Türk Medyasında Suriyeli Sığınmacı Temsili

 

TÜRK MEDYASINDA SURİYELİ SIĞINMACI TEMSİLİ: ANA AKIM MEDYANIN SURİYELİ SIĞINMACI ALGISINA ETKİSİ

 

Özet

Bu çalışmada ana akım medyanın Suriyeli sığınmacı algısı üzerindeki etkisinin anlaşılması için öncelikle ana akım medyaya ait gazete ve televizyonlarda Suriyeli sığınmacılara yönelik hangi temsillerin öne çıktığı tartışılmıştır. Literatüre göre, Suriyeli sığınmacılara yönelik en sık tekrarlanan temsiller mağdur, yardım alan, tehdit ve ekonomik yük temaları üzerine kurulmuştur. Bu temsillerin analizinin ardından ana akım medyayı oluşturan basın-yayın organlarının Suriyeli sığınmacı temsillerini kendi kaygı ve amaçlarına uyumlu bir biçimde ürettiği görülmüştür. Bu kaygı ve amaçlardan öne çıkan üç husus tartışılmıştır. Bu hususlar basın yayın organlarının okunmaya/ izlenmeye yönelik kaygıları, politik tarafgirlikleri ve destekledikleri ideolojilerdir. Ancak ana akım medyanın kendi çıkarlarına uygun olarak ürettiği bu temsil biçimlerinin Suriyeli sığınmacı algısına etki ederek Türk vatandaşları ile Suriyeli sığınmacılar arasındaki iletişime zarar verdiği görülmüştür. Dolayısıyla yapılan araştırmalardan elde edilen bulgular ışığında ana akım medyanın Suriyeli sığınmacı algısı üzerindeki olumsuz etkisini önlemek adına bazı çözüm önerileri derlenmiştir.

 

Anahtar Kelimeler: Suriyeli sığınmacılar, Ana Akım Medya, Temsil, Suriyeli Sığınmacı Algısı

 

Giriş

Suriye İç Savaşı’nın başladığı 2011 yılından beri Suriyeli sığınmacılar Türkiye’ye göç etmektedir ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti açık kapı politikası izleyerek Suriyeli sığınmacıları kabul etmektedir. Bu göç dalgası uzun yıllardır hükümet yetkilileri tarafından “misafirlerimiz” ve “(muhacir) kardeşlerimiz” söylemleri ile halka kabul ettirilmeye çabalandı. Dolayısıyla Türk vatandaşları Suriyeli sığınmacıların kalıcı olmadıklarına ve savaş bittiğinde ülkelerine döneceklerine inandılar. Ancak savaşın uzaması ve zaman zaman gidişatın Esad yönetimi lehine çevrilmesi sonucunda Suriyeli sığınmacıların kalıcı oldukları anlaşıldı. Dolayısıyla bu durum, Suriyeli sığınmacılara yönelik “misafir” algısını da değiştirdi ve uyum sürecinin aciliyetini gözler önüne serdi. Bu süre zarfında birtakım yasal düzenlemelere gidilmesini ihtiyacı görüldü çünkü Suriyeli sığınmacıların yasal bir statüsü bulunmuyordu. Zira “misafir” kavramının uluslararası hukukta bir yeri yoktu. Türkiye’nin 1951 yılında imzaladığı anlaşmaya göre mülteci kavramı: “ırkı, dini, milliyeti, belirli bir sosyal gruba bağlılığı ya da sistem karşıtı bir siyasi oluşumun parçası olması nedeniyle takibata uğrayacağından korktuğu için vatandaşı olduğu ülke dışında bulunan ve vatandaşı olduğu ülkenin himayesinden faydalanamayan veya korkudan dolayı faydalanmak istemeyen ya da uyruğu yoksa ve önceden ikamet ettiği ülke dışında bulunuyorsa ülkesine geri dönemeyen ya da korktuğu için geri dönmek istemeyen yabancıları” tanımlamak için kullanılmıştı. [1] Ancak Türkiye coğrafi kısıtlama hakkını kullanarak yalnızca Avrupa’dan gelen yabancılara “mülteci” statüsü vermeyi kabul etti. Dolayısıyla yaygın kanının aksine Türkiye Cumhuriyeti Devleti Suriyeli sığınmacıları mülteci olarak kabul etmez. Suriyeli sığınmacılar Türk kanunlarına göre “geçici koruma” statüsündedirler. Dolayısıyla, bu yazıda resmi söylem ile uyumlu olması adına “Suriyeli mülteci” yerine “Suriyeli sığınmacı” ifadesi kullanılacaktır. Bununla birlikte Türk basınında mülteci ve sığınmacı kavramları birbirlerinin yerine kullanılmıştır.

Suriye İç Savaşı 10. yılına girmeye hazırlanırken her geçen gün Suriyeli sığınmacılara yönelik bir haber daha görmekteyiz. Bu haberler bir yandan Suriyeli sığınmacıların mağduriyetlerini ve yardım ihtiyaçlarını gözler önüne sererken bir yandan da Suriyeli sığınmacıların bulaştığı suçlar vurgulanmaktadır. Türkiye ekonomisinin gidişatı da göz önüne alındığında sığınmacıların uzun yıllardır Türkiye topraklarında konaklaması giderek daha fazla tepki çekmektedir. Ancak yapılan araştırmalar, Türk vatandaşlarının Suriyeli sığınmacılara yönelik tutumlarının giderek olumsuzlaşmasında ana akım medyanın da önemli

bir payı olduğunu vurgulamaktadır. Ana akım medya Suriyeli sığınmacı haberlerini genel itibariyle birkaç temsil etrafında toplayarak Türk vatandaşlarının Suriyeli sığınmacılara yönelik algısını kayda değer bir biçimde etkilemektedir. Genel kanının aksine medya gerçeği birebir ve yansız bir biçimde okuyucuya / izleyiciye aktarmaz. Bunun yerine bilgi eksiltimi, öne çıkarma veya çarpıtma yoluyla bazı temsiller kurar. Bu temsiller gerçeği az veyahut eksik aktarır. [2]

