NATO Bosna’ya Yeniden Konuşlanmalı

NATO Bosna’ya Yeniden Konuşlanmalı

Bu yazı, Hamza Karcicin ‘Newsweek’ için kaleme aldığı ‘NATO should redeploy to Bosnia’ makalesinden çevrilmiştir. Yazının aslını aşağıdaki bağlantıdan bulabilirsiniz.

https://www.newsweek.com/nato-should-redeploy-bosnia-opinion-1645714

 

Üç aydan fazla bir süredir Bosna-Hersek‘in devlet düzeyindeki kurumları felç olmuş durumda. Bosnalı Sırp yetkililerin, kurumların işleyişini engelleme kararı geçtiğimiz Temmuz ayında dayatılan soykırım inkâr yasağına doğrudan bir misilleme niteliğinde. Yasak, savaş sonrası ülkede yaygın hale gelen soykırım inkârına karşı koymak amacıyla Dayton Barış Anlaşmaları’nın uygulanmasını denetleyen özel bir uluslararası organ olan Yüksek Temsilcilik Ofisi (OHR) tarafından uygulanmıştı.

Dayton Barış Anlaşmaları, Bosnalı Sırp tarafı olan Sırp Cumhuriyeti’ne büyük ölçüde özerklik ve ülkenin devlet düzeyindeki kurumları üzerinde veto hakkı verdi. Geçtiğimiz birkaç hafta boyunca, bu boykot daha da tehlikeli bir kumara dönüştü. Bosna, 1995’te savaşın sona ermesinden bu yana en kötü siyasi kriziyle karşı karşıya. Gerginlik sarmalında iyiye doğru bir işaret yok.

Bosnalı Sırp lider ve ülkenin üçlü cumhurbaşkanlığının bir üyesi olan Milorad Dodik niyetini açıkça belirtti: Devlet kurumlarını baltalamak, dağıtmak ve Sırp Cumhuriyeti’ni güçlendirmek. Dodik entite meclisinden Sırp Cumhuriyeti topraklarındaki devlet düzeyindeki yargı organlarının, istihbaratın ve polis güçlerinin işleyişini engelleyecek bir yasa çıkaracağını duyurdu. Ayrıca, bir Sırp Cumhuriyeti Ordusu kurma ve böylece esasen Bosna’nın ortak Silahlı Kuvvetleri’ni dağıtma niyetini açıkça ortaya koydu.

Bosna’daki ve ötesindeki pek çok analist, bunların ülkedeki barışı tehdit eden, ayrılmaya yönelik kararlı adımlar olduğuna inanıyor. Buna karşılık, Boşnak çoğunluklu partiler ve önde gelen yetkililer Bosna’nın toprak bütünlüğünü mevcut tüm yollarla korumaya söz verdiler.

Ancak krizin uluslararası karşılığı kocaman bir sessizlik. 1995’ten beri hiçbir durumda OHR şimdi olduğu kadar etkisiz olmamıştı. Bu ad hoc organın, seçilmiş yetkilileri görevden almak ve yaptırımlar uygulamak da dâhil olmak üzere çeşitli yetkileri vardı. Şimdi OHR, eski benliğinin bir gölgesi halinde ve bundan tamamen alakasız hale gelecek şekilde kendi düşüşünü yönetiyor.

Avrupa Birliği’nin (AB) hızla kötüleşen krizlere yönelik stratejisi en iyisini ummak olmuştur. Üst düzey bir AB yetkilisi, ülkenin seçim yasasını değiştirmek için gönülsüz bir girişimle geçtiğimiz hafta Bosna’ya gönderildi. Yetkilinin misyonu ve irredentist[1] politikaların yarattığı acil güvenlik sorunu, AB’nin Bosna’ya yaklaşımında ne kadar yanlış bir odak noktası olduğunun altını çizdi. NATO Bosna’ya Yeniden Konuşlanmalı

Bu, ABD’yi Bosna ve Balkanlar’da barışı korumak için tek güvenilir güç olarak bırakıyor. Soğuk Savaş’tan bu zamana kadar olan Amerikan müdahaleleri arasında en başarılı olanlar Bosna ve Kosova oldu. Amerika 1990’ların ortalarından beri Bosna’ya büyük yatırımlar yaptı ve ülke ileriye doğru yavaş ama önemli adımlar attı. Ülke, Amerikan ve Batı yanlısı olmaya devam etmekte ve Avrupa’nın bu köşesinde barışı kurtarmak zorunludur.

Biden yönetimi bir felaketi önlemek için şimdi devreye girmeli. ABD, NATO’yu Bosna’da yeni bir misyona yönlendirirse barış güvence altına alınabilir. 1995’ten sonra Bosna’da barışın sağlanmasının temel nedeni, ülkedeki Amerikan liderliğindeki NATO birliklerinin varlığıydı. Misyonun 2004 yılında Avrupa Birliği Bosna ve Hersek Gücü (EUFOR) devredilmesi, büyük bir stratejik hata olarak görülmeye başlandı. EUFOR’un varlığı, nüfusu yanlış bir güvenlik duygusuna kaptırırken, misyonu da stratejik olarak büyük bir krizle başa çıkmaktan acizdir.

Şimdi NATO’yu Bosna’ya yeniden yerleştirme zamanı. NATO’nun yeniden konuşlandırma için yeni planlar geliştirmesine gerek yok. Aslında ittifak, savaş sonrası konuşlandırmanın planını tekrarlayabilir. NATO, Saraybosna’da varlığını kurmalı ve kuzeydeki Tuzla kentindeki havaalanını kullanmalı. Bosna’nın kuzeydoğusundaki stratejik Brčko kasabası güvence altına alınmalı ve orada bir NATO varlığı kurulmalıdır. NATO, asgari kaynaklarla, Bosna’nın belirsizliğe kaymasını önleyebilir ve Güneydoğu Avrupa’da barış için Batı’nın siyasi ve askeri yatırımının korunmasını sağlayabilir.

Çeviren: Dilara Nesrin BULUT

 

 

[1] Ç.N: Irredentist: daha önce kendisine ait olan herhangi bir bölgenin ülkesine geri verilmesini savunan bir kişi.

Sosyal Medyada Paylaş

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Tarih:

Beğenebileceğinizi Düşündük
Yazılar

Srebrenitsa Soykırımı Mahkumu Radislav Krstic’in Mektubu

Srebrenitsa’da soykırımın desteklenmesi ve yardım edilmesi suçundan Lahey’de 35...

Trump’ın Ukrayna’da Batı/NATO Barış Gücü Planına Yönelik 10 Engel

Andrew Korybko 10 Obstacles To Trump’s Reported Plan For Western/NATO...

Türkiye-AB İlişkilerinde Kırılma Noktası: AK Parti Döneminde Yaşanan Gelişmeler ve Güncel Durum

Dr. Aziz Armutlu Giriş: Türkiye AB İliskileri Türkiye ile Avrupa Birliği...

Yapay Zeka Diplomasisi: AI Diplomasisinin Yükselen Çağı

The Emerging Age of AI Diplomacy To compete with China,...