Tunus “Yasemin Seçimleri”nden Gözlemler – 2

14 Ocak Yasemin Devrimini gerçekleştiren Tunus halkı uzun bir aranın ve istikrarsız bir dönemin ardından, 23 Ekim 2011 tarihinde ilk demokratik ve serbest seçimlerde oy kullanmak için sandık başına gitmeye başlamıştır. Seçmenlerin önemli bir kısmı, Kurucu Meclis Seçimlerine katılan partilerin büyük bölümü hakkında bilgi sahibi değildir. Buna rağmen, Bin Ali döneminde gerçekleştirilen açık oy gizli sayımdan farklı olarak ülkelerinde ilk kez gizli oy açık sayım usulüne göre seçimlerin yapılmasından ve üstelik bunu onlarca ülkenden gelen uluslararası gözlemcilerin önünde yapmaktan ötürü büyük bir mutluluk içerisindedirler.

Arap Baharına ve dolayısıyla Arapların demokrasi mücadelesine öncülük eden Tunuslular, Kurucu Meclis Seçimlerini başarılı bir şekilde tamamlayarak bölge halklarına yeni bir umut vermeyi de hedeflemektedir. Kurucu Meclis seçimleri ile Arap demokrasisinin Tunus’ta herhangi bir yol kazasına uğramadan başarıyla yoluna devam etmesi yalnızca Tunus değil tüm Arap coğrafyasında yeni bir dönemin de mutlak surette başlayacağını göstergesi olacaktır.

Tunus Seçimleri Hakkında Teknik Bilgiler

23 Ekim 2011’de gerçekleşen Ulusal Kurucu Meclis seçimlerinin temel amacı, 14 Ocak Devrimi sonrası halkın oyu ile seçilmiş ve anayasal düzeni kuracak meşru bir siyasal otoritenin oluşturulmasıdır. Bu kapsamda seçimlerin ardından sonuçların resmi olarak ilan edilmesinin ardından Geçici Yönetime ait tüm yetkileri devralarak Tunus’taki tek seçilmiş otorite haline gelecek olan Kurucu Meclisin en fazla bir yıl içinde yeni anayasa taslağı hazırlaması gerekmektedir. Kurucu Meclis tarafından hazırlanan anayasa taslağı, belirtilen süre içerisinde tamamlandıktan sonra referanduma sunulacaktır. Dolayısıyla Kurucu Meclis, hazırlayacağı anayasa taslağı ile Tunus’un demokratikleşme ve demokrasiyi kurumsallaştırma mücadelesinde hayati bir rol oynayacaktır.

Tunus’taki Kurucu Meclisin toplam 217 seçilmiş milletvekilinden oluşmasına karar verilmiştir. Kurucu Meclis üyeleri 27’si ülke içinde ve 6’sı da ülke dışındaki seçim bölgeleri olmak üzere toplam 33 seçim bölgesinden seçileceklerdir. 3 büyük vilayet kendi içinde iki ayrı seçim bölgesine bölünürken, diğerleri de nüfusları oranında Kurucu Meclise temsilci göndereceklerdir. Ülke dışındaki Tunuslular Fransa’dan 2, İtalya’dan 1, Almanya’dan 1 ve Arap ülkelerinden de 1 seçim bölgesi kapsamında temsilci seçeceklerdir. 18 yaşından büyük olan ve yasal olarak oy kullanması önünde herhangi bir engel olmayan tüm Tunusluların seçmen olarak oy kullanması için yasal düzenlemeler yapılmıştır. Bu kapsamda seçmen kütüğüne yazılanların dışında seçmen kütüğünde kaydı olmayan vatandaşların da geçerli kimlik kartlarını göstermek koşuluyla oy kullanmaları için gerekli düzenlemeler yapılmıştır. Bununla birlikte aktif güvenlik güçleri, hâkimler ve 14 Ocak Devrimi sonrasında 6 aydan fazla ceza almış tutukluların oy kullanması yasaklanmıştır. Kimlerin aday olduğu sorusuna gelince seçimlerde öncelikle olarak 23 yaşından gün almış olan vatandaşların aday olmasına izin verilmiştir. Bin Ali döneminde kurulan hükümetlerde yer alan kişiler ile yasaklanmış olan eski Anayasal Demokratik İttifak Partisi üst düzey yetkililerinin aday olmalarına izin verilmemiştir. Cumhurbaşkanı Vekili tarafından yayınlanan 1089 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile parti içindeki sorumluluklar tanımlanmış ve ardından da Devrimin Hedeflerinin Gerçekleştirilmesi, Siyasi Reform ve Demokratik Geçiş Yüksek Komisyonu Başkanı Yadh Bin Achour tarafından yasaklılar listesi hazırlanarak Bağımsız Yüksek Seçim Kurumu’na verilmiştir. Yasaklılar listenin içinde Bin Ali’nin 2014 seçimlerinde tekrar aday olmasının yolunu açan Anayasal değişikliğini onaylayan temsilcilerin de adları bulunmaktadır.
 
23 Ekim seçimlerinde oy kullanmak için 339 bini yurtdışından olmak üzere toplam 4 milyon 400 bin seçmen kayıt yaptırmıştır. Ancak toplam seçmen sayısının 6 milyon 300 bin kişi olduğu varsayılmaktadır.  Tunus’taki ilk demokratik ve serbest seçimlerde seçimler seçmenlerin oy kullanabilmeleri için ülke içinde 7213 ve ülke dışında da 479 seçim merkezi açılmış ve yaklaşık 40 bin kişi seçim merkezlerinde görev almaları için eğitilmiştir. Seçmen kütüğüne yazılmayan veya ismi seçmen kütüğünde yer almayan seçmenler için 1000’den fazla seçim istasyonu ve 267 seçim merkezi açılmıştır.  Türkiye’nin seçim sürecinin başarılı bir şekilde gerçekleştirilmesi için gerekli olan ekonomik ve teknik desteği ilgili birimlere sunduğuna dikkat çekmekte yarar vardır.

Yurtdışında yaşayan seçmenlerin oy verme işlemi 20-22 Ekim 2011 tarihleri arasında tamamlanmıştır.

23 Ekim seçimlerine katılmak için 110 parti kayıt yaptırırken, yalnızca 4 siyasi parti 33 seçim bölgesinden aday listesi sunmayı başarmıştır. Bağımsız Yüksek Seçim Kurumu Başkanı Kemal Jendoubi tarafından yapılan açıklamaya göre seçimlere katılmak için ülke genelinde 1521 ve ülke dışında da 145 liste sunulmuş ve bunlardan yüzde 94’ünün seçimlere katılması onaylanmıştır. Böylelikle seçimlere toplam 11688 adayın katılmasına izin verilmiştir.

Tüm bunların dışında Kurucu Meclis seçimlerine katılacak listeler kadın erkek eşitliğini dikkate alarak hazırlanmıştır. Geçici Yönetim tarafından kabul edilen düzenlemeye göre seçimlerde listelerin %50 kadın ve %50 erkek olacak şekilde hazırlanması gerekmektedir. Aday sıralamasında bir erkek bir kadın şeklinde sıralama yapılması gerekmektedir. Örneğin listenin başında erkek bir aday varsa, listenin ikinci sırasında da bayan bir adayın olması gerekmektedir. Ayrıca bayanların yanı sıra gençlerin de Kurucu Mecliste temsil edilmelerini sağlamak için listelerin içinde yer alan adaylardan en az birisinin 30 yaş altında olması gerekmektedir. Söz konusu düzenlemeleri dikkate almadan hazırlanmış olan listelerin seçime girmesine izin verilmemiştir. Bununla birlikte tüm seçim bölgelerinin yalnızca %7’sinde bayanlar liste başı olarak seçime girmektedirler. Ancak bu oran bile Tunuslu bayanların bir çok ülke parlamentosunda yer alan hemcinslerinden daha fazla sayıda temsil edilmelerine yol açacaktır. Bayanların Kurucu Mecliste yaklaşık %30-40 arası bir oranda temsil elde edeceği varsayılmaktadır.

