Özet
Venezuela, Amerikan çıkarları açısından Latin Amerika’da son derece önemli bir konumdadır. Chavez’le birlikte ABD’nin birçok yönden karşısında gelişen Venezuela dış politikası hem bölgesel hem de uluslararası dinamikler açısından önem taşımaktadır. Venezuela, petrol diplomasisi aracılığıyla hem bölgesel açıdan ülkelerle ilişkilerini geliştirmiş hem de çok kutuplu siyasete yönelerek ABD’nin dışında alternatif dış politika oluşturmaya çalışmıştır. Bu çalışmada ABD-Venezuela ilişkileri temelinde Chavez dönemi Venezuela dış politikası incelenecektir. Venezuela dış politikasının hem ideolojik hem de pragmatik boyutları, bunun ABD ile olan ilişkilerine yansıması değerlendirilecektir.
Anahtar Kelimeler: Amerika Birleşik Devletleri, Venezuela, Dış Politika, Chavez
Abstract
Venezuela occupies an extremely important position in Latin America in terms of American interests. Chavez’s Venezuela foreign policy, which has developed against the US, is important in terms of both regional and international dynamics. Venezuela has developed its relations with countries from a regional perspective through oil diplomacy and tried to create an alternative foreign policy independent from the USA by turning towards multi polar politics. In this study, Venezuela foreign policy of the Chávez period will be analyzed on the basis of US
Venezuela relations, both the ideological and pragmatic dimensions of Venezuela’s foreign policy and its reflection on Venezuela-USA relations.
Keywords: The United States of America, Venezuela, Foreign Policy, Chavez
GİRİŞ
Venezuela gerek jeopolitik konumu gerekse sahip olduğu doğal kaynaklarla dünyada önemli ilgi odaklarından birisi olmuştur. Jeopolitik konum açısından Atlantik Okyanusuna ve Karayip Denizi’ne kıyısı bulunmaktadır ve güneyinde dünyanın en önemli ekonomilerinden birisi olan Brezilya yer almaktadır. Ayrıca dünyanın en büyük petrol rezervlerinden birisine sahip olmakla beraber, Venezuela çeşitli mineral ve madenlere de sahiptir.
Buna ek olarak, 19.yy’da gerçekleşen Latin Amerika’nın bağımsızlık hareketinin çıkış noktasının Venezula olması, bölge içerisinde ülkeyi önemli bir konum içerisine yerleştirmiştir. Özellikle günümüzdeki siyasi retorik gözlemlendiğinde Simon Bolivar’ın Venezuela toprakları içerisinde doğması ve sömürge karşıtı hareketlerin bu topraklarda ortaya çıkması bu açıdan önemlidir.
Soğuk Savaş döneminin SSCB’nin yıkılmasıyla sona ermesiyle, neoliberal politikalar bütün dünyada hakim bir anlayış haline gelmiştir. Kapitalist sistem içerisine eklemlenmek için birçok Latin Amerika ülkesi de bu sürece dahil olmuştur. Ancak başta Venezuela olmak üzere bazı ülkeler bu girişimlerden başarısız sonuçlar almış ve ülke içerisindeki yoksulluk ve gelir eşitsizlikleri son derece artmıştır. Bunun sonucunda çeşitli ayaklanmalar ortaya çıkmış ve başta Venezuela olmak üzere sol anlayış tekrar yükselişe geçmiştir. 1998 yılında Venezuela devlet başkanı olan Hugo Chavez, neoliberalizme karşı politikalar izlemeye başlamış olup söylemlerinde ABD’yi hedef almıştır. Özellikle Bolivarcı Devrim kavramını sıklıkla dile getiren Chavez, sosyalist söylemlerle ülke içerisinde yapmış olduğu önemli reformlar yüzünden son derece dikkat çekmiştir. Bu durum ise, bir petrol ülkesi olan Venezuela’yı uluslararası sistem içerisinde farklı bir konuma doğru sürüklemiştir. Bu noktada Chavez, daha önceki neoliberal politikalar izleyen yöneticilerden farklı olarak farklı bir dış politika stratejisi izlemiş ve kapitalist sisteme bir alternatif oluşturma çabasına girmiştir.
Bu çalışmada Venezuela’nın Bolivarcı devrim olarak adlandırılan süreci temel alarak ABD ilişkileri temelinde nasıl bir dış politika izlediği araştırılacaktır. Söz konusu dış politikanın hem ideolojik hem de pragmatik yani reel politik boyutları ele alınacaktır. Araştırma sorunsalı olarak, Venezuela dış politikasında hangi boyutların ağır bastığını ve Chavez’in de söylemleriyle ülkenin alternatif bir dış politika oluşturmayı başarıp başaramadığı analiz edilecektir.
Çalışmada ilk olarak Venezuela’nın Chavez yönetiminden itibaren gerçekleşen iç reformlar, siyasal yönetimdeki değişim ve bunun dış politika oluşumunda etkisi incelenecek olup, sonraki bölümde Venezuela’nın petrol politikaları doğrultusunda ABD ile ilişkileri incelenecektir. Bu noktada özellikle, Chavez’in dış politika stratejisi incelenip, araştırma yazısının temelinde yer alan sorunsal doğrultusunda değerlendirilecektir. Çalışmanın sonraki bölümü, Venezuela’nın bölge ülkeleriyle ilişkilerini baz alarak, alternatif entegrasyon girişimleri incelenecek ve sınır komşusu olan Kolombiya ile olan ilişkileri ABD ekseninde değerlendirilecektir. Bu hususta, Chavez’in dış politikasını şekillendiren ana unsurların ne olduğu gözlemlenecektir. Çalışmanın son bölümü ise, Venezuela’nın Çin ve Rusya ile kurmuş olduğu yakın ilişkiler ve bu çerçevede çok kutupluluğa nasıl yönelmiş olduğu incelenecektir.
CHAVEZ’İN İKTİDARA GELİŞİ VE REFORMLAR
Soğuk Savaş’ın sona ermesiyle Doğu Asya, Ortadoğu ve Latin Amerika gibi dünyanin birçok bölgesinde ülkeler neoliberal politikaları uygulamaya başlamıştır. Özellikle Washington Consensus gereği ülkeler, belli iç reformlar yaparak çok uluslu şirketleri ülkelere açıp pazara dahil olmayı gelişmenin koşulu olarak görmüşlerdir. Ancak başta Venezuela olmak üzere birçok Latin Amerika ülkesinde süreç farklı işlemiştir. Ülke içerisindeki gelir eşitsizliği ve yoksulluk artmakla beraber, bu durum ülke yöneticilerine tepkiyi ortaya çıkarmıştır. İlk olarak 1989 yılında yüzlerce can kaybıyla sonuçlanan Caracazo ayaklanması bu ayaklanmaların en önemli örneğini oluşturur.11992 yılında o zaman orduda görevli bir asker olan Hugo Chavez’in ve arkadaşlarının gerçekleştirmiş olduğu darbe teşebbüsünün başarısızlığa uğraması, ülkedeki neoliberal karşıtlığını azaltmıştır. 1998 yılında bu sefer demokratik seçimlerle Chavez’in partisi MVR seçimi kazanmış ve Chavez Venezuela başkanı olmuştur.
Başkanlığın ertesi yılında yeni oluşturulacak anayasa için referanduma gidilmiş ve %88 oranında evet oyu çıkmıştır. Böylece Bolivarcı anlayışa uygun bir anayasa kurulmaya başlanmıştır. 2 Yeni anayasayla ilgili en önemli gelişmeler şunlardır; Ülkenin ismi Bolivarcı Venezuela Cumhuriyeti şeklinde değiştirilmiş, tek meclisli bir sisteme geçilmiş, başkanlık süresi 6 yıla uzatılmış ve son olarak petrol kaynaklarının özelleştirilmesi yasaklanmıştır. 3
Bu gelişmeler değerlendirildiğinde Venezuela’da yürütme erkinin güçlendirildiği sonucu çıkarılabilir. Hükümetin diğer bölümlerine göre başkanın yetkileri genişlemiştir. Örneğin; başkan, yasamanın onayı olmaksızın herhangi bir referandum ilan edebilir. Ayrıca senato kaldırıldığı için yönetim sisteminde kontrol ve denge mekanizmaları zayıflamıştır. Son olarak başkanın ordu üzerindeki kontrolü de artmıştır. 4 Buna ek olarak, Chavez neoliberalizme karşı çıkmış ve devletçi politikalara yönelmeyi teşvik edici söylemlerde bulunmuştur. Çünkü ona göre ekonomik işbirlikleri her zaman sadece Kuzey’in lehine olmuştur. 5 Yönetime geldikten sonraki süreçte, ülke içerisindeki reformist politikalarına hız kazandıran Chavez; ekonomi, sağlık, eğitim, tarım gibi birçok alanda petrolden sağlanan geliri kullanmıştır. Özellikle ülkenin en önemli petrol şirketi PDVSA’nın özelleştirilmesi hem ülke boyutunda hem de uluslararası boyutta dönüm noktası niteliği taşımaktadır. Bu gelişmeler Chavez’in halkın önemli bir kesiminden destek almasına sebep olmuştur. Ancak PDVSA’nın özelleştirilmesi sonucu, bu politikaya ülke içerisinden belli kesimlerden tepkiler gelmiştir ve 2002 yılında bazı sendikalar ayaklanma yapmıştır. Özellikle Chavez’in PDVSA’nın yönetim kuruluna kendi yanında olan insanları ataması tepkilerin büyümesine yol açmış ve 2002 darbesinin bir kanadını oluşturmuştur. 6
2002 yılında muhalif güçlerin artan tepkisi sonucu Chavez’e yönelik darbe gerçekleşmiş ancak çok kısa bir süre sonra Chavez tekrar yönetime geçmiştir. Bu süreçten sonra geçmişte başlatmış olduğu politikaları daha radikal biçimde uygulayan Chavez, 2004 referandumunu kazanarak sahip olduğu konumu güçlendirmiştir. Bu gelişmelere paralel olarak, 2005 yılında kendi doktrinini açıklayan 21. Yüzyıl Sosyalizmi kavramını öne sürmüştür. Her ne kadar teori ve pratikte tam anlamıyla açık olmayan bir doktrin olsa da kimi Chavez yanlılarınca bir ideoloji, diğerleri için ise bir toplumsal gelişme modelidir. 7 Ancak en temelde 21. Yüzyıl sosyalizmi ABD’ye veya genel olarak kapitalist sisteme karşı bir alternatif model oluşturma girişimi olarak okunabilir. Bu da aslında bize Chavez’in izleyeceği dış politika stratejileriyle alakalı belli ipuçları vermektedir. Yukarıda bahsedildiği üzere yürütme erkinin yetkilerinin genişlemesi karar verme süreçlerinde de başkanın etkisini artırmıştır. Özellikle etki uyandırıcı söylemler ve dış politika hamleleriyle öne çıkan Chavez, dış politika yapımında da en etkili rolü oynayan kişi olduğu görülür. Bu noktada, dış politika eylemlerinin merkezileştirilmesi olgusunun gözlemlendiği söylenebilir. Buna göre; yürütmenin dış politikada etkisinin arttığı bir yönetimde, dış politika kararları merkezi bir yönetim tarafından alınır ve muhaliflerce veya herhangi bir şekilde kararın tartışılması ihtimalini azaltır. 8 Böylece dış politika kararları devlet ve birey düzeyinde başkanın ideolojik anlayışından ve kişisel eğilimlerinden daha fazla etkilenir. Sonuç olarak, iç politikada yaşanan önemli siyasal değişimlerin dış politikayı fazlasıyla etkilediği konusu Venezuela örneği ile gayet iyi açıklanabilir. Bu hususta Chavez’le birlikte ABD’ye karşıt politikalar izlenmeye başlanması, Venezuela dış politikasının ana noktalarından birisi olmuştur. Bu yüzden ülkenin en önemli diplomasi aracı olan petrolün Venezuela dış politikasındaki önemli rolü ve bunun ABD ile olan ilişkilerine yansıması bu çalışmada açıklanması gereken en önemli noktadır.
VENEZUELA’NIN PETROL DİPLOMASİSİ VE ABD-VENEZUELA İLİŞKİLERİ
Venezuela-ABD ilişkileri Chavez’in dış politikasının ana gündem maddesi olarak değerlendirilebilir. Çünkü hem ideolojik hem de pragmatik açılardan Venezuela ABD’ye karşıt politikalar izlemiş ve çok kutupluluğu savunarak alternatif iş birliklerine girmiştir. Bu anlamda, Venezuela-ABD ilişkileri Chavez’in ideolojik tavrı ve petrol diplomasisi ile aydınlatılmaya çalışılacaktır. Özellikle Bolivarcı ideolojiyi bölgesel işbirlikleri ve ittifaklara uygulayarak gerçek bir bağımsızlık hareketini destekleyen Chavez, ABD’ye karşıt olarak Küba gibi ülkelerle ittifaklar yapmıştır. Buna ek olarak, ABD’ye olan bağımlılığını azaltmak için Rusya, Çin gibi ülkelerle ticari ve askeri anlaşmalar imzalamıştır. Bunun sonucunda ABD-Venezuela ilişkileri gitgide zayıflamıştır.
Toplum içerisinde yaşanan sınıfsal çatışmalar ve iç siyasetteki konular aslında uluslararası boyuta Robert Cox’un dediği gibi etki eder. Yani toplum içerisinde yaşanan sınıfsal boyutu olan gelişmeler aynı zamanda uluslararası ilişkilerin de birçok yönden yansımasıdır. Bu yüzden, PDVSA’nın kamulaştırılması süreci hem iç siyaset hem de uluslararası siyaset boyutunda değerlendirilmelidir. İlk olarak iç siyasette, 2002 yılında Chavez’in PDVSA başkanını yolsuzluk yaptığı gerekçesiyle istifa etmeye zorlaması, işçi grevlerine ve muhalif sendika hareketlerine yol açmıştır. Bunun üzerine muhalefet ve Chavez yanlıları arasındaki çatışma gittikçe artmış ve Nisan 2002’de Chavez’e karşı darbe yapılmıştır. 9 Chavez yanlılarının artan desteği ile kısa bir süre içerisinde koltuğuna geri dönmüştür. Bu süreçte Chavez, kendisine karşı gerçekleşen darbeden ABD’yi sorumlu tutmuştur. Özellikle ABD medyası, Venezuela’da Chavez’in insan hakları ihlali yaptığını ve muhalefetin kendi özgürlükleri için mücadele ettiğini belirterek muhalefete açık destek vermiştir. Bu süreç Chavez’in ABD’ye karşı tepkilerini şiddetlendirmiştir. Kendisi yönetime ilk geldiğinde daha ılımlı bir ‘üçüncü yol’ ideoloji diskurunda bulunmuş ancak 2005 yılında yaptığı konuşmada 21. Yüzyıl sosyalizmi söyleminde bulunmuştur. Buna göre, kapitalist sistemde kalınarak hiçbir gelişme sağlanamayacağını, bu yüzden gerçek bir sosyalist devrimin Venezuela’yı ileri boyuta taşıyacağını belirtmiştir. Özellikle bu söylem, kapitalizm ve neoliberalizm karşıtlığını barındırarak en temelde ideolojik bir boyut taşısa da bazı yönlerden pragmatik dış politika stratejisini de içermiştir. Çünkü 21.yüzyıl sosyalizmi pratikte tam anlamıyla kapitalist sistemi reddedip onun dışında kalmayı hedeflememiştir. Çalışmanın sonraki bölümlerinde de görüleceği üzere, Venezuela Rusya ve Çin gibi büyük güçlere ülkesinin pazarlarını kısmen de olsa açmıştır. Bu da Venezuela’nın farklı alternatifler aramaya çalışarak enerji güvenliğini sağlamaya giriştiğini gösterir.
Bir OPEC üyesi olan Venezuela dünyadaki petrol rezervlerinin %24,9’unu oluşturarak ilk sırada yer almaktadır. 10 Venezuela’nın petrolü önemli bir dış politika aracı olarak kullanması Chavez yönetiminden itibaren gerçekleşmiştir. 11 Chavez’in ülkenin en önemli petrol şirketi olan PDVSA’yı kamulaştırması önemli bir sürecin başlangıcını oluşturur. Petrol konusunda ABD’ye ihracat yapan Venezuela’nın önemi 11 Eylül olaylarından sonra daha da çok artmıştır. Bunun en önemli nedeni ABD’nin petrol ithalatı konusunda Suudi Arabistan’a eskisi kadar bağlı olmak istememesidir. 12 Bu hususta, Venezuela’da PDVSA’nın kamulaştırılması ve hemen akabinde hidrokarbon yasaları gibi devlet politikaları ABD’nin çıkarlarına birçok konuda ters düşmektedir. Çünkü ABD, petrol konusunda Venezuela’ya bağımlıdır ve jeopolitik açıdan kendisine yakın olan bir ülkenin piyasa ekonomisinden uzaklaşıp ulusal bir ekonomi yaratma çabasını çıkalarına aykırı bir durum olarak algılamaktadır. Buna ek olarak, ABD farklı bir nedenle Venezuela petrolüne ihtiyaç duymaktadır. Buna göre, Venezuela ağır petrol üretmektedir. Ağır petrol ise ABD için dizel üretiminde son derece önemli bir rol oynar. Bu yüzden Venezuela’dan ağır petrol ithal ederek, bunu hafif petrolle karıştırarak dizel üretimi yapar. 13 Bu da ABD açısından Venezuela’nın önemini ortaya koymaktadır. Venezuela ise petrol yönünden ABD’ye bağımlı olması ve daha önceki başkanların petrol gelirlerini yanlış kullanmalarından kaynaklanan sıkıntıların çözümünü OPEC ile iş birliği yapmada aramıştır. Chavez bu noktada, ABD’ye olan bağımlılığını kırmak ve uluslararası piyasada petrol fiyatı konusunda bir denge oluşturmak için OPEC çatısı altında ülkelerle anlaşmalar yapmıştır. Bu yüzden Venezuela, petrol fiyatlarının yükselmesini temel amaç edinmiştir.14 OPEC’in kotalarına uyan Venezuela, kısa bir süre içerisinde petrol fiyatlarını artırmış ve petrol ihracatından daha fazla kar elde etmeye başlamıştır. Petrol fiyatları Chavez’in adil diye belirttiği 8 dolardan 30 dolara yükselmiştir. 15 Bu durum ise ABD açısından önemli bir sorun teşkil etmektedir çünkü petrol fiyatlarının artması ABD için daha fazla maliyet anlamına gelmektedir.16 Özellikle enerji güvenliği açısından bakıldığında, enerji güvenliğinin sağlamaya çalışmak aynı zamanda ekonomik güvenlik açısından da değerlendirilmelidir. 17 Enerji güvenliği perspektifinden büyük güçlerin petrol rezervleri güçlü olan birçok güney ülkesine yönelmesi ve onları kendi çıkarları doğrultusunda istikrarlı hükümetlerin varlığını talep etmesi, dış politikalarının önemli bir unsurunu oluşturur. 18 Bu açıdan bakıldığında, Venezuela’nın petrolü kamulaştırması ve petrol fiyatlarındaki artış, ABD için önemli bir enerji güvenliği ve ekonomik güvenlik sorunları doğurmuştur.
Venezuela-Amerika ilişkileri, Chavez döneminden itibaren askeri ve siyasi boyutta da önemli değişimleri içerir. İlk olarak Chavez, ABD’nin Irak ve Afganistan işgallerini çok sert bir dille eleştirmiştir. Amerika’nın dış politikasına karşıtlığını dile getiren Chavez, 2004 yılında referandum zaferinden sonra ABD’yle askeri değişim programını iptal etmiştir. Bu duruma gerekçe olarak ise, ABD askerlerinin Venezuela askerlerini kışkırtarak istikrarsızlık yaratma girişimidir. Buna ek olarak Chavez, yedek askerleri ilk evrede asker seviyesine getirerek herhangi bir Kuzey Amerikan saldırısına karşı koymayı amaçlamıştır. 19
Sonuç olarak Venezuela’nın ABD ile olan ilişkilerindeki zayıflama, Chavez’in antikapitalist ve anti-Amerikancı yönelimlerinin yansıması olarak görülebilir. Hem petrol konusunda ABD’ye olan bağımlılığını azaltmak ve ülke içerisinde reformları gerçekleştirmek için ülke kaynaklarını ulusallaştırmak önemli bir dış politika unsuru olarak ortaya çıkmıştır. Bu hususta Chavez’in çok kutupluluğa yönelen dış politikası için temel oluşturan bu hamleler aynı zamanda ideolojik boyutu da ortaya çıkarmaktadır. Chavez’in söylemlerinin ABD karşıtlığına yönelik dış politika oluşturması, Venezuela’da dış politikanın belirleyici mekanizmanın nasıl işlediği hakkında fikirler sunmaktadır. Çalışmanın sonraki bölümü, Venezuela’nın ideolojik paradigmalara dayanan bölgesel ilişkileri incelenecektir.
VENEZUELA’NIN BÖLGESEL İLİŞKİLERİ
Çalışmanın bu bölümünde, Venezuela’nın bölgesel perspektiften nasıl politikalar izlediği ve bu dış politika eylemlerinin hangi temellere dayandığı incelenecektir. Özellikle anti-Amerikancı tutumun gözlemlendiği bu boyutta, ilk olarak Küba’yla gerçekleştirilen ilişkiler ve bu doğrultuda alternatif entegrasyon girişimleri incelenecektir. Son olarak ise, Venezuela-Amerika ilişkilerinin dolaylı olarak etkilediği önemli bir sorun olan Kolombiya-Venezuela ilişkileri kısaca incelenecektir.
Venezuela’nın bölgesel ilişkilerde daha ideolojik bir dış politika izlediğini söyleyebiliriz. Bu politikanın kökenleri en temelde Bolivarcı düşünceye dayanır. Bolivar’a göre Latin Amerika Halkları, sömürgeden kurtulmak için tek bir çatı altında birleşmelidir. Her ne kadar Bolivarcılığın sosyalist bir temeli olmasa da Chavez için bu sosyalizmle bağdaşabilecek önemli bir ideolojik temeldir.
- a) Venezuela-Küba İlişkileri
Venezuela antiemperyalist söylemleri temelinde bir dış politika geliştirirken bölgedeki en önemli ortağı anti-Amerikancı tavrı ile simgeleşmiş Küba olmuştur.
Venezuela-Küba ilişkileri kısaca iki dönemde incelenebilir: İlk olarak Chavez’in yönetime geçtiği süre ile 2004 referandum zaferi arasındaki ilişkiler ve 2004 sonrası ilişkiler olarak görülebilir.20 İki ülke özellikle antikapitalist olma özellikleriyle ön plana çıkmıştır. Bu hususta, iki ülkeyi birbirine yaklaştıran bazı önemli noktalar söz konusudur: Bunlar, ideolojik benzerliğe sahip ve bunun doğrultusunda kapitalist sistemin dışında kalmaya ve alternatif bir pozisyonda yer almaya çalışan iki ülke arasındaki ilişkilerin varlığıdır. Bu yüzden 1999’dan beri gelişmeye başlayan ikili ilişkiler aynı zamanda bir Güney-Güney ilişkisi olarak da yorumlanabilir.
İlk olarak iki ülke arasında ekonomik ve ticari işbirlikleri görülmektedir. Bu hususta 2000 yılında Geniş Kapsamlı İş birliği anlaşması imzalanmıştır. Anlaşma, ticari ilişkilerin geliştirilmesine dayanan bir içeriğe sahiptir. 21 Venezuela varil başına 27 Amerikan doları olan önemli miktarda petrolü Küba’ya ihraç etmiş, buna karşılık Küba’dan ülkeye eğitimli doktorlar ve eğitimciler gelmiştir. 22 Özellikle Venezuela’nın ülke içerisinde yapacağı sosyal reformlar açısından Küba’dan gelen bu insanlar son derece önemlidir.
