Rehber Köpekler Derneği’nin ana amacı, görme engelli bireylerin toplum içerisinde kendilerine olan güvenlerini arttırarak daha özgür hareket etmelerine yardımcı olmak, görme engelli bireyler ile rehber köpeklerin fiziksel ve psikolojik olarak birbirlerine ve çevreye adaptasyonlarını sağlamak, hukuki bağlamda izlenecek prosedürler konusunda desteklemek ve toplumdaki diğer bireyleri de bu konuda bilgilendirerek farkındalık yaratmaktır. Türkiye’de, görme engellilere tamamen ücretsiz olarak rehber köpek desteği veren Rehber Köpekler Derneği, bu alanda ülkemizdeki ilk sivil toplum kuruluşudur. Rehber Köpekler Derneği, Türkiye’de 2014 yılında, dönemin İngiltere Büyükelçisi’nin eşi Maggie Moore ve Avukat Nurdeniz Tunçer öncülüğünde kurulmuştur. Dernek, Avrupa Rehber Köpekler Federasyonu üyesi ve Uluslararası Rehber Köpekler Federasyonu üye adayıdır.
Avukat Nurdeniz Tunçer, 10 yaşında yaşadığı ani görme kaybını 2017 yılında Sabancı Vakfı’ndan “Fark Yaratan” olarak ödüllendirileceği bir hayatla bütünleştirmiştir. 2014 yılında İngiltere’nin Ankara Büyükelçisi Richard Moore ve Eşi Maggie Moore’un bir televizyon kanalında köpekleri Star ile birlikte katılması ile rehber köpek sahibi olmak fikri kendisinde de canlanmıştır. ‘Asla Pes Etmeyen!’ bir kadın olarak Tunçer, 2001 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olarak avukat olmuş; akabinde iş ve sözleşme hukuku odaklı bir büro açmıştır. Halen avukatlık mesleğini yürütmekte olup, Rehber Köpekler Derneği’nin de kurucu başkanı olarak çalışmalarını sürdürmektedir.
1- Nurdeniz Tunçer, hoş geldiniz. Öncelikle sizleri tanımak isteriz, asla pes etmeyen bir kadın olarak, şahsınız adına bugünlere gelişinizde bize deneyimlerinizden bahseder misiniz?
Merhaba, öncelikle bu farkındalık çalışmasına verdiğiniz destekten dolayı teşekkür ediyorum. “Asla pes etme” benim hayat felsefemi oluşturur. Kendimi bildim bileli hep bu mottoyla ilerlemişimdir. Kendime bir takım kelimeler ve cümleler seçer ve hayatımı ona göre hedeflerim. Başarı arsızıyım diyebilirim. Başaramadığımda da başka seçeneklere doğru ilerlemeyi tercih ederim. Hayırı kabul etmem, mükemmeli aramam, elimden gelenin en iyisini yaparım. Yaptığım her iş benim için çok kıymetlidir, tutkuyla bağlanırım. Başarıya ulaşmak için önce hedefimi belirlerim. Hedeflerime ulaşmak için tüm zorlukları çözmeye konsantre olurum. Zorluk başarının anahtarıdır, kolayı herkes yapabilir. Sabırlıyımdır. Her ne olursa olsun çıktığım yolda zorluklarla karşılaşabileceğimi ve bunların ne riskler olduğunu planlarım. Bazen tabi ki de iletişim kazaları, gecikmeler veya buna benzer şeyler olabilir ama planlamayı çok severim. Tabi her zaman planlarıma birebir uyamam ama bir B planı ivedilikle oluştururum. Hızlı hareket ederim, krizleri fırsata çevirmek için uğraşırım. Hep bir check-listim vardır. O check-listi bitirmekten ve gün sonunda onu yapmaktan dolayı çok mutlu olurum. Vicdani muhasebe yöntemim vardır. İş hayatımda ve gönüllü faaliyetlerimde yaptığım çalışmaların belli dönemlerde dökümünü yaparım ve hatalarımdan ders çıkarmayı severim. Yapıcı eleştirileri dinlerim. Koşulları değerlendirip kendime göre adeta kevgirden geçirir, sonra da uygulamaya geçerim. Gün içerisinde kendimi küçük şeylerle mutlu etmeyi çok severim. Bir şekerli Türk kahvesi ve çikolata sorunları çözmeden benim için hep ilk adımdır. Nelson Mandela’nın da dediği gibi her şey yapılana kadar imkânsızdır. Asla pes etmek yok!
2- Küçük yaşlarda yaşamış olduğunuz görme kaybınız hayatınızı nasıl etkiledi? Biz pozitif bir enerji hissediyoruz, sizce de öyle mi?
Ben okumayı söktüğümde annemin bana hediye ettiği ilk kitap Pollyanna’ydı. Pollyanna’nın da hayata hep olumlu bakması beni etkilemişti o yüzden ben de bardağın hep dolu yanını görmeye çalışırım. Bir şekilde çözülemeyecek sorun yoktur. Evet, görme kaybı yaşadım ama görme kaybım arttıkça teknolojinin ilerlemesi de arttı. Bir de bu benim elimde olan bir şey değildi. Tabi ki az gören bir çocuk olmak bir adaptasyon sürece gerektirdi. Ailemin desteğiyle bunu atlattım. Eğitimime, kişisel gelişimime, bakımıma çok önem verdim. Paylaşımı sağladım çok çalıştım ve azmin sonunun ne kadar güzel sonuçlar doğurduğu gördüm o yüzden pozitif olmaya devam. Bununla yaşamayı öğrendim. Engellenen birey olmamak üzere de çalışmalar yaptım. Bu hayata olumlu bakmamı sağlıyor. Çalışma hayatımın yoğun olması, belirli faaliyetlerde bulunmam, bu topluma bir şey katabilmem, hayata tutunup insanların hayatını değiştirebilmem de benim pozitif kalmamı sağladı. Negatif düşüncelere vakit bırakmadım, bu yoğunluk benim hayata bakış açımı değiştirdi.
3- Sizi gerçek bir idealist olarak değerlendirmek gerekiyor. Avukatlık mesleğini küçük yaşlarda seçmiş olmanıza tesir eden hususlar nelerdir?
Kendimi bildim bileli hep farklı şehirlerde ve farklı kültürel gruplar arasında bulundum. Bu da beni çok geliştirdi daha 3 yaşındayken insanların arasındaki diyalogları gözlemliyordum ve bunlarla ilgili görüşlerimi söylediğim hep bahsedilir. Yaklaşık 6 yaşında hâkim dedeme neden hâkim dediklerini sordum ve dedem bana hak hukuk kavramını anlattı çok etkilendim. Konuşmayı da çok seviyordum, dedeme avukat olmak üzere söz verdim. Hukuk her kapıyı açan bir meslek. İlkokuldan itibaren birçok sosyal sorumluluk projesine katıldım. Üniversite döneminde derslerim çok yoğun olduğu için vakit ayıramamıştım. Yurtdışındaki eğitimimin dönüşünde yine gönüllü çalışmalarına devam ettim. Gönüllü İngilizce dersi verdim, farklı dezavantajlı grupların işe yerleşmesinde ön ayak oldum. Kendi yaşadığım sorunları kimsenin yaşamasını istemiyordum, özellikle eğitim alırken ve işe yerleşirken. Rehber Köpekler Derneği’ni kurmakla bunu biraz resmileştirip göz önüne taşıdığım paylaşım bir gönüllülük koşturması haline geldi. Evet idealistim. Bu aslında mesleğimden ve kendimden feragat ettiğim zamanı topluma harcamak için yapılan gönüllü bir çalışmadır. Ben bu çalışmaları yaparken çok mutlu oluyorum. Tabi ki bazen taşa takılabiliyorsun, rotanı değiştirmen gerekiyor. Ama sonuçta hayatı değiştirmenin verdiği mutluluk sizi sarıyor ve bunu artık hayat amacınız olarak görüyorsunuz. Hem mesleğimi yapmaktan hem de dernekte gönüllü olarak çalışmalardan çok keyif alıyorum. Toplumun bana verdiğini topluma hizmet olarak sunma fırsatını yakalamak benim için büyük bir şans. Engellenen bireyler özellikle göremeyen kişiler toplum nazarında dramatik ve arabesk muamelelere maruz bırakılabiliyorlar. Bir nebze olsun bunun değişimi için katkı sağlayabilmek çok önemli. Bu bağlamdaki hakların farkındalığını sağlamak bizden sonraki nesillerin yolunu açacaktır.
4- Türkiye’de görme engelli vatandaşlar adına pek çok STK bulunuyor. Ancak rehber köpekler derneği adına 2017 yılında Sabancı Vakfı’ndan fark yaratan olarak ödüllendirildiniz. Özellikle hitap ettiğiniz kesimlerde aldığınız değerlendirmeler ya da geri dönüşler hakkında bilgi verebilir misiniz?
