Özet
Suriye iç savaşı ile başlayan kitlesel göç akınıyla pek çok Suriyelinin hayatında köklü değişimler gerçekleşmiştir. Bu değişimler arasındaki en radikal olanı ise gündelik problemlerin yerini hayatta kalma becerilerine bırakmasıdır. Göç akınıyla Türkiye’ye gelen Suriyeli çocukların eğitim haklarından vazgeçmek zorunda kalıp çalışmaya başlaması bu değişimin önemli bir örneğidir. Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik kriz dönemi de bu “uysal” çocuk emeğine talebi arttırmıştır. Bu çalışmanın amacı Türkiye’nin Suriyeli çocuklara yönelik eğitim ve çocuk işçiliği politikalarını, Suriyeli çocuklar arasında okullaşma ve çocuk işçiliğini oranlarını, Suriyeli çocukların eğitim ve çalışma hayatlarındaki şartları ve bunların medyaya yansımalarını incelemektir.
Anahtar Kelimeler: Çocuk İşçilik, Eğitim, Okullaşma, Suriyeli Çocuk İşçiler, Göç.
Abstract
With the mass migration influx that started with the Syrian civil war, radical changes took place in the lives of many Syrians. Among the most important changes is the change in the survival practices of Syrians. After migration, Syrian children without security have had to work in order to survive and have been deprived of their basic right to education. The period of the economic crisis that Turkey is in has also increased the demand for this “docile” child labor. The aim of this study is to examine Turkey’s education and child labor policies for Syrian children, the rates of schooling and child labor among Syrian children, the conditions in the education and working life of Syrian children, and their reflections on the media.
Keywords: Child Labour, Education, Schooling, Syrian Child Workers, Migration.
Giriş
Göç, insanlık tarihi kadar eski bir olgudur ancak yazın alanında “göç” kavramının kullanılması 19. yüzyılda modern ulus devletlerin kurulması ile başlamıştır. 1980’lerden itibaren Türkiye, dünyanın siyasi dönüşümünden dolayı Batı’ya açılan transit göç alanına dönüşmüştür (Wimmer ve Schiller, 2003).
2011’de Orta Doğu’da baskıcı rejimlere karşı meydana gelen hareketlilik olarak ortaya çıkan Arap Baharı, Suriye’de; Tunus, Libya ve Mısır’daki gibi yönetilemediğinden muhalifler ve rejim arasındaki silahlı çatışma önce iç savaşa daha sonra farklı ülkelerin olaya dahil olmasıyla vekalet savaşına dönüşmüş ve pek çok Suriyeli başta Türkiye olmak üzere farklı ülkelere göç etmiştir. Türkiye; Doğu ve Batı arasında bir köprü vazifesi görmesi, açık kapı politikası ve Orta Doğu’daki diğer ülkelere göre daha iyi yaşam standartlarına sahip olması sebebiyle pek çok göçmen tarafından tercih edilmiş, bu da Türkiye’yi dünyada en çok mülteciye ev sahipliği yapan ülke konumuna getirmiştir. İç savaş kaynaklı Suriyeli göçü, başta çocuklar, yaşlılar ve kadınlar gibi dezavantajlı gruplar olmak üzere göçmenleri kötü yönde etkilemiştir (Aytaç ve Kılınç, 2020: 382).
Dezavantajlı göç grupları arasında Suriyeli çocuklar eğitim, sağlık ve barınma gibi temel haklardan mahrum kalmıştır (Lordoğlu ve Aslan, 2018: 727-729). Suriyeli çocukların hassas ve güvencesiz durumları onları kapitalist emek piyasası için biçilmiş kaftan haline getirmiş ve işverenler çocuk göçmenleri sömürerek kendilerine kazanç kapısı aralamaya başlamıştır (Aytaç ve Kılınç, 2020: 398). Göçler ve doğumlarla Türkiye’de giderek artan Suriyeli çocuk nüfusu, Suriyeli çocuklar arasında okullaşma ve çocuk işçiliği meselesini masaya koyma ihtiyacını doğurmuştur.
1. Suriyeli Göçmen Çocuklar ve Okullaşma
Eğitim hakkı; Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, Birleşmiş Milletler Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin Ek Protokol maddesiyle garanti altına alınmıştır. (OHCHR) Bu sözleşmelere göre; eğitim kapsayıcı, kabul edilebilir, erişilebilir ve uyarlanabilir nitelikte olmalıdır. Türkiye, dünyada 1,6 milyon çocuk ile dünyada en çok mülteci çocuğu ülkesinde barındıran ülkedir (Alış ve Düzel, 2018: 266).
Yaş | Erkek | Kadın |
0-4 | 239.943 | 221.938 |
5-9 | 246.563 | 231.110 |
10-14 | 196.476 | 181.275 |
15-18 | 157.378 | 128.207 |
Toplam | 840.360 | 762.530 |
Tablo 1: Türkiye’deki 0-18 Yaş Arası Kayıtlı Suriyeli Göçmen Çocukların Sayısı
Kaynak: http://www.goc.gov.tr/icerik3/gecici-koruma_363_378_4713
Millî Eğitim Bakanlığı verilerine göre, Suriyeli çocukların eğitim ihtiyaçları günden güne artmaktadır. Bu sebeple Millî Eğitim Bakanlığı, Suriye’den gelen göçün başından beri farklı eğitim politikaları yürütmektedir. Bu politikaları; belirsizlik dönemi, arayış dönemi ve planlı uyumlaştırma dönemi olarak incelemek mümkündür (Kula ve Şimşek, 2018: 10-16).
Belirsizlik Dönemi: Bu dönemde Türk kamuoyu ve yetkililerinde Suriye’deki halk ayaklanmalarının kısa süreceği ve göçmenlerin yakın zamanda ülkelerine döneceği kanısı hâkim olduğundan Suriyeli çocukların eğitimi göz ardı edilmiştir. Millî Eğitim Bakanlığı; 2012’de kamplarda Suriyeli çocuklara, kendi ülkelerindeki müfredata göre eğitim imkanları oluşturmaya çalışmıştır ancak 2013’te göçmen sayısının artmasıyla eğitim politikasında değişim çalışmaları başlamıştır.
Arayış Dönemi: 2013’te iç savaşın ülke geneline yayılması ve hızlı göç dalgası sebebiyle Türkiye göçmenlerin eğitiminde sistematik bir yaklaşım gütmüştür. Nisan 2013’te 6458 numaralı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu çıkartılmış ve Göç İdaresi Genel Müdürlüğü oluşturulmuştur. Kanundaki 34. madde ile göçmen çocuklara ikamet izni olmadan ilköğretim ve ortaöğretim düzeyinde eğitim hakkı tanınmış, 59. Maddede ise Millî Eğitim Bakanlığına Suriyeli çocukların eğitim haklarını korumak için gerekli önlemleri alma sorumluluğu verilmiştir. Millî Eğitim Bakanlığı; eğitim politikasını karşılıklı uyum ve kültürlerarası iletişim, özel durumdaki çocukların eğitime erişimi, ayrımcılık ve çatışma karşıtı ilkeler üzerine kurmuştur. Eylül 2014’te yayımlanan “Yabancılara Yönelik Eğitim Öğretim Hizmetleri” genelgesinde ise mülteci çocukların eğitim hakkı güvence altına alınmış ve eğitimlerine Geçici Eğitim Merkezlerinde devam etme imkânı sunulmuştur.
