Yunanistan’ın Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) koordinatları hakkında statü değişikliğine ilişkin Rusya’dan Yunanistan’a tavsiye geldi. To Vima gazetesine konuşan Rus büyükelçi Vladimir Chkhikvishili Yunanistan bu gibi konularla ilgilenmesinin tabii ki kendi egemenlik yetkisinde olduğunu ama bu gibi ikili durumları gerektiren kararlarda müzakerenin olması gerektiğini ve uluslararası hukukun kullanılması gerektiğini söyledi. Rusya büyükelçisi burada 1982 Deniz hukuku sözleşmesine biat edilmesinden bahsetmiştir. Ama Türkiye bu sözleşmeyi imzalamamış ve dolayısıyla taraf değildir. Çünkü sözleşme Türkiye için Ege’de dezavantaj yaratırken, Yunanistan’a avantaj yaratmaktadır.
Türkiye ve Yunanistan ilişkileri her ne kadar MEB, imam krizi ile gerginleşse de üst düzey ziyaretler iki ülke arasında devam ediyor. Yunanistan Dışişleri Bakanı Dimitris Avramopoulos dün Ankara’ya çalışma ziyareti gerçekleştirdi. Ziyaretin amacı 5 Mart’ta Türkiye’de gerçekleşecek 2. Yunanistan-Türkiye Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi için ön çalışma yapılması ve imzalanacak antlaşmaların belirlenmesiydi. Diğer amaç ise -ki Yunanistan için önemli olan- iki ülke arasındaki ticaret hacmini artırmak. Yunanistan elbette pragmatik yaklaşarak Türkiye ile ilişkisinde ekonomi ağırlıklı rol oynamak, oynatmak istiyor. Türkiye’de Yunan yatırımcının en çok etkili olduğu sektörün bankacılık olduğu göz önüne alınırsa, bu tezin önemi iki kat daha da artıyor.
Yunanistan’daki ekonomik darboğazdan kurtulmak için özelleştirmeler gün geçtikçe artıyor. Taşradaki havaalanları, Yunanistan devlet demiryolları ve şehirlerarası otobüs işletmesi özelleştirilecekler arasında. Ayrıca devlete ait 48 marina da özelleştirilecek. Özelleştirmeler uluslararası ihaleye açılacağı için iyi bir talip ve gelir getirebilir. Ama her ne kadar özelleştirmek bir çareyse de gelecek gelirin planlamasının da şimdiden yapılması Yunan ekonomisinin yararına olacaktır. Yunan hükümeti biraz kendi inisiyatif alıp Avrupa Birliği (AB)’nin dayattığı tavsiye(!)’lerden kurtulması ve kendi ekonomisini az da olsa kendisinin belirlemesi gerekiyor. AB üyelerinden herhangi biri şimdiye kadar Yunanistan’ın şu an karşı karşıya olduğu gibi bir krizle karşılaşmadığı için, Yunanistan’ın kendisinin politika belirleyip, Troyka heyetinin gözünün içine bakmaması yararına olacaktır.
Tüm bu gelişmeler olurken geçtiğimiz Çarşamba Yunanistan, Arnavutluk ve İtalya TAP (Trans Adriatic Pipeline) doğalgaz boru hattı projesini imzaladı. Bu boru hattıyla, Azerbaycan’ın “Şah Deniz 2” doğalgaz kaynağından Avrupa piyasasına gaz aktarılacak. Boru hattı Hazar denizi, Türkiye, Batı Trakya, Arnavutluk ve sonra İtalya’ya ulaşacak. Bu proje ile Yunanistan’a 1,5 Milyar Euro’luk yatırım yapılması ve yaklaşık 2000 kişiye iş imkânı sağlanması planlanıyor. Yunanistan krizinin çözümü uzun vadede ancak giderilebileceği için bu proje ile hem yatırım geliri ülkeye aktarılacak hem de istihdam sağlanabilinecek. Bu projeyi Yunanistan’ın başından beri en çok desteklediği ülke olarak düşünürsek bu politikayı başarı olarak sayabiliriz. Ortak ülkelerden en çok Yunanistan TAP projesinin getirisinden yararlanacaktır.
Globalpost internet sitesi Fransa Başkanı Hollande’nin önümüzdeki Salı günü Yunanistan’a kendi deyimiyle “sembolik” ziyaret gerçekleştireceğini belirtti. Hollande’nin Yunanistan’a Euro bölgesinde kalmasını ve Fransa’nın arkalarında olduğunu belirtmesi bekleniyor.
(TUİÇ Akademi, azınlıkça, ekathimerini, globalpost, the guardian, to vima)
Çağdaş ERDOĞAN
TUIC-BALKAM