Sevgili Maggie Moore’la bu girişimi başlattığımızda pek çok ön yargı içeren soruyla karşılaşmıştık. Metrobüse nasıl bineceksiniz? Marmaray, kamusal alanlar, sinemalar ve tiyatrolar alabilecek mi? gibi soru işaretleri vardı. Biz bugün bunu gerçekleştirdik. Türkiye’de bu işi ilk yapan STK olarak birçok alandaki farkındalığı yarattık ve bunu sürdürmeye devam edeceğiz. Geri bildirimlerde herkes bizim, çok maliyetli, emek ve zaman isteyen bu işi fedakârca yaptığımızın farkında. Bir taraftan kültürel bir çalışma yapıyorsunuz bir tarafta kaynak geliştirme. Yurtdışında her bir kurum bu çalışmaları ayrı ayrı yapıyor ve biz bunu hepsini birden yapan, Türkiye’deki ilk yapan kurum olmakla gurur duyuyoruz. Yüzlerce insan benim rehber köpeğim Kara’ya görev tasması üzerindeyken dokundu sevdi ve köpek korkusunu yendi. Ben görme engelli bir kadın olarak köpeğimle ulusal ve uluslararası seyahatlerim, sabırlı ve istekli olarak görev aldığım mesleki ve gönüllü çalışmalarım ile diğer rehber köpek sahiplerine ve topluma örnek olduk. Şimdi rehber köpek talepleri gün geçtikçe artıyor. Bunun sürdürülebilir olması için çalışmalarımızı, projelerimizi ve hazırlıklarımızı planlıyoruz. Tabi ki bu konu ile ilgili farklı düşünceler de olabilir. Çeşitli kanallardan bize ulaşan talepler ne kadar doğru bir yolda ilerlediğimizi gösteriyor. Can dostlarımızla birlikte yol arkadaşlığı yapmak ve güvenli bir şekilde dışarı çıkmak isteyen kişilerin varlığı ve isteği bunun kanıtıdır.
- Yaptınız çalışmalar hakkında bilgilendirebilir misiniz?
Uluslararası rehber köpek eğitim standartlarında yetiştirilen köpeklerin çalışmaları kapsamına Dernek, rehber köpekler ve engellilerin rehber köpek sahiplenmesi ile ilgili standartları geliştiriyor. Köpek cinsi, eğitimi, veteriner bakımı ve görme engelli sahiplerine uyumu gibi konuların standartta kavuşturulduğu çalışmalar, geçtiğimiz ekim ayında Dünya Standart Günü dolayısıyla düzenlenen Standardizasyon Çalışmalarına Aktif Katılım Ödül Töreni’nde ‘Aktif Ayna Komite Ödülü’nü almaya hak kazandı. Dernek geçtiğimiz aylarda “Rehber Köpekler Erişilebilirlik yasa tasarını hazırladı ve Meclis’e sundu. Rehber Köpekler Erişilebilirlik Yasası, rehber köpeklerin ve sahiplerinin sosyal alanlarda rahatlıkla dolaşabilmesine ve her türlü kamu ve özel kurum ve kuruluşlara rahatça girebilmesine imkân sağlayacak. Bu yasa kabul edildiği takdirde, toplu taşımadan, kamuya açık alanlara kadar pek çok ortamda, görme engellilerin bağımsız hareket kabiliyeti rehber köpeklerin kullanımı ile artacak. Rehber Köpekler Erişilebilirlik Yasası özel gereksinimi olan gazilerin de rehber köpek hizmetinden yararlanmasının imkân sağlarken, uluslararası standartlarda rehber köpek yetiştirme okulu açılmasına da imkân sunacak. Rehber Köpekler Derneği toplumda farkındalığı güçlendirmek hedefiyle, ulusal ve uluslararası kurumlarla iş birlikleri sağlayabilecek kurumsal sosyal sorumluluk projeleri geliştiriyor. Örneğin, Sabancı Üniversitesi, TOBB, Yeditepe Üniversiteleri, Marriott International Türkiye Otelleri, Zorlu Center, Nestle gibi saygın kurum ve markalarla işbirliği içinde, toplumda engelli hakları ile ilgili farkındalığın yaygınlaşmasına katkı sağlamaya özen gösteriyor. Bunların yanı sıra Şehir Tiyatroları, Devlet Tiyatroları, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Konserleri rehber köpeklerimizle birlikte katılım gösterdiğimiz kurumlardan bazıları. Belediye, Adliye ve TBMM, rehber köpeklerimizle rahatça kabul gördüğümüz kurumların başında geliyor. Toplu taşıma araçları, demiryolları, denizyolları ve havayolları ile bazı AVM’ler rehber köpeklerimize kolaylık gösteriyor. Ankara’da TOBB Üniversitesi’nde Rehber Köpekleri Tanıtım Dersi başlatıldı. PTT, Mart 2020’de Türkiye’deki ilk rehber köpeği Kara’nın hatıra pulunu hazırladı. Türkiye’de “rehber köpek” kavramının yerleşmesi için her alanda mücadelemizi heyecanla sürdürüyoruz. Her fırsatta “Rehber köpeklerin her ortama kolaylıkla uyum sağlayabilecek eğitime haiz olduğunu insanların gözlemleyerek anlayabilmesi için de ayrı bir çaba sarf ediyoruz. Mümkün olduğu kadar çok farklı ortamlarda görünür olmaya gayret gösteriyoruz. Bunun için Avrasya Maratonu’ndan, klasik müzik konserine, adliyeden belediyeye, tiyatrolardan toplu taşımaya kadar halka açık her platformda yer alıyoruz. Rehber köpeklerin de erişebilirlik için vazgeçilmez olduklarının kamuoyunda daha yaygın olarak idrak edebilmesi için çabalarımızı aralıksız olarak sürdürüyoruz. Diğer taraftan dernek olarak, rehber köpek adayları ve eğitmen adayları ile gönüllü bakıcı ailelerin, standartlarımıza uygun ölçüde artış göstermesi hedefiyle, resmi makamların da desteği ile eğitim kurumu boyutunda bir yapılanmanın ön hazırlıklarını hızla sürdürmekteyiz.
Dernek çalışmaları, öğrencilerden diplomatlara, iş insanlarından emeklilere kadar toplumun her kesimine hitap edebilecek projeler geliştirmeye imkân sağlıyor. Faaliyetler, kamu ve özel sektör kuruluşları ile birlikte farkındalık etkinlikleri, uluslararası platformlarda engelli hakları üzerine temsilcilik çalışmaları, gönüllü bakıcı aile eğitimleri gibi geniş bir yelpazeye yayılıyor. Derneğin temel faaliyetlerinin başında rehber köpek adaylarının seçilmesi, gönüllü bakıcı aile ve eğitmen gözetiminde köpek eğitimi ve görme engelli ile rehber köpek eşleştirilme sürecinin takibi yer alıyor. Dernek, yakın zamanda Türkiye’de ilk kez gönüllülük esasına dayanan Terapi Köpekleri uygulamasını da başlattı. Köpekler sadece görme engellilere değil, özel gereksinimli gruplara da destek oluyor. Türkiye’nin ilk Servis Köpeği Zeytin gibi… Rehber köpekler, uzun ve kapsamlı bir eğitimden geçtikten sonra görme engelli bireylere her ortamda eşlik eden, güvenli ve bağımsız hareketliliğe olanak tanıyan özel köpeklerdir. Özel olarak eğitilmiş bu köpekler, görme engellilerin hareket kabiliyetlerini artırmalarına, günlük ihtiyaçlarını karşılayabilecek rahatlıkta dolaşmalarına yardımcı olur. Dernek faaliyetlerine her yaştan ve eğitimden bireyler ilgi ve becerileri yönünde destek olabilir. Rehber köpek adayı yavruların eğitim sürecinde, eğitmen gözetiminde, gönüllü bakıcı aile olarak katkıda bulunabilir.
- Hem görme engellilerin toplumsal yaşama kazandırılması hem de hayvan dostu olabilmek adına gerçekten fark yaratan bir STK’sınız. Birleşmiş Milletler sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusunda Rehber Köpekler Derneği’ni kısaca değerlendirebilir misiniz?
Türkiye Birleşmiş Milletler engelli hakları sözleşmesine 2008’den itibaren taraf olmuştur ve bu bağlamda çalışmaları başlatmıştır. Çalışmalar, engelli hakları (erişilebilirlik, mekâna ve bilgiye ulaşım kolaylaştırılması) kapsamında imkânların verilmesini, rehber köpekler de göremeyen kişilerin bağımsız hareket kabiliyeti geliştirmesini sağlamaktadır. Dolayısıyla rehber köpekler BM kalkınma sürecinde engellilerin bağımsız hareketi için Türkiye’de bu işi ilk başlatan STK olarak farkındalık çalışmaları yapmış, eğitmen ve rehber köpek adaylarını yetiştirmektedir. Üstelik eğitimini tamamladığı rehber köpekleri, bedelsiz olarak, adeta bir kamu hizmeti gibi, göremeyen kişilere teslim etmekte, sonrasında da onların veteriner, mama ve eğitim tedarikini sürdürmektir. Bu konuda finansal kaynak yaratmak için çaba sarf etmektedir. Bu bağlamda bu özel köpeklerin insanların can dostu olarak, görme engellilerin hayatlarına bağımsızlık katması, akıllı, sevimli ve insan dostu olmasıyla, köpek korkusu olanların bile düşüncelerinin değişimine sebebiyet vermiştir. Bunlara ek olarak derneğimizle iletişimde bulunan görme engelli bireylerin sosyal hayatta daha aktif yer alması adına talep ettikleri takdirde kendileriyle iş imkânları, kurslar, günlük hayatlarını kolaylaştırmak için kullanılabilecek teknolojik uygulamalar gibi çeşitli konularda bilgi paylaşımında bulunuyoruz. Bu çalışmalardan dolayı da özellikle çok büyük bir farkındalık ve fark yarattığımızı düşünüyorum. Tabi bu fark ve farkındalığın yaygınlaşmasını üyelerimiz, gönüllülerimiz ve bağışçılarımız sayesinde gerçekleştirdik. Bu iyilik hareketi gün geçtikçe çığ gibi büyümekte artık büyüme hedeflerine de ulaşmak için çalışmalarını devam ettirmektedir.