Temsillerin okuyucu / izleyici üzerindeki kritik etkisi göz önüne alındığında Türkiye toplumu için çözümü aciliyet gerektiren Suriyeli sığınmacı entegrasyonu meselesinin de bu temsillerden etkilenmiş olması kaçınılmazdır. Dolayısıyla Suriyeli sığınmacı entegrasyonunun başarıya ulaşması için Türk vatandaşlarının gözündeki Suriyeli sığınmacı algısı iyi anlaşılmalıdır. Bu algının anlaşılabilmesi Türk ana akım medyasındaki Suriyeli sığınmacılara yönelik temsillerin analiz edilmesini gerektirmektedir. Bu temsillerin hangilerinin daha yoğun olarak kullanıldığı, hangi unsurlardan etkilendiği, Türk vatandaşlarının Suriyeli sığınmacı algısına nasıl etki ettiği ve olumsuz etkilerin giderilmesi için neler yapılabileceği bu çalışmanın amacını teşkil etmektedir.

 

Suriyeli Sığınmacıların Ana Akım Medyadaki Temsil Biçimleri

Yapılan araştırmalar Türk vatandaşlarının Suriyeli sığınmacılara dair bilgilerini günlük hayattaki deneyimlerinden ve medyada yer alan haberlerden edindiklerini ortaya koymaktadır. Bununla birlikte, medyada yer alan haberlerin Türk vatandaşlarının Suriyeli sığınmacı algısını büyük oranda etkilediği ortaya konmuştur. [3] Bu etkileri doğru bir biçimde analiz edebilmek için öncelikle Türk basınında sıklıkla karşımıza çıkan Suriyeli sığınmacı temsilleri incelenmelidir. Türk gazete ve televizyonların da  yapılan içerik ve söylem analizleri sonucunda mağdur, yardım alan, tehdit ve ekonomik yük olarak dört ana temsil biçiminin öne çıktığı saptanmıştır.

Mağdur Temsili

Türk basınında yer alan Suriyeli sığınmacı haberlerinde mağdur temsilinin çok sık kullanıldığı görülmektedir. Örneğin, Veli Boztepe tarafından yapılan araştırmada, incelenen dört kanalın da (Show TV, Kanal D, Kanal 7 ve Halk TV) en çok mağdur temasına yer verdiği görülmüştür. [4] Benzer bir durum, gazetelerde de karşımıza çıkmaktadır. Suriyeli sığınmacılara dair haberlerde mağdur temsilinin en çok kodlanan tema olduğu saptanmıştır.  Gazetelerde mağdur temsili yoluyla “istismar, uyum, barınma ve çalışma” gibi sığınmacı sorunları haberleştirilmektedir.[5] Ancak, her Suriyeli sığınmacının haberlerde aynı derecede yer aldığı söylemek mümkün olmamaktadır. Özellikle haber görsellerinde sıklıkla kadın ve çocuklara yer verildiği görülmektedir. Bununla birlikte genç erkeklerin temsil oranının kadın ve çocuklara göre çarpıcı oranda az olduğu gözlenmiştir. Bunun sebebi, sığınmacıların haberleştirilirken okuyucudan daha fazla sempati toplamak adına “ideal mağdur” denilen daha savunmasız grupların daha büyük oranlarda tercih edilmesidir. Yapılan araştırmalar her mağdurun okuyucudan eşit derecede ilgi görmediğini ortaya koymaktadır. Her ne kadar pek çok kişi benzer savaş koşullarına maruz kalmış olsa da kadın ve çocuklar gibi daha savunmasız olduğu düşünülen gruplarının çoğunlukla yırtık kıyafetler ile “perişan” bir şekilde temsil edilmesi okurun acıma duygusunu daha çok harekete geçirmektedir. [6]

 

Yardım Alan Temsili

Yardım alan temsilinin mağdur temsilinin ardından en çok tekrarlanan ikinci temsil olduğu görülmüştür. Bu temsiller genel itibariyle iki şekilde karşımıza çıkmaktadır. İlk olarak, Suriyeli sığınmacılara yönelik yardımların yetersizliğini ortaya koyan haberleri görmek mümkündür. Bu haberlerde zor şartlar altında yaşam savaşı veren Suriyeli sığınmacılar temsil edilmiştir. İkinci olarak, devlet görevlileri ve yardım organizasyonları tarafından Suriyeli sığınmacılara yapılan yardımların ön plana çıkarılan haberlerdir ki bu ikinci tip haberler birinci tip “yetersizlik” haberlerinin sayıca iki katıdır. Bu haberlerde ise yardım alarak durumu iyileşen Suriyeli sığınmacıları görmek mümkündür. [7]

 

Tehdit Temsili

Türk gazete ve televizyonların da Suriyeli sığınmacı temsiline dair yapılan araştırmalarda, mağdur ve yardım alan gibi olumlu sayılabilecek temsillere karşın Suriyeli sığınmacıların halk güvenliğine ve Türk iş piyasasına yönelik bir tehdit unsuru olduğu haberlerinin de sık sık tekrarlandığı görülmektedir. Üstelik bu temanın yardım teması kadar sık işlendiği saptanmıştır. [8] Tehdit temsili genel itibariyle “suçlu olarak halk güvenliğine tehdit” ve “ucuz emek olarak ekonomik tehdit” olmak üzere iki tema etrafında yoğunlaşmıştır.

