Seçim Sonuçlarının Değerlendirmesi

6 Mayıs Pazar günü Sırbistan’da, Yunanistan’da, Fransa’da ve Ermenistan’da halk konuştu. Ermenistan’da statüko devam ederken, Fransa’da değişim gerçekleşti. Sırbistan ikinci turu bekleyecekken, Yunanistan’da hiçbir parti yeterli çoğunluğu alamadığından, koalisyon kurulması için çalışmalara başlandı.

Sırbistan vatandaşları 6 Mayıs Pazar günü devlet başkanlığı, parlamento ve yerel yönetim seçimleri için sandık başına gitti. 7.387.376 kişinin yaşadığı Sırbistan’ın dışında, Sırp vatandaşları 22 ülkede daha oy kullandı. 6.770.013 kişinin oy kullanma hakkının olduğu seçimlere katılım, devlet başkanlığı için yüzde 61,14, parlamento seçimleri için ise yüzde 61,08 oldu.

Sırbistan Devlet Başkanlığı yarışında en fazla oyu yüzde 26,7 ile seçimlere kısa bir süre kala istifa eden Eski Devlet Başkanı Boris Tadiç (Demokrat Parti) alırken, sağ koalisyonun ortak adayı Tomislav Nikoliç ise yüzde 25,5 oy aldı. Böylece bu iki aday 2. turda (20 Mayıs) bir kez daha karşı karşıya gelecek.

Seçimin diğer öne çıkan adaylarından sosyalistlerin lideri Ivica Daçiç (İçişleri Bakanı) yüzde 15,2 oy ile beklentilerin üzerinde bir oy oranına ulaşırken, Demokratik Sırbistan Partisi (DSS) lideri Vojislav Koştunica yüzde 7,7 oy alabildi.

12 adayın yarıştığı devlet başkanlığı seçimlerinde kuşkusuz en büyük sürpriz Sancak Müftüsü Muamer Zukorliç‘in de ülkenin en üst makamına talip olmasıydı. Ancak Zukorliç, oyların sadece yüzde 1,1′ini alabildi. Novi Pazar’da sayılan 5 bin 300 oyun dağılımı ise şu şekildeydi: Müftü Zukorliç 1.820, Boris Tadiç 1.634 ve Tomislav Nikoliç 760.

Parlamento seçimlerinde Sırbistan Kalkınma Partisi (SNS) ilk sırada sandıktan çıksa da, tek başına hükümeti kurmaları mümkün değil. Koalisyonun nasıl oluşacağı devlet başkanlığı seçimlerinin ardından belli olacak gibi görünüyor.

Devlet başkanlığı seçimlerinde en fazla oyu alan Boris Tadiç’in partisi ise ikinci sırada yer aldı. Bu sonucu bir nebze halkın Tadiç’in Avrupa Birliği politikalarına verdiği destek olarak yorumlayabiliriz. Sırbistan geçen Mart ayında AB’ye aday ülke statüsü kazanmıştı.

Seçimlerde barajı aşarak meclise (250 milletvekili) girmeyi başaran partiler:

1.             SNS – Sırbistan Kalkınma Partisi: yüzde 24,7 (73 milletvekili)

2.             DS – Demokrat Parti: yüzde 23,2 (68 milletvekili)

3.             SPS – Sırbistan Sosyalist Partisi: yüzde 16,6 (45 milletvekili)

4.             DSS – Demokratik Sırbistan Partisi: yüzde 7,2 (20 milletvekili)

5.             LDP – Liberal Demokrat Parti: yüzde 6,6 (19 milletvekili)

6.             URS – Sırbistan Birleşik Bölgeler: yüzde 6,1 (17 milletvekili)

7.             Macar İttifakı: yüzde 2,4 (6 milletvekili)

8.             Bağımsız: (1 milletvekili)

9.             SDA Sancak: (1 milletvekili)

Novi Pazar’da galip, Rasim Ljajiç’in başkanlığını yaptığı SDP oldu. Süleyman Ugljanin liderliğindeki SDA Sancak ise ikinci sırada kaldı. Müftü Muamer Zukorliç’in de desteklediği Boşnak Demokrat Birliği (BDZ) ise üçüncü oldu. Zukorliç, “şantaj ve tehditlere rağmen” sonuçtan memnun olduğunu söyledi.

Yunanistan’ da ise; yapılan erken genel seçimlerde oyların sayımı tamamlandı. Batı Trakya’daki Türk Müslüman azınlık adaylarından 3 kişi parlamentoya girdi. Rodop ilinde PASOK Partisi’nden Ahmet Hacıosman, SYRIZA’dan Ayhan Karayusuf, İskeçe’de ise SYRIZA’dan Hüseyin Zeybek milletvekili seçildi. Batı Trakya Türk azınlığı, 16 yıl aradan sonra parlamentoda ilk kez 3 milletvekili ile temsil edilecek.  İçişleri Bakanlığı verilerine göre seçimlere katılım oranı yüzde 65,1 oldu.

Buna göre Yeni Demokrasi Partisi (ND) yüzde 18,85 ile (108), Radikal Sol Koalisyon (SYRIZA) yüzde 16,78 ile (52), Panhelenik Sosyalist Hareket (PASOK) yüzde 13,18 ile (41), Bağımsız Yunanlılar yüzde 10,6 ile (33), Yunanistan Komünist partisi (KKE) yüzde 8,48 ile (26), Altın Şafak (Hrisi Avgi) yüzde 6,97 ile (21), Demokratik Sol Parti yüzde 6,11 ile (19) milletvekili çıkardı. Yeni Demokrasi Partisi, 2009′daki seçimlerde yüzde 33,5 oy almıştı. Pasok ise son seçimlerde yüzde 43,9 oy almıştı.

Geçen Kasım ayından beri koalisyon hükümetiyle ülkeyi yöneten Yeni Demokrasi ve Pasok’un, kemer sıkma önlemlerine karşı çıkan partilere karşı büyük oy kaybetmeleri bekleniyordu. Yunan halkı hükümetin, kurtarma kredileri karşılığında uygulamaya soktuğu sert kemer sıkma önlemlerine büyük öfke duyuyor. Syriza, bu önlemlere karşı çıktığını dile getirmişti.

Yapılan Açıklamalar ve Koalisyon kurma çabaları

Yeni Demokrasi Partisi lideri Antonis Samaras ülkeyi Euro bölgesinde tutmak için bir ulusal kurtuluş hükümeti kurmak istediğini söyledi. Ancak Samaras, ekonomik büyümeyi arttırmak için AB ve IMF’yle yapılan anlaşmaları değiştirmeye çalışacağını da vurguladı. Syriza lideri Alexis Tsipras ise, kurtarma planının koşullarını reddedecek sol bir koalisyon hükümeti kurmak isteğini belirti. Pasok lideri ve Eski Maliye Bakanı Evangelos Venizelos ise, Avrupa yanlısı partilerle geniş bir koalisyon kurulması çağrısında bulundu.

Seçimlerde dördüncü sırayı ise yüzde 10′luk oy oranıyla sağcı Bağımsız Yunanlılar partisi aldı. Partinin lideri Panos Kammenos’un Pasok ya da Yeni Demokrasi Partisi’yle koalisyon ihtimalini reddettiği belirtiliyor.

Koalisyon görüşmelerinin üç gün sürmesi gerekiyor. Seçimden birinci çıkan partinin çabaları sonuç vermezse, görev ikinci partiye verilecek. İkinci gelen parti de başaramazsa, üçüncü parti şansını deneyecek. Hiçbir koalisyon hükümeti kurulamazsa, ülke yeniden seçime gidecek.

Fransa’da seçimler kamuoyu yoklamalarının da söylediği, beklenen cevabı verdi. Fakat seçim sonuçlarından çok, ülke gündeminde, işsizlik ve ekonomik büyümenin Hollande’ın önündeki en büyük sorun olduğu ve nasıl bir yol çizeceği tartışmaları hâkim.

Gazete manşetlerinde de bu yönde atıldı. Sol eğilimli Liberation gazetesi baş makalesinde, seçmenlerin yeni bir umut kaynağı olduğu için Hollande’a oy verdiği tespitinde bulunurken, ”artık geriye değil, ileriye bakalım” ifadesini kullandı. 

     

Sağ eğilimli Le Figaro gazetesi baş makalesinde, gelecek ay genel seçimlerin düzenleneceğini hatırlatarak, ”sağ seçmenin bu kez seferber olup, mecliste çoğunluğu sağlayarak, cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki hatayı düzeltme şansına sahip olduğu” temennisinde bulundu. 

     
Siyasi gazetelerin tamamı, Fransız seçmenin dışında Avrupa başkentlerinin Hollande’ın seçim kampanyası sırasında söz verdiği gibi bütçe disiplinin güçlendirilmesini öngören hükümetler arası sözleşmeyi tartışmaya açıp açmayacağını merakla beklediğini okuyucularına duyurdu. 

     
Hollande, dün seçim sonuçları açıklandıktan sonra yaptığı ilk açıklamada, ekonomik krizi çözmek için tek çare olarak gösterilen kemer sıkma politikalarına bir kez daha karşı çıkarak, ”Tasarruf bizim kaçınılmaz yazgımız değil” demişti.

Hollande, 16 Ekim 2011 tarihinde, Sosyalist Parti’nin ön seçimini kazanarak 2012 başkanlık seçimleri için partisinin resmi adayı olmuştu. 23 Nisan 2012’de gerçekleştirilen 2012 Fransa cumhurbaşkanlığı seçimleri birinci turunda oyların yüzde 28,63’ünü alarak sandıktan birinci sırada çıkmıştı. İkinci turu gerçekleştirilen cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de sandıktan yüzde 52 oyla François Hollande çıktı. Yani Fransa‘nın yeni cumhurbaşkanı Sosyalist Parti’nin adayı François Hollande. Halkın “au revoir” (güle güle) dediği Nicolas Sarkozy ise yüzde 48 oranında oy aldı.

Bu haberle birlikte, Sosyalist Parti taraftarları, kutlamaların yapılacağı Fransız Devrimi’nin simgesi olan Bastille Meydanı’nı doldurdu.

10 adayın yarıştığı ilk turun ardından, François Hollande ve Nicolas Sarkozy en fazla oyu alarak ikinci tura kalma başarısı göstermişti. Sarkozy, oyunu Paris’te kullanırken, yarışta daha şanslı gösterilen Hollande, seçim bölgesi Tulle’da sandık başına gitti.

Fransa‘da cumhurbaşkanlığı seçimini Francois Hollande karşısında kaybeden Nicolas Sarkozy, “siyasete veda sinyali” verdi. Seçim yenilgisinin ardından seçmenleri önünde duygulu bir konuşma yapan Sarkozy, “gelecekte başta uğraş içinde olabileceğini” ifade etti. Üstü kapalı siyaseti bırakacağı mesajını veren Sarkozy, “Benim için başka bir dönem başlıyor. Bu yeni dönemde, ortak fikirlerimiz ve inançlarımızı savunma konusunda bana güvenebilirsiniz ancak, pozisyonum eskisi gibi olmayacak” dedi. Sarkozy, “35 yıllık siyasi kariyerim boyunca 10 yıl hükümette bakan olarak son olarak beş yıl da cumhurbaşkanı olarak hizmet ettim, bundan sonra benim hizmetlerim farklı şekilde olacak” diye konuştu.

Hollande’ın dile getirdiği temel öncelikleri:

Kendi cumhurbaşkanlığı süresince, üretim, vergi sistemi ve eğitim konularını esas alan bir programı uygulamaya koymak.

Öğretmenlere ve polislere daha fazla kadro sağlamak ve 150 bin genç işsize devlet tarafından sübvanse edilmiş iş imkânları yaratmak.

Sosyalist Parti adayının bir diğer amacıysa, yılda 1 milyon Euro’dan fazla kazananlardan yüzde 75, 150 bin Euro ve üzeri kazananlardan yüzde 45 oranında vergi almak.

Hollande, nükleer enerji kullanımını da 2025’e kadar yüzde 75’ten yüzde 50’ye indirmeyi hedefliyor.

Bu seçim sonucu Avrupa’daki düzeni bozacak gibi gözüküyor. Almanya Başbakanı Angela Merkel’in kemer sıkma programlarını eleştiren, bunun krizin çözümü olmadığını savunan Hollande’ın bu yaklaşımı Avrupa piyasalarında endişe yaratıyor. Avrupa ülkesi liderlerinin anlaştığı mali disiplin anlaşmasının şartlarını yeniden görüşmek isteyen Hollande’ın yorumları, Avrupa’nın en büyük iki ekonomisini bölgedeki borç krizinin çözümü konusunda karşı karşıya getireceğe benziyor. Hollande, Almanya’nın tüm Avrupa adına karar veremeyeceğini defalarca söyleyerek,  Sarkozy ve Merkel arasındaki sıkı ilişkiye atıfta bulunarak, iki ülke arasındaki bu ilişkiyi değiştireceğinin sinyallerini verdi. İtalya ve Almanya’nın taraf olduğu mali disiplin anlaşmasını revizyona götürebilmek için de neler yapacağı merakla bekleniyor.

Ermenistan ise ‘devam’ dedi. Ermenistan’da yapılan genel seçimlerde ilk sonuçlar, Cumhuriyetçi Parti’nin iktidarda kalmaya devam edeceğini gösteriyor. Ermenistan Seçim Komisyon’unun verdiği rakamlara göre kayıtlı seçmenlerin %62’si sandık başına geldi.

Şimdiye kadar oyların %50’den fazlası sayıldı ve Serj Sarkisyan yönetimindeki Cumhuriyetçi Parti oyların %46’sını almayı başardı.

Ana muhalefet partisi Müreffeh Ermenistan Partisi oyların ancak %31’ini toplayabildi.

Eski Cumhurbaşkanı Levon Ter-Petrosyan başkanlığındaki Ermeni Ulusal Kongresi ise %7’lik barajı geçip parlamentoda sandalye sahibi olma yolunda.

Yapılan seçim olaysız geçti ancak muhalefet partileri çeşitli usulsüzlüklerden şikâyet etti. Yolsuzluk ve hile yapıldığını iddia etti. Cumhurbaşkanı Sarkisyan seçimlere hile karıştığını ise reddediyor.

 

2008 Cumhurbaşkanlığı seçimi polis ve protestocuları karşı karşıya getirmiş ve 10 kişinin ölümüyle sonuçlanmıştı. Olaylı seçimi Serj Sarkisyan kazanmıştı.

 

Seçimler Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’nın 300 temsilcisi tarafından tüm Ermenistan’da gözlemlendi. Gözlemciler seçim öncesi süreçle ilgili yazdıkları raporda ülkede tüm adayların özgürce kampanya yaptığını ancak İktidardaki Cumhuriyetçi Parti’nin okullarda yasadışı propaganda yaptığının tespit edildiğini yazdı. Gözlemciler bir kaç gün içinde seçimlerle ilgili bir rapor daha yayınlayacaklar.

 

Dilek KÜTÜK

Trakya Üniversitesi

Uluslararası İlişkiler 2.Sınıf

Sosyal Medyada Paylaş

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Tarih:

Beğenebileceğinizi Düşündük
Yazılar

Srebrenitsa Soykırımı Mahkumu Radislav Krstic’in Mektubu

Srebrenitsa’da soykırımın desteklenmesi ve yardım edilmesi suçundan Lahey’de 35...

Trump’ın Ukrayna’da Batı/NATO Barış Gücü Planına Yönelik 10 Engel

Andrew Korybko 10 Obstacles To Trump’s Reported Plan For Western/NATO...

Türkiye-AB İlişkilerinde Kırılma Noktası: AK Parti Döneminde Yaşanan Gelişmeler ve Güncel Durum

Dr. Aziz Armutlu Giriş: Türkiye AB İliskileri Türkiye ile Avrupa Birliği...

Yapay Zeka Diplomasisi: AI Diplomasisinin Yükselen Çağı

The Emerging Age of AI Diplomacy To compete with China,...