Avrupa Birliği’ne (AB) üye olan Bulgaristan ve Romanya’daki dilenci ve sabıkalı hırsızlar diğer AB üyesi ülkeler gibi İsveç’e de rahatlıkla girebildiği ortaya çıkarıldı. Buna karşın birçok Türk iş adamı ve akademisyen ise AB üyesi ülkelerin konsolosluklarında vize alabilmek için günlerce hatta aylarca sıkıntılı bir bekleyiş ve uğraş içinde olduğu gözlemleniyor. 1 Ocak 2007 tarihi itibariyle AB üyeliğini alan Bulgaristan ve Romanya, üyeliğin sağladığı serbest dolaşım hakkından yararlanarak hırsızların, dilencilerin ve sabıkalıların dahi vize sorunu yaşanamadan üye ülkelere giriş-çıkış yapabildikleri birer AB üyesi ülke durumuna gelmişlerdir. Ancak bu gibi insanların özellikle İsveç gibi eğitim ve yaşam standartları yüksek ülkelerde diledikleri gibi dolaşım hakkı elde etmeleri, yerel halkı rahatsız etmişe benziyor. Bu tarz görüntülere alışık olmayan İsveç ve aynı değerdeki ülkelerin bu sahnelere alışmakta zorluk yaşadıkları belirtiliyor. Üye olduğu birliğinin bazı vatandaşlarından duyduğu rahatsızlığı dile getiren İsveç hükümeti, Türkiye’nin AB’ye üyeliği konusunda sonuna kadar destek verirken Türklere vize konusunda kolaylık sağlamayı düşündüğünü açıkladı.
Türkiye’nin AB sürecine İsveç’ten tam destek
Geçen yıl İsveç Dışişleri Bakanı Carl Bildt ve AB Bakanı Birgitta Ohlsson’un 9 Mayıs Avrupa Günü dolayısıyla ortak kaleme aldıkları “Demokratik Bir Türkiye AB’de Yer Almalıdır” başlıklı yazılarında demokratik bir Türkiye’nin AB’de yer almasının daha güçlü ve daha olumlu bir birlik olacağını belirttikleri ifade edildi. Yazıda, “Avrupa barış projesinin Avrupa’nın bütün ülkelerine açık olması gerektiğine yönelik inancımızdan dolayı da büyük önem taşımaktaydı. Birliğin geleceğe yönelik vizyonunun sınırına ulaşmış kişilerin, Avrupa’nın genişlemeye yönelik her projesine karşı çıkmış olmalarına rağmen, her genişleme, daha sonra hem barış ve güvenliğin güçlenmesi hem de ekonomik büyümenin sağlanması ile başarıyla sonuçlanmıştır” denildiği görüldü. Tüm bunların yanı sıra Türkiye’nin demografik ve ekonomik dinamiğinin birliğe çok büyük katkıları olacağını söyleyen Bildt ve Ohlsson, bu dinamiklerin birliği dünya çapında güçlendireceğini kaleme aldıkları belirtildi. Avrupa’da yüzyıllardır sure gelen batıl inançların gelişen ve globalleşen dünyaya uyum sağlamak amacıyla yıkılması gerektiğine de değinildiği ifade edilen bu yazıda Bildt ve Ohlsson Doğu Avrupa’nın kendileri için stratejik bir önem taşıdığını, Avrupa’nın nüfusunun oransal olarak yaşlanması karşısında Türkiye’nin genç nüfusunun istihdam için ciddi bir kaynak teşkil ettiğini de ekledikleri dile getirildi. Son olarak birliğin komşularıyla uyum içinde olmasının gelişmenin ancak barış ve beraberlik ortamında sağlanacağının açıklandığı belirtilen yazıda nasıl ki Sovyetler’in parçalanması dünya ve özellikle Avrupa için bir dönüm noktasıysa, günümüz Avrupası için de Birliğin uzlaşması ve genişlemesi şimdiki Avrupa için bir dönüm noktası olduğu anlatıldı.
İsveç gibi İspanya’da Türkiye’nin AB’ye kabulünde tam destek sağladığını açıklamış, buna karşın Amerika Birleşik Devletleri ise Kabul şartlarının sağlanması için Türkiye’nin daha en az 10 yıla ihtiyaç duyduğunu ifade etmişti.
Tüm bu AB üyesi ülkelerin Bulgaristan ve Romanya gibi her ne kadar kendi birliklerinin ülkesi olsa da bunlar yerine Türkiye’yi Birlik içinde görmek isteyişlerinin en önemli sebebi Türkiye’de diğer iki AB ülkesine göre suç oranlarının daha düşük olduğu söylenmektedir. Türkiye eski İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın istatistiksel verilere dayanarak yaptığı açıklamaya göre Türkiye’deki suç oranının Avrupa’daki en düşük oran olduğu, AB üyesi çoğu ülkenin Bulgaristan ve Romanya yerine neden Türkiye’yi kendi bünyelerinde görmek istediklerinin ve İsveç’in neden Türklere vize konusunda kolaylık sağlamayı düşündüğünün bir kanıtı olarak göstermektedir.
(TUİÇ Akademi, İHA,AA, haberegir.com, tümhaber.com)
Ecem Özayan
TUİÇ Stajyeri