Uluslararası İlişkilerde Eleştirel Kuram

Uluslararası İlişkilerde Eleştirel Kuram

Yazarlar: Burcu Bostanoğlu, Mehmet Akif Okur

İmge Kitabevi Yayınları

Yayın yılı: 2. Baskı, 2009

Uluslararası İlişkilerde Eleştirel Kuram adlı kitabı Burcu Bostanoğlu ve Mehmet Akif Okur iki ayrı bölümde ele almışlardır. Bu kitapta uluslararası ilişkiler düşüncesinde eleştirel kuramın öncülerinden Robert W.Cox’un yaklaşımını tanıtarak, hegemonya ve medeniyetler kavramları ele alınmıştır.

Prof. Dr. Burcu Bostanoğlu Stetson Üniversitesinde başladığı Siyasal Bilimler ve Uluslararası İlişkiler Eğitimini Ankara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesinde sürdürmüştür. Günümüze kadar birçok üniversitede görev alan Bostanoğlu şuanda Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünde Profesörlük görevini sürdürmektedir. Dr. Mehmet Akif Okur ise 2000 yılında Boğaziçi Üniversitesi Uluslararası ilişkiler bölümünden mezun olmuş ve 2001 yılından bu yana Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümünde çalışmaktadır.

Kitabın birinci bölümünü ele alan Burcu Bostanoğlu; Eleştirel kuramın öncülerinden Robert W.Cox’un kim olduğunu, Cox’un Uluslararası İlişkilerde kuramsal birikime olan katkısını, Cox’un tarihçiliğini, sosyal kuvvetler anlayışını, eleştirel kuramın ilkelerini ve Cox’un devlet ve hegemonya kavramlarını nasıl ele aldığını incelemektedir. Kitapta, Cox’un uluslararası ilişkiler disiplininde bir kuramsal boşluk olduğunu fark eden ve bu boşluğun realizmin değişen dünyanın olaylarını kapsamadaki yetersizliğinden kaynaklandığını kavrayarak, yeni bir takım kavramsal referans çerçeveleri oluşturup eksikliği giderme girişimine cesaret edebilen ilk yazarlardan olduğundan bahsedilmektedir. Bostanoğlu, Cox’un eleştirel kuram ve sorun çözücü kuramdan bahsettiğini ve bu iki kuramın daha iyi kavranabilmesi için karşılaştırmalara yer verdiğini ifade etmektedir. Eleştirel kuramın alternatif bir düzeni getirebilmek açısından stratejik eyleme kılavuzluk ettiği anlatılmakta, sorun çözücü kuramın ise var olan düzeni sürdürmeye dönük taktik eylemin rehberi olduğundan bahsedilmektedir. Aynı zamanda bu iki tür kuramdan birinin zayıf olduğu yerde diğerinin güçlü olacağı vurgulanmaktadır. Eleştirel Kuramın İlkeleri kitapta maddeler halinde ele alınmıştır. Bu maddeler ise şu şekildedir;

1.Eylemin mutlak özgürlük ile değil, problematiğini oluşturan bir “çerçeve” içinde cereyan ettiğinden bahsedilmektedir. Eleştirel kuramın başlangıç noktasının, eylemin çerçevesinin; yani tarihsel soruşturma veya bir kurama gerek duyulmasına yol açan insan deneyiminin, bu problematiğin  farkındalığı ile tanınması olarak ele alınmaktadır.

2.Problematiğin sadece eyleme değil, teoriye de biçim verdiğinden bahsedilmektedir.

3.Eylem çerçevesinin zamanla değişmekte olduğunu ve kuramın bu değişimi izlemek ve anlayabilmek ile yükümlü olduğu anlatılmaktadır.

4.Eylem çerçevesinin tarihsel bir yapı olduğu ve belirli düşünce örüntüleri, maddi koşulları ve insani kurumları ile bunların öğeleri arasında belirli bir tutarlılığa sahip bir bileşke olduğu vurgulanmaktadır.

