Türkiye, televizyon dizileri ihracatında dünya çapında üçüncü büyük güç olarak kendini kanıtlıyor. The Economist’in raporuna göre, 2020 ve 2023 yılları arasında Türk dizilerine olan talep %184 artarak, bu alandaki küresel popülerliğini gözler önüne seriyor. Türkiye’nin televizyon ihracatı 2022’de 600 milyon dolara ulaşırken, önümüzdeki dönemde daha da büyük rakamlara ulaşması bekleniyor.
Türk dizilerinin en büyük üç ithalatçısı İspanya, Suudi Arabistan ve Mısır olurken, Glance televizyon veri şirketine göre 2023’ün ilk yarısında İspanya’da en çok izlenen üç yapım Türk dizileri oldu. Türkiye’de haftalık yayınlanan ve bölümleri üç saate kadar süren diziler, diğer ülkelerde daha kısa bölümlere bölünerek daha uzun süreler boyunca yayınlanıyor.
Diziler, diğer ülkelerde genellikle dublajlı olarak yayınlanıyor. İspanya ve birçok Latin Amerika ülkesinde İspanyolca dublaj, izleyicilere kolaylık sağlıyor. Lehçe veya Yunanca gibi dillerde ise altyazı tercih ediliyor. İzleyiciler, Türkçe öğrenmeye başlayabiliyor ve dublajlı yayınları beklemek zorunda kalmıyor.
The Economist’e göre, büyüleyici manzaralar, lüks kostümler ve güzel ve yakışıklı oyunculuk performansları Türk dizilerini cazip kılıyor.
Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Batuhan Mumcu, Türkiye’de üretilen dizilerin ABD, Rusya, Uzak Doğu ve Latin Amerika dahil olmak üzere dünya çapında 170’ten fazla ülkede yayınlandığını ve yaklaşık 750 milyon kişiye ulaştığını belirtti. Mumcu, Türk sinemasının ve ülkenin tanıtımına katkıda bulunan, dünyanın en önemli uluslararası film festivallerine katılan sinema filmlerine destek verdiklerini vurguladı.
Mumcu, dizilerin Türkiye’nin dünya çapında tanınmasına önemli katkılar sağladığını belirterek, sektörle iş birliği içinde önemli çalışmalar yürüttüklerini ifade etti. MIPCOM, MIPTV, ATF Singapore, Content America ve Dubai Series and Content Fair gibi dünyanın en önemli dizi ve içerik fuarlarında ülke pavyonları açarak Türk dizilerini tüm dünyaya sunduklarını söyledi.
Bir Kamu Diplomasisi Faaliyeti
Türkiye’nin televizyon dizileri ihracatındaki başarısı, “yumuşak güç” ve “kamu diplomasisi” kavramları üzerinden değerlendirildiğinde, ülkenin kültürel etkisinin ve uluslararası imajının şekillendirilmesinde önemli bir araç olduğu görülmektedir. Joseph Nye tarafından ortaya konulan “yumuşak güç”, bir ülkenin kültürü, siyasi değerleri ve dış politikası aracılığıyla diğer ülkeler üzerinde etki yaratma kapasitesini ifade eder. Türkiye’nin televizyon dizileri, bu bağlamda, ülkenin yumuşak gücünün bir yansıması olarak kabul edilebilir.
Türk dizilerinin küresel popülerliği, Türkiye’nin kültürel değerlerini, toplumsal normlarını ve yaşam tarzını uluslararası bir izleyici kitlesine tanıtma fırsatı sunmaktadır. Bu diziler, sadece eğlence sunmakla kalmayıp, aynı zamanda Türkiye’nin tarihi, doğal güzellikleri ve sosyal meseleleri hakkında bilgi vererek, kültürel anlayış ve empati köprüleri kurmaktadır. Örneğin, İspanya, Suudi Arabistan ve Mısır gibi ülkelerde en çok izlenen yapımların Türk dizileri olması, Türkiye’nin kültürel ürünlerinin geniş bir coğrafyada kabul gördüğünün ve etkili olduğunun bir göstergesidir.
Kamu diplomasisi açısından, Türk dizileri, Türkiye’nin uluslararası alanda kendini nasıl konumlandırdığının ve algılandığının önemli bir parçasıdır. Kamu diplomasisi, bir ülkenin hedef kitlesini, yani yabancı kamuoyunu doğrudan etkilemeyi amaçlayan iletişim stratejileri ve faaliyetlerini içerir. Türk dizileri, bu stratejinin bir parçası olarak, Türkiye’nin kültürel ve sosyal değerlerini yansıtarak, ülke hakkında olumlu bir algı yaratmaya ve uluslararası ilişkilerde etkili bir konum elde etmeye katkıda bulunmaktadır.
Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Batuhan Mumcu’nun vurguladığı gibi, Türk dizileri, Türkiye’nin dünya çapında tanınmasına ve anlaşılmasına önemli katkılar sağlamaktadır. Bu diziler, Türkiye’nin kültürel diplomasisinin bir aracı olarak, ülkenin uluslararası ilişkilerdeki yumuşak güç kapasitesini artırmakta ve küresel sahnede daha etkili bir aktör olmasına yardımcı olmaktadır.
Sonuç olarak, Türkiye’nin televizyon dizileri ihracatındaki başarısı, ülkenin kültürel etkisini artırmanın yanı sıra, kamu diplomasisi ve yumuşak güç stratejileri açısından da önemli bir araç haline gelmiştir. Bu başarı, Türkiye’nin kültürel ürünlerini kullanarak uluslararası ilişkilerde nasıl bir etki yaratabileceğinin ve küresel algısını nasıl şekillendirebileceğinin bir örneğidir.
Kaynakça: