“Halledemeyeceksen halledecek birini buluruz.”
Sizce yeryüzünde adalet denilen bir şey var mıdır? Peki ya adalet her zaman haklının yanında mıdır? Kim adaleti terazi ile ifade etmeyi akıl etmiş? Adalet terazi ile ifade edilirken kefeler dengede miymiş? İşte yönetmenliği Andrey Zvyagintsev tarafından üstlenilmiş 2014 tarihli Rus yapımı Leviathan adlı filmde adaletin her zaman haklıya teslim edilip edilmediği irdelenmiş ve adalet terazisinin güçlü için daha ağır bastığı üzerinde durulmuştur. Başrollerinde Aleksei Serebryakov, Elena Lyadova ve Vladimir Vdovichenkov yer aldığı bu film, Barants Denizi’deki bir yarımadada geçmektedir. Filmde hayatını araba tamirciliği ile kazanan Nikolay üç kuşaktır ailesine ait olması sebebiyle yaşadığı evin ve dükkanının bulunduğu araziyi kasabanın belediye başkanı olan Vadime satmaya direnme yolunu seçmiştir. Nikolay her ne kadar arazisini ele geçirmek isteyen belediye başkanına karşı hukukun üstünlüğü ilkesini benimseyerek hukuk sisteminin haklı olan kendisinin yanında olacağını düşünse de hukuk sistemi iktidar sahibi olan belediye başkanının çıkarlarına hizmet etmiştir. Filmin aldığı ödüllere bakıldığında, Leviathan 2014 yılında Cannes Film Festivalinde En İyi Senaryo Ödülü’nü, 2014 Münih Arri En İyi Film Ödülü’nü ve 2015’te Altın Küre Ödülü’nü almıştır. Pek çok ödüle layık görülen bu filmde Laviathan ismi kullanılarak aslında yaşadığımız dünyada, hukuk sisteminin haklının yanında değil de balinalardan daha vahşi ve güçlü olan Leviathanların yanında olduğunu vurgulanmaktadır. Film ve günümüz dünyası değerlendirildiğinde, aç gözlü iktidar sahipleri Leviathanların fiziksel özelliklerine benzer şekilde şişman, kocaman, doymaz bir balina olarak tasvir edilmiştir. Bu bağlantı göz önünde bulundurulduğunda ve karakterlerin fiziksel özelliklerinin yanı sıra yaptıkları değerlendirildiğinde, filmdeki Leviathan yolsuzluk yaparak Nikolay’ın evini ele geçiren belediye başkanı Vadime’dir.
Yozlaşmış hukuk sistemini konu alan bu film akıllara Thomas Hobbes‘un Leviathan kavramını getirmektedir. Hobbes’a göre insan doğa halinde yaşarken, herkesin birbirinin potansiyel düşmanı olduğu bir kargaşa ortamı sürmekteydi. Doğa halindeki bu yaşamda daha güçlü olanın kendinden güçsüz olan karşısında istediğini yapabilmesi ve her zaman güçlüden de güçlüsünün olması, bunun belirsiz bir düzen olması nedeniyle ve düzeni sağlamak amacıyla insanlık sınırsız üstün buyurma gücü olan devleti kurdu. Fakat ne yazık ki kuruluşunda güçsüz olanı güçlü olana karşı koruyacağını, herkesin herkesle savaşını bitireceğini vadeden devlet, üstün buyurma gücünün de etkisiyle herkesin herkesle savaşında taraf tutan devlet halini almıştır. Zaten film de göz önünde bulundurulduğunda Nikolay evini belediye başkanına vermek istemediği için bir oyuna kurban gitmiş ve hukuk sistemine, polislere rüşvet veren Vadimer haksız yere kazanan olmuştur. Kısacası Devlet herkesin savaşında taraf tutmayan devlet rolünde olması gerekirken, taraf tutarak Leviathan’ın yanında olmuştur. Bu husus akıllara Yunan mitolojisindeki adalet tanrıçası Themis’i ve Roma mitolojisindeki adalet tanrıçası Justita’yı getirmektedir. Tarafsız adaleti temsil ettiğine inanılan bu iki tanrıça Adalet saraylarının önünde bulunarak devletin adaletine güvenen insanlara güven verir ve bu insanlar hakkın yerini bulacağına inanır. Çünkü Themis ve Justita tanrıçaları adalet terazisini gözlerini kapalı bir şekilde taşımaktadır. Onların Adalet Saraylarının önünde gözlerinin bu şekilde kapalı olması devletin kişileri ayırmadan hakkı haklıya teslim edeceği anlamını taşısa da bence bu tanrıçaların gözlerinin kapalı oluşu pekâlâ da devletin dürüstçe görmüyorum, duymuyorum, bilmiyorum şeklinde üç maymunu oynayarak Leviathan’ların yanında olduğunu itiraf ettiğini gösteriyor olabilir. Zaten tarihin tekerrür ettiği inancının hüküm sürdüğü bir dünya sisteminde Leviathanlar hüküm sürecektir. Her ne kadar Leviathan canlılarının denizlerde nesli tükendiğine inanılsa da filmdeki yozlaşmış adalet sistemi göz önünde bulundurulduğunda Leviathan insanoğlunda vuku bulmuş ve tekrar canlanmıştır. Daha doğrusu, insanlık Leviathanları ruhlarında yaşatmaktadır ve bu Leviathanlar insan ruhunu kirletmektedir. Bu kirlenmiş insan ruhu filmde hâkim olan bulutlu, gri ve yağmurlu hava ile izleyiciye gösterilmiştir. Filmde güneşin hiç doğmaması, bir insan olan ve adaleti hakkıyla teslim edeceğine inanan hakimlerin büyük bir yanılgı içerisinde olduğu, hiçbir zaman adaleti sağlayamayacaklarını ifade etmektedir. Çünkü devleti de bir şekilde insanlar temsil ettiği için devlet benim dedikleri anda onların aydınlık yönleri değil ruhlarını esir almış Leviathan devreye girdiği için herkesin herkesle savaşını bitireceğini vadeden devlete Leviatha’nın gönlünü hoş tutmak adına gözlerini bağlamak ve üç maymun oynamak daha kolay ve cazip gelecektir. Buradan da anlaşılacağı üzere Leviathan ve üç maymun çok iyi arkadaşlardır. Bu nedenle filmde de hukuk sistemi filmin Leviathan’ı belediye başkanının yanındadır.
Yönetmenliğini Andrey Zvyagintsev’in üstlendiği 2014 tarihli Rus yapımı Leviathan adlı filmde haklının hakkını teslim etmeyen, güçlünün ve yolsuzluk yapanın yanında olan yozlaşmış adalet sistemi eleştirilmiştir. Bu filme göre hukuku pervasızca kullanan erk sahiplerine karşı mücadele hiçbir zaman kolay olmayacaktır ve hukuk sistemi her zaman güçlünün yanında olarak güçsüzü ezerek haksızlığa uğratacaktır. Filmdeki “Halledemeyeceksen halledecek birini buluruz” mottosu dünden bugüne hiçbir şey değişmediğinin ve gelecekte de hiçbir şeyin değişmeyeceğinin sinyalidir. Çünkü yeryüzünde bir şeyi bir şekilde halledecek biri, her şekilde bulunabilecektir. Kısacası, ne yazık ki insanoğlu var olduğu sürece içindeki karanlık yönü olan Leviathan’ı yaşatacaktır. Leviathanların gerçek sonu ise tüm insanlık birbirini yiyip tükettiğinde, yani Hobbes’a göre “insan insanın kurdu olduğunda” gelecektir. Aslında toplum düzenini sağlamak için oluşan devlet, kendi düzenini oluşturmuştur ve bu düzen her zaman kim iktidarda ise onun Leviathanlarını besleyecektir. Bizler mi? Bizler ise iktidardan yana olmazsak ve onun buyruklarını yerine getirmezsek okyanusta Leviathanlara yem olacak küçük balıklar olarak kalacağız ve adalet arayışımız, adaleti yargılama vaktinin geldiğine olan inancımız bizimle mezara gelip bedenimiz gibi toprağa karışıp yok olacak. Peki ya ruhumuz mu? Ruhumuz ise farklı insan bedenleriyle tekrar canlanır belki ama hiçbir insan ömrü devlet kadar uzun ömürlü olmadığı için insanoğlu devletin Leviathanları ile mücadele edemeyecektir. Leviathanlar karşısında diğer güçsüz insanlar, balıkçıların ağına takılmış, son nefesini veren balık olmaya mahkumdurlar. Neticede her iktidar kendi çocuklarının karnını doyuracaktır.
GÖKSU SUNAL
Siyasal Düşünceler Tarihi Staj Programı
KAYNAKÇA
Zvyagintsev, Andrey. Leviathan. 2014. Non-Stop Prods. Film