Öte yandan seçimlerin şeffaflığını ve güvenirliğini artırmaya yönelik olarak da oldukça önemli kararlar alınmıştır. Öncelikli olarak seçimlerin güvenirliğini sağlamak için üst düzeyde teknik ve güvenlik önlemler alınırken aynı zamanda yerel ve uluslararası gözlemcilerin de seçimleri izlemelerine imkân tanınmıştır. Uluslararası standartlara uygun bir şekilde seçimlere hazırlanan Tunuslular, seçmen kütüklerini ve aday listelerini usulüne uygun biçimde düzenlenmiş, şeffaf oy sandıkları kullanmış, oy verme işleminin sağlıklı biçimde yapılmasına dikkat etmiş, bu amaçla sandık görevlilerini eğitmişlerdir. Hazırlık sürecinde İsviçre, AB ve AGİT başta olmak üzere birçok devlet ve kuruluştan destek almışlardır. Seçim gününde yaklaşık 6 bin yerel ve 600 de uluslararası gözlemcinin tüm seçim bölgelerinde gözlemde bulunmaları için gerekli akreditasyonlar yapılmıştır. Ayrıca yaklaşık 400 yerel ve 150 de yabancı basın mensubunun seçimleri gözlemci statüsü ile takip etmeleri için akreditasyonları yapılırken, akredite olmayan onlarca yabancı basın mensubunun da seçimleri izlemelerine olanak tanınmıştır. Tunus seçimlerine gözlemci gönderen ülkelerin başında ABD, Türkiye, Fransa, Katar, Almanya, Mısır ve İsviçre gibi ülkeler gelirken Avrupa Birliği, Arap Ligi, Afrika Birliği, Carter Merkezi ve AGIT Parlamenterler Asamblesi gibi kuruluşlar da önemli sayıda gözlemci ile seçimleri takip etmektedirler. Türkiye hem ulusal gözlemci hem de Parlamenterler Asamblesi ve İslam Konferansı Örgütü bünyesinde uluslararası gözlemci göndererek Tunus seçimlerine göstertiği yüksek ilgiyi ortaya koymuştur.

Tunus seçimlerindeki teknik bilgilere yönelik olarak seçim sistemi ve milletvekillerinin nasıl seçileceği üzerinde de durmak gerekir. 23 Ekim seçimlerinde listeler ülke içi ve ülke dışı olmak üzere 33 ayrı seçim bölgesinde Kurucu Meclis seçimlerine katılmaktadırlar. Her seçim bölgesinde seçime katılan partiler, bağımsızlar veya koalisyonlar seçim bölgesine ayrılan milletvekili kotası kadar aday göstermişlerdir. Örneğin toplam 6 milletvekilli çıkartacak olan Kef seçim bölgesinde seçime katılan listeler bir bay bir bayan olacak şekilde toplam 6 kişilik liste hazırlamışlardır. Seçmenler kendilerine sunulan listeden herhangi birine doğrudan oy vermektedirler. Oy kullananlar doğrudan listelerden birine oy verdiklerinden, listenin başında yer alanların seçilme olasılığı listenin alt sıralarında yer alanlardan daha fazla olmaktadır.