2004 referandum zaferinin hemen ardından Chavez, Bolivarcı ideolojiyi bölgesel ittifakları geliştirerek yürürlüğe koymak istemiştir. 2004 yılında Venezuela ve Küba’nın anlaşmasıyla Bizim Amerika Halkları için Bolivarcı İttifak (ALBA) kurulmuştur. Anlaşma ilk başta, iki ülkenin ekonomik ve sosyal ihtiyaçlarını karşılıklı olarak karşılama hedefinde olan daha gelişmiş bir ekonomik işbirliği olarak görülür. 23Ancak anlaşmayla kurulan örgüt en temelde, iki ülke arasında 2000 yılında imzalanan işbirliği anlaşmasını bölgedeki diğer ülkelere yaymak ve ideolojik anlamda anti-emperyalist bir tutum takınmaları yönünde bir teşviki sağlamaktır. Örgüte sırasıyla; Bolivya, Nikaragua, Honduras ve Ekvador’un katılmasıyla örgütün Latin Amerika’da gittikçe dikkat çeken bir nitelik taşıdığı gözlemlenmiştir. ALBA, o dönemde görülen bir başka entegrasyon girişimi olan Mercosur’dan temelde bir farklılık içerir. Her şeyden önce ALBA, neoliberalizme ve ona dayanan ticaret ve yatırım bütünleşmelerine karşı bir tepkiyi içerip daha halkçı politikalara dayanır. 24 Neoliberalizme dayanan serbest ticaret ilkelerine değil, aksine toplumsal refah ve karşılıklı ekonomik yardımlaşma gibi ilkeleri temele alan hem siyasi hem de ekonomik boyutu olan bir entegrasyon girişimi olmuştur. 25
ALBA’yla Küba-Venezuela ilişkileri ileri düzeyde gelişmiştir. Venezuela açısından petrolün önemi burada bir kez daha öne çıkmaktadır. Küba’da kurulan petrol şirketleri ve sabit fiyatlar üzerinden petrol ihracatı iki ülke arasındaki ilişkide temel bir dinamik olmuştur. Ayrıca kapitalist sistem içerisinde bir alternatif sistem yaratma çabası da bu anlaşmada görülmektedir. Çünkü Chavez’e göre ALBA hiçbir zaman bir liberal entegrasyon girişimini yansıtmamıştır. Örgüt aynı zamanda ABD’nin teşvikiyle kurulması istenen ve bir noktada Latin Amerika’da bir Pazar oluşturma çabası olarak görülen Amerika Serbest Ticaret Bölgesi girişimine de bir tepkidir.
- b) Bölgesel İlişkiler
Bölgesel ilişkilerde ideolojik söylemleriyle Bolivarcı düşünceyi fazlasıyla yansıtan Chavez, aynı zamanda petrol diplomasini de sürdürmeye devam etmiştir. Özellikle Latin Amerika ülkeleri ile ekonomik ve ticari anlaşmaları geliştirerek, petrol ihracatına karşılık ihtiyaç duyulan ürünleri ithal etmeye başlamıştır. 26
Venezuela’nın bölge ülkeleri ile kurduğu önemli yakınlaşmalar, iki farklı topluluk olan Arap Birliği ve Güney Amerika Uluslar Topluluğu Zirvesi’nin yanyana gelmesiyle görülmüştür. Özellikle petrol diplomasisi açısından son derece önemli bir toplantı olan bu zirve Güney Amerika’da yer alan birçok çok uluslu şirketi birbirine bağlayacak özelliklere sahiptir. 27 Jeopolitik anlamda da son dereci önemi haiz olan bu toplantı hem ideolojik hem de pragmatik anlamda Venezuela dış politikasının hedefleri için önemli bir örnek oluşturmuştur. İdeolojik anlamda Chavez, kendi söylemleriyle dünyanın efendisi olan ve bütün kuralları ülkelere dayatmaya çalışan bir hegemonik gücün iddialarını sonlandırma amacında olduğunu belirtmiştir. 28 Pragmatik anlamda ise Venezuela, ABD’ye olan petrol bağımlılığını azaltmak istemiş ve alternatif olarak bölge ülkeleri ile petrol diplomasisini güçlendirmiştir. Buna önemli bir kanıt olarak 2005 yılında Chavez bölge içerisinde ABD karşısındaki konumunu güçlendirmek amacıyla 13 Karayip ülkesi ile petrol anlaşmaları imzalamıştır. Petrocaribe ittifakı olarak da adlandırılan bu anlaşma, Venezuela’nın bu ülkeler için petrol hizmeti sunması anlamına gelmektedir. Özellikle bu anlaşma ABD’ye karşı önemli bir jeopolitik boyut içermiştir. 29
Chavez’in desteklediği diğer iki önemli entegrasyon girişimleri ise sırasıyla UNASUR ve CELAC’tır. Güney Amerika Ulusları Birliği anlamına gelen UNASUR 2008 yılında kurulmuştur. Chavez’in teşvikiyle, 2004 yılında başlanan görüşmeler sonucu Arjantin, Brezilya ve Şili gibi önemli ülkelerin de bulunduğu neredeyse bütün Güney Amerika ülkelerini kapsayan bu örgüt, ABD’nin dışarıda kaldığı kapsamlı bir örgüt olma bakımından önem taşır. Bu anlamda örgüt Bolivarcı ideolojiyi yansıtarak, ABD hegemonyasına karşı koyarak işbirliği ve dayanışma gibi temel noktaları içermiştir. 30 Diğer önemli topluluk CELAC ise 2010 yılında kurulmuştur. Latin Amerika ve Karayipler Topluluğu CELAC, ABD ve Kanada dışında Amerika kıtasında bütün ülkeleri kapsamaktadır. Örgüt bu anlamda, bölgedeki en kapsamlı entegrasyon girişimi olup hem kültürel hem ekonomik hem de siyasi bütünleşmeyi hedeflemiştir. Temel ilkeler olarak, sosyal adalet ve demokrasi temelinde eşitlik benimsenmiştir. CELAC, Chavez’in teşvikiyle Amerikan Devletleri Örgütüne (OAS) karşıt olarak ortaya çıkmıştır. Küba’nın yıllardır kıtada yalıtılmışlığına son verip bünyesine katması ABD’nin karşısında örgütün önemli bir diğer yönünü ortaya koyar.31
- c) Venezuela-Kolombiya İlişkileri
Amerika-Venezuela ilişkileri ekseninde Venezuela’nın sınır komşusu Kolombiya ile ilişkileri Venezuela dış politikası açısından önemli bir konudur. Kolombiya ve Venezuela arasında Chavez döneminde yaşanan sorunların en temelde iki kaynağı vardır: Birincisi Kolombiya’daki iç çatışma sorunu, ikincisi ise Kolombiya’nın ABD’yle yakın ilişkisidir. Kolombiya’da FARC gibi sol kesimden gelen belli gruplar ülke içerisinde birtakım ayaklanmalar gerçekleştirmiştir. Kolombiya hükümeti, Bolivarcı ideolojiyi yaymak amacıyla, Venezuela’nın bu hareketleri desteklediğini iddia etmiştir. 32 Venezuela’nın bu iddiayı reddetmesiyle beraber, benzer propagandalar ABD tarafından da ortaya konmuştur. Özellikle ABD dış işleri bakanı, Venezuela’nın Güney Amerika’daki birçok illegal örgüte yardım sağladığını iddia etmiştir. Chavez ise buna karşılık, silah alımının ülke ordusu için sağlandığını söyleyerek iddialara karşı çıkmış ve terörist bir devletin Venezuela’yı teröristlikle suçladığını söyleyerek ABD’ye karşı oldukça sert söylemlerde bulunmuştur.33
İki ülke arasındaki ilişkilerin en sıkıntılı sürece girdiği dönem ise FARC’ın dış sekreteri olan bir kişinin Caracas’ta bulunması ve Kolombiya tarafından tutuklanmasıdır. Bunun üzerine Kolombiya, Venezuela’yı bu örgüte destek vermekle suçlamış ve Venezuela ise Kolombiya’yı ülkenin iç işlerini ve egemenliğini ihlal ettiği için özür dilemeye çağırmıştır. 34 Sorun, Kolombiya başkanı Uribe’nin geri adım atmasıyla çözülmüştür. Ancak 2009 yılında Kolombiya’nın ABD’nin ülke içerisine yeni askeri kurumlar ve birlikler kovuşturmasına izin vermesi, iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilere zarar vermiştir. Hatta 2009 yılının ortalarında Chavez, Kolombiya ile diplomatik ilişkileri kesmekten başka bir çarenin kalmadığını belirtmiştir. 35
Sınır komşusu olan iki ülke ilişkilerinde ABD’nin dolaylı bir etkisi görülmektedir. Özellikle Kolombiya’nın ABD müttefiği olarak ön plana çıkması ve ABD ordusu mensuplarının Kolombiya tarafından kabul edilmesi, Venezuela açısından bir güvenlik sorunu oluşturmuştur. Ayrıca Kolombiya’daki iç karışıklıklarda Venezuela’nın payı olduğu söylemi hem ABD hem de Kolombiya tarafından paylaşılmıştır. Bu yüzden, iki ülke arasındaki ilişkiler kimi zaman tansiyonu yüksek boyutlara ulaşmış olup Venezuela’nın sınır komşusuna yönelik güvenlik temelinde bir dış politika izlemesine neden olmuştur.
