Özet
Bu çalışma metodolojik milliyetçilik kavramını anlamaya çalışırken ulusötesi ve diaspora çalışmalarıyla bağlantısını tanımlamayı amaçlamaktadır. Ulusal sınır ve kimliklerin sorgulanmasında kullanılan metodolojik yaklaşımları incelemek, bu çalışmanın bir diğer amacıdır. Konu hakkında zemin oluşturmak için metodolojik milliyetçilik, ulusötesilik ve diaspora kavramlarının tanımları yapılmış ve aralarındaki ilişki incelenmiştir. Bu kapsamda, metodolojik milliyetçiliğin ne olduğu, ulusötesilik ve diaspora çalışmalarının tanımı ve amacı, metodolojik milliyetçiliğin ulusötesilik ve diaspora çalışmalarındaki somut etkileri, ulus inşa süreci ve metodolojik yaklaşımların ulusal sınır ve kimlikleri nasıl etkilediği anlaşılmaya çalışılmıştır. Buna göre, çalışmada, milliyetçi bakış açısının değiştiği bir dönemde sınırların ve kimliklerin sorgulanmasında ulusötesi ve diasporik yaklaşımların benimsenmeye başladığı sonucuna ulaşılmıştır.
Anahtar Kelime: Diaspora, Kimlikler, Metodolojik Milliyetçilik, Ulusal Sınırlar, Ulusötesilik.
Abstract
This study aims to explore the concept of methodological nationalism while defining its connection to transnational and diasporic studies. Another objective of this study is to examine the methodological approaches used in questioning national borders and identities. To establish a foundation on the subject, definitions of methodological nationalism, transnationalism, and diaspora have been outlined, and their interrelations have been scrutinized. Within this scope, the research attempts to comprehend what methodological nationalism entails, the definitions and purposes of transnationalism and diaspora studies, the concrete effects of methodological nationalism on transnationalism and diaspora studies, the process of nation-building, and how methodological approaches affect national borders and identities. Consequently, the study concludes that in a period where the nationalist perspective is evolving, transnational and diasporic approaches are beginning to be embraced in the questioning of borders and identities.
Keywords: Diaspora, Identities, Methodological Nationalism, National Borders, Transnationalism.
Giriş
Metodolojik milliyetçilik, Sanayi Devrimi’nden sonra Avrupa’da ortaya çıkan milliyetçilik ideolojisiyle birlikte kullanılmaya başlayan bir araştırma yöntemidir. Diaspora veya ulusötesi topluluklar ise özetle, bireylerin kökenlerinden farklı bir yerde yaşamasını ve hem yaşadıkları topluma uyum sağlarken hem de kendi benliklerini unutmamasını tanımlar. Metodolojik milliyetçiliğin sınır ve kimliklerin belirlenmesinde kilit nokta olduğu bilinmektedir. Ancak günümüzde vatandaşlık anlayışının değişmesiyle birlikte ulusal sınırların karmaşıklığı ve kimliklerin çoklu boyutları karşımıza çıkmaktadır. Toplumda çoklu kültür toplulukların artmasıyla birlikte ulusal sınırların ve kimliklerinin sorgulamasında milliyetçi yaklaşımların etkisi hafiflemiş, ulusötesi ve diasporik yaklaşımlardan yararlanılmaya başlanılmıştır. Örneğin, devletler artık vatandaşlıktan çıkan bireylere vatandaşlık vermek yerine çifte vatandaşlık imkânı sunmaktadır. Bu evrimleşme ulusötesilik ve diaspora çalışmalarının önemini giderek arttırmaktadır.
Bu amaçla birlikte ilk bölümde metodolojik milliyetçiliğin tanımı yapılmış ve araştırmaları nasıl etkilediği tartışılmıştır. İkinci bölümde ise ulusötesilik ve diaspora kavramları hakkında kısa bir tanımlama yapılmış ve çalışmalar hakkında bilgi verilerek bu çalışmaların ulusal sınırlar ve kimliklerle ilişkisi incelenmiştir. Üçüncü bölümde kısaca metodolojik milliyetçiliğin ulusötesi ve diaspora çalışmaları üzerindeki etkisinden bahsedilmiştir. Son olarak dördüncü bölümdeyse ulusal sınır ve kimliklerden bahsedilmiş, bu iki kavrama yönelik metodolojik yaklaşımlar incelenmiştir. Bu bağlamda, “Ulusötesilik ve Diaspora çalışmalarında Metodolojik Milliyetçilik nasıl bir rol oynamaktadır ve bu bağlamda ulusal sınırların ve kimliklerin sorgulanmasında metodolojik yaklaşımlar nasıl evrilmektedir?” soruları cevaplanmaya çalışılmıştır.