 

Suçlu Olarak Halk Güvenliğine Yönelik Tehdit

Bu tema etrafında toplanan haberlerde Suriye sığınmacıların dilencilik, hırsızlık, gasp, cinsel saldırı, fuhuş, insan kaçakçılığı ve cinayet gibi suçlara karıştırdığı ve bunun üzerine yerli halk tarafından gösterilen tepkilerin giderek arttığı ifade edilmektedir. Haberlerin genelinde, Suriyeli sığınmacıların sayılarının da giderek artmasıyla halkın güvenlik endişesinin arttığı vurgulanmaktadır. [9] Bu haberler vasıtasıyla Suriyeli sığınmacıların ötekileştirildiği ve korku ve nefret içeren söylemlerin meşrulaştırıldığı görülmektedir. Örneğin, olaya karışan birçok aktörden özellikle Suriyeli sığınmacıların ön plana çıkartılması, olaya dair emniyet güçleri gibi okuyucunun güvendiği otoritelerin ve yerel halkın fikirlerine yer verilmesi, bununla birlikte haberlerin herhangi bir Suriyeli sığınmacının sesinden yoksun olması Suriyeli sığınmacıların suç ile ilişkilendirilmesini pekiştirmektedir. [10]

 

Ucuz Emek Olarak Ekonomik Tehdit

Suçlu temasının yanında ucuz emek teması da tehdit temsilinin önemli bir kısmını oluşturmaktadır. Yapılan araştırmalar sonucunda; Türk gazete haberlerinde, Suriyeli sığınmacıların çok düşük ücretlere çalışarak yerel halkın işini kaybetmesine yol açtıkları sıklıkla tekrarlanmıştır.[11] Bu söylem üzerinden Türk iş piyasasındaki yüksek işsizlik oranlarının Suriyeli sığınmacıların etkisiyle oluştuğunu öne sürülmüş ve dolayısıyla Türkiye’deki ekonomik problemler Suriyeli sığınmacılar ile ilişkilendirilmiştir. Ancak bu haberlerde Suriyeli sığınmacıların işverenler tarafından sömürülmesi pek işlenen bir konu olmamıştır. Aksine Suriyeli sığınmacılar, kaçak olarak çalışmalarından dolayı istihdam problemlerinin sorumlusu olarak görülmüşlerdir. [12]

 

Ekonomik Yük Temsili

Suriyeli sığınmacıların ekonomik yük temsili bir diğer sık tekrarlanan temadır. Bu temsilin işlendiği haberlerde Suriyeli sığınmacıların temel ihtiyaçlarının karşılanması için atılan adımlar neticesinde Suriyeli sığınmacıların Türk ekonomisine yük oluşturdukları söylemi yaygındır. Üstelik Suriyeli sığınmacıların sayılarının giderek artması ile bu ekonomik yükün de giderek arttığı vurgulanmaktadır. Dolayısıyla ana akım medyanın, Suriyeli sığınmacıların insani haklarını hatırlatmak yerine Suriyeli sığınmacılar için harcanan paralara ve yapılan yardımlara dikkat çekmektedir. [13]

 

Basın Yayın Organlarının Suriyeli Sığınmacı Temsiline Etki Eden Özellikleri 

Yapılan çalışmalar, haberlerin gerçek dünyanın birebir aktarılması yoluyla değil de haber niteliği taşıyan birtakım aktörlerin seçilmesiyle ve içeriklerin basın-yayın organlarının kendi kaygılarının filtresinden geçmesiyle okuyucuya/ izleyiciye aktarıldığını ortaya koymuştur. [14] Dolayısıyla, gazetelerin ve televizyonların neyin haber niteliği taşıyıp taşımadığının belirlenmesinde bazı faktörler önemli rol oynamaktadır. Yapılan araştırmalar, Türk basının haberlerini şekillendirirken üç temel unsurdan etkilendiğini ortaya koymaktadır. Bu unsurlar; gazetelerin okunma ve televizyonların izlenme oranlarına yönelik kaygıları, basın-yayın organlarının politik tarafgirlik tutumları ve yine basın-yayın organlarının desteklediği ideolojiler olarak ön plana çıkmıştır.

 

Okunmaya/ İzlenmeye Yönelik Kaygılar

Basın- yayın organlarının en nihayetinde kâr odaklı olduğunu göz önünde bulundurmak gerekmektedir. Özellikle gazetelerde büyük çoğunlukla çocukların ve kadınların; yoksulluk, kayıp ve acı gibi okuyucularda sempati uyandıracak deneyimlerinin fotoğraflarına yer verilmesi gazetelerin okunmaya yönelik kaygılarını ortaya koymaktadır. Bu fotoğraflar; genellikle yakın çekim olup Suriyeli sığınmacıların yüz ifadelerini net bir biçimde göstermektedir. Ayrıca hikâyelerin haber hikâyeleri görsel etkilerine göre seçilmektedir ve genç erkek sığınmacılardan ziyade sıklıkla kadın ve çocuklara yer verilmektedir. Böylelikle, “ideal mağdur” temsili yoluyla okurun acıma duygusunun uyandırılması amaçlanmaktadır. [15] Bunun yanı sıra literatür, yalnızca gazetelerin değil televizyon kanallarının da benzer kaygılara sahip olduğunu ortaya çıkarmaktadır. Veli Boztepe tarafından yapılan araştırmaya göre araştırmada incelenen tüm televizyon kanalları (Show TV, Kanal D, Kanal 7 ve Halk TV) politik tutumlarının farklılığına rağmen Suriyeli Sığınmacılara dair en çok “mağdur” temsilini öne çıkaran haberlere yer vermektedir. [16]

 