Sonuç olarak Venezuela, Latin Amerika’da hem ekonomik hem de siyasi anlamda kendi konumunu güçlendirmek ve Amerikan karşıtlığını söylemden pratiğe dökmek amacıyla, ilk olarak ABD’nin bölgedeki en karşıt olduğu ülke olan Küba ile yakın ilişkiler kurmaya başlamıştır. Küba-Venezuela ilişkileri hem petrol diplomasisi hem de kültürel ve siyasal iş birliklerini de içermiştir. Bu ikili ilişkinin bütün Latin Amerika ülkeleri üzerinde ideolojik açıdan bir etki oluşturması amacıyla ALBA kurulmuş ve Bolivya, Nikaragua gibi bazı ülkeler örgüte katılmıştır. Buna ek olarak, Venezuela bölgedeki diğer ülkelerle ekonomik ve ticari ilişkilerini geliştirmiş ve birçok konuda ABD’ye bağımlı olmayan hatta karşıt bir strateji izleme yoluna girmiştir. Söylemsel açıdan Bolivarcı ideolojiyi yansıtan UNASUR ve CELAC gibi entegrasyon girişimleri ise Venezuela’nın nasıl bir dış politika izlediği hakkında önemli bilgiler sunmuştur. Son olarak, Venezuela’nın Kolombiya’nın iç işlerine karıştığı iddiası ve Kolombiya’nın ABD müttefiki olması sınır komşusu olan iki ülke arasında çalkantılı ilişkiler oluştuğunu göstermiştir. Kolombiya’da ABD’nin askeri açıdan artan varlığı Venezuela’nın güvenliği ön plana alacak dış politika eylemlerinde bulunması durumunu ortaya çıkarmıştır.
ÇOK KUTUPLU DIŞ POLİTİKA
Chavez yönetiminden itibaren Venezuela, dış politikasını çok kutupluluğa doğru yöneltmiştir. Genel olarak kapitalist ve neoliberal politikalara karşı oluşu, onu sistemde farklı alternatifler yaratmaya yöneltmiştir. Bu yüzden, 21. Yüzyılda Venezuela’nın Rusya ve Çin’le artan hem ticari hem de askeri boyutta gerçekleşen iş birlikleri onun için ABD’nin ülke üzerindeki etkisini azaltma amacıyla örtüşmüştür. Yukarıda da belirtildiği üzere, petrol Venezuela’nın dış ticaretinin ana unsurunu oluşturduğu için Rusya ve Çin ile gelişen ilişkiler bu temeldedir. Özellikle Venezuela, ABD’ye olan petrol konusundaki ticari bağımlılığını azaltmak için bu alternatif stratejilere yönelmiştir.
- a) Venezuela-Rusya İlişkileri
Chavez yönetiminden itibaren Venezuela için en önemli stratejik ortaklardan birisi gerek ABD hegemonyasına olan karşıtlığı gerekse petrol ticaretini sağlayabilmesi açısından Rusya olmuştur. Çünkü Venezuela hem askeri hem de ticari açıdan eskiden beri bağımlı olduğu Amerika’dan farklı bir alternatif bulmak istemiştir. 36
2002 yılında Chavez’e karşı yapılan darbe ve sonraki süreç Chavez için önemli bir güvenlik sorunu ortaya çıkarmıştır. Askeri silahlar talebinde bulunan Chavez’e karşı ABD’nin reddi ve bu konuda ABD’ye olan bağımlılığını azaltmak gibi gerekçelerle Rusya önemli bir stratejik ortak olmuştur. Petrol karşılığı Rusya’dan önemli miktarda silah ve mühimmat ithal edilmiştir. Özellikle sonraki süreçte Venezuela’nın elde ettiği silahların %80 civarı Rusya’dan temin edilmiştir. 37 Rusya’nın Venezuela’da tüfek ve fişek fabrikaları inşa etmesi, iki ülke arasındaki askeri ilişkiyi gözler önüne sermektedir.38 Rusya kapitalist özelliklerine sahip olmasına rağmen, batı tarafından şüpheyle yaklaşıldığı olgusuyla beraber Venezuela ile Rusya arasında 2005 yılında imzalanan bir anlaşmayla, Rusya’dan birçok askeri mühimmat satın alınmıştır. Bu durum ise, Kolombiya ve ABD’yi endişelendirmiştir.39 2005 yılında Buna ek olarak, Rusya’nın Gazprom, Rosneft gibi önemli enerji şirketlerinin Venezuela’da mevcut olduğu gözlemlenmiştir. 40 Bu durum, Batı firmalarının veya çok uluslu şirketlerinin varlığı üzerine bir alternatif oluşturulduğu ve Venezuela dış politikası açısından batıya en başta da ABD’ye olan bağımlılığını azaltmaya çalıştığını gösterir. İki ülke arasındaki ticari ilişkilerin geliştiğine kanıt olarak, 2000 yılında enerji ihracatına dayanan ilişkilerde ticari ilişkiler %350 artmıştır. 41 Venezuela ve Rusya’nın dış politikalarının analizinde ülkelerin siyasi yapılarında birçok açıdan benzerlik görülmektedir. Örneğin; iki ülkenin de anayasasınında belirtildiği üzere, başkan hem iç hem de dış politika yapımında temel yetkilere sahiptir. 42Aynı şekilde iki ülkede ABD hegemonyasına karşı ideoloji bir tutum takınmakla beraber, çok kutuplu siyaset oluşturma eğilimindedirler. Venezuela açısından bakıldığında, her ne kadar Chavez 21. Yüzyıl sosyalizmi ile sosyalist bir model oluşturduğunu iddia etse de Rusya’ya ait birçok şirketin ülke içerisinde yatırım yapması halen kapitalist koşulların farklı açılardan devam ettiğini göstermektedir. Bu da aslında Venezuela’nın çok kutuplu siyaset izleyerek, tek bir ülkeye olan bağımlılığını azaltmak adına reel politik veya pragmatik bir dış politika izlediğini de gözler önüne sermiştir. Venezuela-Çin ilişkilerinde bu boyut daha fazla ortaya çıkmıştır.
- b) Venezuela-Çin İlişkileri
1999 yılından itibaren Chavez’in Çin’i ziyaretleri sonucu ikili ilişkiler gelişmeye başlamıştır. Çin’in son yıllarda artan bir ekonomik güç olması ve petrole olan yoğun talebi iki ülke arasındaki ilişkileri geliştirmiştir. Bu yüzden Chavez, Venezuela-Çin ilişkilerini petrol diplomasisi ekseninde temellendirmiş görünmektedir. 43
Çin için Venezuela ve hatta genel olarak Latin Amerika bir ekonomik pazar olarak görülmektedir. Bu yüzden Rusya’nın aksine Venezuela ile olan ilişkileri ticari ve ekonomik boyutla sınırlanmıştır. Venezuela açısından ise çok kutuplu siyaseti geliştirme ve ABD’ye olan bağımlılığı azaltmak için Çin ile olan ilişkiler son derece önemlidir. Özellikle Venezuela içerisinde bulunan Amerikan şirketlerinin sayısının azalması hem ideolojik hem de pragmatik açıdan Venezuela dış politikasının hedeflerini gerçekleştirecektir. 44
Bu anlamda; Venezuela için Çin, hem petrol ihracatı açısından önemli bir partner hem de ABD’nin hegemonik gücüne karşı bir siyasi ve güvenlik ilişkilerine dayanan bir ortaktır. Petrol ihracatı ele alındığında Çin’e 2005 yılında ihraç ettiği petrol miktarı 19.000 varil iken, 2011 yılında bu miktar 230.000 varile yükselmiştir. Bu sayı ise Venezuela ihracatının %10’luk payını oluşturmuştur. 45 Chavez yönetime gelmeden önce Çin’e herhangi bir petrol ihracatı olmazken, görüldüğü üzere 10 yıl içerisinde ihracat fazlasıyla artmıştır. Hatta Chavez bu gelişmeleri baz alarak, Çin’in Venezuela’nın en büyük ticari ortağı olacağını ve bu konuda ABD’yi geride bırakacağını belirtmiştir. 46 Çin ise petrol ithalatına karşılık, Venezuela’ya yüklü miktarda krediler vermektedir. 47 Kimi uzmanlar son yıllarda Çin’e yönelik artan petrol ihracatının Venezuela için ABD’nin yerine Çin’in yeni bir ticari bağımlılık oluşturma riski taşıdığını belirtmiştir.
Buna ek olarak, Venezuela Çin’le olan ilişkilerini politik düzlemde de geliştirmek için Tayvan’ı Çin’den bağımsız olarak kabul etmeyip, Tek Çin Politikası’nı öne sürmüştür. 48 Ancak Çin, Venezuela ile ilişkilerinde işi siyasi veya ideolojik bir boyuta taşımaktan kaçınmaktadır. Özellikle ticari bazda ilişkileri sınırlandıran Çin, bölge üzerinde ABD ile tam anlamıyla karşı karşıya gelecek politikalardan kaçınmaktadır. Esas olarak Çin-Venezuela ilişkileri ekonomik temellerde gelişmiş olup, Venezuela’nın çok kutuplu dış politika izlemesinde önemli bir pragmatik temel sağlamıştır. Ülke içerisinde artan Çin şirketleri ve yatırımları, Venezuela’nın petrol ihracatı konusunda ABD’ye olan bağımlılığını azaltmıştır.
Sonuç olarak, Chavez döneminden itibaren Venezuela dış politikası çok kutuplu bir siyaset izlemeye dayanmaktadır. Çin ve Rusya gibi ülkelerle kurdukları yakın ilişkiler hem ekonomik anlamda ABD’ye olan petrol bağımlılığını azaltmak hem de anti-Amerikancı bakış açısıyla, ABD hegemonyasına bir karşı blok oluşturma amacı taşır. Buna kanıt olarak, 2005 yılında Venezuela’nın ABD’ye petrolün %80’ini satmasına karşılık, 2011 yılında bu oranın %40’a düşmesi gösterilebilir.49
Chavez’in lider bazında söylemlerinin, dış politika eylemlerinde belirleyici bir boyutu olduğu görülmektedir. Özellikle anti-Amerikancı söylemleri ve kapitalist sistem içerisinde alternatif bir politika izlemeye çalışarak dış politikanın ideolojik boyutu ön plana çıkmıştır. Ancak Çin’in Venezuela içerisinde bir Pazar oluşturma çabası ve Rusya’nın çok uluslu şirketlerinin Venezuela’da sayısının artması, Chavez’in tamamen ideolojik bir siyaset oluşturmadığını, temelinde tek bir ülkeye yönelik olan bağımlılığı azaltma çabası içerisinde olduğu görülebilir. Bu anlamda, Venzuela dış politikasının bir noktada pragmatik bir tutum takındığı ve alternatif siyaset alanları yaratarak ideolojiyle beraber pragmatizmi de barındırdığı görülmektedir.
SONUÇ
Venezuela jeopolitik konumu ve sahip olduğu doğal kaynaklarla dünya siyasetinde önemli bir yere sahiptir. Tarihsel arka planda da Latin Amerika bağımsızlık hareketlerinin kaynağında Venezuela olması, ülkeyi simgesel açıdan önemli bir konuma sokmuştur. Soğuk Savaş döneminin sona ermesiyle, bölge ülkelerinde uygulanan neoliberal politikalar beklenenin tersine olumsuz sonuçlar doğurmuş ve hükümetlere karşı ayaklanmalar artmıştır. Bunun bir yansıması olarak, Venezuela’da Chavez 1998 yılında yönetime geçmiş olup, ertesi yıl yeni bir anayasa düzenlemiştir. Ülkenin en önemli ihracat kaynağı petrol şirketinin özelleştirilmesi ve yürütme erkinin güçlendirilmesi, ülke dış politikasının iç dinamiklerini gözler önüne sermiştir. ABD karşıtı söylemlerle ön plana çıkan Chavez, dış politikada ülkenin ABD’ye olan bağımlılığını azaltmak ve alternatif dış politika stratejileri geliştirmek gibi temel hedefleriyle öne çıkmıştır.
Petrolün en önemli dış ticaret kaynağı olması, Venezuela’nın dış politikasında izlediği stratejilerin temelinde yer almıştır. En temelde ABD’ye olan petrol bağımlılığını azaltmak ve petrol gelirlerini ülke içerisinde gerçekleştirdiği sosyal reformlara harcamak isteyen Chavez, OPEC ülkeleriyle işbirliği içerisine girmiştir. Bunun sonucunda petrol fiyatlarının artmış olup, bu durum ABD açısından daha fazla maliyet anlamına gelmiştir. Bu da ABD için enerji güvenliği sorunu doğurmuştur. Askeri ve siyasi anlamda da Venezuela’nın ABD’ye karşı politikaları, ideolojik söylemlerle beraber ortaya çıkmıştır.
Bölgesel ilişkiler baz alındığında, Venezuela’nın en büyük ortağı Küba olmuştur. Hem ticari hem de siyasi temellere dayanan ikili ilişkiler, Bolivarcı ideolojiyi bölgedeki diğer ülkelere yansıtması anlamında entegrasyon girişimlerine zemin hazırlamıştır. Anti-amerikancı temele sahip ALBA kurulmuş; sonrasında Nikaragua, Bolivya, Ekvador ve Honduras’ın örgüte dahil olmasıyla örgüt kapitalist sisteme karşı önemli bir blok oluşturmuştur. Buna ek olarak, Chavez’in teşvikiyle UNASUR ve CELAC diğer entegrasyon girişimleri kurulmuş ve ABD’nin ilk kez bölgesel ittifakların dışarısında kaldığı görülmüştür. Chavez, ideolojik açıdan bölge üzerinde ABD hegemonyasına son vermek isterken, aynı zamanda bölge ülkeleriyle ekonomik ilişkilerini geliştirerek ABD’ye olan ticari bağımlılığını azaltmak istemiştir. Bölgedeki diğer önemli gelişme ise; Venezuela, kendisine sınır komşusu olan Kolombiya ile ABD’nin dolaylı etkileriyle zaman zaman olumsuz yönde ilişkiler yaşamış, hatta diplomatik ilişkilerini kesme noktasına gelmiştir. ABD’nin Kolombiya ile askeri anlamdaki yakın ilişkileri, Venezuela açısından belli güvenlik sorunları doğurmuştur.
Çok kutuplu bir dış politika izleyen Chavez, ABD’ye olan bağımlılığını azaltmak için alternatif politikalar geliştirmiştir. İlk olarak, Rusya ile hem siyasi hem de ekonomik temelli ilişkiler geliştiren Venezuela, askeri anlamda ABD’ye olan bağımlılığını azaltmıştır. Çin ise; Venezuela’yı siyasi ve ideolojik bir partner olarak görmekten ziyade, sadece ekonomik ilişkileri geliştirmeye yönelmiştir. Venezuela ise Çin’le olan ilişkileri geliştirerek gittikçe artan bir şekilde Venezuela’nın petrol ihraç ettiği ülke olmuştur. Bu durum, Venezuela’nın ABD’ye daha az petrol ihraç etmesine neden olmaktadır. Bütün bu gelişmeler ışığında, Chavez her ne kadar sosyalizm ve anti-Amerikancılık gibi ideolojik söylemler ile bir dış politika oluştursa da alternatif bir siyaset oluşturarak Rusya ve Çin gibi birçok açıdan kapitalist ekonomik sisteme dayanan ülkelerle ilişkilerini geliştirmiştir. Bunun sonucunda, Venezuela Chavez dönemiyle ABD’ye karşıt olarak hem ideolojik hem de pragmatik boyutlarıyla bir dış politika oluşturmuştur.
