Srebrenitsa Önergesi: Adalet ve Hafıza Yolunda Bir Adım

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda yarın oylanacak olan Srebrenitsa önergesi, 1995 yılında yaşanan soykırımın tanınması, anılması ve gelecekte benzer vahşetlerin önlenmesi amacını taşımaktadır. Bu önerge, Almanya ve Ruanda tarafından sunulmuş ve uluslararası toplumun geniş desteğini almıştır. Ancak, Sırbistan ve Republika Srpska’dan gelen tepkiler, bu tasarının içeriğini çarpıtarak ve gerçekleri göz ardı ederek siyasi kazanç elde etmeye yönelik bir kampanya başlatmıştır.

Tasarının İçeriği ve Amacı

Önerge metni, Birleşmiş Milletler Şartı, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi ve Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi gibi uluslararası belgeler rehberliğinde hazırlanmıştır. Metin, Srebrenitsa’da yaşanan trajediyi soykırım olarak tanımlayan çeşitli uluslararası mahkeme kararlarını hatırlatmakta ve soykırımın inkar edilmesini kınamaktadır. Ayrıca, 11 Temmuz’un Uluslararası Srebrenitsa Soykırımı Anma ve Anma Günü olarak ilan edilmesini önermektedir.

Önergenin ana hedefleri arasında, soykırımın inkar edilmesini önlemek, eğitim yoluyla bu trajedinin hatırlanmasını sağlamak ve gelecekte benzer olayların yaşanmasını engellemek bulunmaktadır. Bu hedefler doğrultusunda, uluslararası işbirliği ve bölgesel dayanışma vurgulanmakta, ulusal ve uluslararası mahkemelerin rolü desteklenmektedir (Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 2024).

Siyasi Manipülasyon

Sırbistan’ın eski istihbarat şefi Aleksandar Vulin’in, Almanya ve Ruanda tarafından sunulan tasarının “Republika Srpska ve Sırbistan Cumhuriyeti’ne karşı komplonun son aşaması” olduğu yönündeki açıklamaları, Sırp liderlerinin tasarıyı çarpıtma çabalarının bir örneğidir (Kurtic, 2024). Vulin, Almanya ve Ruanda’nın Sırpları soykırımcı bir ulus olarak ilan etmek istediğini iddia etmiştir. Ancak, tasarının metninde Sırbistan, Sırplar veya Bosna-Hersek’teki Sırp çoğunluklu Republika Srpska entitesinden bahsedilmemektedir (Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 2024).

Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vučić ve Bosnalı Sırp lider Milorad Dodik, tasarıya karşı sert bir kampanya yürütmekte ve bu kampanyayı, milliyetçi duyguları körüklemek ve iktidarlarını pekiştirmek amacıyla kullanmaktadır. Vučić, tasarının Sırp ulusunu soykırımcı olarak etiketleme girişimi olduğunu savunmakta, Dodik ise Republika Srpska’nın Bosna’daki karar alma süreçlerinden çekileceği tehditlerinde bulunmaktadır (Todorovic, 2024).

Uluslararası ve Bölgesel Tepkiler

Uluslararası toplumun geniş bir kesimi, tasarıya destek vermektedir. Almanya ve Ruanda’nın yanı sıra Türkiye, Amerika Birleşik Devletleri ve birçok ülke tasarıyı desteklemektedir. Eski Yugoslavya’da Bosna-Hersek, Hırvatistan, Kuzey Makedonya ve Slovenya tasarıyı desteklerken, tasarı Karadağ’da siyasi bölünmelere yol açmıştır (Kurtic, 2024).

BM Genel Kurulu’nun bu tasarıyı kabul etmesi gelecekte benzer vahşetlerin önlenmesi adına önemli bir adım olacaktır. Ancak, Sırp liderlerin siyasi manipülasyonları ve dezenformasyon kampanyaları, bölgedeki gerilimleri artırmakta ve adaletin sağlanmasını engellemektedir. Uluslararası toplumun, bu tür çarpıtmalara karşı durarak, gerçekleri savunması ve mağdurların acısını paylaşması büyük önem taşımaktadır.

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu Srebrenitsa Önerge Metni

Birleşmiş Milletler Şartı, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi ve Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi rehberliğinde,

1993 yılında Srebrenitsa’yı güvenli bölge ilan eden 16 Nisan 1993 tarihli 819 sayılı Güvenlik Konseyi kararını, Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (“ICTY”) kurulmasına ilişkin 25 Mayıs 1993 tarihli 827 sayılı kararı ve Uluslararası Ceza Mahkemeleri İçin Artık Mekanizma’nın kurulmasına ilişkin 22 Aralık 2010 tarihli 1966 sayılı kararı hatırlatarak,

Ayrıca, 1995 yılında Srebrenitsa’da Bosnalı Müslümanlara karşı işlenen soykırım suçundan suçlu bulunan sekiz ICTY kararını ve özellikle 19 Nisan 2004 tarihli ICTY Temyiz Dairesi kararını (Savcı vs. Krstić), 8 Haziran 2021 tarihli Uluslararası Artık Mekanizma Temyiz Dairesi kararını (Savcı vs. Mladić), 20 Mart 2019 tarihli Uluslararası Artık Mekanizma Temyiz Dairesi kararını (Savcı vs. Karadžić) ve 26 Şubat 2007 tarihli Uluslararası Adalet Divanı kararını hatırlatarak, bu kararlarda Srebrenitsa’da işlenen fiillerin soykırım fiilleri olarak belirlendiğini hatırlatarak,

Soykırım, insanlığa karşı suçlar, savaş suçları veya diğer uluslararası insancıl hukuk ve uluslararası insan hakları hukuku ihlallerine karşı cezasızlığa kesin bir şekilde karşı çıkarak ve bu bağlamda Devletlerin cezasızlığı sona erdirmek ve bu tür fiillerden sorumlu kişileri, ilgili uluslararası yasal yükümlülüklerine ve iç hukuklarına uygun olarak soruşturmak ve kovuşturmak sorumluluğunu vurgulayarak, bu fiillerin tekrarlanmasını önlemek ve sürdürülebilir barış, adalet, hakikat ve uzlaşma arayışında bulunmak için mağdurların ve hayatta kalanların yanı sıra aile üyelerinin katılımının merkezi olduğunu vurgulayarak,

Son yıllarda uluslararası mahkemeler tarafından cezasızlıkla mücadele ve soykırım, insanlığa karşı suçlar, savaş suçları ve diğer ağır suçlar için hesap verebilirliğin sağlanması konusunda önemli ilerlemeler kaydedildiğini memnuniyetle karşılayarak,

Bu bağlamda ICTY’nin özel katkısını kabul ederek ve uluslararası toplumun, BM Şartı’na uygun olarak ve durum bazında, hesap verebilirliği ve soykırımın önlenmesini daha da sağlamak için kolektif eylemde bulunmaya hazır olmasının önemini vurgulayarak,

BM Genel Sekreteri’nin Soykırımın Önlenmesi ve Koruma Sorumluluğu Özel Danışmanlarının rolünü dikkate alarak ve insan hakları ve uluslararası insancıl hukuk ihlalleri, nefret söylemi ve kışkırtma konularında düzenli bilgilendirmenin potansiyel soykırım hakkında erken farkındalık yaratmada önemini kabul ederek,

Soykırım ve diğer uluslararası suçlardan sorumlu kişilerin ulusal adalet sistemlerinde, Bosna-Hersek Mahkemesi, ICTY ve Uluslararası Artık Mekanizma dahil olmak üzere kovuşturulmasının, ulusal uzlaşma ve güven inşası ile Bosna-Hersek’te barışın yeniden tesisi ve korunması sürecinde merkezi olduğunu ve ulusal savcı ofisleri arasında güçlü bölgesel işbirliğinin, bölgedeki ülkeler arasında barış, adalet, hakikat ve uzlaşmayı teşvik etmede temel olduğunu not ederek,

2025 yılının, en az 8.372 kişinin hayatını kaybettiği, binlercesinin yerinden edildiği ve ailelerin ve toplulukların yıkıldığı Srebrenitsa soykırımının otuzuncu yıldönümü olacağını belirterek,

1. 11 Temmuz’u her yıl Srebrenitsa Soykırımını Anma ve Anma Günü olarak ilan etmeye karar verir;

2. Srebrenitsa Soykırımının tarihi bir olay olarak inkârını kesin bir şekilde kınar ve Üye Devletleri, soykırımın inkârını ve çarpıtılmasını önlemek ve gelecekteki soykırımların meydana gelmesini engellemek için eğitim sistemlerinde uygun programlar geliştirerek kurulan gerçekleri korumaya teşvik eder;