Basın Yayın Organlarının Politik Tarafgirlikleri

Yapılan araştırmalar, Türk basınında haber içeriklerini etkileyen en büyük unsurlardan birinin basın-yayın organlarının politik tarafgirlikleri olduğunu ortaya çıkarmıştır. Bu politik taraf girlilikler genellikle iki kutba ayrılmış bir biçimde karşımıza çıkmaktadır. Bu kutbun bir ucunda hükümeti destekçisi basın-yayın organları bulunurken, diğer uçta ise hükümete muhalif tutumunu sürdüren gazete ve televizyonlar bulunmaktadır. Yapılan çalışmaların birçoğu, basın-yayın organlarının tutarlı bir ideolojik çizgiyi sürdürmek yerine hükümete olan yakınlığına göre dönemden döneme değişebilen bir bakış açısı ile Suriyeli sığınmacı temsilini şekillendirdiğini göstermektedir. [17] Özellikle dikkat çeken husus, bu haberlerin ve köşe yazılarının Suriyeli sığınmacı meselesine hak temelli yaklaşmak yerine hükümetin iç veya dış politikalarını övmek ya da yermek amacıyla Suriyeli sığınmacı haberlerinin araçsallaştırılmasıdır. [18]

 

Hükümet Destekçisi Basın-Yayın Organları

Hükümet yanlısı gazete ve televizyonların çoğunlukla Suriyeli sığınmacı temsillerini hükümet politikalarını övmek ve meşrulaştırmak için kullandığı gözlemlenmiştir. Hükümet destekçisi olarak nitelendirilen Yeni Şafak gazetesinin Suriyeli sığınmacılara yönelik haberlerinde genel anlamda üç tema dikkat çekmektedir. Bunlardan ilki, Suriyeli sığınmacılar üzerinden CHP ve HDP eleştirisi yapılmasıdır. İkinci olarak ise hükümetin Suriyeli sığınmacılara yönelik tutumu ve politikalarının ele alınması ile Türk dış siyasetinin övgüsüdür. Son olarak da, Suriyeli sığınmacıların mağdurluklarının ön plana çıkarılarak Türkiye devletine müteşekkir oldukları söylemidir. [19] Benzer bir şekilde, Çağlar ve Özkır tarafından gazete içeriklerine yönelik yapılan araştırmada Sabah gazetesinin ilk bakışta Suriyeli sığınmacılara yönelik haberlerinde insan hakları perspektifinin hissedildiği ancak içerik ve söylem analizlerinin yapılmasının ardından aslında haberlerin amacının Suriyeli sığınmacıların hakları değil, Türk hükümetinin dış politikasının övülmesi olduğu anlaşılmıştır. [20] Yine hükümet yanlısı olduğu düşünülen Kanal 7’nin haberleri incelendiğinde devlet yetkililerinin Suriyeli sığınmacılar ile bir arada gösterilmesi ve Suriyeli sığınmacılara yapılan yardımlara sık sık dikkat çekilmesi, bu kanalın hükümetin Suriyeli sığınmacılara yönelik politikalarını meşrulaştırma amacıyla hareket ettiğini ortaya çıkarmaktadır. [21]

 

Hükümete Muhalif Basın-Yayın Organları

Hükümete muhalif olan gazete ve televizyonların Suriyeli sığınmacı temsillerini hükümet politikalarını eleştirmek için kullandığı görülmektedir. Medya kutbunun bu ucunda da Suriyeli sığınmacılara hak temelli yaklaşılmamış, daha ziyade politik eleştiriye araç olmaları bakımından yer verilmiştir. Örneğin, hükümete muhalifliği ile bilinen Cumhuriyet gazetesinin “Türk vatandaşı olacaklar” ya da “Seçimlerde oy verecekler” gibi ifadeler ile Türk devletinin Suriyeli sığınmacılara yönelik açık kapı politikasını eleştirdiği görülmektedir. [22]  Yine benzer bir politik tarafgirlik gösteren Halk TV haberlerinin Suriyeli sığınmacıların sayıca çokluğunu vurguladığı ve sığınmacıların “sosyal sorun” veya “ekonomik yük” olarak temsilleri etrafında yoğunlaştığı gözlemlenmiştir. Bu vurgular yoluyla Halk TV haberlerinin hükümet politikalarını eleştirdiği görülmüştür. [23]

 

Basın Yayın Organlarının Desteklediği İdeolojiler

Literatürün büyük bir kısmı Türk basınının gazete ve televizyonların sunduğu Suriyeli sığınmacı temsillerinin ideolojik bakış açısından ziyade politik tarafgirliğe göre şekillendiğini öne sürmüştür. Ancak yapılan bu çalışmalar incelendiğinde, söz konusu çalışmaların ideoloji spektrumunda merkeze yakın gazeteleri incelediği görülmüştür. Bunun sebebi olarak merkeze yakın gazetelerin daha çok sattığını öngörmek yerinde olacaktır. Zira bu çalışmalar, gazetelerin seçilmesinde tirajların etkisi olduğunu kabul etmektedirler. Öte yandan, merkezden uzaklaştıkça politik tarafgirliğin yanında gazetelerin desteklediği ideolojilerin de Suriyeli sığınmacı temsilini etkilediği görülmüştür.

 

Sol İdeolojiyi Destekleyen Basın-Yayın Organları

Sol ideolojiye mensup olduğu düşünülen ;Cumhuriyet, Evrensel, BirGün ve Özgürlükçü Demokrasi isimli gazeteler üzerinde yapılan araştırmada bu gazetelerin sol ideoloji ile uyumlu temsiller ürettiği gözlenmiştir. Bu gazeteler, sığınmacıların çalışma şartları ve patronlar tarafından sömürüldükleri söylemlerine çokça yer vermişlerdir. Genel itibariyle, bu gazetelerde yer alan haberlerde sığınmacıların ucuz emek olarak kullanılması eleştirilmiş ve bu konudaki sorumluların Suriyeli sığınmacılar değil onları sömüren işveren olarak gösterilmiştir. Buna ek olarak, Türk işçilerinin Suriyeli işçiler ile bir araya gelerek bu sömürü sisteminin düzeltilmesi gerektiği vurgulanmıştır. İlginç bir biçimde, sağ ideolojiyi destekleyen basın-yayın organlarının mültecilerin çalışma yaşamlarına dair haberlere pek yer vermediği saptanmıştır. [24]

