Ukrayna – Rusya Savaşının AB’nin Enerji Güvenliğine Etkisi

Ukrayna’daki savaş, küresel büyüme ve pazarlar için derin sonuçlar oluşturarak jeopolitik ve ekonomik manzarayı değiştiriyor. Rusya Başkanı Vladimir Putin, jeopolitik kazanç için Rusya ekonomisini felce uğratmaya hazır görünüyor. Birkaç gün içinde Avrupa Birliği (AB), Ukrayna’nın işgaline benzeri görülmemiş yaptırımlarla yanıt vermek için onlarca yıllık savunma ve enerji politikalarını alt üst etti. Bu işgal Rusya’yı kısa ve uzun vadede resesyona sürükleyecek gibi dursa bile aynı zamanda AB ülkelerinin çevreci enerji politikalarına yatırımları da Rusya’ya bağımlılıklarını kesmeye çalışmalarının hızlanması neticesiyle artmış durumda.

Rusya’nın uluslararası hukuka aykırı şekilde Ukrayna’yı işgali, enerji piyasalarını ve jeopolitiğini alt üst etti, petrol ve gaz fiyatlarını yaklaşık on yılın en yüksek seviyelerine çıkardı ve birçok ülkeyi enerji kaynaklarını yeniden gözden geçirmeye zorladı. Uluslararası Enerji Ajansı’na göre Rusya, küresel pazarlara dünyanın en büyük petrol ihracatçısı ve Rus doğal gazı Avrupa ekonomisini besliyor (IEA, 2022). 

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Avrupa Birliği, Rusya’ya bir dizi ekonomik yaptırım uygulayıp, kendilerini bu ülkenin fosil yakıtlarından vazgeçirme planlarını açıkladılar (Euronews, 2022). 22 Şubat’ta Almanya, Rusya’dan inşa edilecek Kuzey Akım-2 gaz boru hattının onayını iptal etti ve şimdi Katar ve ABD gibi ülkelerden sıvılaştırılmış doğal gaz ithal etmeyi planlıyor. Belçika, nükleer enerjiden çıkışını yeniden gözden geçirirken, İtalya, Hollanda ve Birleşik Krallık rüzgar enerjisi tesis etme çabalarını hızlandırıyor. Avrupa’daki gübre fabrikaları üretimi azaltacaklarını açıkladı ve dünya çapında 31 ülke stratejik rezervlerinden petrolü çıkarmayı kabul etti (Cronin, 2022).

Ukrayna savaşı, Rus askeri saldırganlığının dünya liderlerini enerji güvenliği konusunda endişeye sevk ettiği ilk sefer değil. Benzer endişeler, Rusya 2008’de Gürcistan’ı işgal ettiğinde ve 2014’te Ukrayna’nın Kırım bölgesini işgal edip ilhak ettiğinde de ortaya çıkmıştı.

Almanya Erlangen Nürnberg’deki Friedrich Alexander Üniversitesi’nden ekonomist Veronika Grimm, ucuz Rus enerjisinin cazibesinin geçmişte çok güçlü olduğu kanıtlandı, ancak bu sefer farklı olabilir, diyor: Arka kapımızda bir savaş var ve harekete geçmekten kaçınmak zor.” (Tollefson, 2022).

Kısa vadede Avrupalı müşterilerin Rus petrolünü ikame etmesi zor olacak ama seçenekler mevcut. Petrol için üç seçenek öne çıkıyor:

  1. İran nükleer anlaşmasının yeniden yürürlüğe girmesi. İran’a nükleer silah faaliyetlerini sınırlaması karşılığında ekonomik yaptırımlardan kurtulmayı teklif eden bu anlaşmanın yeniden canlandırılması, İran’ın bu yıl küresel pazara günde 1,2 milyon ila 1,5 milyon varil petrol eklemesine izin verecek. İran, bunun olacağı beklentisiyle şimdiden tankerlere yükleme yapıyor. Bu petrolün tamamı Avrupa’ya gitmeyecek, ancak yalnızca yarısı, şu anda günde yaklaşık 2,4 milyon varil olan Avrupa’nın Rusya ithalatının %30’unun yerini alabilir (Montgomery, 2022).
  2. ABD’nin petrol üretimini ve ihracatını artırması. Bu zaten varil başına 90 doların üzerindeki fiyatlara tepki olarak oluyor. Ancak şirketler, fiyat düşüşünü ve hatta muhtemelen iflasları tetikleyebilecek aşırı üretimden kaçınmaya çalışarak temkinli hareket ediyorlar. Federal düzenleyiciler, federal arazideki kuyular için vergi veya telif hakkı indirimi sunarak üretim artışlarını hızlandırabilir (Montgomery, 2022). ABD petrol üretiminin önümüzdeki 12 ayda günde 1 milyon ila 1,2 milyon varil artabileceği tahmin ediliyor. Avrupa’ya ne kadar gittiğine bağlı olarak, bu, Avrupa’nın Rus petrolünün %30’unun yerini alabilir.
  3. Suudi Arabistan’a üretimi artırması için baskı yapılması. Bu şimdiye kadar işe yaramadı, ancak Ukrayna’daki savaş bir şeyleri değiştirebilir. Tahminler, Suudiler tarafından yönetilen OPEC’in günlük 3,7 milyon ila 5 milyon varil arasında fazladan petrol üretim kapasitesine sahip olduğunu gösteriyor (Montgomery, 2022). Günde 1,5 milyon varillik bir artış, Avrupa’nın Rusya’ya olan bağımlılığının %40’ını dengeleyebilir. OPEC, 2021 sonbaharından bu yana üretimini artırdığını iddia ederken üretimi kısıtlıyor. Bu strateji, Rusya’ya karşı yapılmış bir hamleden çok, fiyatları yüksek tutmak için tasarlanmış görünüyor. (Montgomery, 2022) Ancak OPEC’in hesabı, Rusya’nın savaştan dolayı sıkıntıda olan durumu ve sürekli yüksek fiyatların petrole alternatifler için talep yaratması gerçeği göz önüne alındığında değişebilir.