Metodolojik Milliyetçilik: Tanımı ve Anlamı
Metodolojik milliyetçilik, sosyal bilim alanlarında araştırmaları ulus-devlet bakış açısıyla inceleyen yöntem bilimidir. Bu yöntem genel bağlamda araştırmanın milliyetçi bakış açısıyla nasıl incelenmesi gerektiği konusunda genel bir rehber sunar ve felsefeci, siyaset bilimci, tarihçi, sosyolog ve antropologlar tarafından kullanılmaktadır. Ayrıca Metodolojik milliyetçilik kavramının tanımlanmasında Andreas Wimmer ve Nina Glick Schiller’in önemli katkıları bulunmaktadır. Wimmer ve Schiller’e göre metodolojik milliyetçiliğin üç modu vardır. Bu üç mod cehalet, doğallaştırma ve bölgesel sınırlamadan oluşur. Bu modlar birbirleriyle kesişir ve birbirlerini güçlendirerek tutarlı bir epistemik yapı oluştururlar. Metodolojik milliyetçilik kısaca bir kavram, olay veya olguyu incelerken milli düşünce, milli kimlik ve ulusal bilincin etkisi altında açıklamaya çalışan bir metot olarak karşımıza çıkmaktadır. 19. yüzyılda milliyetçilik kavramının modern anlamda gündeme gelmesiyle birlikte gelişen metodolojik milliyetçilik kavramı, araştırmaları milliyetçi görüş altında sistemli ve analitik bir şekilde inceleyerek çalışmalara fayda sağlar. Bu yöntem her ne kadar çalışmalara katkıda bulunsa da bazı araştırmacılar tarafından çokça eleştirilmektedir. Metodolojik milliyetçilik araştırmalarda tek bir milleti, devleti veya kültürü ele alarak, bu yaklaşımın dar bir bakış açısına neden olduğu ve diğer milletler ve kültürlerle etkileşimi göz ardı ettiği için eleştirilere maruz kalır. Bu gibi sebeplerden dolayı araştırmaların eksik veya yanıltıcı sonuçlanmasına yol açar (Kalıntaş, 2023).
Ulusötesilik ve Diaspora Çalışmaları: Kavramsal Çerçeve
Ulusötesilik kavramı 1960’larda birden fazla devlette yerleşik ve örgütsel tabanları olan kurumsal yapıların kurulmasını ifade etmek için yaygın olarak kullanılmaktaydı. Ulusötesi kavramı, ulusal sınırların ortadan kalkmasına ve ulusal sınırları aşan fikirlerin ve siyasi kurumların gelişmesine işaret etmek için kullanılmıştır. Bu kavramın içeriği kültürel çalışmalar ve sosyal bilimlerde kullanılmaya başlanmasıyla birlikte yeniden gelişmiştir (Schiller & Basch & Blanc, 1995). Artık bazı göçmenlerin uluslararasında yaşamaya başladığı fikrinide söylemektedir. Bireyler menşe ülkelerindeki kişiler ve yerlerle ulusal sınırları aşarak sürekli sosyal, kültürel, ekonomik, siyasi bağlantılar kurmaya devam ederler. Ulusötesi bireyler genellikle birden fazla dil bilirler, kültürler arasında kolaylıkla hareket edebilirler ve birden fazla kimliklere sahip olabilirler. Bireyler göçmen, vatandaş gibi siyasi tanımlardan kaçınırlar çünkü devlet üyeliğini duygusal değil araçsal bir nitelik olarak görürler (Koser, 2007). Böylece antropolojide kültür ve nüfus ulusal sınırlar ötesinde şekillenmeye başlar. Topluluklar ulus-devletin zayıflaması, teknolojinin gelişmesi, iletişim ve ulaşılabilirlik gibi faktörler sayesinde artık sıkı bir şekilde sınırlanamaz ve bölgeselleştirilemez hale gelmiştir (Schiller & Basch & Blanc, 1995).
Diaspora, 2500 yıllık geçmişe dayanan eski bir kelimedir. Yunancada dağılmış tohumlar anlamına gelmektedir. Günümüzde ise basitçe ifade etmek gerekirse etnik grupla aynı anlamda kullanılmaktadır. Yeniden kullanılmaya başlanmasıyla birlikte kelimenin anlamı ve içeriği hala tartışılmaktadır. Kısaca şu şekilde tanımlana bilinir: Ata yurtlarını terk eden ve yabancı topraklara uyum sağlamak zorunda kalan, farklı kültürel miraslarını mümkün olduğunca korurken, kendilerini yeni kültürel ve siyasi koşullara uyarlayan etnik gruplardır (Parladır & Özkan, 2014). Diaspora teriminin kullanılmasının bir nedeni de göçmen, mülteci ya da sığınmacı terimlerine kıyasla daha az olumsuz çağrışımlar içermesidir (Koser, 2007).
Diaspora teriminin kökeni Yahudi, Afrika diasporası gibi tarihsel deneyimlere dayanır. Bu örnekler incelendiğinde, diasporik grupların ortak özelliği, savaş, tasfiye, sürgün veya soykırım gibi travmatik göç hikayelerine maruz kalmış olmalarıdır. Diasporaları travmatik olaylarla ilişkilendirme eğilimi bu topluluklara karşı geleneksel yaklaşımı oluşturmaktadır. Ancak zaman içinde diaspora kavramı anlam genişlemesi yaşamıştır. Yahudi ve Afrikalıların tarihsel yaşantılarıyla alakalı olan bu kavram artık göçmen, misafir işçi, mülteci, sürgün ve etnik grupla bağlantılı hale gelmiştir (Parladır & Özkan, 2014).
Geniş bir kullanım alanına sahip olan diaspora kavramına bakıldığında genel olarak bu kavramla ilgili çalışmaların Batılı yazarlar ve araştırmacılar tarafından yürütüldüğü görülmektedir. Bunun nedeninin göçün doğudan batıya gerçekleşmesinden kaynaklı olduğu söylenebilinir. Literatürde de Ermenistan’daki Fransız diasporasından değil de Fransa’daki Ermeni diasporasından bahsedilmesi bunun sonuçlarından biridir. Diaspora analizlerinin veya tartışmalarının çoğunun Batılılar tarafından ele alınması, diaspora kavramının genelde batıda yaşayan doğulu toplumlar için kullanıldığı fikrini bizlere sunmaktadır (Yaldız, 2013).
Metodolojik Milliyetçiliğin Rolü
Ulusötesilik ve diaspora çalışmalarında metodolojik milliyetçilik nasıl bir rol oynamaktadır? Metodolojik milliyetçilik, ilk bölümde bahsedildiği gibi milliyetçi bakış açıyı benimseyen bir araştırma yöntemidir. Bu yöntem, ulusötesi ve diaspora çalışmalarında, ulusal kimlik ve bağları göz önünde bulundurarak bir ülkeyi incelemektedir. Bu ulusötesi toplulukları ve diaspora gruplarıyla ilgili çalışmalarda bireylerin yaşadığı ülkeyi göz ardı ederek sadece ırkına bağlı ülkeyi yani köken ülkesinin incelenmesine neden olur. Metodolojik milliyetçilik yöntemini kullanan araştırmacılar, yerel ve küresel dinamikleri es geçtikleri için çoklu kimliklerin eksik bir biçimde ele alınmasına sebebiyet verir. Ek olarak metodolojik milliyetçilik yöntemi ulusal çıkarları, değerleri ve politikaları benimsediği için diaspora ve ulusötesi toplulukların ulusal sınırları aşan çıkar ve katkılarını inceleyememektedir. Metodolojik milliyetçiliğin eleştirilmesinin bir diğer sebebi ise kendi içinde eleştirel bir bakış açısına sahip olmamasıdır. Bu yüzden araştırmacılar metodolojik milliyetçiliğin kendi içinde bulunan eksiklik ve sınırlamalardan kurtulmak için yeni bir metoda ihtiyaç duyulduğunu belirtmişlerdir. Kısaca eleştirmenler milliyetçilik çalışmalarında kullanılan araştırma yöntemlerinin gözden geçirilerek, daha kapsamlı olacak şekilde eleştirel bir bakış açısı geliştirilmesi gerektiği savunmaktadırlar (Akyiğit, 2021). Peki, ulusötesi ve diaspora çalışmalarına ne gibi olumlu katkıları vardır? Bir ulusötesi veya diaspora topluluğunun köken ülkesiyle olan bağlarını incelenilirken ulusal kimlik odak haline getirildiği için burada metodolojik milliyetçiliğin etkisi görülebilir. Örneğin, bir ulusötesi veya diaspora topluluğunun neden asimileşmediklerine ve kendi kimliklerini nasıl koruduklarını incelerken ulusal kültür ve tarihin önemi etkili olduğu için bu yöntemden yararlana bilinir.