 

Sağ İdeolojiyi Destekleyen Basın-Yayın Organları

Sağ ideolojiye mensup olduğu varsayılan; Yeni Şafak, Yeni Akit, Türkiye Gazetesi ve Diriliş Postası gazeteleri ile yapılan araştırmada bu gazetelerin Suriyeli mültecilere yönelik sağ ideoloji ile uyumlu içerikler ürettikleri anlaşılmıştır. Örneğin, sol ideolojiye mensup gazetelerin aksine zengin ve fakir sınıflar mücadele içinde değil, dayanışma içinde gösterilmiştir. Mağdur temsilleri üzerinden zenginlerin fakir mültecilere yardım ettiği vurgulanmıştır. Suriyeli sığınmacılar, “kardeşlerimiz” ve “muhacirler” olarak isimlendirilerek “batıya karşı yardımsever Türk halkı” portresi çizilmek istenmiştir. Bu sebeple, “yardım alan” Suriyeli temsili sıkça tekrar edilmiştir. Buna karşın, sol ideolojiye mensup basın-yayın organlarında bu tür bir temsile pek sık rastlanmamıştır. [25]

 

Medyada Yer Alan Suriyeli Sığınmacı Temsillerinin Suriyeli Sığınmacı Algısına Etkisi

Türk basınında Suriyeli sığınmacılara yönelik yer alan dört temsil biçiminin (mağdur, yardım alan, tehdit ve ekonomik yük) Türk vatandaşları ile Suriyeli sığınmacılar arasındaki iletişime önemli bir etkisi olduğu görülmüştür. Örneğin, mağdur ve yardım alan temsillerinin genellikle Suriyeli sığınmacıların kabulünde olumlu etkiye sahip olduğu görülürken, tehdit ve ekonomik yük temsillerinin Türk vatandaşlar ve Suriyeli sığınmacılar arasında çatışmalara sebep olduğu saptanmıştır. [26] Bununla birlikte, bu temsillerin insan hakları perspektifinden sunulmamaktadır ve Suriyeli sığınmacılara dair rol model temsilleri Suriyeli sığınmacılara yönelik tüm haberler içinde çok küçük bir azınlığı oluşturmaktadır. [27] Bu durum Türk vatandaşlarının, haberlerde gördükleri Suriyeli sığınmacı temsilleri ile günlük hayatta karşılaştıkları Suriyeli sığınmacılar ile çelişkili olduğunu fark etmesine yol açmaktadır. Tüm bu etkenler, Türk vatandaşlarının Suriyeli sığınmacı algısını etkileyerek sığınmacıların toplum içinde ötekileştirilmesine yol açmaktadır.

 

Mağdur ve Yardım Alan Temsillerinin Etkisi

Türk medyasında Suriyeli sığınmacılara yönelik yer alan mağdur ve yardım alan temsillerinin Türk vatandaşları üzerinde iki tür etkisi olduğu saptanmıştır. Bunlardan ilki Suriyeli sığınmacıların yardıma muhtaç olduğu algısıdır. Bu algının Türk vatandaşlarının Suriyeli sığınmacıları daha çabuk kabul etmesinde etkisi olduğunu söylemek mümkündür. [28] Ancak bu yaklaşım, Suriyeli sığınmacılara yönelik hak temelli yaklaşımı gölge etmektedir. [29] Dolayısıyla, medyadaki hak temelli yaklaşımın eksikliği sonucunda Türk vatandaşları Suriyeli sığınmacılara yönelik yardımları bir lütuf gibi algılamakta ve Suriyeli sığınmacıların Türk ekonomisine yük olduğu söylemini destekleyebilmektedirler. Mağdur ve yardım alan temsillerinin bir diğer etkisi de –rol model temsilleri karşısındaki fazlalıkları göz önüne alındığında – Türk vatandaşları, Suriyeli sığınmacıları kendileri için olumlu sonuçlar üretebilecek bir aktörden ziyade Türk devletinin ve halkının bakımına muhtaç pasif bir kitle olarak görmektedir. [30] Bu durum Suriyeli sığınmacılar ile Türk halkının birbirlerine uyumlanmaları için engel teşkil etmektedir. Üstelik günlük hayatta Suriyeli sığınmacıların girişimci olduklarının görülmesi Suriyeli sığınmacı algısında çelişkilere yol açmaktadır.

 

Tehdit ve Ekonomik Yük Temsillerinin Etkisi

Suriyeli sığınmacılara yönelik tehdit ve ekonomik yük temsillerinin Türk vatandaşları üzerinde korku ve endişe uyandırdığı gözlemlenmiştir. Bu korku ve endişe yaratan temsiller neticesinde Suriyeli sığınmacılara yönelik “ayrıştırıcı ve yargılayıcı bir söylem inşa edilmektedir. [31] Bu durum Suriyeli sığınmacılar ile Türk vatandaşlarının uyumlanmasına engel olmaktadır. Ayrıca Suriyeli sığınmacılara yönelik haberleştirilen olumsuz temsiller neticesinde vatandaşların korku ve endişelerinin somut davranışlara da dönüştüğü gözlemlenmiştir. Türk vatandaşları kimi zaman sosyal medya üzerinden örgütlenerek Suriyeli sığınmacıların kendilerine ve mallarına saldırılar düzenlemektedir. [32] Dolayısıyla, bu tür olumsuz tehditlerin ırkçı saldırılara varan tehlikeli etkileri olabilmektedir.