ALPEREN CENNETKUŞU
LATAM Stajyeri
BİBLİYOGRAFYA
1 Gökhan Çin, ‘’Amerikan Emperyalizminin Latin Amerika’daki Son Örneği: Bolivarcı Venezuela Cumhuriyeti’nde yaşanan kriz’’ Üsküdar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi. Sayı:8, 2019, s. 12
2 A.g.e., 14-15
3 Masis Kürkçügil, ‘’Hugo Chavez ve devrimde devrim’’ Agora Kitaplığı, 2007, s.14-15
4Javier Corrales, Michael Penfold ‘’Dragon In The Tropics: Hugo Chavez and The Political Economy of Revolution in Venezuela’’ 2011, s.19
5 Canan Kışlalıoğlu, Venezuela. C. Uysal Oğuz & S. Atvur & R. İzol (Ed.) ‘’21. Yüzyılda Latin Amerika’’ Seçkin Yayıncılık, Ankara, 2019 s.528
6 Alex Bellos. ‘’Chavez Rises from very peculiar Coup’’. The Guardian https://www.theguardian.com/world/2002/apr/15/venezuela.alexbellos
7 Masis Kürkçügil, ‘’Hugo Chavez ve devrimde devrim’’ Agora Kitaplığı, 2007, s. 2004
8 C. A. Romero & V. M. Mijares, ‘’From Chavez to Maduro: Continuity and Change in Venezuelan Foreign Policy’’ Contexto Internacional vol.38, no.1, p.170
9 Canan Kışlalıoğlu, Venezuela. C. Uysal Oğuz & S. Atvur & R. İzol (Ed.) ‘’21. Yüzyılda Latin Amerika’’ Seçkin Yayıncılık, Ankara, 2019 s.529
10 Makbule Elmas, ‘’Petrol Endüstrileri ve Petrol İhraç Eden Ülkeler’’ Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi. Cilt.1, Sayı.3, 2019, s.31
11 Emrah Kaya, ‘’ Hugo Chavez’in Petrol Politikası ve ABD’’ SDÜ Fen Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi Nisan 2014, Sayı: 31, s.194
12 Masis Kürkçügil, ‘’Hugo Chavez ve devrimde devrim’’ Agora Kitaplığı, 2007, s.123-124
13 Güray Alpar, ‘’ABD Açısından Venezuela ve Bölgenin Stratejik Önemi’’ H. Çelik & M. K. Ulusoy (Ed.) ‘’ Uluslararası Sistemde Venezuela: Bölgesel ve Küresel Perspektifler’’ Nobel Yayıncılık, 2020, s.158
14 Emrah Kaya, ‘’ Hugo Chavez’in Petrol Politikası ve ABD’’ SDÜ Fen Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi Nisan 2014, Sayı: 31, s.197
15 Masis Kürkçügil, ‘’Hugo Chavez ve devrimde devrim’’ Agora Kitaplığı, 2007, s.125
16 Emrah Kaya, ‘’ Hugo Chavez’in Petrol Politikası ve ABD’’ SDÜ Fen Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi Nisan 2014, Sayı: 31, s.198
17 S. Raphael & D. Stokes, ‘’Enerji Güvenliği’’ Alan Collins (Ed.) ‘’Güvenlik çalışmaları’’ çev. Nasuh Uslu, Röle Akademik Yayıncılık, 2017, s.308.
18 A.g.e., s.309
19 Masis Kürkçügil, ‘’Hugo Chavez ve devrimde devrim’’ Agora Kitaplığı, 2007, s.131
20 C.A. Romero. ‘’ South-South Cooperation between Venezuela and Cuba’’ (Translated by S. Collerd) (Ed.) The Reality of Aid: South-South Cooperation: A Challenge to the Aid System? 2010, s.107
21 Esra Akgemici, “Chavez Döneminde Venezuela’nın ABD’ye Yönelik Dış Politikası”, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2011, s.137
22 C.A. Romero. ‘’ South-South Cooperation between Venezuela and Cuba’’ (Translated by S. Collerd) (Edt.) The Reality of Aid: South-South Cooperation: A Challenge to the Aid System? 2010, s.108
23 Castro Ruz, FidelChávez Frías, Hugo Rafael, 2004, ‘’ Agreement between the president of Venezuela and the President of Cuba for the implementation of the ALBA’’ http://www.fidelcastro.cu/en/documentos/agreement between-president-venezuela-and-president-cuba-implementation-alba
24 Özgür Uyanık, ‘’Latin Amerika’nın Devrimci Tarihi’’ Kaynak Yayınları, 2014, s.340
25 Sinan Tavukçu, ‘’ABD Emperyalizmine Karşı Bolivar-Chavez Ruhu’’ H. Çelik & M. K. Ulusoy (Ed.) ‘’ Uluslararası Sistemde Venezuela: Bölgesel ve Küresel Perspektifler’’ Nobel Yayıncılık, 2020, s.111-112
26 Emrah Kaya, ‘’ Hugo Chavez’in Petrol Politikası ve ABD’’ SDÜ Fen Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi Nisan 2014, Sayı: 31, s.194
27 Masis Kürkçügil, ‘’Hugo Chavez ve devrimde devrim’’ Agora Kitaplığı, 2007, s.127-128
28 A.g.e., s. 128
29 Ag.e., s.138
30 Sinan Tavukçu, ‘’ABD Emperyalizmine Karşı Bolivar-Chavez Ruhu’’ H. Çelik & M. K. Ulusoy (Ed.) ‘’ Uluslararası Sistemde Venezuela: Bölgesel ve Küresel Perspektifler’’ Nobel Yayıncılık, 2020, s.112
31 Özgür Uyanık, ‘’Latin Amerika’nın Devrimci Tarihi’’ Kaynak Yayınları, 2014, s.339
32 Diana Raby, ‘’Venezuelan Foreign Policy Under Chavez, 1999-2010: The Pragmatic Success of Revolutionary Ideology?’’ G. L. Gardini & P. Lambert (Edt.) ‘’Latin American Foreign Policies: Between Ideology and Pragmatism’’ Palgrave Macmillan, 2011, s. 166
33 Hürriyet, ‘‘Chavez: ABD terörist devlettir’’ 2005, https://www.hurriyet.com.tr/dunya/chavez-abd-terorist devlettir-340114
34 Diana Raby, ‘’Venezuelan Foreign Policy Under Chavez, 1999-2010: The Pragmatic Success of Revolutionary Ideology?’’ G. L. Gardini & P. Lambert (Edt.) ‘’Latin American Foreign Policies: Between Ideology and Pragmatism’’ Palgrave Macmillan, 2011, s.167
35 BBC News, ‘’ Venezuela Kolombiya ile diplomatik ilişkilerini kesti’’ 2009, https://www.bbc.com/turkce/haberler/2010/07/100723_venezuela_colombia
36 N. K. Gvosdev & C. Marsh, ‘’Russian Foreign Policy: Interests, Vectors and Sectors’’ CQ Press, 2014; Emil Dabagyan, ‘’Latin America’s Leftist March,’’ Current Digest of the Post-Soviet Press 58, no.20, 2016, p.16
37 A.g.e., s.; Stephen J. Flanagan and Johanna Mendelson Forman, ‘’Russia’s Reengagement in the Western Hemisphere: Just Business or a Geopolitical Gambit?’’ CSIS Critical Questions, 2008, at http://csis.org/files/media/csis/pubs/081125_cq_mendelson_flanagan_russia.pdf.