3. Uluslararası mahkemeler tarafından savaş suçları, insanlığa karşı suçlar ve soykırım suçlarından mahkûm edilenlerin yüceltilmesini kesin bir şekilde kınar, bu kişiler arasında Srebrenitsa Soykırımından sorumlu olanlar da dahil olmak üzere;

4. Srebrenitsa Soykırımının kalan kurbanlarını bulma ve kimliklerini tespit etme sürecini tamamlama ve onlara onurlu bir defin sağlama önemini vurgular ve adaletle yüzleşmemiş soykırım faillerinin kovuşturulmasına devam edilmesini çağırır;

5. Tüm Devletleri, Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi ve ilgili ICJ kararlarına uygun olarak soykırımın önlenmesi ve cezalandırılmasına ilişkin yükümlülüklerine tam olarak uymaya çağırır;

6. Genel Sekreter’den, “Srebrenitsa Soykırımı ve Birleşmiş Milletler” başlıklı bir duyuru programı kurmasını, bu programın 2025 yılındaki otuzuncu yıldönümü için hazırlıklara başlamasını ve mevcut kararı tüm Üye Devletlere, BM sistemi kuruluşlarına ve sivil toplum kuruluşlarına uygun şekilde duyurmasını talep eder;

7. Tüm Üye Devletleri, BM sistemi kuruluşlarını, diğer uluslararası ve bölgesel kuruluşları ve sivil toplumu, sivil toplum kuruluşları, akademik kurumlar ve diğer ilgili paydaşlar da dahil olmak üzere, 1995 Srebrenitsa Soykırımı kurbanlarının anısına özel anmalar ve faaliyetler düzenleyerek Uluslararası Günü kutlamaya davet eder ve uygun eğitim ve kamuoyu farkındalığı artırma faaliyetlerine teşvik eder.


Bu önergenin kabulü, sadece geçmişin acılarını tanımakla kalmayacak, aynı zamanda gelecekte benzer trajedilerin önlenmesi için uluslararası bir taahhüt olacaktır. Adaletin sağlanması ve hafızanın korunması yolunda atılan bu adım, insanlık için büyük bir kazanım olacaktır.

Referanslar

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu. (2024). Draft UN Resolution on Srebrenica. https://n1info.ba/english/news/read-the-complete-text-of-the-final-draft-un-resolution-on-srebrenica/ 

Kurtic, A. (2024, May 22). Srebrenica Survivors Await UN Vote as Serbs Slam Genocide Resolution. BIRN. https://balkaninsight.com/2024/05/22/srebrenica-survivors-await-un-vote-as-serbs-slam-genocide-resolution/ 

Mijatović, D. (2023, November). Justice, Peace and Social Cohesion in the Former Yugoslavia. Council of Europe’s Commissioner for Human Rights. https://www.coe.int/en/web/commissioner/-/dealing-with-the-past-for-a-better-future-resolute-efforts-on-dealing-with-the-violent-past-are-required-in-the-region-of-the-former-yugoslavia 

Todorovic, S. (2024). Serbia’s Lies About UN Srebrenica Resolution are All About Power, https://balkaninsight.com/2024/05/21/serbias-lies-about-un-srebrenica-resolution-are-all-about-power/ 

Sosyal Medyada Paylaş

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Tarih:

Beğenebileceğinizi Düşündük
Yazılar

Yapay Zeka Diplomasisi: AI Diplomasisinin Yükselen Çağı

The Emerging Age of AI Diplomacy To compete with China,...

Kolektif Kimlik Bağlamında Sosyal Bütünleşme: Gezi Parkı Olaylarından Bir Perspektif

Fazilet Bektaş Sivil Toplum Çalışmaları o-Staj Programı Özet Bu çalışma, uluslararası alan...

Teknolojinin İpek Yolu: Otoriterleşme ve Çin’den Dünyaya Uzanan Dijital Otoriteryanizm

Nazlı Derin Yolcu Sivil Toplum Çalışmaları o-Staj Programı Özet Dünyada geçmişten günümüze...

Arap Baharı ve Demokratikleşme: Tunus ve Mısır’da Sivil Toplumun Karşılaştırmalı Rolü

Ayça Özalp  Sivil Toplum Çalışmaları o-Staj Programı Giriş Demokratikleşme ve sivil toplum...