Ulusal Sınır ve Kimliklerin Sorgulanması
Ulus inşa süreci modernleşmenin temel araçlarından biri olarak görülmektedir. Sosyal bilimler ve modern ulus devletin ortaya çıkışı paralel bir süreçtir. Bu süreç sayesinde ulusal sınırları da kapsayan uluslararası bir sistem ortaya çıkmıştır. 20. yüzyıla kadar sosyal ve bilimsel ilginin çoğu kültürlerin farklılıkları, sınırları ve aralarındaki ilişkiler gibi konulara yönelmiştir. Etnik grupların ortaya çıkışıyla birlikte, özellikleri önemsenmemiş ve devletler tarafından ihmal edilmişlerdir. Kültürel azınlıklar modern çağ boyunca hem siyasi hem de bilimsel olarak görmezden gelinmiştir. Milliyetçiliğin azalması, yeni kimliklerin oluşması gibi gelişmelerle uluslar homojenleşmeye başlamış ve kültürel azınlıkların toplumda kendilerine yer bulması kolaylaşmıştır. Bununla birlikte günümüzde ulusötesi topluluklar ve diasporik gruplar belirginleşmeye başlamışlardır. Ulus devletlerin asimilasyoncu kültür ve dil politikalarının geçerliliğini yitirmesiyle birlikte ırksal, etnik ve kültürel çeşitlilikler bağlamında gruplar artık kendi farklılıklarını ifade edebilme hakkı elde edebilmişlerdir. Çok kültürlü gruplar (ulusötesi ve diaspora grupları) hem yaşadıkları ülkenin kimliğini hem de kendi kültürlerinin kimliklerini benimsemişlerdir. Ulusal kimlik kamusal alana hâkim olurken, etnik kültürel özelliklerde bu kimliğin ulaşamayacağı alanlarda yaşayabilmektedir. Diaspora veya ulusötesi topluluklar sosyal ortamlarda, çoğunluk kültürüne uyum sağlarken kendi özgürlüklerini de devam ettirirler. Bir yandan ana vatanla ilişkilerini güçlendirirken diğer yandan da ulus ötesi ağlar aracılığıyla kimlik referanslarını genişletmektedirler (Parladır & Özkan, 2014).
Metodolojik Yaklaşımlar
Milliyetçilik ulusun, ulus-devletin, ulusal sınır ve kimliğin inşasında önemli rol oynamaktadır. Milliyetçiliğin oluşmasını sağlayan faktörler; sınırlar, ulus-devlet ve ulusal kimliktir. Sınırlar ise milliyetçiliğin oluşmasına katkı sağladığı için ideolojik bir yapıya sahiptir. Milliyetçiliğin sınır, ulus-devlet, ulusal kimlik gibi faktörler üzerinden gerçekleşen tanımı, metodolojik bir diğer adıyla yönetimsel milliyetçilik ile bağlantılıdır. Metodolojik milliyetçilik sınırlar aracığıyla yerli-yabancı, orası-burası vb. kategoriler oluşturarak ulusal sınır ve kimliklerin şekillenmesine yardımcı olur. Metodolojik milliyetçilik amacı belirli sınırlar içerisinde yaşayan insanları ortak kültürel bir alanda buluşturmak, homojen ulusal bir kültür yaratmaktır. Bu yüzden yönetimsel milliyetçilik dışardan gelen göçü tehdit olarak görmektedir. Ulus-devlet sınırları içindeki bireyleri yerli, dışındaki bireyler için yabancı terimini kullanır (Özbey, 2021).
Ulusal kimlik ve sınırların sorgulanmasında bir diğer yaklaşım ise ulusötesi ve diasporik yaklaşımlardır. Günümüzde küreselleşme, göç hareketleri, iletişim, teknoloji, kültürel etkileşimlerin kolaylaşması, insanların daha kolay uluslararası bağlantı kurabilmesi gibi faktörler sayesinde çok kültürlü toplumlar oluşmuştur. Çok kültürlü toplumlar yeni sosyal, kültürel yapılar oluştururlar ve bu sayede uluslararası alanda siyasi etkileşim sağlarlar. Bu durum vatandaşlık kavramının içeriğinin yeniden düşünülmesi gerektiğine de neden olabilir. Ulusötesileşme durumunda bireyler farklı alanlarda birden fazla üyeliğe sahip olabilirler. Yani bireyler farklı ulus, etnik ve kültüre aidiyet hissedebilirler. Bu durum çoklu vatandaşlık imkânı ile yasal düzene geçiş yapmıştır ve çift kimliğe sahip bireylerin sayısı giderek artmaktadır. Ulusötesi metodoloji ise bu tür rollerin ve aidiyetlerin devletlerin sınırlarını aşabileceği perspektifine katkı sağlar. Bu yöntemin metodolojik milliyetçilikten farkı, ulusal kimliği belirli ulusal sınırlar içerisinde incelemek yerine, sosyal ve sembolik bağların çeşitli mekanlara yayılmasını inceler. Ulusal kimliğe sahip bireylerin de ulusal sınır dışında yaşayabildiğini veya ulusal kimliklerin diğer kimliklerle ilişki kurabileceğini varsayarak araştırmalarını bu duruma göre inceler (Faist, 2012).
