Yunanistan’da süre giden ekonomik krize Troyka heyeti ile olan anlaşmazlık da eklenince krizin etkisi derinleşiyor. Geçtiğimiz hafta Avrupa Birliği (AB), Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Avrupa Merkez Bankası (AMB)’den oluşan Troyka heyeti, Yunanistan’dan bir mutabakata varamadan ayrılmıştı. Nedeni ise Yunanistan’ın Troyka’nın isteklerini tam olarak uygulamaması. Troyka, Yunanistan’dan kamu işçilerinde azaltılmaya gitmesini istiyor. Ama Yunanistan’ın bunu sadece görevinde ihlal yapan memurları işten çıkartması şeklinde uygulaması, Troyka ile arasında sorun yaratıyor. Ayrıca Troyka’nın diğer isteği olan gayrimenkullerde ek vergilendirmeye gidilmesi Yunan hükümeti tarafından tam olarak uygulanmıyor. Çünkü Yunan hükümeti bu planları tam olarak uygularsa toplumda zaten var olan geçimsizlik, isyan vs. durumlarının daha çok artacağının farkındadır. AB ve dolayısıyla Troyka için ise öncelik Euro’nun değerini korumaktır. Troyka’nın Yunanistan için öngördüğü planların Yunan toplumu üzerindeki negatif etkisi AB için göz ardı edilmiş durumdadır. Çünkü son olarak Güney Kıbrıs’ın da derin bir ekonomik krize girmesi AB’nin iki ayağını bir pabuca sokmuş durumdadır. Güney Kıbrıs da oluşan kriz, kültür bağı dolayısıyla Yunan hükümetini de ilgilendiriyor.
Yunanistan’da özelleştirmeler de bir yandan devam ediyor. Ülkede büyük gelir getireceğine inanılan Yunanistan Doğalgaz Şirketi (DEPA) için Rus enerji devi Gazprom tekrar devrede. Ülkede Gazprom’un ihaleyi alacağına kesin gözüyle bakılırken, müzakereler devam ediyor.
The Guardian gazetesinde yapılan bir analizde Yunanistan için iyi senaryoya değiniliyor. Analizde her ne kadar kriz yatırımcıları Yunanistan’a yatırım yapmaktan korksa da yapılan tasarruf ile turizm alanında Yunanistan için önemli gelişmeler olabileceğine değiniliyor. Eski model turizm şekli terk edilerek yeni tarz bir model benimseyecek olan turizm işletmecileri sayesinde gelir sağlanabilir. Daha önce hiçbir işletmenin uygulamamış olduğu tarz bir turizm modeli benimsenmesi gündemde.
Yunanistan ülkede dış desteğe ihtiyaçtan kurtulmak için genç girişimcilere destek veriyor. Başbakan Samaras bu girişimin yeni Yunan iş dünyasını kucaklayacağını belirtti. Girişimcilere verilecek destek daha çok bilgi teknolojisi, elektronik medya, cep telefonu uygulamaları ve tarım alanında uygulanacak.
2 hafta önce Türkiye-Yunanistan Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi gerçekleşmişti. Taraflar çeşitli konularca birçok antlaşmaya imza attılar. Yunanistan için Türkiye-Yunanistan ilişkilerini geliştirmek, kendisi açısından yararlı olacaktır. Türkiye’ye nazaran Yunanistan Türkiye ile olan tarihsel gerginlikleri unutmakta zorlanıyor. Yeni dönem Münhasır ekonomik bölge (MEB) gibi konular ile de Türkiye ile kendisini karşı karşıya getiriyor. Ege adaları sorunu, MEB sorunu, sınır ihlalleri sorunu uluslararası hukukun çözeceği konulardır. Bu tür konularla siyasilerin çok ilgilenmemesi kendi ülkelerinin yararınadır. Türkiye Osmanlıdan gelen kültürü ve vicdanıyla ve dolayısıyla Atatürk’ün demiş olduğu “ yurtta sulh cihanda sulh” özdeyişi ile de uluslararası ilişkilerde sorun yaratmayan ve uzun süreli barış ilişkileri sürme amacı giden bir ülke olmuştur. Türkiye’nin özellikle kendi ülkesi ve dolayısıyla çevresinde barış ve istikrar istemesi özellikle Yunanistan’ı rahat ettirmelidir. İki ülke tarihsel rekabet ve önyargılarını bırakıp işbirliğini geliştirmelidir. Yunanistan Türkiye’ye ait olan baklava ve rakıyı sahipleneceğine daha önce kriz(ler) yaşamış olan Türkiye’den deneyim ve tecrübe kazanmalıdır. Yunanistan hükümeti özellikle içinde bulunduğu kriz durumunda pragmatist politika izlemeli ve Türkiye ile ilişkileri yoğunlaştırmalıdır. İmam krizi, MEB sorunu, baklava, rakı sorunu vs. Yunanistan’a bir şey kazandırmaz. Pragmatik politikaların uygulanması durumunda bunun meyveleri de gelecektir.
(TUİÇAkademi, The Guardian, Foxnews, Ekathimerini, Setimes, azınlıkça, the observer)
TUIÇ BALKAM
Çağdaş ERDOĞAN