Türkiye, Şam yönetiminin ülkedeki muhalif protestolar karşısındaki tutumuna tepki olarak Suriye’ye yaptırım kararı aldı.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, bu sabah düzenlediği basın toplantısında, Suriye’nin ülkedeki gerilimi gidermek için sunulan fırsatları ‘heba ettiğini’ kaydetti, yönetimin ‘yolun sonuna geldiğini’ söyledi.
Yaptırımlar arasında iki ülke arasında stratejik ilişkilerin askıya alınması, göstericilere şiddet kullanılmasından sorumlu bazı yetkililere seyahat yasağı getirilmesi ve Suriye’nin Türkiye’deki mal varlığının dondurulması yer alıyor.
Şam yönetiminden henüz yaptırım kararına ilişkin bir açıklama gelmedi.
Hedef ‘halkıyla barışık meşru bir yönetim’
Davutoğlu ülkedeki gerilimin dindirilmesi için gerek Türkiye’nin gerekse Arap Birliği’nin uzun süredir yoğun çaba sarfettiğini anlattı.
Ancak bu girişimlerin sonuçsuz kalması ardından Suriye yönetimi üzerinde bölgesel ve uluslararası baskının artırılmasının zorunlu hale geldiğini söyleyen Davutoğlu, bazı önlemler alınmasının Türkiye için de kaçınılmaz hale geldiğini kaydetti.
Türkiye’nin toplam dokuz maddelik yaptırımları, Arap Birliği ve Avrupa Birliği’nin daha önce aldığı yaptırım kararları ile paralellik taşıyor.
‘Suriye’de halkıyla barışık meşru bir yönetim işbaşına gelene kadar’ geçerli olacak yaptırımlar kapsamında, yüksek düzeyli stratejik işbirliği mekanizması askıya alınıyor, Suriye hükümetinin Türkiye’deki mal varlıkları donduruluyor.
Kilit yetkililere ve işadamlarına yaptırım
Beşar Esad yönetiminin bazı yetkililerine seyahat yasağı getiriliyor ve bireysel mal varlıkları donduruluyor. Davutoğlu bu kişileri, ‘temel liderlik kadrosu mensubu olup, haklarında halka karşı şiddete ve hukuk dışı yöntemlere başvurduklarına dair iddialar bulunan bazı yetkililer’ diye tanımladı; ancak kararın ‘Suriye rejiminin kuvvetli destekçisi konumundaki bazı işadamlarını’ da kapsayacağını kaydetti.
Ülkenin en büyük işadamlarından bazıları Esad ailesinin akrabaları arasında yer alıyor. Örneğin Financial Times gazetesi, Cumhurbaşkanı Esad’ın kuzeni Rami Mahluf’un yakın zamana dek ülke ekonomisinin yüzde 60’ını elinde tuttuğunu tahmin ediyordu.
Muhalif eylemler sırasında Suriyelilerin sıkça doğrudan hedef aldığı Mahluf, Haziran ayında iş dünyasındaki faaliyetlerini durdurup gelirini hayır kurumlarına bırakacağını vadetmişti.
Türkiye’nin yaptırımları kapsamında, Suriye ordusuna her türlü askeri malzemenin satış ve tedariki durduruluyor, ayrıca üçüncü ülkelerden gelip Türkiye’den geçen silah ve malzeme tedariği de engellenecek.
Yaptırımlar mali alanda da bir dizi adım içeriyor. Bunlar:
- Suriye merkez bankası ile ilişkilerin askıya alınması
- Suriye ticaret bankasının işlemlerinin durdurulması
- Suriye ile kredi işlemlerinin durdurulması
- Suriye’deki yatırımlara kredi sağlanmasına yönelik Eximbank anlaşmasının askıya alınması
Davutoğlu, bu anlaşmaların ya da dondurulacağı açıklanan mal varlıklarının tahmini tutarı konusunda rakam vermedi.
Ancak önlemlerin Suriye halkını hedef almadığını özellikle vurguladı; ‘halkın incitilmemesine, halkın yönetimin hatalarının eza ve cefasını çekmemesine’ büyük önem verdiklerini kaydetti.
Bu nedenle günlük yaşam için elzem malzemelerin bu önlemlere dâhil olmadığının altını çizdi.
Davutoğlu, Suriye yönetimi için çıkış yolunun halkın taleplerine kulak vermesi olduğunu yineledi.
Suriye’de daha fazla siyasi özgürlük ve demokrasi talepleri ile Mart ayında başlayan gösterilere silahlı kuvvetlerin sert müdahalesi sonucu şimdiye dek, BM tahminlerine göre en az 3500 kişi yaşamını yitirdi.
Geçtiğimiz günlerde Arap Birliği, Beşar Esad yönetiminin tankları kentlerden çekmesini, muhaliflerle diyalog süreci başlatmasını ve bu adımların gözlemciler tarafından denetlenmesini öngören bir plan hazırlamış, ancak Suriye planı kabul etmemişti.
Bunun üzerinde 22 üyeli birliğin dışişleri bakanları, hafta sonunda Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun da katıldığı bir toplantıda, Suriye’ye bir dizi ekonomik yaptırım uygulamasını kararlaştırıldı.