Avrupa, petrolden çok doğalgaz için Rusya’ya bağımlı, ancak burada da seçenekler var. 2019’a kadar, Rusya’nın Avrupa Birliği’ne ve Birleşik Krallık’a gaz teslimatı, çoğunlukla boru hattıyla gerçekleşmekteydi ve günde ortalama 16 milyar fit küptü. Ardından Rusya’nın devlete ait şirketi Gazprom, arzı kesmeye başladı ve Avrupa’da bir enerji krizine neden oldu. Rusya, yeni Kuzey Akım-2 doğalgaz ihracat boru hattını onaylaması için AB’ye baskı yapmayı ve enerji yaptırımlarını caydırmayı amaçlıyordu. Sıkıntıyı hafifletmeye yardımcı olmak için ABD firmaları Atlantik boyunca 60 tanker sıvılaştırılmış doğal gaz sevkiyatı gönderdi. Avrupa artık Rusya’ya çok fazla güvenmeden hareket etmek için depoda yeterli gaza sahip. 

Asya’daki doğal gaz sözleşmeleri göz önüne alındığında, ABD, Rusya’nın arzının yerini alacak yeterli zirve ihracat kapasitesine sahip değil. Ancak ABD’nin en yüksek kapasitesi 2022’de günde 13,9 milyar fit küp ve 2024’te günde 16,3 milyar fit küp olacak şekilde ayarlandı (Montgomery, 2022). Büyüme planları başka yerlerde de var; Katar, kapasitesini 2027 yılına kadar önemli ölçüde artırmayı hedefliyor. Doğu Afrika, Papua Yeni Gine ve Doğu Akdeniz’de yeni genişletilen gaz rezervleri, yeni sıvılaştırılmış doğal gaz ihracat terminallerinin inşa yeri olacak. Bunların hiçbiri, gaz ihracatının yüzde 70’ini AB ülkelerine gönderen Rusya için iyiye işaret değil. Bu arada Çin, Rusya ile yeni petrol ve gaz anlaşmaları imzalamasına rağmen, Pekin’deki liderler Putin’in enerji planlarının sadık bir hizmetçisi olacak gibi durmuyorlar. Bunun yerine, Çinlilerin enerji bağımlılığını geniş çapta yaymaya devam etmelerini beklemek daha mantıklı görünüyor.

Ukrayna’daki savaş, AB’nin Avrupa Yeşil Anlaşmasını hızlandırma politikalarını da harekete geçirdi. Bu devasa proje, iklim endişelerini enerji politikasının merkezine koyarak kıtanın iklimini 2050 yılına kadar nötr hale getirmeyi hedefliyor. 2020’de onaylanan anlaşma, üye ülkelerin kanun haline getirmesi için tasarlanmış “Tüm Avrupalılar için Temiz Enerji” olarak bilinen bir önlem paketini içeriyor (Commission, 2019). Plan, karbonsuz ve düşük karbonlu kaynaklara geçişe güçlü bir vurgu yaparak, binalar ve verimlilikten elektrik piyasalarına kadar enerji kullanımının her ana alanını kapsıyor. Ulusal enerji tercihleri üzerindeki tartışmalar ise şimdiye kadar ilerlemeyi yavaşlattı. 2021’de AB nükleer enerjiyi “düşük karbonlu temiz enerji” olarak sınıflandırmayı kabul ettiğinde bazı gözlemcilerden tepkiler yükseldi. Bu arada Fransa, kısa süre önce, enerji güvenliğini artırmak ve düşük emisyon durumunu korumak için 6 ila 14 yeni gelişmiş reaktör inşa etme planlarını duyurdu. Görüldüğü kadarıyla, AB’nin yenilenebilir enerji, nükleer enerji ve yeşil hidrojen dahil olmak üzere karbon olmayan kaynaklarla daha agresif bir şekilde ilerlemesi gerekiyor. Dekarbonizasyon, enerji güvenliğine giden bir yol sunuyor ve Avrupa’nın savaş karşısında yeni oluşan birliğinden faydalanılabilir.

Rus işgalinden bu yana, özellikle Avrupa’da daha az kirletici enerji kaynaklarına olan ilgi de artmış vaziyette. Maxeon Solar Technologies Ltd.’nin CEO’su Jeff Waters bir röportajında, krizin “geleneksel enerji kaynakları etrafındaki kırılganlığı aydınlatmaya” neden olduğunu söyledi (Eckhouse, 2022). BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesinin savunucusu ve eski yönetici sekreteri Christiana Figueres ise bu durumu şöyle değerlendirdi: “Yenilenebilir kaynaklara, yerel enerji kaynaklarına, temiz enerji kaynaklarına – hem siyasi hem ekonomik bağımlılığımız hem de iklim değişikliği amaçları için – yatırımımızı hızlandırmamız için nadiren daha zorlayıcı bir argüman olmuştur” (Eckhouse, 2022).

Bazı yönlerden savaş, değişimi yavaşlatıyor ve eski enerjiye yeni bir hayat veriyor. Bazı yönlerde ise, yollara daha fazla elektrikli araç eklemenin ve ek rüzgar türbinleri ile güneş panelleri kurmanın enerji bağımsızlığını artırabileceği argümanını destekliyor. Bazı yerlerde ikisi birden oluyor. Şu kadarı açık: Rus enerjisi olmadan, dünyanın dört bir yanındaki ülkeler ekonomilerini nasıl besleyecekleri konusunda zor seçimler yapmak zorunda ve bu da enerji geçişini bir dönüm noktasına getiriyor.

Dilara Nesrin BULUT

 

Kaynakça

Commission, E. (2019). Clean energy for all Europeans package. European Commission: https://energy.ec.europa.eu/topics/energy-strategy/clean-energy-all-europeans-package_en adresinden alındı

Cronin, B. (2022, Nisan 6). 31 countries plan a big release of emergency oil to ease gasoline prices at the pump. NPR: https://www.npr.org/2022/04/06/1090814180/iea-emergency-oil-release-gasoline-prices-spr adresinden alındı

Eckhouse, B. (2022, Nisan 19). Russia’s war in Ukraine puts global energy transition at crossroad. Financial Post: https://financialpost.com/commodities/energy/renewables/russias-war-in-ukraine-puts-global-energy-transition-at-crossroad adresinden alındı

Euronews. (2022, Nisan 6). Russian sanctions ‘will only be real once oil and gas imports are hit’, expert tells Euronews. Euronews: https://www.euronews.com/2022/04/05/as-eu-introduces-fifth-round-of-sanctions-experts-say-russian-gas-most-important-to-cut-of adresinden alındı

IEA. (2022, Mart 21). Energy Fact Sheet: Why does Russian oil and gas matter? IEA: https://www.iea.org/articles/energy-fact-sheet-why-does-russian-oil-and-gas-matter adresinden alındı

Montgomery, S. L. (2022, Mart 3). War in Ukraine is changing energy geopolitics. The Conversation: https://theconversation.com/war-in-ukraine-is-changing-energy-geopolitics-177903 adresinden alındı

Tollefson, J. (2022, Nisan 5). What the war in Ukraine means for energy, climate and food. Nature: https://www.nature.com/articles/d41586-022-00969-9 adresinden alındı

 

Sosyal Medyada Paylaş

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Tarih:

Beğenebileceğinizi Düşündük
Yazılar

Kolektif Kimlik Bağlamında Sosyal Bütünleşme: Gezi Parkı Olaylarından Bir Perspektif

Fazilet Bektaş Sivil Toplum Çalışmaları o-Staj Programı Özet Bu çalışma, uluslararası alan...

Teknolojinin İpek Yolu: Otoriterleşme ve Çin’den Dünyaya Uzanan Dijital Otoriteryanizm

Nazlı Derin Yolcu Sivil Toplum Çalışmaları o-Staj Programı Özet Dünyada geçmişten günümüze...

Arap Baharı ve Demokratikleşme: Tunus ve Mısır’da Sivil Toplumun Karşılaştırmalı Rolü

Ayça Özalp  Sivil Toplum Çalışmaları o-Staj Programı Giriş Demokratikleşme ve sivil toplum...

Küresel Göç Yönetiminde Sivil Toplumun Etkisi: Sivil Toplumun Katkısı ve Sınırları

Kaancan Koçak  Sivil Toplum Çalışmaları O-Staj Programı Özet Göç insanlık tarihinin en...