çin ve Pakistan’a aynı anda karşı koyabilme kabiliyeti üzerine inşa ettiğine dair görüşler de vardır (Çetinkaya, 2020). 

Pakistan’a ise Çin İle birlikte Türkiye ve İran da destek vermektedir. Bu bağlamda Çin’in Pakistan’da enerji altyapıları başta olmak üzere otoyol, demiryolu, havaalanı ve limanlarla ilgili projeleri bulunmaktadır. Ülkeler karşılıklı olarak bu projelerle sanayileşmeyi arttırarak iş fırsatları yaratma verimliliği ile ithalat ve ihracatı fazlalaştırma şeklinde gelişmeleri hedeflemektedir. Ayrıca Çin’in İpek Yolu Projesi de Pakistan’dan geçeceğinden bu proje ile de siyasi askeri ve ticari ilişkiler artacaktır (Erdemol, 2018).

Bu iki başat güç etrafında örgütlenme bu şekilde iken Amerika bölgede etkinliğini kaybetmemek için Asya’da Tayvan, Güney Kore ve Japonya’ya destek vermektedir. Ayrıca ABD bazen Pakistan’a destek verirken bazen de Hindistan’a destek vermektedir. Hindistan’a destek vermesi Çin’i çevrelemek içindir (Özlük, 2018). Amerika Hindistan’a destek verdiğinde Pakistan’ın giderek daha fazla Çin’in yanında olmayı tercih ettiğini söyleyebiliriz. Örgüt içinde rekabet ortamı olsa da bu iki nükleer gücün nüfuslarının çok oluşu örgütün yapısını güçlendirmiştir. 

İran’ın ise Amerika ve İsrail ile karşılıklı olarak birbirlerini düşman-şeytan olarak algıladıkları olumsuz ilişkiler neticesinde Rusya ile Çin’e yakınlaşmakta olması örgütün önemini arttırmaktadır. Bu durum İran’ın siyasi yalnızlığına son verecek bir atılım olarak görülürken, örgüt açısından bakıldığında ise İran’ın bünyelerine dahil olması yeni pazar ve etki alanının genişlemesi anlamını taşımaktadır (Askeroğlu, 2018, s. 8). Lakin İran örgütte gözlemci statüsündedir ve tam üyelik için başvursa da İran’ın tam üyeliği konusunda örgütte çekinceler mevcuttur. İran’ın tam üyeliğinin örgütün etkinliğini arttıracağına dair hemfikir olunan bir görüş hakim olsa da Amerika’nın çevreleme politikasının ileride bir tehdit yaratarak İran ile çatışması olasılığından ötürü örgüt üyeleri İran’ın tam üye olması konusunda beklemeyi tercih etmektedir. Ayrıca ŞİÖ’nün üyelik koşulunda tam üye olunması için uluslararası arenanın yaptırımlarına tabi olunmama koşulu da İran’ın tam üye olmasına engel olmuştur (Özlük, 2018). Yine de İran’ın gözlemci statüsüne sahip olması örgütün etkisinin Avrasya bölgesine kadar yayılmasını sağlamıştır. Özellikle 2016’da Çin, Rusya ve İran’ın Hint Okyanusu’ndaki deniz kapasitelerini güçlendirme çabaları olmuş, savunma ve istihbarat konularıyla ilgili de stratejik işbirliği anlaşmaları imzalanmıştır (Dursun, 2021). İran gelecekte ŞİÖ’ye tam üye olursa örgüte potansiyel olarak beşinci bir nükleer cephanelik sağlayacaktır.