5.Eylemin içinde yer aldığı çerçeve veya yapı, sorun çözücü yaklaşıma dönüşecek biçimde dışarıdan ve tepeden değil, dengelerine ve yeniden üretim koşullarına ilişkin bir perspektifle içte oluşan ve dönüşüm olasılıklarının önünü açan çelişkilerin tabandan veya içeriden gözlemlenmesi ile çözümleneceğinden bahsedilmektedir.(Bostanoğlu,s.41,42).

Kitapta hegemonya kavramı, baskın devlet veya devletlerin egemen tabakalarının eylem ve düşünme biçimlerinden kaynaklandığını aynı zamanda bu eylem ve düşünce biçimlerinin, diğer devletlerin egemen tabakalarınca da benimsenmiş olmasının şart olduğu belirtilmektedir. Aynı zamanda Bostanoğlu Cox’un hegemonya kuramını da anlatmaktadır. Cox hegemonya kuramını, teorik açıdan belli bir güç yapısının baskınlık olarak değil, doğanın gerekli düzeni olarak görüldüğü “geçici” evrenselleştirilmesi yoluyla sistematik ve hegemonik gücün ne olduğunun anlaşılmasının sağlanması olarak ele alınmaktadır.(Bostanoğlu, s.50).

Mehmet Akif okur’un ele aldığı kitabın ikinci bölümünde ise; Robert W. Cox’un çalışmalarına yöneltilen eleştiriler, sivil toplum ve dünya düzeni, medeniyetler ve dünya düzeni kavramları ele alınmaktadır. Robert W. Cox’un çalışmalarına yöneltilen eleştirilerin önemli bir bölümünün, eleştirmenlerin Cox’u sosyal bilimlerdeki mevcut ekollerden birine dâhil etme çabalarından dolayı kaynaklandığından bahsedilmektedir. -Cox’un cinsiyet, çevre gibi konulara yeterince önem vermediğini, mevcut hükümetler arası örgütlere karşı duyduğu güvensizlik yüzünden bugünkü dünya düzeni ve bu düzeni aşma ihtimalleri hakkında kötümser olduğu gerekçesiyle de eleştirilmektedir.

Kitap Cox’un sivil toplum ve dünya düzeni üzerine yaptığı analizleri de ele almaktadır. Cox’a göre sivil toplumun batının hâkimiyetiyle birlikte dünyanın dört bir yanına nüfuz etmiş olduğu aynı zamanda da batılı söylemin bir parçası olduğu anlatılmaktadır. Kitapta ele alınan son konu ise medeniyetler ve dünya düzeni kavramlarıdır. Cox’un görüşüne göre medeniyet, maddi var oluş şartlarıyla özneler arası anlamalar arasındaki uygunluk olarak tarif edilmekte, maddi varoluş şartlarına ise ekonomik ve siyasi karakterdeki insan organizasyonları da dâhil edilmektedir. Cox’un üzerinde yoğunlaştığı yeni inceleme alanları arasında en dikkat çekici olanı medeniyetlerdir. Bu da meşru bir dünya düzeni arayışında önemli işlevler üstlenmektedir.

 

Sümeyye KARAKUŞ

İstanbul Arel Üniversitesi

Uluslararası İlişkiler

Sosyal Medyada Paylaş

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Tarih:

Beğenebileceğinizi Düşündük
Yazılar

Srebrenitsa Soykırımı Mahkumu Radislav Krstic’in Mektubu

Srebrenitsa’da soykırımın desteklenmesi ve yardım edilmesi suçundan Lahey’de 35...

Trump’ın Ukrayna’da Batı/NATO Barış Gücü Planına Yönelik 10 Engel

Andrew Korybko 10 Obstacles To Trump’s Reported Plan For Western/NATO...

Türkiye-AB İlişkilerinde Kırılma Noktası: AK Parti Döneminde Yaşanan Gelişmeler ve Güncel Durum

Dr. Aziz Armutlu Giriş: Türkiye AB İliskileri Türkiye ile Avrupa Birliği...

Yapay Zeka Diplomasisi: AI Diplomasisinin Yükselen Çağı

The Emerging Age of AI Diplomacy To compete with China,...