Ulusal Çıkar

İnsanların bir araya gelerek oluşturdukları en geniş toplumsal örgütlenme biçimi olan ulus kavramı, dil, din, etnik köken vb. bir dizi özellikle kendilerini yabancılardan ayıran ve bu özelliklere dayanan bir ortaklıkla mobilize olmuş, ortak bir geçmişe ve geleceğe ilişkin de benzer düşüncelere sahip olan yani bir inanç ve bilinç birliği içinde bulunan insan topluluğudur.

Ortaklıklarla toplumsal birliği oluşturan ulusların çıkarlarının ne olduğu ise bir tartışma konusu olmakla birlikte, geleneksel olarak, daha çok, ülkenin güvenliği ile doğrudan ilgilidir.

20. Yüzyıl boyunca, dünya siyasetinin ve uluslararasındaki ilişkilerin anlaşılabilmesinde ortak bir temel politik felsefeyi ifade etmesi nedeniyle, kilit kavramlardan biri kabul edilen ‘’ulusal çıkar’’ kavramı, ulus-devletin artık etkinliğini ve hatta varlık sebebini kaybettiğinin tartışıldığı 21. Yüzyıl’ın başında, evrensel bir şifre olarak önemini hala muhafaza etmektedir. Ulusal çıkar, güç ve güvenlik ile birlikte uluslararası ilişkiler disiplininin en kapsamlı genel teorisi olarak nitelenen ve uluslararası alanı ulusal çıkar ekseninde varolan, anarşik ve güç siyasetine dayalı bir arena olarak tanımlayan realist yaklaşımın devletlerarası ilişkileri anlamada kullandığı en temel kavram ve dış politika kararlarının altında yatan temel itici güçtür. Çünkü dış politikanın amacı çıkar elde etmektir ve karar alıcılar da genellikle ulusal çıkar olarak tanımlanan çıkarları en iyi sağlayacak dış politika seçeneklerini tercih ederler. Bu ulusal çıkarı günümüzün küreselleşen dünyasında hala vazgeçilemeyen bir kavram olarak karşımıza çıkarmaktadır.

Marksistlere göre devletin çıkarları veya ulusal çıkarlar aslında toplum içindeki egemen sınıfın çıkarlarından başka bir şey değildir. İç politikada olduğu gibi dış politikada da devlet, mevcut düzeni dış tehlikelerden koruyan ve egemen sınıfın dışarıdaki çıkarlarını yürüten başlıca araçtır. Sovyet yetkililere göre, barış zamanında dış politikanın başlıca aracı olan diplomasi, ulusal çıkarlar örtüsüne gizlenmiş olan grup çıkarları ya da toplumsal sınıf çıkarları arasındaki çatışmanın bağdaştırılmasından başka bir şey değildir. Ulusal çıkar kavramının tüm ulusun çıkarlarının bir bileşkesi niteliğini taşıdığını kabul eden klasik görüş taraftarları açısından da hangi ögelerin ulusal çıkarı temsil ettiğinin belirlenmesi sorun olmaktadır. Her şeye rağmen bir ulusun tümünü kapsayan ortak bir çıkar öğesinin ülkenin öz varlığının korunması olduğu genellikle kabul edilmektedir.

Britanya İmparatorluğunun ünlü başbakanı Lord Palmerstone’nun 1848’deki şu sözleri gerçeğin katı bir ifadesidir:”Bizim ezelî ve ebedî müttefiklerimiz yoktur; bizim daimî düşmanımız da yoktur. Ezelî, ebedî ve daimî olan, bizim çıkarlarımızdır ve işte bizim görevimiz bu çıkarları gözetmektir.” Ulusal çıkar kavramının bu kadar katı, acımasız ama bir o kadar da gerçekçi ifadesi sadece İngiltere için değil, bütün ülkeler için bir uluslararası ilişkiler ilkesidir. “Millî menfaat” olarak da bilinen ama şimdilerde daha çok “ulusal çıkar” denilen bu kavram için yapılan bir tarif: “Ulusal Çıkar, elde edildiği veya mevcudiyeti muhafaza edildiği takdirde hâsıl olan sonuçların millî hedeflerin temin edilmesine muhafazasına ve geliştirilmesine olumlu etkileri olan hususlardır.” şeklindedir.

İnsanlık tarihi boyunca ardı arkası gelmeyen savaşların ve insanlık trajedilerinin, uluslararası ilişkileri kaba gücün egemen olduğu kaotik bir alan olarak görmeyi kolaylaştırdığını söylemek mümkündür. Ancak yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen, bir arada yaşamanın kurallarını araştıran ve bunu kurumsallaştırmaya çalışan girişimler, uluslararası ilişkileri yönlendirecek temel ilke ve erdemin adalet olması gerektiğinde hemfikirdirler.

Ayşegül Yıldırım

TUİÇ Stajyeri

Kaynakça

Abdulkadir BAHARÇİÇEK, C. Emek İNAN, AKADEMİK YAKLAŞIMLAR DERGİSİ http://iys.inonu.edu.tr/webpanel/dosyalar/970/file/5)%20Baharcicek,%20Sarigul,%202013a.pdf

Dr. Mitat ÇELİKPALA, Geçmişten Günümüze Vazgeçilmeyen Kavram: Ulusal Çıkar, ASOS http://asosindex.com/journal-article-abstract?id=4882#.Uuqkofl_sXs

Faruk SÖNMEZOĞLU, Uluslararası İlişkiler Sözlüğü, DER Yayınları, 2010

haber10 http://www.haber10.com/makale/2483/

Yrd. Doç. Dr. Ali Şevket OVALI, WESTFALYAN ADALETTEN İNSAN MERKEZLİ ADALETE: ULUSLARARASI ADALET VE ADALETSİZLİĞİN GÜNDEMİ http://www.academia.edu/4308373/Westfalyan_Adaletten_Insan_Merkezli_Adalete_Uluslararasi_Adalet_Ve_Adaletsizligin_Gundemi

http://bilgiyelpazesi.net/egitim_ogretim/konu_anlatimli_dersler/uluslararasi_iliskiler_politika_konu_anlatimlar/ulusal_cikar.asp

Sosyal Medyada Paylaş

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Tarih:

Beğenebileceğinizi Düşündük
Yazılar

Orta Güçler Çok Kutuplu Bir Dünya Yaratacak

Dani Rodrik - Cambridge Bu yazı ilk olarak 11 Kasım...

Amerika Bir Sonraki Sovyetler Birliği mi?

Harold James, Princeton Üniversitesi'nde Tarih ve Uluslararası İlişkiler Profesörü. Bu...

Stabil Kripto Paralar Doların Küresel Statüsünü Koruyabilir

Paul Ryan, ABD Temsilciler Meclisi'nin eski sözcüsü (2015-19), American...

Avrasya’da Kolektif Güvenlik: Moskova ve Yeni Delhi’den Bakışlar

Collective Security in (Eur)Asia: Views from Moscow and New...