Yapım Adı: Swimmers / Yüzücüler
Yapım Yılı: 2022
Yönetmen: Sally El Hosaini
Tür: Biyografi, Dram
The Swimmers bu aralar haberlerde sık sık karşılaştığımız göçmen hikayelerini sadelikten gücünü alan bir dokunaklılıkla sinematografiye işliyor. Göçmenlerin yol boyunca yaşadığı başlıca sorunları seyirciye herhangi bir duygusal yönlendirmede bulunmadan olduğu gibi aktarıyor. Sahnelerin ve diyalogların çok doğal olmadığı konusunda eleştirilebilse de verdiği sosyal mesajı karşı tarafa makyajlamadan iletmeyi başarıyor. Müziğin sahnelerle uyumu ve popüler parçalardan oluşması seyirciye izlerken keyif katıyor. Filmin gerçek hayatta yaşanan bir olaydan uyarlanmış olması manevi değerini ölçülemez kılıyor.
Yusra ve Sara Mardini kardeşlerin hikayesini ele alan film iç savaşın çıktığı Suriye’nin başkenti Şam’da başlıyor. Babası tarafından yüzmeye yönlendirilen kız kardeşlerin Olimpiyat’larda ülkelerini temsil etme hayalleri var. Başrollerimiz sıkı antrenman programları arasında sosyal hayatlarını sürdürmeye çalışırken, iç savaşın meydana getirdiği karamsarlıkta mümkün olduğunca umutlarını yitirmiyorlar. Ancak gün geçtikçe yakınlarından gelen ölüm haberleri hayallerinin sürdürülebilirliğini adeta baltalıyor. Çevrelerindeki insanların savaş koşullarından ötürü bir bir Avrupa’ya göç etmeye başladıklarını gören kız kardeşler, çareyi Almanya’ya yola çıkmakta buluyor. Yanlarına kuzenleri Nizar’ı da alarak Avrupa’ya gittikten sonra aile birleşimi yoluyla geride bıraktıklarını tekrar görmeyi planlıyorlar. Sınır kapılarının yollarını kesmesine aldırış etmeden hayallerini sürdürebilmenin peşine düşerek mevcut vaziyetten kurtulmaya çalışırken verdikleri mücadelede yolları Türkiye’den geçiyor. İstanbul’da buldukları bir mülteci kaçakçısı onları botla Ayvalık’tan Yunan Adalarına geçirmeyi taahhüt ediyor.
Film, yol boyunca yaşananları seyirciyi acımaya yönlendirmeden aktarmasına rağmen olaylar saf haliyle izleyicileri gözyaşlarına boğuyor. Göç yolundaki güvenlik sorunları, kafileyi hareket ederken büyük riskler almaya zorluyor. Buna rağmen Yusra, Sara ve Nizar birbirlerine sımsıkı kenetlenerek içlerinden hiç kimseyi ardında bırakmıyor, bu tehlikeli yolculukta olumsuzluklara geçit vermiyorlar.
Göçün farklı sebeplerini de işleyen filmde Suriye’nin yanı sıra farklı ülkelerden gelen göçmenlerin bu yolda aynı kaderi paylaştıklarını görüyoruz. Farklı kültürlerden ve geçmişlerden gelen kişiler bulundukları müşkül durumdan en kısa sürede kurtulabilmek üzere insanları ayıran bütün yapay kalıplardan arınarak sınırsız bir dayanışma örneği sergiliyor. Aynı yolun yolcusu olan göçmenlerin kendi aralarındaki yardımlaşmalar, umutsuzluğa kapıldıklarında birbirlerine verdikleri teselliler, tehlikeye düştüklerinde kurdukları dayanışmalar, süreç boyu yaşananlar arasında en değerli şeylerden birkaçı olarak yerini alıyor. Taciz, dolandırıcılık ve diğer birçok belayla karşı karşıyayken hedeflerinden vazgeçmiyor ve bu süreçte geride kalan memleketlerinden haber almayı ihmal etmiyorlar.
Filmde Avrupa vatandaşlarının göçmen karşıtlığı ve devletlerin politikaları açıkça işleniyor. Yunan Adaları sakinlerinin tutumu, Almanya’daki grafitiler ve girerlerse geri çıkamayacakları göçmen kampları karşısında başrollerin de aralarında bulunduğu göçmen grubunun durumu ekranlara yansıyor. Buna karşın yolculuklarında her şeylerini kaybeden göçmenlere yardım eli uzatan insani yardım gönüllülerinin varlığı seyircinin içine ferahlık, yüzüne bir tebessüm konduruyor. Berlin’de yüzme koçu Sven’in başrollerimizin hayatlarını değiştirdiğini görmek göçmen karşıtlığı karşısında umutları yeşertiyor. Sven’in göçmen kızın hayallerine kavuşmasına hiçbir karşılık beklemeden yardım etmesi, onu yüreklendirmesi gerçek bir özveri timsalini ortaya koyuyor.
Bazı diyalogların yapay, fazla basit ve zorlama olması, karakterlerin derinine inilmeyip olayda ne olduğuyla tanıtılması, filmin aceleyle bitirilmiş olması rahatsız etse de izlediğine pişman etmeyen bir yapımın ortaya çıktığını görüyoruz. Suriyeli iki kızın profesyonel yüzücü olarak ülkelerini temsilen Olimpiyat’lara katılmak olan hayallerini bu zorlu yolda nasıl ve ne derece gerçekleştirdiğini görmek insanın ufkunu genişletiyor. Bunun yanı sıra göç yolculuğunun göçmenlerin gözünden işlendiğini görmek empati yeteneğini geliştiriyor. Hiç kimsenin yaşamaması umuduyla izlediğimiz olaylar silsilesi, yaşayanların duygularına bizi de ortak ediyor.
Nuh CİVELEK
Göç Çalışmaları Staj Programı