Planlı Uyumlaştırma Dönemi: 2015’ten sonraki dönemde savaşın daha geniş çaplı bir hale gelmesiyle Suriyeli göçmen sayısı giderek tırmanmıştır. Sığınmacıların sayıca fazla oldukları yerlerdeki nüfus yapısına etki etmesi, yaşadıkları zor koşulların şiddet ve çeteleşme riskini artırması, düşük gelir grubunda yer almaları, yaşadıkları dışlanmışlık ve kimlik bunalımı, sığınmacılar ve halk arasındaki kültürel ve mezhepsel farklar ve Türk kamuoyu ile politika yapıcılarında sığınmacıların kalıcı olacağı kanısı; Suriyeli sığınmacı konusunu toplumsal, politik, ekonomik, emniyet ve adaptasyon meselesi haline getirmiştir. Bu sebeple hükûmet, Suriyelilerin sadece ana gereksinimlerini karşılamaya yönelik politikalarından vazgeçmiş ve entegrasyon amaçlı politikalar gütmüştür. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na bağlı Çocuk Hakları Komiteleri, Türk ve Suriyeli çocukları bir araya getirerek çocuklar arası toplumsal uyumu sağlamaya yönelik çalışmalar yapmaktadır. Ancak bu çalışmada yer alan çocuk sayısı oldukça azdır. 2019 Stratejik Planı’nda ilk kez göçmen çocukların eğitimine yönelik entegrasyon odaklı projelerden bahsedilmiştir. Uyum sorununun ana kaynağı dil farkı olduğundan problemin giderilmesine yönelik Türkçe dersler zorunlu hale getirilmiştir.
Yıllar | Resmi Okul | Geçici Eğitim Merkezi | Açık Okullar | Kayıtlı Toplam | Çağ Nüfusu | Okullaşma Oranı |
2014-2015 | 40.000 | 190.000 | – | 230.000 | 756.000 | %30 |
2015-2016 | 62.357 | 248.902 | – | 311.259 | 834.842 | %37 |
2016-2017 | 201.505 | 291.039 | – | 492.544 | 833.039 | %59 |
2017-2018 | 372.726 | 221.586 | 9.617 | 603.929 | 976.200 | %62 |
2018-2019 | 633.271 | 25.278 | 26.179 | 684.728 | 1.082.172 | %63 |
Tablo 2: Yıllara Göre Türkiye’de Eğitime Erişen Suriyeli Öğrenci Sayısı (MEB, 2020)
Kaynak: https://hbogm.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2020_01/27110237_OCAK_2020internet_BulteniSunu.pdf
2016 yılında düzenlenen Uluslararası Göç ve Güvenlik Konferansı’nda aktarılan verilere göre Suriye’den göçen 900.000 öğrenciden 509 bini (%57,4) eğitimine devam etmektedir (Aslan ve Lordoğlu, 2018: 724). 2017-2018 eğitim yılında ise 1 milyon Suriyeli çocuktan 400.000’i okula kayıt olmamıştır (Erdoğan, 2017: 8-9). Refakatsiz olarak göç ettiği için istatistiklere dahil olmayan çocuklar da göz önünde bulundurulduğunda okula kayıt olmayan çocuk sayısının 700 ile 800 bin arası olduğu düşünülmektedir (Taştan ve Çelik, 2017).
Suriyeli çocuklar arasında okullaşma oranının az olmasının pek çok sebebi vardır: Eğitim imkanlarına dair bilgisizlik, dil problemi, maddi sorunlar, göç ve iç savaş esnasında oluşan psikolojik travmalar ve buna bağlı uyum sorunları, ailelerin çocuklarının kültürlerini ve dilini unutacağını düşünmesi, nitelikli öğretmen eksikliği, Türk ebeveynlerin göçmenlere olumsuz bakışından kaynaklı dışlanma ve akranlar arası problemler, Suriyeli ebeveynler arası karma eğitim karşıtlığı ve özellikle kız çocuklarının eğitimi konusunda çekingen olmaları ile kız çocuklarını erken yaşta evlendirmeleri bu sebepler arasındadır (Alış ve Düzel, 2018: 266) Dolayısıyla Suriyeli çocukların eğitime katılma fırsatları Türk yaşıtlarına göre çok daha azdır.
UNHCR nin 2015 raporuna göre “eğitimi bırakma ve çocuk işçiliği” Suriyeli çocukları tehdit eden başlıca faktörler arasındadır.
Tablo 3: Suriyeli Çocukların Karşı Karşıya Olduğu Riskler (UNHCR, 2015)
Kaynak: https://www.unhcr.org/56cad5a99.pdf
Suriyeli çocukların önemli bir kısmı maddi yetersizliklerden ötürü ilkokul eğitimini bile tamamlayamadan ailelerinin yönlendirmesi veya kendi istekleriyle “çocuk işçi” olarak işgücü piyasasına katılmaktadır (Harunoğulları, 2016: 46). ILO (Uluslararası Çalışma Örgütü) ve UNICEF’e göre çocuk işçiliği; çocukların ailelerine maddi destekte bulunmak amacıyla eğitim ve sağlık hakkından mahrum kalarak az bir ücret karşılığında çocukluklarını çalan, özsaygıyı azaltan, fiziksel ve zihinsel gelişimlerine zarar veren güvencesiz ve tehlikeli işçiliktir (ILO, t.y.; UNICEF, t.y.).
Türkiye’de çocuklar arasında işgücüne katılanların oranı %55’tir. (TÜİK, 2012) Suriye’den iç savaş sebebiyle göç etmek zorunda kalan çocukların önemli bir kısmı refakatsiz olarak göçmüş, yalnız başına hayatta kalmaya çalışan veya savaş sebebiyle varlıklarını Suriye’de bırakan ve maddi güvencesi olmayan ailelere mensuptur. Bu faktörler Suriyeli çocukların, Türkiye’deki çocuk işçiler arasında büyük bir pay oluşturmasına sebep olmaktadır. İstihdamda yer alan Suriyeli çocukların %61,8’i erkektir, kız çocuklarındaki işçilik ise genelde ev içinde sınırlı kaldığından kız çocuklarının işçiliğine dair sağlıklı veriler yoktur (Amorim vd., 2004).
2. İşler ve Çalışma Şartları
Suriye’den göçen çocuk işçiler genellikle göz önünde olmadıkları, arka plandaki işlerde çalışmaktadır ve emekleri yurdun her yanına dağılmıştır. Şehir içi emekte sömürülen çocuklar; garsonluk, tezgahtarlık gibi işler yerine bulaşıkçılık ve hamallık gibi işler yapıp enformel hizmet piyasasının görünmez kısmını oluşturmaktadır (Akbaş ve Ulutaş, 2018, s. 169). Bu sektörlerin dışında kent yaşamında tekstil atölyelerinde, imalat fabrikalarında, inşaatlarda, otomobil tamircilerinde, demir doğrama ve mobilya atölyelerinde, boya-badana işlerinde; sokaklarda atık toplayıcı, ayakkabı boyacısı, cam silicisi, çöpçü olarak; kırsal kesimde ise tarla ve bahçelerde mevsimlik işçi olarak çalışmaktadırlar. Günde 14 saate kadar çalışabilen bu çocuklar emeklerinin karşılığını alma konusunda güçlük çekmektedir, kimi zaman eksik ücrete razı olmak zorunda kalırken bazı zamanlarda hiç ücret alamamakta ve haklarını arayamamaktadırlar (Kaygısız, 2017: 18). Emekleri, Türkiye’deki çocuk işçi yaşıtlarına göre yarı yarıya ücretlendirilmektedir (Aytaç ve Kılınç, 2020: 386). Güvencesiz iş gücü olarak istihdam edilmeleri, işveren tarafından her anlamda sömürülmelerini kolaylaştırmaktadır. Bu sebepten ötürü bazıları küçük yaşlardan itibaren ağır kimyasallara maruz kalmakta; havasız ortamlarda ve ağır şartlarda çalışmakta dolayısıyla meslek hastalıklarına açık hale gelmektedirler. Kötü çalışma koşullarının yanında işveren ve işçiler tarafından fiziksel ve psikolojik şiddete (tehdit, aşağılama) maruz kalmaktadırlar.
Bunun başlıca sebepleri, Suriyeli çocuk işçilerin işverenler tarafından itaatkâr ve ucuz işgücü olarak tercih edilmesi yani Suriyeli çocuk işçilerin emek arzında rekabet oluşturması ve özellikle refakatsiz olan çocukların istismara açık olmasıdır. Tüm bu olumsuz çalışma koşullarına ve ayrımcı davranışlara rağmen çocuk işçiler her şartta çalışmayı kabul etmek zorunda kalmaktadır.
Eğitime katılmak yerine çalışan Suriyeli çocuklar “eğitimlerini” usta-çırak ilişkisi içinde almaktadırlar. Çocuk işgücüne katılan Suriyeli çocuk yaşı ise altıya kadar düşmüştür. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının hazırladığı 2017-2023 Çocuk İşçiliği ile Mücadele Ulusal Programı’nda Türk yaşıtlarına göre dezavantajlı durumda bulunan Suriyeli çocukları hedef alan sayılı çalışma vardır. Raporda, saha taramasıyla Suriyeli çocukların ihtiyaçlarını teşhis etmek için illerde komisyon oluşturulduğu, ILO ile hazırlanan “Çocuk Çalıştırma Suça Ortak Olma” sloganının basılı olduğu afişlerin Suriyeli ailelere il müdürlüklerince dağıtıldığı ve ALO 183 danışma hattının Türkçe ve Arapça bilgilendirmeler yaparak halkta farkındalık oluşturmasının amaçlandığı belirtilmiştir (Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, 2017).
3. Suriyeli Çocuk İşçiliğinin Medyaya Yansıması
Suriyeli çocuk işçilerin medyadaki tasvirinde medya organlarının siyasi duruşuna bağlı iki ayrı kutbu görmek mümkündür. İlk kutup Türkiye’de Suriyeli çocuk işçi çalıştırıldığı tezini kabul ederken ikinci kutup bunu reddetmektedir. İkinci kutbun söylemlerinde çocuk işçiliği iddialarının Türkiye’nin düşmanları tarafından çıkarıldığını, işverenlerin sıkı bir şekilde denetlendiğini ve Türk yasalarında çocuk işçi çalıştırmanın yasak olduğu, çocuk işçiliği haberlerinin “kurmaca haber” olduğu ifadeleri yer almaktadır. Suriyeli çocuk işçilerin varlığını kabul eden haberler ise çoğunlukla dramatize edilmiş ve kişiselleştirilmiş yazıları okuyucuya sunmaktadır. Haber kaynaklarının sendika gibi örgütsel yapıların görüşlerini aktarmadığı ve karşıt görüşlere yer vermediği, kamusal sorumlulukları hatırlatmadığı ve çocuk işçiliğine karşı mücadele yollarına vurgu yapmadığı ayrıca gözlenmiştir. (Çobaner, 2016: 43).
Sonuç
Araştırma sonucunda, Suriyeli çocuklarda okullaşma oranının arttırılması ve çocuk işçiliğin bitirilmesi konusundaki çalışmaların çok değerli olsa da yeterli olmadığı tespit edilmiştir.
Millî Eğitim Bakanlığının 2019 verilerine göre okul çağındaki Suriyeli çocukların yalnızca %63,23’ü okula devam etmektedir. Suriyeli çocukların okullaşmasını arttırmak üzere tüm eğitim kurumlarında ayrımcılığın ve ön yargının azaltılması amacıyla başta velilere eğitim verilmesi, Suriyeli ailelere yönelik eğitimin önemine dair farkındalık çalışmalarının ve ikna sürecinin başlatılması, Suriyeli çocuklar için burs olanaklarının geliştirilmesi, Suriyeli çocukların Türk eğitim sistemine dahil edilme kararının ani ve geç alınmasından kaynaklı nitelikli öğretmen ve materyal eksikliklerinin giderilmesi ve dil probleminin ortadan kaldırılması, öğretmenler ve velilerin çok kültürlü sınıflar hakkında eğitilmesi, Suriyeli ve Türk ebeveynler ile çocukların okul dışı kültür-sanat etkinlikleriyle bir araya getirilmesi gibi tedbirler Suriyeli çocuklar arasında okullaşmanın arttırılması ve çocuk işçiliğinin önlenmesi hususunda ivedilikle alınması gereken önlemlerdir.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın özellikle Türkiye’de çocuk işçiliğini önleme çalışmalarının yanında Suriyeli çocuklar daha dezavantajlı bir grup olarak karşımıza çıktığından özellikle Suriyeli çocuk işçiliğini önlemek adına afiş ve poster dağıtımından farklı olarak işveren ve ailelere yönelik denetleyici çalışmalar yapması, Suriyeli çocuk işçiliğinin azaltılmasında önemli bir etken olacaktır. Medyanın ise Suriyeli çocuk işçiliği hususunu politik olarak değil insan hakları meselesi olarak ele alması gereklidir.
