Yaklaşan Türkmenistan Seçimleri ve Muhtemel Senaryolar

21 Aralık 2006 tarihinde Türkmenistan’ın ilk cumhurbaşkanı olan Saparmurat Niyazov (Türkmenbaşı)’un ölümünün ardından Türkmenistan’da ilk defa çok adaylı bir devlet başkanlığı seçimi yapıldı. 11 Şubat 2007 yılında halkın %94’lük katılımıyla gerçekleştirilen devlet başkanlığı seçiminde, Niyazov’un ölümünden sonra siyasi elitlerin oy birliği ile, vekâleten devlet başkanlığına atanan eski sağlık bakanı Gurbangulu Malikkuliyeviç Berdimuhammedov, oyların %89.23’ünü alarak beş yıl için devlet başkanlığı görevine seçilmiş ve Türkmenistan’ın bağımsızlığından sonraki ikinci devlet başkanı olmuştur.

Seçimlerin öncesinde ve hemen sonrasında yapılan yorumlar yeni yönetimin eskisinden pek farklı olmayacağı yönündeydi. Fakat yapılan bu yorumların tam aksi sonuçların ortaya çıkışı seçimlerle beraber kendisini göstermeye başladı. Çünkü seçim sürecinde gerçekleşen bazı ilkler bu değişikliği kanıtlar nitelikteydi. Özellikle seçimlerin ilk defa çok adaylı oluşunun yanı sıra uluslararası kuruluşlardan (BM, AGİT, BDT) gelen gözlemcilerin seçimleri takip etmesi, şeffaf sandık kullanılması ve yurtdışında Türkmenlerin yoğun olarak yaşadığı şehirlerde (Moskova, İstanbul) oy sandıkları kurularak buralardaki Türkmenlerin oy kullanmalarının sağlanması değişim sinyallerinin başlangıcını oluşturmuştur.

G. Berdimuhammedov ile başlayan bu değişim ve gelişim süreci hız kesmeden devam etmiştir. Seçimler sürecindeki değişim hareketlerini seçimlerden hemen sonra ilk olarak eğitim, bilimsel gelişmeler, sağlık, sosyal güvenlik, kültür-spor ve tarım alanındaki yenilikler izlemiştir. Özellikle eğitim ve bilimsel gelişmeler alanında başlatılan değişim hareketi ve yapılan yenilikler kült bir lider olan Saparmurat Niyazov’un etkilerinin adım adım ülkeden silinmeye başlanıldığının kanıtı niteliğindeydi.

Fakat yeni liderin ülkede gerçek bir değişim olacağının sinyallerini verdiği asıl harekât, kuşkusuz Niyazov döneminde devlet yönetimi kademelerine kök salmış politik ve bürokratik elitler üzerinde ansızın gerçekleştirmiş olduğu değişim harekâtıdır. Bu harekatta en dikkat çekici olan kısım ise Berdimuhammedov’un göreve gelmesinde direkt rol oynadığı iddia edilen Milli Güvenlik Bakanı Geldimurad Aşirmuhammedov ve Cumhurbaşkanı Güvenlik Birimi Başkanı Akmurad Recebov’un görevlerinde usulsüzlük yaptıkları iddiası ile tutuklanarak hapsedilmeleridir. Bununla sınırlı kalmayan yeni lider, Tarım Bakanı Payızgeldi Meredov’un ve bazı bürokratların farklı suçlamalarla tutuklanarak görevlerinden alınmasının yanı sıra ordunun üst kademelerinde yaptığı çeşitli görev değişiklikleri ile zannedildiği gibi ülkedeki siyasi elit tarafından kontrol mekanizması olan bir lider olmadığını göstermiştir.

Yeni lider Berdimuhammedov’un göreve gelişi ile Türkmenistan iç politikasında başlayan bu değişim dış politikada da kendisini gözle görülür bir şekilde göstermiştir. Berdimuhammedov, kendinden önceki lider Niyazov’a oranla dış politikada daha esnek ve dışa açık bir politikalar zinciri izlemiştir. Bu politikalar çerçevesinde öncelikli olarak problemler yaşadıkları komşu ülkeler (Azerbaycan, İran) ile yeni müzakereler vasıtası ile problemler üzerinde kısmen de olsa uzlaşma yollarına gidilmiştir. Bir diğer önemli gelişme ise Türkmenistan’ın sahip olduğu zengin doğalgaz kaynakları üzerinden Rusya ve Çin başta olmak üzere diğer küresel güçlerle enerji alanında imzalanan boru hattı antlaşmaları oldu. Bu antlaşmalar sayesinde Türkmenistan doğal gazını adı geçen ülkeler başta olmak üzere çeşitli ülkelere ihraç ederek ekonomik anlamda da hızla kalkınmaya başladı.

Türkmenistan’daki ilk beş yıllık G. Berdimuhammedov dönemi 2012 yılının Şubat ayında son bulacak ve 12 Şubat 2012 tarihinde yapılacak olan yeni devlet başkanlığı seçimleri için adaylık süreci sonlandı ve yapılacak seçimlere G. Berbimuhammedov’un yanı sıra 7 adayın daha girmesi kesinleşmiştir. Seçimlerde Berdimuhammedov’un dışında dikkat çeken diğer iki isim ise Su Kaynakları Bakanı Annageldi Yazmuradov ile Enerji ve Sanayi Bakanı Yarmuhamet Orazguliyev isimleridir. Ayrıca, seçimlere bir ay kala Türkmenistan’da çok partili sisteme geçiş yasasının cumhurbaşkanı G. Berdimuhammedov tarafından onaylanması yaklaşan seçimler öncesi ülkedeki değişimin devam edeceği sinyallerini vermenin yanı sıra Berdimuhammedov’un elini daha da güçlendirmiştir.

G. Berdimuhammedov’un göreve geldiği günden yeni devlet başkanının seçileceği 12 Şubat 2012 seçimlerine kadar geçen zaman diliminde Berdimuhammedov’un yarattığı değişim rüzgârı, ülkenin yavaş yavaş küreselleşen dünyadaki sürece ayak uydurmaya başlaması ve ekonomik anlamda gelişmeye başlamasının yanı sıra ülkedeki hayatın sistemleştirilmesi halk tarafından Berdimuhammedov’un kabul gördüğünün göstergesi sayılabilir. Bu sebepten ötürü G. Berdimuhammedov yaklaşan seçimlerde yarışacak sekiz aday arasında en çok öne çıkan ve devlet başkanlığına en yakın aday olarak görünmektedir.

Sonuç olarak, seçimi kazanma ihtimali çok yüksek olan mevcut cumhurbaşkanı G. Berdimuhammedov’un tekrardan göreve gelmesi ülkenin her alanda gelişiminin devam edeceğinin ve Niyazov kalıntılarının iyice ortadan kaldırılacağının bir göstergesidir. Özellikle, iç siyasette Niyazov kadrolarından kalan potansiyel rakiplerin üzerine gidilmesi muhtemel senaryolar arasında olacaktır. Yeni Berdimuhammedov döneminde olası tasfiye dalgasından ilk nasibini alacak olan muhtemel isim ise 2001’den beri kabinede bulunan Dış İşleri bakanı Rashid Meredov olacaktır. Dış politikada ise enerji alanında yapılan ve yapılması muhtemel yeni antlaşmalar sayesinde elde edilecek olan ekonomik gelirin hem ülke için hem de yönetim birimlerinin gelişimi için sistemli bir şekilde değerlendirilmesi Türkmenistan’ı bulunduğu coğrafyada söz sahibi bir devlet haline getirecektir. Ayrıca Türkmenistan, bölgede söz sahibi bir devlet olmakla kalmayarak aynı zamanda küresel siyasette bölge üzerinde ciddi politikaları bulunan Rusya, Çin, ABD, Türkiye ve Japonya gibi ülkelerin işbirliği listelerinde üst sıralara yükselecektir.

Cumhurbaşkanı G. Berdimuhammedov’un bir diğer dikkat çekici özelliği ise kriz dönemlerini iyi yönetebilen bir lider olma özelliğidir. Özelikle, Niyazov’un ölümünün ardından bu yana devlet başkanlığı görevi boyunca hem iç hem de dış politikada sergilediği performans bunun en büyük kanıtıdır. Özellikle iç politikada Niyazov kadrolarının tasfiyesi süreci ve dış politikada özellikle enerji politikası başta olmak üzere birçok konuda hem komşu devletler hem de büyük devletlerarasında kurduğu denge politikası bu görüşü tasdikler niteliktedir. Bu politikanın en nihai sonuçlarından biriside Niyazov sonrası dönemde Türkmenistan’ın iç ve dış siyasette içerden ve dışarıdan yıpratılamamış olmasıdır.

12 Şubat 2012’deki seçimi mevcut cumhurbaşkanı G. Berdimuhammedov’un tekrardan kazanması olasılığı Türkmenistan’ın gelişim sürecinin devam edeceği anlamına gelmesinin yanı sıra Berdimuhammedov’un, artık bölgede kendisini politikaları ile kabul ettirmiş bir lider imajı oluşturması anlamına da gelmektedir. Her ne kadar Türkmenistan’da demokrasi kelimesi Berdimuhammedov ismi ile anılmaya başlanmış olsa da uzun vadede G. Berdimuhammedov, ülkesinin doğal kaynaklarını en verimli şekilde kullanarak ülkesini kalkındırmaya çalışacaktır. Bunun yanı sırada siyasi tecrübeleri ile ülkesine birçok alanda gelişime açık bir ortam sunan Berdimuhammedov, böylece koltuğunu sağlamlaştıran ikinci bir Nursultan Nazarbayev olma yolunda ilerleyecektir.

Uğur ERTAŞ

TUİÇ Avrasya Çalışmaları Grubu

Sosyal Medyada Paylaş

Previous article
Next article

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Tarih:

Beğenebileceğinizi Düşündük
Yazılar

Orta Güçler Çok Kutuplu Bir Dünya Yaratacak

Dani Rodrik - Cambridge Bu yazı ilk olarak 11 Kasım...

Amerika Bir Sonraki Sovyetler Birliği mi?

Harold James, Princeton Üniversitesi'nde Tarih ve Uluslararası İlişkiler Profesörü. Bu...

Stabil Kripto Paralar Doların Küresel Statüsünü Koruyabilir

Paul Ryan, ABD Temsilciler Meclisi'nin eski sözcüsü (2015-19), American...

Avrasya’da Kolektif Güvenlik: Moskova ve Yeni Delhi’den Bakışlar

Collective Security in (Eur)Asia: Views from Moscow and New...