Sonuç
Milliyetçiliğin yayılmasıyla kurulmaya başlanan ulus-devletler günümüzde değişikliğe uğramaktadır. Milliyetçiliğin bir araştırma yöntemi olan metodolojik milliyetçilik ulusötesilik ve diaspora çalışmalarını iki yönlü etkilemektedir. İlk yönü araştırmanın darlığı sebebiyle ulusötesilik ve diaspora çalışmalarının anlaşılmasını zorlaştırarak olumsuz etkilemektedir. İkinci yönü ise bireyin köken ülkesiyle bağlantılı araştırmaları yaparken olumlu bir etki olarak karşımıza çıkmaktadır. Çağımızda küresel bağlantılar, göç hareketleri, gelişen teknolojiler ve kültürel etkileşimler sayesinde çoklu kimliklere olan ilgi ve istek giderek artmıştır. Bunun temelini ise ulusötesi ve diasporik topluluklara dayanmaktadır. Ulusal sınırların ve kimliklerin sorgulanması milliyetçi yaklaşımlar ve ulusötesi diasporik yaklaşımlar olmak üzere iki yöntem açısından incelenmiştir. Metodolojik milliyetçilik sınırların milliyetçilik ideolojisine sahip olduğunu ve belirli bir bölge içerisinde yaşayan bireylerin ortak kültürel bir kimlik olduğunu söylemektedir. Öte yandan, çok kültürlü toplumların oluşmasıyla birlikte ulusal sınır ve kimliklere yeni yaklaşımlar doğmuştur. Ulusötesi ve diasporik topluluklar kendi ve farklı bir kimliği benimseyerek ulusal sınır ve kimliklerin aşılmasına neden olmaktadır. Bu durum ulus-devlet anlayışının esneklik kazanmasına vatandaşlık kavramının da çeşitlenmesine olanak sağlamıştır. Bu, bireylerin/devletlerin, ulusal sınırların dışında da farklı kimlik ve kültürleri kabul etmeye başladığı bir evre olarak değerlendirilebilir. Bu evre, göç politikalarında, vatandaşlık anlayışında, uluslararası alanda veya ilişkilerde önemli değişimlere neden olabilir.
Betül Kalıntaş
TUİÇ Akademi Stajyeri
Kaynakça
Akyiğit, H. (2021). Metodolojik Milliyetçiliğin Eleştirisi. İnsan ve Toplum, 11(1), 31-67.
Faist, T. (2012). Toward A Transnational Methodology: Methods to Address Methodological Nationalism, Essentialism, And Positionality. Revue Européenne des Migrations Internationales, 1, 51-70.
Kalıntaş, B. (2023, October 25). Metodolojik Milliyetçilik. TUİÇ UliWiki Sözlük.
https://uliwiki.org/index.php?title=Metodolojik_Milliyetçilik
Koser, K. (2007). International Migration: A Very Short Introduction. Oxford University Press.
Özbey, K. (2021). Sınır, İdeoloji ve Milliyetçilik: Yöntemsel Milliyetçilik İdeolojisinin İnşasında Sınırlar. İnsan ve Toplum Bilimleri Araştırmaları Dergisi, 10(2), 1231-1250.
Parladır, H. S., & Özkan, D. (2014). Diaspora Studies In Social Sciences: Modernity, Power, And Identity. Journal Of Süleyman Demirel University Institute of Social Sciences Year, 2(20).
Schiller, N. G., Basch, L., & Blanc, C. S. (1995). From Immigrant to Transmigrant: Theorizing Transnational Migration. Anthropological Quarterly, 48-63.
Wimmer, A., & Glick Schiller, N. (2002). Methodological Nationalism and Beyond: Nation–State Building, Migration, and The Social Sciences. Global Networks, 2(4), 301-334.
Yaldız, F. (2013). Diaspora Kavramı: Tarihçe, Gelişme ve Tartışmalar. Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları (HÜTAD), 18(18), 289-318.