Miray AND
Ortadoğu Çalışmaları Staj Programı
Kaynakça:
Akbaş, S., & Ünlütürk Ulutaş, Ç. (2018). Küresel Fabrika Kentinin Görünmeyen İşçileri: Denizli İşgücü Piyasasında Suriyeli Göçmenler. Çalışma ve Toplum, 56(1).
Akpınar, T. (2017). Türkiye’deki Suriyeli Mülteci Çocukların ve Kadınların Sosyal Politika Bağlamında Yaşadıkları Sorunlar. Balkan ve Yakın Doğu Sosyal Bilimler Dergisi, 3(3), 16-29.
Amorim A, Badrinath S, Samouiller S, Murray U. (2004). ILO, International Programme On The Elimination Of Child Labour. Gender Equality And Child Labour: A Participatory Tool For Facilitators.
Ataman, H. (2008). Eğitim Hakkı ve İnsan Hakları Eğitimi. İnsan Hakları Gündemi Derneği.
Aytaç, Ö., & Kılınç, P. (2021). Emek Sömürüsünün Yeni Yüzü: Suriyeli Çocuk İşçiler. Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 31(1), 381-404.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı. (2017). Çocuk İşçiliği ile Mücadele Ulusal Programı. Erişim Adresi: Https://Www.Csgb.Gov.Tr/Cgm/Cimup (Erişim Tarihi: 31.08. 2022).
Çobaner, A. A. (2016). Türkiye’de Çocuk İşçiliği Sorunu ve Haberlerde Suriyeli Çocuk İşçilerin İzini Sürmek. İstanbul Arel Üniversitesi İletişim Çalışmaları Dergisi, 5(9), 13-49.
Düzel, B., & Alış, S. (2018). Düzensiz Göçle Gelen Suriyeli Mülteci Çocuklar Bağlamında Türkiye’de Refakatsiz Göçmen Çocukların Durumu ve Başlıca Risklerin Değerlendirilmesi. Asia Minor Studies, 6.
Education Office of the United Nations High Commissioner For Human Rights. Erişim Adresi: http://www2.Ohchr.Org/English/İssues/Education/Rapporteur/İndex.Htm
Erdoğan M. (2017). Suriyeliler Barometresi: Suriyelilerle Uyum İçerisinde Yaşamanın Çerçevesi, Değerlendirme ve Politika Önerileri, HÜGO.
Göç İdaresi Daire Başkanlığı. (t.y.). Türkiye’deki 0-18 yaş arası kayıtlı Suriyeli göçmen çocukların sayısı. Erişim Adresi: http://www.goc.gov.tr/icerik3/gecici-koruma_363_378_4713 (Erişim Tarihi: 26.02.2018).
Göç İdaresi Daire Başkanlığı. (2022). Geçici Koruma. Erişim Adresi: https://www.goc.gov.tr/gecici-koruma5638 (Erişim Tarihi: 31.08.2022).
Harunoğulları, M. (2016). Suriyeli Sığınmacı Çocuk İşçiler ve Sorunları: Kilis Örneği. Göç Dergisi, 3(1), 29-63.
ILO. (2015). Working Children in The Republic of Tajikistan: The Results of The Child Labour Survey 2013. International Labour Office.
ILO. (2016). The Twin Challenges Of Child Labour And Youth Employment in The Arab States: An Overview. ILO Regional Office For The Arab States; Fundamental Principles And Rights At Work Branch.
Kaya, A., Kıraç, A. (2016) İstanbul’daki Suriyeli Mültecilere İlişkin Zarar Görebilirlik Değerlendirme Raporu. Hayata Destek Derneği. Erişim Adresi: Http://Hayatadestek.Org/Yayinlarimiz/2016_İstanbul_Rapor.Pdf (Erişim Tarihi: 31.08.2022).
Kaygısız, İ. (2017). Suriyeli Mültecilerin Türkiye İşgücü Piyasasına Etkileri. Friedrich Ebert Stiftung.