38Rusya Venezuela’da Silah Fabrikaları Kuruyor, http://www.cnnturk.com/2009/dunya/12/01/rusya.venezuelada.silah.fabrikalari.kuruyor/553680.0/index.html
39 Diana Raby, ‘’Venezuelan Foreign Policy Under Chavez, 1999-2010: The Pragmatic Success of Revolutionary Ideology?’’ G. L. Gardini & P. Lambert (Edt.) ‘’Latin American Foreign Policies: Between Ideology and Pragmatism’’ Palgrave Macmillan, 2011, s.171
40 N. K. Gvosdev & C. Marsh, ‘’Russian Foreign Policy: Interests, Vectors and Sectors’’ CQ Press, 2014
41 A.g.e.
42 Alexandra Sitenko, ‘’ Latin American vector in Russia’s Foreign Policy: Identities and interests in the Russian‑Venezuelan Partnership’’ Politics in Central Europe, vol.12, no.1, 2016, s.43-44
43 Masis Kürkçügil, ‘’Hugo Chavez ve devrimde devrim’’ Agora Kitaplığı, 2007, s.133
44 José Briceño-Ruiz and Norbert Molina Medina, ‘’ China–Venezuela Relations in a Context of Change’’, Raúl Bernal-Meza · Li Xing (Edt.) ‘’China–Latin America Relations in the 21st Century: The Dual Complexities of Opportunities and Challenges’’ Palgrave Macmillan, 2020, p.160; Cheng, J. Y. S., & Shi, H. G. (2008). Sino Venezuelan relations: Beyond oil. Issues & Studies, 44(3), 113
45 Emrah Kaya, ‘’ Hugo Chavez’in Petrol Politikası ve ABD’’ SDÜ Fen Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi Nisan 2014, Sayı.31, s. 199; U. S. Energy Information Administration, Venezuela, http://www.eia.gov/countries/analysisbriefs/Venezuela/venezuela.pdf
46 Çin’in Venezuela’dan Petrol İthali Hızla Artıyor, http://www.bloomberght.com/haberler/haber/1197757- cininvenezueladan-petrol-ithali-hizla-artiyor
47 Emrah Kaya, ‘’ Hugo Chavez’in Petrol Politikası ve ABD’’ SDÜ Fen Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi Nisan 2014, Sayı.31, s.200; Çin’in Venezuela’dan Petrol İthali Hızla Artıyor, http://www.bloomberght.com/haberler/haber/1197757-cininvenezueladan-petrol-ithali-hizla-artiyor
48 José Briceño-Ruiz and Norbert Molina Medina, ‘’ China–Venezuela Relations in a Context of Change’’, Raúl Bernal-Meza · Li Xing (Edt.) ‘’China–Latin America Relations in the 21st Century: The Dual Complexities of Opportunities and Challenges’’ Palgrave Macmillan, 2020, p.160
49 Emrah Kaya, ‘’ Hugo Chavez’in Petrol Politikası ve ABD’’ SDÜ Fen Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi Nisan 2014, Sayı.31, s.200
KAYNAKÇA
Ağdemir, Zeynep, ‘’Venezuela Ekonomisine ve Kamu Maliyesine Genel Bir Bakış’’ Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, Cilt 72, No. 1, 2017, s. 221- 250
Akgemici, Esra “Chavez Döneminde Venezuela’nın ABD’ye Yönelik Dış Politikası”, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2011
BBCNews, https://www.bbc.com/turkce/haberler/2010/07/100723_venezuela_colombia Bernal-Meza R. & Xing Li. (Ed.) ‘’China–Latin America Relations in the 21st Century: The Dual Complexities of Opportunities and Challenges’’ Palgrave Macmillan, 2020
Bloomberg, http://www.bloomberght.com/haberler/haber/1197757- cininvenezueladan-petrol-ithali-hizla-artiyor
Castro Ruz, Fidel & Chávez Frías, Hugo Rafael, 2004, ‘’ Agreement between the president of Venezuela and the President of Cuba for the implementation of the ALBA’’ http://www.fidelcastro.cu/en/documentos/agreement-between-president venezuela-and-president-cuba-implementation-alba
Cheng, Joseph Y.S. & Shi, Huangao. ‘’ Sino-Venezuelan Relations: Beyond Oil’’, Issues & Studies, 44, no. 3 (September 2008): 99-147
CNNTürk, https://www.cnnturk.com/2009/dunya/12/01/rusya.venezuelada.silah.fabrikalari.kuruy or/553680.0/index.html
Collins, Alan (Ed.) ‘’Güvenlik çalışmaları’’ çev. Nasuh Uslu, Röle Akademik Yayıncılık, 2017
Corrales, Javier & Penfold, Michael ‘’Dragon In The Tropics: Hugo Chavez and The Political Economy of Revolution in Venezuela’’ 2011
Çelik H. & Ulusoy M. K. (Ed.) ‘’ Uluslararası Sistemde Venezuela: Bölgesel ve Küresel Perspektifler’’ Nobel Yayıncılık, 2020
Çin, Gökhan ‘’Amerikan Emperyalizminin Latin Amerika’daki Son Örneği: Bolivarcı Venezuela Cumhuriyeti’nde yaşanan kriz’’ Üsküdar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi. Sayı:8, 2019, s. 1-38
Demirel, Ege, ‘’ Dış Müdahele Olgusu Kapsamında, ABD-Venezuela İlişkileri’’ Marmara Üniversitesi Öneri Dergisi, Cilt 15, Sayı 53, Ocak 2020, ss. 36-76
Elmas, Makbule ‘’Petrol Endüstrileri ve Petrol İhraç Eden Ülkeler’’, Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt.1, Sayı.3, 2019, ss. 29- 41
Erdoğan, Oğuzhan, ‘’ Venezüella’da Yerel Yönetimler,’’ Ömer Halisdemir Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Yıl: 2019 Cilt-Sayı: 12(3) ss: 351-360
Gvosdev N. K. & Marsh C., ‘’Russian Foreign Policy: Interests, Vectors and Sectors’’ CQ Press, 2014
Hürriyet, https://www.hurriyet.com.tr/dunya/chavez-abd-terorist-devlettir-340114
Kaya, Emrah ‘’ Hugo Chavez’in Petrol Politikası ve ABD’’, SDÜ Fen Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, Nisan 2014, Sayı: 31, ss. 193-208
Kışlalıoğlu, Canan ‘’Venezuela.’’ C. Uysal Oğuz & S. Atvur & R. İzol (Ed.) ‘’21. Yüzyılda Latin Amerika’’ Seçkin Yayıncılık, Ankara, 2019
Koçak, Orçun ‘’Venezuela’’ 2017, https://duzensiz.org/venezuela-2c9eea560186
Kürkçügil, Masis, ‘’Hugo Chavez ve devrimde devrim’’ Agora Kitaplığı, 2007
McCarthy-Jones, Anthea & Turner, Mark. ‘’ Explaining radical policy change: the case of Venezuelan foreign policy’’, Policy Studies, Vol. 32, No. 5, 2011, pp. 549-567
Piccone, Ted & Trinkunas, Harold. ‘’ The Cuba-Venezuela Alliance: The Beginning of the End?’’ Latin America Initiative Foreign Policy at BROOKINGS, 2014, pp.1-12
Raby, Diana ‘’Venezuelan Foreign Policy Under Chavez, 1999-2010: The Pragmatic Success of Revolutionary Ideology?’’ G. L. Gardini & P. Lambert (Edt.) ‘’Latin American Foreign Policies: Between Ideology and Pragmatism’’ Palgrave Macmillan, 2011
Romero C. A. ‘’ South-South Cooperation between Venezuela and Cuba’’ (Translated by S. Collerd) (Ed.) The Reality of Aid: South-South Cooperation: A Challenge to the Aid System? 2010
Romero C. A. & Mijares V. M., ‘’From Chavez to Maduro: Continuity and Change in Venezuelan Foreign Policy’’ Contexto Internacional vol.38, no.1, pp. 191-227
Sitenko, Alexandra ‘’ Latin American vector in Russia’s Foreign Policy: Identities and interests in the Russian‑Venezuelan Partnership’’, Politics in Central Europe, vol.12, no.1, 2016, pp. 37-57
SOL, https://haber.sol.org.tr/content/venezuela-d%C4%B1%C5%9F politikas%C4%B1-belirleyenler-ve-hedefler
Teske, C.C. ‘’ The Oil Factor in Hugo Chávez’s Foreign Policy: Oil Abundance, Chavismo and Diplomacy’’ Research Master Thesis Research Master Latin American Studies Leiden University June, 2018 Thesis supervisor: Prof. dr. P. Silva
Uyanık, Özgür ‘’Latin Amerika’nın Devrimci Tarihi’’ Kaynak Yayınları, 2014