Verilere göre şu ana kadar Suriye’de ölen insan sayısı 10 bini aştı, yurtdışına kaçanların sayısı ise 250 binden fazla, ülke içinde göç edenlerin sayısı ise bilinmiyor. Birleşmiş Milletler (BM)’ in Suriye’deki çatışmalarda çocukların durumu ile ilgili açıkladığı rapor tüyler ürpertici bir tablo ortaya koyuyor. Raporda çocukların hem Esad rejimine bağlı askerler hem de âsiler tarafından silahaltına alındığı, canlı kalkan olarak kullanıldığı, esir alındıktan sonra tecavüze uğradığı, cinsel taciz ve işkenceye maruz bırakıldıkları belirtiliyor.1
BM’nin “Utanç Listesi” ismiyle hazırlayan Coomaraswamy, “Orada işkenceye uğrayan ve bunun izlerini hâlâ taşıyan çocuklar gördük. Gerçekten şoka uğradık. Cezaevlerinde henüz on yaşında bile olmayan çocukların işkenceye maruz kalması daha önce karşılaşmadığımız bir durumdu. Başka bir yerde böylesini görmedik” şeklinde konuştu.2
Suriye meselesi Rusya’yı Tahran’a Çekti
Rusya, İran’ın Suriye ile ilgili olarak uluslararası konferansa katılmasını istiyor fakat ABD, İngiltere ve Fransa İran’ın Esad yönetimini desteklediğini; sırf bu yüzden, Suriye meselesi hususunda etkin bir role sahip olamayacağını belirttiği açıklamalarını hala savunmaktadır.
Hillary Clinton’ın Rusya ile ilgili yaptığı açıklamalar
Suriye’de yaşanan kriz Amerikan yönetiminin Rusya’yı Beşar Esad yönetimine taarruz helikopterleri satmakla suçlamasının ardından yeni bir boyut kazandı. Clinton, Washington’da bir toplantı sırasında yaptığı konuşmasında; Ruslardan, Suriye’ye sürdürdükleri silah sevkiyatının durdurulmasını istediklerini belirtti. Clinton, Rusya’dan Suriye’ye saldırı helikopterlerinin gönderildiğini ifade eden son bilgilerin kendilerini kaygılandırdığını belirtti fakat söz konusu bilgilerin kaynağını açıklamadı.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ise Clinton’ın gündeme getirdiği, Rusya, Suriye’ye saldırı helikopteri satıyor yönündeki iddiayı reddetti. Uzmanlar iddiaları, ABD’nin Moskova üzerindeki baskısını artırmasının sebebini, Rusya’nın Esad yönetimi üzerinde sahip olduğu etkinin kullanımının sağlanmasına yönelik olduğu şeklinde yorumluyor.
BM: ‘Suriye’de iç savaş var’
Birleşmiş Milletlerin Suriye’de bir iç savaş yaşandığı tespiti ile aynı güne denk gelen Clinton’ın açıklaması olaya farklı boyut kattı. Clinton, Rusya’nın Suriye’ye sattığı taarruz tipi helikopterlerin ülkedeki çatışmaları dramatik bir şekilde tırmandıracağını ifade etti.
ABD ve diğer batılı ülkelerin bir süredir Rusya’ya Esad rejimini desteklemekten vazgeçmesi yönünde yaptıkları baskıyı artırmış oldukları görünmektedir. Öte yandan BM Barış Gücü’nün başındaki isim olan Herve Ladsous de 15 aydır yaşanan ve 10 bin kişinin hayatına mal olan huzursuzluğun artık bir iç savaşa dönüştüğünü iddia etti. Ladsus Suriye yönetiminin son günlerde ülkenin büyük bölümünün denetimini hızla muhaliflere kaptırdığını ve bu denetimin yeniden ele geçirilmesini sağlamak için her geçen gün daha fazla şiddete başvurmak zorunda kaldığını ileri sürdü.4
Sonuç
Suriye’nin içinde bulunduğu duruma dair, BM’nin ilk kez ‘iç savaş’ ifadesini kullanarak resmi bir tanımda bulunması, ileride güvenli bölge oluşturma ve hava sahası düzenlemeleri gibi uygulamaların olabileceğini göstermektedir.
ABD Dışişleri Bakanı Clinton’ın açıklamaları ise, her iki tarafı da birbirinden uzaklaştırmaktadır. Dolayısıyla bu tür söylemlerden ziyade daha dostçul ifadelerin kullanılmasının elzem olduğunu söylemek mümkündür.
Rusya geçtiğimiz günlerde Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi‘nin Suriye’ye karşı herhangi bir askeri müdahalesini 5 sürekli üyeden biri olarak veto ederek engelleyeceğini açıklamıştı. Rusya, eğer ikna olmaz ise Suriye’ye yönelik etkili bir müdahale mümkün olmayacaktır fakat Rusya’nın son zamanlarda Esad rejimine karşı soğukluğu da göz ardı edilmemelidir. Rusya‘nın bu kararındaki ısrarı Ortadoğu‘nun içinde bulunduğu durumdan ve Suriye dışında askeri üs bulundurulabilecek bir ülke olmamasından kaynaklanmaktadır. Rusya, Ortadoğu’da stratejik önemi olan üssünü kaybetme tehlikesinden dolayı Suriye’deki mevcut yönetimin değişmesini istemiyor ve Esad’ı destekliyor. Peki rejim değişirse, Rusya hâlâ bu üssünü orada durmasını sağlayabilecek mi? Bu da başka bir ikilem.
Bir önceki yazımda da ele aldığım gibi Suriye’deki krizin çözümlenebilmesi için dünyanın ‘tek ses’ olması gerekmektedir.5 Tüm tarafların desteklediği Annan Planı ile bu durum bir nebze olsun sağlanmıştır, hatta Beşar Esad bile bu planı kabul etmiştir ama sıra uygulamaya gelince durum yüz seksen derece değişti; katliamlar devam etti, dahası çocuklar silahların hedefi haline geldi. Humus çatışmanın merkezi haline geldi, şehrin %85’i hala operasyon altında. Açıklanan veriler Suriye’deki içler acısı durumun ne kadar dramatik olduğunu göstermektedir…
Yasin Erdoğmuş
TUİÇ Platformu Yalova Üniversitesi Temsilcisi
Twitter- @erdogmusyasin
Makbule Ertosun
TUİÇ Yakın Doğu Çalışma Masası
Twitter- @ertosunmakbule
Kaynakça
- Der Tagesspiegel Gazetesi, Almanya.
- Neue Zürcher Zeitung Gazetesi, İsviçre.
- Şark Gazetesi, İran.
- The Guardian Gazetesi, İngiltere.
- Erdoğmuş, Yasin, Suriye Çıkmazı, Mart 2012, (TUİÇ Akademi)
- Prof. Dr. Kamer Kasım, “Suriye’ye Askeri Müdahalenin Gerçekleşmesi Zor” (USAK)