Suriye Ateşi Can Yakmaya Devam Ediyor

Suriye’de ortalık bir türlü durulmuyor. Esat yönetimi şiddetin dozunu iyice arttırdı ve sivil halkın üzerine hiç gözünü kırpmadan ateş açıyor. Özellikle Hama kentinde çatışmalar yoğunlaşmış durumda. ABD başkanı Hillary Clinton’ın son yaptığı açıklamaya göre bölgede ölü sayısı 2 bini geçmiş durumda.[1] Esad yönetimine karşı dünya kamuoyundan sert açıklamalar ve kınamalar arka arkaya gelmekte ancak sivillerin katliamının önüne hiçbir şekilde geçilemiyor. Son olarak Rusya Devlet Başkanı Dmitriy Medvedev, Suriye liderini reform yapması ve muhaliflerle uzlaşması konusunda uyararak “aksi halde sonu hüsran olacak” dedi.[2]

Muhaliflerin gösterilere başladığı günlerde en çok dile getirdiği isteklerinden birisi de çok partili sisteme geçilmesiydi. Beşar Esad’ın çok partili sisteme geçildiğini açıklaması bile muhalifleri durdurmaya yetmedi. Artık muhalifler gözünü Beşar Esad yönetimine dikmiş durumda. Talepler, yönetimin reform yaparak varlığını koruması düşüncesinin üstünde. Mısır ve Tunus’ta diktatörlerin devrilmesine gidilen sürecin bir benzerini de Suriye’de görmekteyiz. Ancak şu an gelinen noktada Suriye’deki bu taleplerin Mısır ve Tunus’a benzer şekilde sonuçlanacağını söylemek için henüz erken. Bunu önümüzdeki günler gösterecek.

Birleşmiş Milletler ve Batının Tutumu

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi de iki gün önce Suriye hükümetinin, ülkedeki gösterileri bastırmada kullandığı şiddeti kınayan bir metin üzerinde anlaştı. Konsey tarafından yayımlanan bildiride “yaygın insan hakları ihlalleri ve Suriyeli yetkililerin sivillere karşı güç kullanması” kınandı.[3] Bunun akabinde akıllara şu soru geldi. Acaba Suriye’ye de bir müdahale gelir mi?  Yaşanan katliamların bu derecede belki de artarak devam etmesi durumunda bu olasılık da mümkün gözüküyor.

Tam da bu noktada Birleşmiş Milletler ve batı ülkelerine şu soruyu sormak gerekir. Bingazi’de yaşayan sivillerin can güvenliği için 3 gün sabredemeyen batının aklına Hama ve diğer kentlerdeki siviller gelmiyor mu? Acaba Esad yönetimine karşı ne zaman dur denecek? Kınama ve tepki açıklamaları yaparak sivil kıyımının durmasını beklemek şu durumda hayalperestlik olur. Kaç sivilin daha ölmesi gerekiyor harekete geçilmesi için? Yoksa bu ağırdan almanın altında yatan sebep, Esad yönetiminin reformlarla iş başında kalması ve mevcut ekonomik ve siyasi bağlantıları yitirmemek mi?

Sonun Başı

Herkesin ortak paydada buluşabileceği tek bir nokta bulunuyor. Sivillere karşı şiddetin durması ve halk demokrasisine geçiş. Bunun için de kan dökmeye ve zor kullanmaya gerek olmamakla beraber Esad yönetiminin de yolun sonuna geldiğini ve artık reform paketleri açıklayarak statükosunu koruyamayacağını kabul etmesi gerekir. Birleşmiş Milletlerden gelecek bir askeri müdahale ile işler daha da içinden çıkılmayacak bir hale girecektir. Ülkenin iç savaşa sürüklenmesi hem Suriye’nin geleceği hem bölge ülkelerin güvenliği için çok kritiktir. Siyasi istikrarsızlık ve masum halkın katli özellikle Türkiye için hem sınır güvenliği hem de politik destek kaybı anlamına gelir.

 

Şükrü ERCAN

Akdeniz Üniversitesi

Uluslararası İlişkiler

Sosyal Medyada Paylaş

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Tarih:

Beğenebileceğinizi Düşündük
Yazılar

Srebrenitsa Soykırımı Mahkumu Radislav Krstic’in Mektubu

Srebrenitsa’da soykırımın desteklenmesi ve yardım edilmesi suçundan Lahey’de 35...

Trump’ın Ukrayna’da Batı/NATO Barış Gücü Planına Yönelik 10 Engel

Andrew Korybko 10 Obstacles To Trump’s Reported Plan For Western/NATO...

Türkiye-AB İlişkilerinde Kırılma Noktası: AK Parti Döneminde Yaşanan Gelişmeler ve Güncel Durum

Dr. Aziz Armutlu Giriş: Türkiye AB İliskileri Türkiye ile Avrupa Birliği...

Yapay Zeka Diplomasisi: AI Diplomasisinin Yükselen Çağı

The Emerging Age of AI Diplomacy To compete with China,...