Devlet sırrı denen bir şey vardı eskiden. En hassas konular en hassas belgeler saklanır kimseler bilmez, kimseler duymazdı.
Peki ya şimdi? Hala bahsedebilir miyiz devlet sırrından veya ne kadar bahsedebiliriz?
Sırların açığa çıkmasının en bilindik yüzüydü bir dönem WIKILEAKS…
Peki, neydi bu Wikileaks ve bir dönem nasıl herkesin konuştuğu bir site haline gelmişti. Uzun bir aradan sonra tekrar bir hatırlayalım.
Wikileaks’ın görünen kurucu ismi Avustralyalı gazeteci ve internet aktivist Julian Assange dir. Ama aslında WikiLeaks‘ın Çinli muhaliflerin yanı sıra ABD, Tayvan, Avrupa, Avustralya ve Güney Afrikalı gazeteciler, matematikçiler ve başlangıç seviyesi şirket teknologları tarafından kurulduğu belirtilmektedir.
26 Temmuz 2010 tarihinde Afganistan Savaşı ile ilgili tam 92.000 belgeyi gazetelerle beraber açıklamıştır. Dünya çapında ilk yankı uyandırdığı tarih ise 29 Kasım 2010’dur. Diplomatik belgeler yayınlayacağını duyuran Wikileaks belgeler yayına girer girmez dünya gündeminde bir numara olmuştur.
Aynı zamanda sitenin saldırıya uğrama veya kapatılma ihtimaline karşın çeşitli önlemler alınmış ve belgeler farklı sitelerin veri tabanlarında da yayına başlamıştır.
Zaten 30 Kasım 2010 tarihinde dünya basınında geniş yer almış ve gazetelerde, televizyonlarda belgeler tartışılmaya başlamıştır.
Bu belgelerin içerikleri neydi ve nasıl ele geçirilmişti?
Wikileaks belgelerinin ilk hedef noktasında ABD vardı. ABD Dışişleri Bakanlığı’na ait olan belgelerin yayımlaması ve bunlardan 251 bin adet yazışmanın doğruluğunun kabul edilmesi; belgelerde adı geçen diğer ülkelerin belgeleri reddetmesini imkânsız kılmıştır.
Söz konusu belgelerde Amerikalı diplomatların diğer devletler, liderler ve partiler hakkındaki görüşlerinden tutun da liderlerin ve siyasetçilerin birbirine bakışlarına kadar birçok unsuru içermesi dikkat çekicidir.
Bu belgeler ABD’li diplomatların farklı devletler, liderler, siyasetçiler hakkındaki görüşlerini ve dünyadaki gelişmelere karşı bakış açılarını içermektedir. Bu belgeler birer iç yazışma olarak nitelendirilmektedir.
ABD, Çin, Arap Ülkeleri, Fransa ve daha birçok ülke Wikileaks’ı yayımladığı belgelerden dolayı kınamış ve bunun dünya barışına zarar vereceğini, uluslararası diplomasiyi zedeleyeceğini belirtmişlerdir.
NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen de siteye tepki göstermiş ve “Eğer, gizli görüşmelerin deşifre edilme riski bulunuyorsa, barışçıl çözüm kanalı zarar görecektir veya yok olacaktır. Wikileaks’i bu yüzden kınıyoruz” demiştir.
Wikileaks’e yapılan bir benzetme ise onun ‘Diplomasinin 11 Eylül’ü ’ olarak tanımlanmasıdır. Bu benzetme bile yarattığı etkiyi anlamlandırmada yeterlidir.
Tüm dünyada yankı uyandıran Wikileaks tabi ki Türkiye‘yi de etkiledi. Günler geçtikçe yeni belgeler yayımlanmaya başladı ve bu belgeler arasında Türkiye’nin odak noktası olduğu belgelerde yayımlanmaya başladı. Belgelerin içerikleri, doğrulukları, nasıl sızdırıldığı hala devam eden bir tartışma sürecindeyken Wikileaks’in kurucusu Jullian Assange, Türkiye ile ilgili en çok öne çıkan belgelerin Avrupa Birliği üyelik süreci ile alakalı olduğunu belirtmişti.
Dünyadaki sırlar mı açığa çıkıyordu, bunlar bir komplo teorisi miydi, bu belgeler ne kadar gerçekteki, nasıl sızdırılmıştı, ülkelerin gizlilik sistemleri bu kadar zayıf mıydı?
Ve akla gelen daha birçok soru.
Wikileaks beraberinde tüm bu soruları da getirdi. Herkes bir çıkar yol aramakta, belgeleri incelemeye çalışmakta ve yorumlar yapmaktaydı o dönem.
Wikileaks kurucuları ise kendilerini güvenceye almaya ve yeni belgeler yayımlamaya çalışmaktaydı. Çünkü her geçen gün yeni bir tehlike ile karşı karşıyadırlar. Banka hesapları bloke edilmiş, kurucuları Jullian Assange farklı suçlardan dolayı tutuklanmış ve birçok ülkede site yasaklı listesine girmeye başlamıştı.
Peki, şimdi tarihimiz Temmuz 2011 iken bütün soruların cevaplarına ve Wikileaks ne oldu?
Beklenen oldu aslında ve Wikileaks gündemden düştü. Arada sırada ufak tefek haberler çıkmakta ama birçok kişi tarafından unutulmuş durumda. Bu durum için de çeşitli komplo teorileri geçerliliğini koruyor tabi. Ama şu anlık Wikileaks kıyıları süt liman. Bakalım yeni bir belge patlaması gerçekleşecek mi yoksa Wikileaks tarihe mi gömülecek tamamen…
Gamze NURLUOĞLU
İstanbul Üniversitesi
Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler
Kaynakça: