Suriye krizi ile ilgili asıl tartışmaların yapıldığı yer, BM Güvenlik Konseyi oldu. ABD, Fransa ve İngiltere Rusya ile ABD arasında varılan anlaşmaya aykırı davranarak yine BMGK’nın Suriye’nin vurulmasına izin veren kararı çıkarmasını sağlamaya çalışıyor. Washington, Paris ve Londra artık ilgili karar taslağını hazırladı. Sözü geçen karar taslağı Şam’ın Rusya ile ABD arasında varılan Suriye kimyasal silahlarının uluslararası denetime teslim edilmesine ilişkin anlaşmanın bir maddesini bile yerine getirmemesi halinde Şam’a karşı askeri güç kullanımını öngörmektedir. Bu karar taslağının BMGK’ne hafta sonuna kadar sunulması planlanıyor.
21 Ağustos’ta Şam’da gerçekleşen kimyasal silah saldırısı ile ilgili BM uzmanlarının hazırladığı raporun sonuçlarının çarpıtma çabaları Moskova’nın Suriye konusunda sert açıklamalar yapması ile belli oluyordu.
Rusya Federasyonu Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Aleksandr Lukaşeviç, kimyasal silah kullanılmasına ilişkin sorumluluğu kanıt olmadan Suriye yönetimine yıkılma ve böylece muhalefeti sorumluluktan kurtarma çabalarına karşı olduklarını dile getirdi.
Suriye’nin başkentinde bulunan Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Ryabkov, Batı ülkelerinin gösterdiği tavrı tek taraflı ve önyargılı olarak yorumladı. Sözlerine göre, Suriye yönetimi Moskova’ya Şam yakınlarında meydana gelen kimyasal saldırılarla ilgili materyalleri teslim etti. Ryabkov, konu ile ilgili yaptığı açıklamada “Suriye tarafı bu materyalleri saldırıyı militanların gerçekleştirdiğine yönelik deliller olarak değerlendiriyor” dedi.
Suriye’deki kimyasal silahların kullanımı konusunda bazı Rus uzmanlar, BMGK’de tartışılması arkasında ABD, Paris ve Londra’nın Suriye’yi vurma planına dönme çabalarının bulunduğunu düşünüyorlar. Bu görüşü paylaşan Rusya’nın önde gelen Orta Doğu Sorunları uzmanlarından Semyon Bagdasarov konu ile ilgili şunu söyledi: “Fikrimce ileride Suriye’de gerek kimyasal silah gerekse diğer alanlarda çok sayıda provokasyon yapılabilir. Muhalefet Suriye’deki Hıristiyanlar, Kürtler ve Aleviler’e karşı katliam eylemlerini sürekli düzenliyor. Batı silahlı müdahale planına dönmek için her türlü imkanları aramaya devam edecek. Çünkü Batı’nın silahlı müdahalesi olmadan Suriye’li muhalefet önündeki hedeflerden hiç birine ulaşamaz.”
Tüm uzmanlar bu görüşe katılmamakla beraber, bazılarına göre Batı Suriye krizine doğrudan müdahale gerçekleştirmek istemiyor, Şam’a baskı yapmakla sadece silahlı Suriye’li muhalefetin ömrünü uzatmaya çalışıyor. Stratejik Değerlendirmeler ve Analiz Enstitüsü analisti Sergey Demidenko Rusya’nın Sesi’ne verdiği demeçte bu görüşü ifade etti: ‘Aslında Batı Suriye’deki çatışmalara silahlı şekilde müdahale etmek istemiyor, ama Suriye krizinin mümkün olduğunca uzun zaman sürmesine çok ilgi duyuyor. Çünkü böylece Batı Avrupa’da İslami köktendincilik sorununu kısmen çözmüş oluyor. Avrupa’lı İslamcılar şimdi Suriye’ye savaşmaya geliyor ve orada hayatını kaybediyorlar. Ve ikincisi, muhalif militanların kimyasallar dahilinde Libya’daki depolardan çaldıkları silahlar Suriye’de Beşar Esad’ın ordusu tarafından hemen hemen endüstriyel ölçekte imha ediliyor. Bu, genel olarak Batı için terörizm tehdidini azaltıyor.’
ABD Başkanı Barack Obama’nın İspanyol dilinde yayın yapan Amerikan Telemundo kanalına verdiği son röportaj Rus uzmanının Batı’nın savaşı uzatma isteğine ilişkin tahminini doğruluyor. Obama, Suriye kimyasal silahlarının imha edilmesi ile ilgili anlaşmanın nihai sonucunun Suriye’de iktidar değişimi olması gerektiğini ifade etti. Öbür taraftan Cumhurbaşkanı Beşar Esad, bu konuda karar verme yetkisine ülke dışından desteklenen muhalefet ve Washington değil, sadece Suriye halkının sahip olduğunu defalarca belirtmiştir.
(TUİÇ Akademi, Türkrus)
Elif Sarpkaya
TUİÇ Stajyeri