Lordoglu, K., & Aslan, M. (2018). Görünmeyen Göçmen Çocukların İşçiliği: Türkiye’deki Suriyeli Çocuklar. Çalışma ve Toplum, 57(2).
Lordoğlu, S. C., Kurtulmuş, M. M. (2020). Tekstil Sektöründe Suriyeli Çocuk Emeği: İstanbul Örneği. Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, 42(1), 124-156.
MEB. (2020). Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü Göç ve Acil Durum Eğitim Daire Başkanlığı. Erişim Adresi: https://hbogm.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2020_01/27110237_OCAK_2020internet_BulteniSunu.pdf (Erişim Tarihi: 10.12.2019).
Santos Pais M. (2011). Global Migration Group Symposium Migration And Youth: Harnessing Opportunities For Development. Erişim Adresi: https://violenceagainstchildren.un.org/migration_and_youth (Erişim Tarihi: 27.07. 2016).
Şahankaya Adar, A. (2018). Türkiye’de Yeni Prekarya Suriyeli İşgücü Mü?. Çalışma ve Toplum, 56(1).
Şimşek, H., Kula, S. S. (2018). Türkiye’nin Göçmen Politikasında İhmal Edilen Boyut: Eğitsel Uyum Programı. Ahi Evran Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2(2), 5-21.
Tarlan, K., V. (2016). The Dom Of Syria: The “Other” Refugees. Heinrich Böll Stiftung Derneği.
Taştan, C., Çelik, Z. (2017). Türkiye’de Suriyelilerin Eğitimi: Güçlükler ve Öneriler. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının Hazırladığı 2017-2023 Çocuk İşçiliği ile Mücadele Ulusal Programı.
Tatlıcıoğlu, O. (2019). Suriyeli Çocukların İyi Olma Hallerinin İncelenmesi: Altındağ Örneği.
Toksöz, G., Erdoğdu, S. Ve Kaşka, S. (2012). Türkiye’ye Düzensiz Emek Göçü ve Göçmenlerin İşgücü Piyasasındaki Durumları. Uluslararası Göç Örgütü (IOM).
Tunga, Y., Engin, G., Çağıltay, K. (2020). Türkiye’deki Suriyeli Çocukların Eğitiminde Karşılaşılan Sorunlar Üzerine Bir Alanyazın Taraması. İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 21(1), 317-333.
TÜİK. (2012). Çocuk İşgücü İstatistikleri. Erişim Adresi: Http://Www.Tuik.Gov.Tr/Pretablo.Do?Alt_İd=1007 Erişim Tarihi: 17.08.2017
Uluslararası Çalışma Örgütü. (t.y.). Çocuk İşçiliği. Erişim Adresi: https://www.ilo.org/ankara/areas-of-work/child-labour/lang–tr/index.htm (Erişim Tarihi: 31.08.2022).
UNHCR. (2015). Protecting and Supporting the Displaced in Syria UNHCR Syria End Of Year Report 2015. Erişim Adresi: https://www.unhcr.org/56cad5a99.pdf (Erişim Tarihi: 31.08.2022).
Uzun, E. M., Bütün, E. (2016). Okul Öncesi Eğitim Kurumlarındaki Suriyeli Sığınmacı Çocukların Karşılaştıkları Sorunlar Hakkında Öğretmen Görüşleri. Uluslararası Erken Çocukluk Eğitimi Çalışmaları Dergisi, 1(1), 72-83.
Wimmer, A., & Schiller, N. G. (2003). Methodological Nationalism, The Social Sciences, and the Study Of Migration: An Essay in Historical Epistemology. International Migration Review, 37(3), 576–610. Https://Doi.Org/10.1111/J.1747-7379.2003.Tb00151.X
Yanık Özger, B., Akansel, A. (2019). Okul Öncesi Sınıfındaki Suriyeli Çocuklar ve Aileleri Üzerine Bir Etnografik Durum Çalışması: Bu Sınıfta Biz De Varız!. Eğitimde Nitel Araştırmalar Dergisi – Journal Of Qualitative Research in Education, 7(3), 942-966. doi:10.14689/İssn.2148-624.1.7c.3s.3