Sarkozy Kafkasyaya Kimin İçin Geldi

Uluslararası ilişkiler ve dış politikanın söylemi öyle bir günde oluşmuyor. Tarihi bir birikim ve çok amaçlı bir stratejik bakış açısıyla hareket edildiğinde dış politikada mesafe katledilmektedir. Türkiye dış politikada 8 yıllık tek başına iktidar döneminde 4. dışişleri bakanı ile çalışmıştır. Aynı iktidarın fikri ve düşünsel ekseninde dış politika yapıldı. Bu dış politikanın felsefi arka planını Ahmet Davutoğlu’nun “stratejik derinlik” kitabı oluşturdu. Düşünsel bir zemini olan bir dış politika belki Türkiye’de ilk defa uygulanıyor cümlesini çok sık duymamıza rağmen dış politikada pratik alandaki uygulamada oldukça başarısız bir süreç yaşanmaktadır.

Kısa vadede sihirli bir sözcük olan “sıfır problem” söylemi geliştirilmiş, fakat içi doldurulamayan bu kavramın zamanla “komşularla çok sorun”a dönüşmesinin önü alınamamıştır. Davutoğlu’nu eleştirmek belki ilk etapta politik algılanabilir ama öyle değil, bilakis tarihi bir birikimin heba edilmesine bir tepkidir bu eleştiri. Davutoğlu’nu eleştirirken şuna dikkat etmek gerekir siyasal politik amaçla eleştirmeden ziyade dış politika uygulamalarını eleştirmek daha sağlıklı olur. Zira Davutoğlu kişilik ve karakter olarak oldukça seviyeli ve karakterlidir. Fakat dış politika varyantları ise başarısız ötesi hayal perdesinin en üst düzeyde açılmasıdır.  Bir anlamda Davutoğlu dünyayı kendi penceresinden okumaya çalışırken bütünü kaybetmekte ve dünya tersyüz olmaktadır. Bu konuyu daha sonra etraflıca yazacağım.

Liberman-Obama-Sarkozy

Amerikan ve Fransa seçimleri Türkiye’yi aktif olarak harekete geçirdi. Obama yönetimi bir daha iktidara gelebilmek için Yahudi lobisini arkasına almaya çalışırken Liberman Obama’ya soğuk bakmaktadır. Bu soğukluk Obama’nın tekrar başa gelmesini engelleyebilir. Bu da Obama ile Amerikan iktidarında olanların bir dahaki dönemde siyasetten silinmesi demektir. Bunun için Obama yönetimi bir taraftan Liberman’ı sıkıştırıp Obama ile görüşme masasına oturtmak için Türkiye’yi harekete geçirmekte, diğer tarafta ise ismi unutulmuş Usame Bin Ladini yakalama senaryosunu harekete geçirmişlerdir.  Türkiye’nin İsrail konusundaki beklenmedik çıkışının arkasında Obama’nın seçim korkusu yatmaktadır. Obama Erdoğan eliyle Liberman’ı sıkıştırıp 2. dönem seçilme garantisini alabilirse Ortadoğu’da işler biraz daha rahatlayacaktır. Bu kararı Liberman verecektir. Liberman’ın Obama ile ilişkisi bu şekilde havuç sopa ikilemi ile devam ederken Liberman Sarkozy’i devreye sokmaktadır.  Sarkozy Fransa’da tekrar seçilmek için elindeki tüm kozları sahaya sürerken karşısına ciddi bir rakip olarak İMF başkanı Dominik Strauss Kahn çıktı. Sarkozy’nin İMF başkanı karşısında hiç şansı yok deniliyordu. Fakat beklenmedik bir MOSSAD taktiği ile Dominik Strauss Kahn itibarsızlaştırılarak Sarkozy’yi karşısında devre dışı kaldı. Liberman böylece Sarkozyi Fransada tekrar seçtirebilecek zemini bulmuş oldu.

Sarkozy -Liberman İttifakı

Sarkozy Kafkasya gezisi öncesinde, Le Figaroya verdiği demeçte  “Türkiyeye soykırımı tanıması için yılsonuna kadar izin verdiğini” söyledi.  

Seçim sürecini Davutoğlu düşünürde Obama, Sarkozy düşünemez mi demiştik.  İşte Fransa ve ABD’de yapılacak olan başkanlık seçimleri öncesi İsrail lobisini arkasına alabilmek için yapılan hamleler. Aktif dış politika, rol model, Türkiye bölgesinde güçlü ve istikrarlı, eksen kayması gibi tartışmaları ilkokul müsamerelerindeki sevimli tartışmalar gibi çar çabucak geçirip asıl  sorun ile karşı karşıya kaldık. Gerçeğin, acı gerçeğin ta kendisiyle yüzleşmeye başlayan hükümet Başbakanın 13 Nisanda gerçekleştirdiği  Fransa seferiyle dış politikanın başarısızlığını tersyüz etmek istemişti. Fransa’yı fransız kalmakla suçlayan başbakan orta doğudaki mağlubiyeti bir az  olsun unutturacak şeref sayısına oynamıştı. Fransayı Fransada vurma taktiğini deneyen Başbakanın bu tavrı karşısında Fransa soğukkanlılığını bozmayarak zemininde ve zamanında çıkışlar yaparak Türkiye’yi sıkıştırmaya çalışmaktadır. İşte Sarkozynin Kafkasya ziyareti bu atmosferde başladı.

Obama’nın yeniden ABD başkanlığına seçilip seçilemeyeceğinin kararı verilecek olan Erdoğan-Liberman stratejik savaşının en önemli piyonu olan Sarkozy harekete geçti. Erdoğan Libermanı sıkıştırırken Liberman ise Sarkozy’i harekete geçirdi.   Liberman Erdoğan için insanlık düşmanı Kaddafiden onur madalyası alan adam diyerek aşağılamış, başbakan ise NATO’nun Libyada ne işi var diyerek Liberman’a karşı elini güçlendirmeye çalışmıştı. Erdoğan’ın evdeki hesabı çarşıya uymadı ve Liberman’ın yönlendirmesiyle Sarkozy Libya’yı bombalamıştı.  Daha sonra ise Erdoğan Libyaya gezi planı yaptığında ise ondan bir gün önce yani 15 Eylülde İngiliz başbakanı ile Trablus’un muhaliflerin eline geçmesinin ardından Libya’ya ilk giden liderler Sarkozy ve Cameron oldu. Böylece bir kere daha Sarkozy Erdoğan’dan önce davranmıştır. 

Türkiye İsrail krizinde Obama, ABD’de 2. defa başkan seçilebilmek için müthiş bir taktik uygulayarak Tavşana kaç tazıya tut demektedir. Erdoğan eliyle İsrail’i sıkıştırırken İsrail lobisinin Obama’ya karşı olumsuz tutumunu kırmaya çalışmaktadır. Obama böylece İsrail lobisinin desteğini alıp tekrar başkan olacaktır. Yani İsrail Türkiye kavası Obama için yapılmaktadır. İsrail’in dışişleri bakanı Liberman bu kavgada çok ciddi taraftır ve Obama’ya karşı durmaya çalışmaktadır. Liberman’ın bu direnci devam ettikçe Türkiye İsrail’e karşı dozajı artıran açıklamalar yapmaktadır.

Liberman’ın yönettiği Ortadoğu’daki krizin Sarkozy eliyle Türkiye’yi hedef aldığını görmeyen yok. AKP hükümetinin dış politikada en önemli projesi olan Suriye’nin bir anlamda karıştırılması hükümeti çok büyük bir iç bunalıma sevk etmişti. Hatta Davutoğlu’nun son günlerde Suriye ile savaşa bilineceğini söylediği iddia edilmişti.  Liberman Libya’da olduğu gibi Suriye’de de Davutoğlu’nu ters köşe yapmıştı.   

Obama ve Sarkozynin ikinci defa seçilebilmeleri için Liberman’ın onayına lobi desteğine ihtiyaçları vardır. Onun için Obama ve Sarkozy neyi ne için yaptıklarını bilerek bölgedeki olaylara müdahil olmaktadırlar.  Liberman’ın desteği Obama ve Sarkozy’nin tekrar başkan seçilmesinin önünü açacaktır.

Sarkozy’nin Kafkasya’nın üç ülkesine yaptığı ve 2 gün süren seyahatinde Türkiye açısından son derece can sıkıcı açıklamalar yapıldı. Ermenistan’da yapılan açıklamalara Türkiye’den tepki gecikmedi. İsrail- Ermenistan ittifakının İran-Ermenistan ilişkilerinin yoğunluğu yüzünden istenilen seviyede olamaması, İsrail’in bölgede pek sevilmemesi Sarkozy faktörüyle aşılmış oldu. Sarkozy Kafkasya’ya mı seyahat yaptı yoksa Türkiye’yi mi hedef aldı.  Türkiye’den Sarkozy’ye verilen tepkiler yanlış okumalar yüzünden hedefinin dışına çıkmıştır. Özellikle “soykırım” lafına verilen cevabi tepkilerin “Cezayir” hatırlatması Türkiye’yi dış politikada yine dar alana çekecektir. Bu tuzağa hem muhalefet hem de iktidar düşmektedir.  Liberman Obama kavgasında rol almaya çalışan Türkiye’nin karşısına dikilen Sarkozy’ye verilecek cevap “Cezayir” olmamalı. Kavganın alanı Kafkasya olmamalı.

Liberman-Rum İttifakına Hillary Desteği

Obama’nın 2. defa Amerikan başkanlığına seçilebilmek için Liberman’ı Erdoğan eliyle sıkıştırıp bu onayı alma stratejisini iyi okuyamayan Türkiye İsrail işini abartmaktadır.

Güvenilir kaynaklara dayanan bir haberde, ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’ın kapalı kapılar ardında Türk yetkilileri, petrol ve doğalgaz tartışması konusunda Liberman destekli Güney Kıbrıs’a yönelik tehditlerinden geri adım atmaları yönünde uyardığını öne sürdü. Clinton ayrıca Kıbrıs Rum kesimine ait olarak tanınan sularda petrol arama çalışmaları yapan Noble Energy adlı şirketin bir Amerikan firması olduğunu hatırlattı. Makaleye göre ABD’li üst düzey yetkililer Türkiye’nin Filistin’e donanma eşliğinde gemi yollaması halinde iki müttefik arasında silahlı karşılaşma riskinin artmasından da endişe ediyor. Ayrıca Washington’dan bazı strateji uzmanlarının ABD Başkanı Barack Obama’ya Akdeniz’de ‘kırmızıçizgiler çizmesini’ tavsiye ettikleri ancak bu durumun Ankara’yı sinirlendirebileceği belirtildi.

Liberman, Obama-Erdoğan taktiğini Sarkozy’i ile bertaraf etmeye çalışırken Türkiye Kafkaslardaki pozisyonunu kaybetmektedir. Sadece Kafkasya olsa yine iyi.

 

Hasan OKTAY

KAFKASSAM Başkanı

Sosyal Medyada Paylaş

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Tarih:

Beğenebileceğinizi Düşündük
Yazılar

Orta Güçler Çok Kutuplu Bir Dünya Yaratacak

Dani Rodrik - Cambridge Bu yazı ilk olarak 11 Kasım...

Amerika Bir Sonraki Sovyetler Birliği mi?

Harold James, Princeton Üniversitesi'nde Tarih ve Uluslararası İlişkiler Profesörü. Bu...

Stabil Kripto Paralar Doların Küresel Statüsünü Koruyabilir

Paul Ryan, ABD Temsilciler Meclisi'nin eski sözcüsü (2015-19), American...

Avrasya’da Kolektif Güvenlik: Moskova ve Yeni Delhi’den Bakışlar

Collective Security in (Eur)Asia: Views from Moscow and New...