Bu röportaj Uçan Süpürge Vakfı Proje Koordinatörü, Ceren Kurt ile yapılmıştır.
1- Uçan Süpürge Vakfı’nın Proje Koordinatörü olmak nasıl bir duygu? Neler hissediyor ve neler yapıyorsunuz?
Harika bir duygu. Sivil toplumla tanışmam 4 yıl kadar önce oldu. 4 yıldır sivil toplum gönüllüsü ve çalışanı olmaktan mutluluk duyuyorum. Her ne kadar şu anki pozisyonum proje koordinatörlüğü olsa da film festivali, etkinlikler ve diğer eylemler içerisinde de sorumluluklarım bulunuyor. Kültür ve sanatın, kadının görünürlüğü ve farkındalık kazanma konusundaki etkisi çok güçlü. Esasında avukat olsam da lisansıma paralel bir meslek seçimim olmadı. Bu kararımdan da çok memnunum. İnsanları dinlemek, hayatlarına değmek, bakış açısı kazandırmak çok güzel bir duygu ve bu duygularla eve dönmek hayatımı anlamlı kılıyor.
2- Sizin gibi projeler ve etkinlikler ile uğraşmak isteyen bireylere ne gibi tavsiyeleriniz olur? Mesleğinizin ve alanın kesişen problemleri var mı?
Mutlaka lisans hayatlarında bir sivil toplum kuruluşunda gönüllü olmalarını öneririm. Bu çok önemli bir konu ancak Türkiye’de sivil toplum konusu hep es geçiliyor. Gençlerin birçoğu sivil toplum konusundan bihaber. İkinci bir diğer konu ise dil öğrenmek. Mültecilerle çalışmak isteyenler için Arapça öğrenmek çok önemli oluyor. Çünkü, dil engeli bazen çevirmenle aşılabiliyor gibi gözükse de bu engel duygu engeli haline gelebiliyor. Herkesin kendini mutlu hissedeceği ve yeteneklerini geliştirip kullanabileceği farklı sivil toplum kuruluşları var. Bu kuruluşlarla tanışmak ve gönüllü olmak için hiçbir zaman geç değil.
3- Uçan Süpürge Vakfı olarak etkinlik ve projelerinizi daha çok hangi alanlarda, nasıl gerçekleştiriyorsunuz?
Bizim 2 ana konu başlığımız oluyor: Birincisi, proje ve etkinlikler ikincisiyse festivaller. Proje ve etkinlikler kapsamında çoğunlukla kadın hakları üzerine çalışıyoruz. Çoğunlukla diyorum çünkü çocuk yaşta erken ve zorla evlilikler konusunda uzun yıllar süren bir çalışmamız oldu bu çalışmaya hala da devam ediyoruz. Festivalde ise, kadın yönetmenlerin 24 yıllık bir zaman periyodunda çektiği filmlerin gösterildiği bir uluslararası kadın filmleri festivalimiz bulunuyor. Kadının sinema alanındaki görünürlüğünü artırmak için “24 Yıldır” festivalimiz sürüyor.
4- Sizin kendi savunuculuk hayatınız ve aktivizim alanlarınız neleri barındırıyor?
Avukat olmam sebebiyle özellikle dava izleme ve raporlama çalışmaları yürütmeye çalışıyorum. Vakıf içerisindeki savunuculuk birimimizde de bu faaliyetler sürüyor. Stajyer avukatlar, avukatlar, hakimler ve savcılar üzerine de proje önerileri götürmeye çalışıyoruz. Zira hukuk sistemindeki eksiklikler ve ortaya çıkan ihlaller bu konunun ne kadar önemli olduğunu gözler önüne seriyor.
5- Eğitim hayatınızın şu an bulunduğunuz konuma ne gibi katkıları olduğunu söyleyebilirsiniz?
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde hukuk klinikleri çalışmaları gerçekleştirdik. Toplumsal cinsiyet ve hukuk bağlamında sayısız dersler aldım. Şimdi de Hacettepe Üniversitesi Kadın ve Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları alanında yüksek lisans yapıyorum. Buralardan öğrendiğim bilgilerin vakfımıza yansıyışı konusunda çok mutluyum. Alanın teorik bilgisini sahaya taşımak, sağlam adımlarla hareket etmeye olanak sağlıyor. Hem hukuki boyut hem de feminist metodoloji bağlamında öğrendiklerimi vakıf çalışmalarında kullanmaya çalışıyorum. Disiplinlerarası bir alanda olmam ekip ve sınıf arkadaşlarımın deneyimlerini de öğrenmeme sebebiyet veriyor. Herkesin sesine kulak vermek ve genelleyici uygulamalardan kaçınarak tüm kadınları anlamaya çalışmak hem eğitim hem de çalışma hayatımın bir parçası.
6- Bu röportaj sorularını yanıtlamayı kabul ettiğiniz için teşekkürler.
Ben teşekkür ederim.
DOĞA BAYRAKTAR
Toplumsal Cinsiyet Staj Programı