Türkiye’nin ekonomisi özellikle son on yılda birçok gelişim gösterdi. Nitekim hala çok eksiklerimizin olduğunu söyleyebiliriz.
İstanbul Sanayi Odası, Şubat 2012’tarihinde Ekonomik Durum Tespit Anketi Sonuçları 2011-2 kitapçığını yayınladı. Türkiye’nin temel ekonomik sorunlarına da değinilen raporda, Türkiye’nin temel ekonomik sorunlarının ilk 5’i şöyle sıralanıyor:
1. İşsizlik
2. Eğitim
3. İthalata dayalı büyüme
4. Kayıt dışı ekonomi, haksız rekabet ortamı
5. Cari açık
Aslında baktığımızda ekonomide sebep ve sonuçların iç içe geçtiği bir tablo görüyoruz. Eğitimin yeterli düzey ve kalitede olmaması bireylerin teori ve ezberle kafasının doldurulması, beceri ve analitik düşünce gücünün zayıf olması, işsizliği körüklemekte, buda ekonomiye olumsuz etki etmektedir.
İthalat üzerinden büyüme yoluna gidilmesi yerli üretimin yeterli düzeye çekilememesi, vergilerin yüksek olması, işsizliği ve ekonomiyi olumsuz yönde etkilemektedir
Kayıt Dışılık
Başka bir açıdan bakacak olursak, Türkiye’de çalışan nüfusun toplamda % 42,8’i kayıt dışı istihdam, buda ortalama on milyon gibi bir nüfusun kayıt altında olmadığını ve sigortasının yatırılmadığını gösterir. Şunu iyi bilmek gerekir: Kayıt altına alınamayan her bir çalışanın yükü maalesef ki devletin sırtına binmekte bu da vatandaşa yansımaktadır.
Yine kayıt altına alınamayan ekonomi de ayrı bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Burada siyasal erk yolsuzlukla mücadele de kararlı adımlarla ilerlemeli ve vatandaş bu konuda bilinçlendirilmelidir.
Cari Açık
Yerli üretime daha fazla ağırlık verilmeli ve yabancı yatırım Türkiye’ye çekilmeli, bunun için gerekli finansal ve hukuksal şeffaf düzenlemelerin yapılması gerekmektedir. Özellikle yabancı yatırımcılar önünü göremediği, sürdürülebilir olmayan bir ekonomik yapının içinde olmak istemezler.
Anadolu’ya Açılım
Hepimiz biliyoruz ki, İstanbul, Gayri Safi Milli Hasıla’nın %40’ını karşılamakta ve tekstilden- turizme birçok sektörü içinde barındırmaktadır. Nitekim şu bir gerçek ki İstanbul ne kadar yoğun çalışırsa çalışsın tek başına ulusal kalkınma için yeterli değildir.
Bu nedenle kalkınma Anadolu’da da gerçekleşmelidir. Anadolu’nun da kendi girişimcilik hikayelerinin oluşturulması için daha fazla imkan sunulmalı her şeyden öte girişimcilik kültürü yaratılmalıdır. Ülkenin kalkınması için bu çok önemlidir. Amerika’nın veya Japonya’nın kalkınmasının en önemli nedeni arkasındaki güçlü girişimcileri ve girişim kültürüdür.
Türkiye, kendi girişimcilerini ve küresel markalarını ne kadar çok yaratabilirse, kendi içindeki üretimi de o denli artmış olacak, milli geliri üst seviyelere çıkmış olacak, cari açığı aşağıya çekmiş olacak ve daha da önemlisi sürdürülebilir bir ekonomiye geçmiş olacaktır.
Remzi DURMUŞ