 

Olası Çözümler

Suriyeli sığınmacılara yönelik yayınlanan haberlerin toplumda ayrışmaya ve Suriyeli sığınmacıların ötekileştirilmesine yol açması sığınmacı entegrasyonu önünde en büyük engellerden biridir. Bununla birlikte, bu haberlerin kimi zaman ırkçı saldırılara sebebiyet vermesi de endişe vericidir. Dolayısıyla, Türk basınında yer alan Suriyeli sığınmacı temsillerinin sorun teşkil ettiğini söylemek mümkündür. Bu sorunun çözüme kavuşturulması için literatürde birtakım çözüm önerileri sunulmuştur. Bu çözüm önerilerinden en yaygın olanları haber içeriklerinin geliştirilmesi, ana akım medyaya karşı olarak alternatif medyanın teşviki ve sosyal reklam ve kamu spotları yardımıyla Türk vatandaşlarının bilinçlendirilmesidir.

 

Haber İçeriklerinin Geliştirilmesi

Haber içerikleri analiz edildiğinde ana akım medyada yer alan haberlerde çoğunlukla Türk vatandaşlarının ve siyasi otoritelerin demeçlerinin yer aldığı saptanmıştır. Ancak Suriyeli sığınmacıların kendilerini ifade ettikleri gördüğümüz ya da alanda uzman akademisyenlerin, hukukçuların ya da sivil toplum kuruluşu yetkililerin yer aldığı haberler yok denilecek kadar azdır. [33] Dolayısıyla, ana akım medyada yer alan haberlerin daha kapsayıcı olması gerekmektedir. Bununla birlikte, Suriyeli sığınmacıların sürekli bir biçimde Türkiye’ye göç ettikleri vurgusuna rağmen bu göçe sebep olan faktörler çok az aktarılmaktadır. [34]  Bu doğrultuda haberlerin Suriye iç savaşına dair neden-sonuç ilişkilerini ve Suriye topraklarında yaşananları vatandaşlara daha net bir biçimde aktarmalıdır.

 

Alternatif Medya

Ana akım medya maddi, politik ve ideolojik kaygı ve çıkarları sebebiyle Suriyeli sığınmacılara yönelik haberlerinde Suriyeli sığınmacıları çoğunlukla mağdur, yardım alan, tehdit ve ekonomik yük olarak temsil etmektedir. Ancak bu haberler Türk vatandaşları ile Suriyeli sığınmacılar arasındaki ilişkiyi olumsuz etkilemektedir. Dahası ana akım medya Suriyeli sığınmacı meselesine insan hakları perspektifinden yaklaşmamakta ve yeteri kadar “rol model” temsiline yer vermemektedir. Öte yandan alternatif medya, çoğunlukla politik, ideolojik ve maddi kaygılardan nispeten daha uzaktır ve yapılan araştırmalara göre alternatif medyanın meseleye hak temelli yaklaştığı bilinmektedir. [35] Dolayısıyla alternatif medya, ana akım medyanın yarattığı olumsuz etkileri önlemek adına bir çözüm önerisi olarak sunulmuştur.

 

Sosyal Reklam ve Kamu Spotu

Medya etkileri üzerine yapılan deneysel bir araştırmada iki gruptan birine Suriyeli sığınmacılara yönelik bir sosyal reklam videosu izletilirken diğer gruba hiçbir şey izletilmemiştir. Bunun ardından her iki gruba da Suriyeli sığınmacılara yönelik tutumlarını ölçmeyi amaçlayan anket soruları sorulmuştur. Bu çalışmanın sonucunda sosyal reklam videosu izleyen katılımcıların Suriyeli sığınmacılara videoyu izlemeyen katılımcılara göre daha olumlu baktıkları tespit edilmiştir. Dolayısıyla, sosyal reklam çalışmalarıyla Türk vatandaşlarının Suriyeli sığınmacılara yönelik empati duygusunun arttırılması önerilmektedir.[36] Bununla birlikte, medyanın ırkçı söylemleri beslemedeki rolü düşünüldüğünde bu olumsuz etkinin azaltılması için kamu spotlarından yararlanılabilir. [37]

 

Sonuç

Suriyeli sığınmacıların ana akım medyadaki temsilleri çoğunlukla dört ana tema etrafında toplanmıştır. Bu temalardan ilki “mağdur” temsilidir. Bu temsilin basın-yayın organları tarafından okuyucunun dikkatini çekmek deki  başarısı sebebiyle okunmayı/ izlenmeyi arttırmak amacıyla sıklıkla kullanıldığı anlaşılmıştır. Mağdur temsili ile yakından ilişkili olarak en sık tekrarlanan ikinci temsil biçiminin Suriyeli sığınmacıların “yardım alan” olarak gösterilmesidir. Bu iki temsil biçimlerinin ana akım medya tarafından basın-yayın organın politik ve ideolojik duruşuna göre hükümet politikalarını yermek ya da övmek için kullanıldığı gözlenmiştir. Dolayısıyla ana akım medyanın Suriyeli sığınmacılara yönelik haberlerde asıl amacının insan hakları perspektifinden Suriyelilerin yaşadıkları sıkıntıları okuyucuya aktarmak değil, bu deneyimler üzerinden okuyucuyu hükümet politikalarının meşru olduğuna ya da yanlış olduğuna ikna etmektir. Öte yandan Suriyeli sığınmacılar Türk vatandaşlarına yönelik tehdit ve ekonomik yük olarak gösterilmektedir. Bu tür haberler Suriyeli sığınmacılara yönelik söylemleri ötekileştirici bir düzleme çekmektedir. Dahası bu tür haberler kimi zaman Türk vatandaşları tarafından Suriyeli sığınmacılara yönelik ırkçı saldırılara sebebiyet vermektedir. Dolayısıyla bu tür olumsuz etkilerin önlenmesi için Türk vatandaşlarının Suriyeli sığınmacılara yönelik algısını şekillendiren haber içeriklerinin geliştirilmesi, alternatif medya kullanımının teşvik edilmesi ile sosyal reklam ve kamu spotu çalışmalarına önem verilmesi gerekmektedir.

 

 

BÜŞRA KAPLAN

GÖÇ ÇALIŞMALARI STAJYERİ

 

 

BİBLİYOGRAFYA

[1] Şen, F., & YILDIZ, S. (2017). Bir ‘öteki’olarak mülteciler: Suriyeli mültecilerin ana akım ve alternatif medyada temsili. Atatürk İletişim Dergisi12, 27-41.

[2] Şen, F., & YILDIZ, S. (2017). Bir ‘öteki’olarak mülteciler: Suriyeli mültecilerin ana akım ve alternatif medyada temsili. Atatürk İletişim Dergisi12, 27-41.

[3] Paksoy, A. F., & Şentöregil, M. (2018). Türk basınında Suriyeli sığınmacılar: ilk beş yılın analizi (2011-2015). Selçuk İletişim11(1), 237-256.

[4] Boztepe, V. (2017). Televizyon Haberlerinde Suriyeli Mültecilerin Temsili. Ankara Üniversitesi İlef Dergisi4(1), 91-122.

[5] PANDIR, M., İbrahim, E., & Paksoy, A. F. (2015). Türk Basınında Suriyeli Sığınmacı Temsili Üzerine Bir İçerik Analizi/A Content Analysis on the Representation of Syrian Asylum Seekers in the Turkish Press. Marmara İletişim Dergisi, (24), 1-26.

[6] Sunata, U., & Yıldız, E. (2018). Representation of Syrian refugees in the Turkish media. Journal of Applied Journalism & Media Studies7(1), 129-151.

[7] PANDIR, M., İbrahim, E., & Paksoy, A. F. (2015). Türk Basınında Suriyeli Sığınmacı Temsili Üzerine Bir İçerik Analizi/A Content Analysis on the Representation of Syrian Asylum Seekers in the Turkish Press. Marmara İletişim Dergisi, (24), 1-26.

[8] PANDIR, M., İbrahim, E., & Paksoy, A. F. (2015). Türk Basınında Suriyeli Sığınmacı Temsili Üzerine Bir İçerik Analizi/A Content Analysis on the Representation of Syrian Asylum Seekers in the Turkish Press. Marmara İletişim Dergisi, (24), 1-26.

[9] Karataş, M. (2015). Türk yazılı basınında Suriyeli sığınmacılar ile halk arasındaki ilişkinin incelenmesi. Göç Araştırmaları Dergisi1(2), 112-151.

[10] Gölcü, A., & DAĞLI, A. N. (2017). Haber söyleminde ‘Öteki’yi aramak: Suriyeli mülteciler örneği. Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Dergisi, (28), 11-38.

[11] Karataş, M. (2015). Türk yazılı basınında Suriyeli sığınmacılar ile halk arasındaki ilişkinin incelenmesi. Göç Araştırmaları Dergisi1(2), 112-151.

[12] Gölcü, A., & DAĞLI, A. N. (2017). Haber söyleminde ‘Öteki’yi aramak: Suriyeli mülteciler örneği. Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Dergisi, (28), 11-38.

[13] Gölcü, A., & DAĞLI, A. N. (2017). Haber söyleminde ‘Öteki’yi aramak: Suriyeli mülteciler örneği. Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Dergisi, (28), 11-38.

[14] Şen, F., & YILDIZ, S. (2017). Bir ‘öteki’olarak mülteciler: Suriyeli mültecilerin ana akım ve alternatif medyada temsili. Atatürk İletişim Dergisi12, 27-41.

[15] PANDIR, M. (2019). STEREOTYPING, VICTIMIZATION AND DEPOLITICIZATION IN THE REPRESENTATIONS OF SYRIAN REFUGEES. Dokuz Eylul University Journal of Graduate School of Social Sciences21(2).

[16] Boztepe, V. (2017). Televizyon Haberlerinde Suriyeli Mültecilerin Temsili. Ankara Üniversitesi İlef Dergisi4(1), 91-122.

[17] Yaylacı, F. G., & Karakuş, M. (2015). Perceptions and newspaper coverage of Syrian refugees in Turkey. Migration Letters12(3), 238-250.

[18] Çağlar, İ., & Özkır, Y. (2014). Suriyeli Mültecilerin Türkiye Basınında Temsili. Middle East Yearbook/Ortadoğu Yıllığı.

[19] Yaylacı, F. G., & Karakuş, M. (2015). Perceptions and newspaper coverage of Syrian refugees in Turkey. Migration Letters12(3), 238-250.

[20] Yaylacı, F. G., & Karakuş, M. (2015). Perceptions and newspaper coverage of Syrian refugees in Turkey. Migration Letters12(3), 238-250.

[21] Çağlar, İ., & Özkır, Y. (2014). Suriyeli Mültecilerin Türkiye Basınında Temsili. Middle East Yearbook/Ortadoğu Yıllığı.

[22] Boztepe, V. (2017). Televizyon Haberlerinde Suriyeli Mültecilerin Temsili. Ankara Üniversitesi İlef Dergisi4(1), 91-122.

[23] Yaylacı, F. G., & Karakuş, M. (2015). Perceptions and newspaper coverage of Syrian refugees in Turkey. Migration Letters12(3), 238-250.

[24] Artar, F. MEDYADA SINIFSAL TEMSİL MÜCADELESİ: SURİYELİ MÜLTECİLER ‘YARDIMA MUHTAÇ’MI ‘UCUZ EMEK’Mİ?. Sosyoloji Araştırmaları Dergisi22(2), 26-61.

[25] Artar, F. MEDYADA SINIFSAL TEMSİL MÜCADELESİ: SURİYELİ MÜLTECİLER ‘YARDIMA MUHTAÇ’MI ‘UCUZ EMEK’Mİ?. Sosyoloji Araştırmaları Dergisi22(2), 26-61.

[26] Şen, F., & YILDIZ, S. (2017). Bir ‘öteki’olarak mülteciler: Suriyeli mültecilerin ana akım ve alternatif medyada temsili. Atatürk İletişim Dergisi12, 27-41.

[27] Sunata, U., & Yıldız, E. (2018). Representation of Syrian refugees in the Turkish media. Journal of Applied Journalism & Media Studies7(1), 129-151.

[28] PANDIR, M. (2019). STEREOTYPING, VICTIMIZATION AND DEPOLITICIZATION IN THE REPRESENTATIONS OF SYRIAN REFUGEES. Dokuz Eylul University Journal of Graduate School of Social Sciences21(2).

[29] Yaylacı, F. G., & Karakuş, M. (2015). Perceptions and newspaper coverage of Syrian refugees in Turkey. Migration Letters12(3), 238-250.

[30] PANDIR, M. (2019). STEREOTYPING, VICTIMIZATION AND DEPOLITICIZATION IN THE REPRESENTATIONS OF SYRIAN REFUGEES. Dokuz Eylul University Journal of Graduate School of Social Sciences21(2).

[31] Gölcü, A., & DAĞLI, A. N. (2017). Haber söyleminde ‘Öteki’yi aramak: Suriyeli mülteciler örneği. Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Dergisi, (28), 11-38.

[32] Karataş, M. (2015). Türk yazılı basınında Suriyeli sığınmacılar ile halk arasındaki ilişkinin incelenmesi. Göç Araştırmaları Dergisi1(2), 112-151.

[33] Boztepe, V. (2017). Televizyon Haberlerinde Suriyeli Mültecilerin Temsili. Ankara Üniversitesi İlef Dergisi4(1), 91-122.

[34] Boztepe, V. (2017). Televizyon Haberlerinde Suriyeli Mültecilerin Temsili. Ankara Üniversitesi İlef Dergisi4(1), 91-122.

[35] Şen, F., & YILDIZ, S. (2017). Bir ‘öteki’olarak mülteciler: Suriyeli mültecilerin ana akım ve alternatif medyada temsili. Atatürk İletişim Dergisi12, 27-41.

[36] Bakır, Z. N., & Birol, M. (2018). Medya Etkileri Üzerine Deneysel Bir Çalışma: Suriyeli Sığınmacılar.

[37] Karataş, M. (2015). Türk yazılı basınında Suriyeli sığınmacılar ile halk arasındaki ilişkinin incelenmesi. Göç Araştırmaları Dergisi1(2), 112-151.

 

 

KAYNAKÇA

Artar, F. MEDYADA SINIFSAL TEMSİL MÜCADELESİ: SURİYELİ MÜLTECİLER ‘YARDIMA MUHTAÇ’MI ‘UCUZ EMEK’Mİ?. Sosyoloji Araştırmaları Dergisi22(2), 26-61.

Bakır, Z. N., & Birol, M. (2018). Medya Etkileri Üzerine Deneysel Bir Çalışma: Suriyeli Sığınmacılar.

Boztepe, V. (2017). Televizyon Haberlerinde Suriyeli Mültecilerin Temsili. Ankara Üniversitesi İlef Dergisi4(1), 91-122.

Çağlar, İ., & Özkır, Y. (2014). Suriyeli Mültecilerin Türkiye Basınında Temsili. Middle East Yearbook/Ortadoğu Yıllığı.

Gölcü, A., & DAĞLI, A. N. (2017). Haber söyleminde ‘Öteki’yi aramak: Suriyeli mülteciler örneği. Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Dergisi, (28), 11-38.

Karataş, M. (2015). Türk yazılı basınında Suriyeli sığınmacılar ile halk arasındaki ilişkinin incelenmesi. Göç Araştırmaları Dergisi1(2), 112-151.

Paksoy, A. F., & Şentöregil, M. (2018). Türk basınında Suriyeli sığınmacılar: ilk beş yılın analizi (2011-2015). Selçuk İletişim11(1), 237-256.

PANDIR, M., İbrahim, E., & Paksoy, A. F. (2015). Türk Basınında Suriyeli Sığınmacı Temsili Üzerine Bir İçerik Analizi/A Content Analysis on the Representation of Syrian Asylum Seekers in the Turkish Press. Marmara İletişim Dergisi, (24), 1-26.

PANDIR, M. (2019). STEREOTYPING, VICTIMIZATION AND DEPOLITICIZATION IN THE REPRESENTATIONS OF SYRIAN REFUGEES. Dokuz Eylul University Journal of Graduate School of Social Sciences21(2).

Sunata, U., & Yıldız, E. (2018). Representation of Syrian refugees in the Turkish media. Journal of Applied Journalism & Media Studies7(1), 129-151.

Şen, F., & YILDIZ, S. (2017). Bir ‘öteki’olarak mülteciler: Suriyeli mültecilerin ana akım ve alternatif medyada temsili. Atatürk İletişim Dergisi12, 27-41.

Yaylacı, F. G., & Karakuş, M. (2015). Perceptions and newspaper coverage of Syrian refugees in Turkey. Migration Letters12(3), 238-250.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Sosyal Medyada Paylaş

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Tarih:

Beğenebileceğinizi Düşündük
Yazılar

Yapay Zeka Diplomasisi: AI Diplomasisinin Yükselen Çağı

The Emerging Age of AI Diplomacy To compete with China,...

Kolektif Kimlik Bağlamında Sosyal Bütünleşme: Gezi Parkı Olaylarından Bir Perspektif

Fazilet Bektaş Sivil Toplum Çalışmaları o-Staj Programı Özet Bu çalışma, uluslararası alan...

Teknolojinin İpek Yolu: Otoriterleşme ve Çin’den Dünyaya Uzanan Dijital Otoriteryanizm

Nazlı Derin Yolcu Sivil Toplum Çalışmaları o-Staj Programı Özet Dünyada geçmişten günümüze...

Arap Baharı ve Demokratikleşme: Tunus ve Mısır’da Sivil Toplumun Karşılaştırmalı Rolü

Ayça Özalp  Sivil Toplum Çalışmaları o-Staj Programı Giriş Demokratikleşme ve sivil toplum...