Tablo üzerinden Kef seçim bölgesinde örnek bir uygulama:

Seçmenler Kef bölgesinde seçime katılan parti, koalisyon veya bağımsızlar tarafından oluşturulmuş listelerden birine oy vereceklerdir. Oy verme pusulalarında Türkiye’de olduğu gibi yalnızca parti veya koalisyonun amblemi ve numarası yer almaktadır. Toplam 257 bin nüfuslu Kef’de 45 liste seçimlere katılmaktadır. Seçimlere katılan ve oy kullananların sayısının yukarıdaki listeye göre 145 bin olduğu dikkate alındığında, seçimlerin sonucunda listelerin aldığı oy sayısının da sırasıyla 60, 59, 17 ve 15 bin olduğu görülmektedir. Toplam oy veren sayısı 145 bin olduğuna göre bir milletvekilliği için gerekli oy da 24166 oy olacaktır. Buna göre birinci ve ikinci liste doğrudan 2’şer milletvekilliği kazanma hakkı elde ederken geriye kalan son 2 milletvekillini, en fazla oyu hesaba katılmayan listeler alacaktır. Yuvarlayarak sayıları verecek olursak birinci liste 2 milletvekilli çıkarttıktan sonra geriye yaklaşık 12 bin hesaba katılmamış oyu kalmaktadır. İkinci liste 2 koltuk aldıktan sonra yaklaşık 8 bin oy dışarıda kalmaktadır. Bu durumda üçüncü ve dördüncü listelerin aldığı oyların 12 binden fazla olması nedeniyle Kurucu Meclise temsilci göndermeleri mümkün olmaktadır. Sonuç olarak birinci liste 2 sandalye, ikinci liste 2 sandalye, üçüncü liste 1 ve dördüncü liste de 1 sandalye kazanma hakkı elde etmektedir. Görüldüğü gibi Tunus’taki seçim sistemi halkın büyük bir kesiminin Kurucu Meclise temsilci göndermesi üzerine kurulmuştur.

Olası Seçim Sonuçları

Teknik bilgilerin dışında Tunus seçimlerinde nasıl bir sonuç çıkacağı üzerine ise birçok kurum, parti ve devlet tarafından kamuoyu araştırmaları yapıldığına dikkat çekmek gerekir. Seçime katılan partilerin yanı sıra İçişleri Bakanlığı ve diğer resmi kurumların da kamuoyu yoklaması yaptıkları görülmektedir. Söz konusu kamuoyu yoklamalarına seçim gününde bir kez daha yer vermek doğru olmayabilir. Bununla birlikte Fransa ve ABD başta olmak üzere bir çok ülkenin Tunus seçimlerini büyük bir dikkatle izlediklerini belirtmek gerekir. Özellikle Fransızların doğrudan seçim sürecindeki davranışlarının hem Tunuslular hem de bölge ülkeleri tarafından ayrı bir şekilde değerlendirileceği öngörülmektedir. Tunus’taki etkisini sürdürmek isteyen Fransa’nın bazı girişimlerinin Tunus halkı tarafından hoş karşılanmadığını belirtmek yeterli olacaktır. Arap Baharına öncülük eden Tunus halkının seçim sonuçlarına gölge düşürecek hiçbir iç ve dış müdahaleye izin vermeyeceklerini açıklamış olmaları ve halk kitlelerinin de sokağın denetimini bırakmamış olması, Tunus’taki “Yasemin Çiçeklerinin solmayacağı”na işaret etmektedir.

Diğer yandan nispeten güvenilir iç ve dış kamuoyu yoklamalarına bakıldığında, Şeyh Raşid Gannuşi’nin liderliğini yaptığı El Nahda Partisinin seçimlerde büyük bir başarı elde ederek birinci parti çıkacağı ileri sürülmektedir. Değişik kamuoyu yoklamaları Nahda’nın oy oranının yüzde 25 ile 40 arasında göstermektedir. Parti tarafından yapılan kamuoyu yoklamasında ise bu oran yüzde 40’a kadar çıkmaktadır. Resmi kurumlar bu partinin yüzde 35 civarında oy olacağı şeklinde araştırma sonuçlarına sahiptir. Bununla birlikte yaygın görüş, Nahda’nın oy oranının yüzde 35 civarında olacağını ileri sürmektedir. Alınan oy oranına karşın milletvekili sayısının ise yüzde 80’ni bulabileceği belirtilmektedir. Pazartesi akşamı Nahda’nın oy oranına yönelik tartışmaların son bulmasıyla bu partinin Tunus halkı içindeki desteği hakkında daha doğru bilgi sahibi olunacaktır.

Nahda’nın ardından ikinci sırada hangi partinin olacağına yönelik önemli bir tartışma bulunmaktadır. Bazı kamuoyu yoklamalarında İlerici Demokrat Parti (PDP) yüzde 14-20 arasındaki oy oranıyla ikinci sırada bulunurken, diğer kurumlar ve şirketler tarafından söz konusu oy oranının ETTOKATOL (Emek ve Özgürlükler Demokratik Forumu) tarafından elde edileceği ileri sürülmektedir. Merkez sol eğilimli İlerici Demokrat Partinin, Bin Ali döneminden beri sürdürdüğü muhalif pozisyon ve son dönemde vurguladığı sekülerizm, yoksulluk, işsizlik ve kadın haklarının geliştirilmesi gibi konuların toplumun ilgisini artırdığı varsayılmaktadır. İlerici Demokrat Partinin, ETTOKATOL partisiyle oluşturmaya çalıştığı ittifak son anda gerçekleşmemişse de seçimlerin ardından ikinci ve üçüncü olması beklenen söz konusu iki partinin koalisyon kurabileceği ileri sürülmektedir. Nitekim İleri Demokratik Partinin içinde yer aldığı 2 merkez sol ve 2 liberal parti, seçimlerin ardından koalisyon hükümeti kuracaklarını açıklamışlardır. Ayrıca İlerici Demokrat Parti seçimden önce yaptığı bir çok açıklamada Nahda’nın içinde yer alacağı herhangi bir koalisyon hükümetine katılmayacaklarını deklere etmişlerdir.

Bazı kamuoyu yoklamalarına göre, eski Komünist unsurları içinde barındıran ve sosyal demokrat yanıyla öne çıkan ETTOKATOL’un seçimlerden ikinci parti olarak çıkması sürpriz bir gelişme olmayacaktır. Dördüncü partinin ise liberal eğilimleri ile öne çıkan Kongre partisi olacağı düşünülmektedir. İlerici Demokrat Parti ile koalisyon kuracağını açıklayan Kongre Partisinin liberallerden oy alması beklenmektedir.

Tüm bunların yanı sıra Nahda’nın ülkenin yoksul ve gelişmemiş güney, güney batı ve batı bölgelerinde sosyal demokrat ve liberallerin ise ülkenin gelişmiş batısı ile kıyı şeritlerinde önemli bir oy potansiyeline sahip olduklarını belirtmeliyiz.

 

Doç. Dr. Veysel AYHAN

ORSAM Ortadoğu Danışmanı

Abant İzzet Baysal Üniv. Uluslararası İlşkiler Bölümü

 

Kaynak: ORSAM

Sosyal Medyada Paylaş

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Tarih:

Beğenebileceğinizi Düşündük
Yazılar

Orta Güçler Çok Kutuplu Bir Dünya Yaratacak

Dani Rodrik - Cambridge Bu yazı ilk olarak 11 Kasım...

Amerika Bir Sonraki Sovyetler Birliği mi?

Harold James, Princeton Üniversitesi'nde Tarih ve Uluslararası İlişkiler Profesörü. Bu...

Stabil Kripto Paralar Doların Küresel Statüsünü Koruyabilir

Paul Ryan, ABD Temsilciler Meclisi'nin eski sözcüsü (2015-19), American...

Avrasya’da Kolektif Güvenlik: Moskova ve Yeni Delhi’den Bakışlar

Collective Security in (Eur)Asia: Views from Moscow and New...