6. Şanghay İşbirliği Örgütü ve Çin 

Çin içinse Doğu Türkistan bölgesindeki Uygur halkı en önemli sorunlardan biri olarak görülmektedir bu yüzden Tek Çin politikasını devreye katmıştır. Çin, uluslararası arenada Uygurları terörist faaliyetler gütme amacında oldukları ve ayrılıkçı hareketler içerisinde oldukları şeklinde lanse etmektedir. ŞİÖ’nün terörizm, ayrılıkçılık ve köktencilik faaliyetlerini üç şer olarak görmesi ve bunlarla mücadele etme ilkelerinden ötürü Çin örgütteki ülkelerden destek alarak elini güçlendirmeye çalışmaktadır (Altundağ, 2016). Doğu Türkistan bölgesi Çin’in Batıya genişlemesi açısından önem arz etmektedir. Ayrıca Çin’in pazar, enerji ve ham maddeye olan ihtiyacı göz önüne alındığında örgüt üyeleri ile çeşitli iş birlikleri sayesinde bu ihtiyacını kolay bir şekilde elde edebilecektir (Çolakoğlu, 2004). Petrol ve doğal gaz başta olmak üzere enerjinin üretimi ve taşınması konusunda örgüt içinde Enerji Kulübü’nün var olması bölgenin sahip olduğu enerji kaynaklarının tekelleştirilmesi açısından önemlidir. Örgüt içindeki Rusya ve Kazakistan’ın enerji üreticisi olması ve Çin’in büyüyen ekonomisinin enerjiye olan ihtiyacından ötürü bu kurum Çin’in elini güçlendirecektir. Çin’deki komünizm anlayışının gevşek bir yapıya sahip olması, serbest piyasaya açık bir halde olması sebebiyle Sovyetler dağıldıktan sonra Amerika’nın tek kutuplu dünyada hegemon olarak görülmesi Çin’in o dönemlerde Amerika ile ilişkiler geliştirmesine neden olmuştu. Amerika’nın da Çin’deki ucuz işgücü sebebiyle sanayi bölgelerine Amerikan şirketlerinin üretim faaliyetlerini yürütmesi ile Çin’de zaman içerisinde gelişen know-how denilen bilgi birikimi sayesinde günümüzde dev markalarını piyasaya çıkartarak ticaret hacmini geliştirmiş ve Amerikan piyasasına rakip olmuştur. Çin tek kutuplu bir dünya düzeni yerine çok kutuplu bir düzeni tercih etmektedir. Ayrıca Çin, örgüt üyeleri ile ilişkilerini geliştirerek hem de bölge dışı diğer ülkelerle özellikle İpek Yolu güzergahı ile Batıya kadar ulaşmayı bunlara ek olarak Afrika’da Çin’in artan etkinliği altyapı, inşaat, liman gibi çalışmaları, bunlarla birlikte Çin’in uzay madenciliğini geliştirmesi, askeri, ticari gibi alanlarda da gittikçe gelişmesi, Birleşmiş Milletler’de Rusya ile birlikte Güvenlik Konseyi’nde daimi üye statülerine sahip olmaları dolayısıyla veto haklarının olması Amerika’nın karşısında önemli bir aktör olduklarını gösterir. 

7. İpek Yolu Projesi

Bir Kuşak Bir Yol Projesi olarak da bilinen bu proje 2013 yılında Çin devlet başkanı tarafından duyurulmuştur. Ekonomik ve siyasi açıdan birçok alt yapı, enerji yatırımlarını içinde barındıran bir projedir. Kara ve deniz ipek yolu olmak üzere iki farklı güzergaha sahiptir. Karadan eski İpek Yolu genişletilerek yol, enerji santralleri, köprüler, limanlar inşa edilmektedir (Demir, 2019). Deniz ve kara güzergahlarının ikisinin de Çin’den başlayarak Batı’da Venedik’e kadar uzanması planlanmaktadır. Proje sayesinde 65 ülke ve yaklaşık 3 milyar insanın hayatının etkileneceği belirtilmektedir (Karagöl, 2017). Kara ve deniz güzergahları ile ticaretin seyrinin değişmesinin Asya’nın gücüne güç katması hedeflenmektedir. Bu projeye ŞİÖ’nün diğer üyeleri de önem ve destek vermektedir çünkü böylece Avrupa pazarına ulaşmaları kolaylaşacaktır. 

8. Şanghay İşbirliği Örgütü’ne Amerika ve NATO’nun Bakışı

Amerika ve NATO’nun algısına bakarsak; iki kurum arasında benzerlik olsa da NATO günümüzde daha etkindir çünkü askeri harcama ve üye sayısı açısından daha güçlü konumdadır. Ancak Şanghay İşbirliği Örgütü de reformlarla yenilenmekte ve kurumsallaşmaktadır (İstikbal, 2019). Gelecekte Şanghay İşbirliği Örgütü’nün daha fazla ön plana çıkacağı konusunda görüşler vardır. ‘Doğu’nun NATO’su’ olacağı söylemleri de bulunmaktadır (Eminoğlu, 2018, s. 117). Son yıllarda da yapılan tatbikatların başarılı olması başta Amerika ve NATO üyelerinin örgüte dair kuşkularını arttırmıştır. Bazı ülkelerin Rusya ve Çin’e yakınlaşması, Rusya ve Çin’in askeri harcamalarının artması Amerika ve NATO tarafından takip edilmekte ve bu durumdan rahatsız oldukları da ortadadır. Amerika ve bazı Avrupalı ülkelerce bu örgüt ‘Yeni Diktatörler Kulübü’ olarak da ifade edilmektedir (Yardımcıoğlu ve Koçarslan, 2012). 

9. Şanghay İşbirliği Örgütü ve Türkiye

Türkiye’nin de bu örgüte diyalog ortaklığı talebi 2012’de kabul edilmiştir. Böylece Türkiye örgütle çeşitli konularda iş birliği gerçekleştirme fırsatı yakalamıştır. Bu durum bazı uzmanlarca NATO üyesi olan Türkiye’nin öneminin tekrardan fark edilmesini sağlamıştır (Mahmut Yardımcıoğlu, Hüseyin Koçarslan, 2012). Özellikle NATO 2030 ajandası için geçen aylarda toplanılan NATO zirvesinde Türkiye’ye karşı olumlu bir hava vardı. Türkiye’nin sınırları NATO sınırlarıdır şeklinde söylemler ve “Doğuya karşı safları sıkılaştıralım” gibi yorumlar yapılmıştı. Lakin bu zirvenin öncesine bakıldığında ise Amerika’dan F-35 alamayan Türkiye Rusya’dan S-400 sistemini alma yoluna gitmişti ve bu durumda başta Amerika ve NATO üyesi ülkelerce sorun olarak görülüp eleştirilere tabi tutulmuştu. Ayrıca Ukrayna ve Suriye krizlerinde de Türkiye’nin hangi tarafta yer alacağı gibi hususlar hep tartışıldı. Bu noktada ŞİÖ geliştikçe Türkiye’nin iki tarafı dengelemeye mi çalışacağı veya ilerleyen süreçlerde bir tarafı seçmek zorunda mı kalacağı bir tartışma konusudur. Nitekim ŞİÖ’nün önümüzdeki senelerde etkisini daha da arttıracağı bir gerçektir. 

Sonuç

Son zamanlarda, özellikle Suriye’deki kriz sürecinden itibaren, örgüt içinde yer alan Çin, Rusya ve İran’ın bu konuya müdahil olması bölgesel bir örgüt niteliği taşıyan Şanghay İşbirliği Örgütü’nün bu anlamda aslında küresel sorunlara da dahil olup etkisini gösterdiğine işaret etmektedir. Bu kriz karşısında küresel güçlerin konumlarına baktığımızda örgüt üyelerinin, ilkelerinde benimsedikleri gibi Amerika’nın karşısında yer aldıkları bir gerçektir. Yine yakın zamanda yaşanmış Ukrayna Krizinde de küresel güç dengeleri açısından baktığımızda Amerika ve Batılı ülkeler Ukrayna’ya destek verirken Rusya örgüt üyeliğinden de aldığı güçle Kırım ilhakını gerçekleştirmiştir. Tarihsel olarak da sıkça söz edilen çevreleme politikaları nedeniyle örgütün baş tehdit olarak gördüğü Amerika gerek zaman zaman İran’a yaptığı baskı ve tehdit gerek Amerika’nın Rusya’ya karşı Biden döneminde de devam edecek olan Ukrayna’ya destek vermesi ve bu ülkenin NATO’ya katılacağı konusundaki tutumlar vb. hususlar bu güçleri karşı karşıya getirmektedir ve gelecekte Şanghay İşbirliği Örgütü’nün uluslararası arenada daha fazla adından söz edilmesine neden olacaktır. Ayrıca Amerika’nın son günlerde Afganistan’dan ayrılma kararı alması ile Şanghay İşbirliği Örgütü içinde diyalog ortağı olan Türkiye’nin görevlendirilmesi ve yine örgüte tam üye olan Pakistan’ın Türkiye’ye destek verecek olmasıyla Afganistan’da istikrarsızlık, terör, uyuşturucu kaçakçılığı gibi faaliyetler karşısında örgütün etkinliğinin artacağı öngörülmektedir. Amerika NATO aracılığıyla kendisine karşıt gördüğü bu örgüte üye olan ülkeleri çeşitli iş birlikleriyle dengeleme yollarına gitse de Şanghay İşbirliği Örgütü’nün de kendi projeleri olduğunu unutmamak gerekmektedir. Özellikle İpek Yolu Projesi’nin Asya’dan başlayarak Batı Avrupa’yı da kapsayıp örgütün etkisini arttıracağı planlanmaktadır. Yine Şanghay İşbirliği Örgütündeki ülkelerin son dönemlerde askeri kapasitelerini test ettiği, başta Amerika ve diğer NATO ülkelerinin bu durumu yakından takip ettikleri de bilinmektedir. Bu bağlamda, gelecekte örgüt içindeki üye ülkeler aralarındaki rekabetten dolayı birbirlerine tehdit oluşturmaz ve işbirlikçi bir çerçevede hareket ettikçe örgütün etkinliği artar ve Amerika önderliğindeki NATO’ya karşı küresel anlamda alternatif bir güç olur.

Pınar TEPGEÇ

Nazmiye Eylül ÇİÇEK

Uluslararası Örgütler Staj Programı

Kaynakça

Altundağ, Z. (2016). Geçmişten Günümüze Şanghay İşbirliği Örgütü. Avrasya Etüdleri, 99-124. 

Arslan, İ. (2019). Şanghay İş Birliği Örgütü: Çıkarlar/Öncelikler ve Bölgesel İşbirliği Arasında Bir Denge Arayışı. Güvenlik Stratejileri Dergisi, 289-330.

Askeroğlu, S. (2018). Şanghay İşbirliği Örgütü İran’ın Güvenlik Garantisi Olabilir Mi? İram-iran Araştırmaları Merkezi.

Avrasya İncelemeleri Merkezi. (2016). Şanghay İşbirliği Örgütü (Şanghay Beşlisi) Nedir? Erişim Adresi: https://avim.org.tr/tr/Bulten/SANGHAY-ISBIRLIGI-ORGUTU-SANGHAY-BESLISI-NEDIR 

Çetinkaya, B. (2020). Çin İle Hindistan Arasındaki Sorunun Sebebi Toprak Değil Siyasi Ve Ekonomik. Erişim Adresi: https://www.aa.com.tr/tr/dunya/cin-ile-hindistan-arasindaki-sorunun-sebebi-toprak-degil-siyasi-ve-ekonomik/1880187

Çolakoğlu, S. (2004). Şanghay İşbirliği Örgütü’nün Geleceği ve Çin. Uluslararası İlişkiler Dergisi, 173-197.

Demir, O. T. (2019). Çin’in Yeni İpek Yolu Girişimi Ve Küresel Ekonomik Ve Siyasal Sistemi Dengeleyebilme Olasılığı. Manisa Celal Bayar Üniversitesi İ.İ.B.F. Dergisi.

Dursun, A. (2021). İran Ve Rusya’dan Umman Denizi Ve Hint Okyanusu’nun Kuzeyinde Ortak Tatbikat. Erişim Adresi: https://www.aa.com.tr/tr/dunya/iran-ve-rusyadan-umman-denizi-ve-hint-okyanusunun-kuzeyinde-ortak-tatbikat-/2146700

TÜİK. (2021). Dünya Nüfus Günü, 2021. Erişim Adresi: https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=World-Population-Day-2021-37250 

Eminoğlu, S. D. (2018). Küresel Rekabetin Karşılaştırmalı Bir Analizi: Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) Ve Şangay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ). Erciyes Üniversitesi İktisadi Ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi.

Erdemol, M. K. (2018). Pakistan-Çin İlişkileri ABD’’yi Endişelendiriyor. Birgün Gazetesi. Erişim Adresi: https://www.birgun.net/haber/pakistan-cin-iliskileri-abd-yi-endiselendiriyor-230044 

Gürtaş, G. T.. (2016). Avrasya’nın Yükselen Gücü ŞİÖ. Anadolu Ajansı. Erişim Adresi: https://www.aa.com.tr/tr/dunya/avrasyanin-yukselen-gucu-sio/690116 

İstikbal, D. (2019, 11 05). Asya Savunma Platformu: Şanghay İşbirliği Örgütü. Seta. Erişim Adresi: https://www.setav.org/asya-savunma-platformu-sanghay-isbirligi-orgutu/ 

Karagöl, E. T. (2017). Modern İpek Yolu. Seta Perspektif.

Kocamaz, S. Ü. (2019). The Rise Of New Powers in World Politics: Russia, China And The Shanghai Cooperation Organization. Uluslararası İlişkiler Dergisi.

Özlük, P. H. (2018). Küresel İlişkiler Çağında Uluslararası Örgütler. Konya: Çizgi Kitabevi.

SCO. (2021). Structure Of The Shanghai Cooperation Organisation. Shanghai Cooperation Organisation. Erişim Adresi: http://eng.sectsco.org/structure/ 

Siddiqui, D. (2018). ABD, Rusya-Hindistan İşbirliğinden Niçin Korkuyor? Sputniknews. Erişim Adresi: https://tr.sputniknews.com/20180623/abd-rusya-hindistan-1033981923.html 

Uludağ, M. H. (2018). Devletlerarası Ve Hükümetler Dışı Uluslararası Örgütler. İstanbul: Alfa Yayınları.

Yardımcıoğlu, M., Koçarslan, H. (2012). Çok Kutuplu Dünyaya Doğru: Şanghay İşbirliği Örgütü. Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi İktisadi Ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 163-174.

Sosyal Medyada Paylaş

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Tarih:

Beğenebileceğinizi Düşündük
Yazılar

Kolektif Kimlik Bağlamında Sosyal Bütünleşme: Gezi Parkı Olaylarından Bir Perspektif

Fazilet Bektaş Sivil Toplum Çalışmaları o-Staj Programı Özet Bu çalışma, uluslararası alan...

Teknolojinin İpek Yolu: Otoriterleşme ve Çin’den Dünyaya Uzanan Dijital Otoriteryanizm

Nazlı Derin Yolcu Sivil Toplum Çalışmaları o-Staj Programı Özet Dünyada geçmişten günümüze...

Arap Baharı ve Demokratikleşme: Tunus ve Mısır’da Sivil Toplumun Karşılaştırmalı Rolü

Ayça Özalp  Sivil Toplum Çalışmaları o-Staj Programı Giriş Demokratikleşme ve sivil toplum...

Küresel Göç Yönetiminde Sivil Toplumun Etkisi: Sivil Toplumun Katkısı ve Sınırları

Kaancan Koçak  Sivil Toplum Çalışmaları O-Staj Programı Özet Göç insanlık tarihinin en...