7-Rehber köpek nasıl olunur, rehber köpek ne yapar? Ayrıca gönüllü aile kavramını biraz açabilir miyiz?
Rehber köpekler, uzun ve kapsamlı bir eğitimden geçtikten sonra görme engelli bireylere her ortamda eşlik eden, güvenli ve bağımsız hareketliliğe olanak tanıyan özel köpeklerdir. Özel olarak eğitilmiş bu köpekler, görme engellilerin hareket kabiliyetlerini artırmalarına, günlük ihtiyaçlarını karşılayabilecek rahatlıkta dolaşmalarına yardımcı olur. 3 aşamalı eğitimden geçen köpekler, uzmanlar tarafından yeterlilik seviyesine ulaştığı belgelenince rehber köpek sertifikasına hak kazanır. Rehber köpek eğitiminin ilk aşaması rehber köpek olmaya yapı olarak daha uygun olan türlerden seçilen yavruların 6-8 haftalık erişkinliğe geldiklerinde gönüllü ailelere teslim edilmesiyle başlar. İkinci aşamada yavrular bir veya bir buçuk yıl gönüllü aileler ile kalırlar. Bu süreçte yavrular eğitimlerinin bir sonraki aşamasına hazır hale getirilirler. Yavruların aile yanında kaldıkları bu sürede eğitimlerinin bir parçası olan temel komutlar aileler tarafından yavrulara öğretilir. Rehber köpek eğitiminin son aşamasında ailelerden alınan köpekler özel eğitimli rehber köpek eğiticileri ile birlikte eğitilirler. Eğitimi başarıyla tamamlayan köpekler görme engelli bireylere verilmek üzere hazır hale gelirler. Gönüllü ailelerin yanında kaldığı sürece yavru köpeklerin tüm bakım, sağlık kontrolü ve beslenme ihtiyaçları Dernek tarafından karşılanır. Dernek kapsamında şu anda aktif olarak çalışan 6 rehber köpek, 5 terapi köpeği ve eğitimde olan 5 köpek bulunuyor. Türkiye’de 250 görme engelli vatandaş Rehber köpek edinmek için listede bekliyor. Ancak Rehber köpeklerin eğitim süreci uzun olduğundan, bu taleplere cevap vermek zaman alıyor. Rehber köpek eğitmenliği çok uzun eğitim gerektiren meşakkatli bir süreç. Derneğimiz bünyesinde İngiltere’de rehber köpek eğitmenliği üzerine sertifika programını tamamlayan bir rehber köpek ve hareketlilik eğitmeni bulunuyor. Belli aralıklarla yurtdışından uluslararası dereceli eğitmenler davet edilerek, eğitmenlerin eğitimi güncelleniyor. Yeni eğitmenlerin yetiştirilmesi süreci de benzer şekilde yürütülüyor. Hollanda ile de kurumsal olarak işbirliğimiz var.
- Karşılaştığınız yasal ve bürokratik sorunlar bulunuyor mu?
Farkındalık arttıkça her şey daha da iyi olacak. BM Engelli Hakları Sözleşmesine dayanarak erişilebilirliğimiz sağlanıyor. Kamu ve özel kurumlar ile birebir görüşmelerimizde bize destek sağlıyor. Hayalimiz Avrupa’daki gibi erişilebilirlik yasasının Türkiye’de de yürürlüğe girmesidir. Bu durumda rehber köpeği ile göremeyen bir kişinin kamuya açık alanlarda rahatça dolaşabilmesi ve “Hayır giremezsin!” uyarısında bulanan olursa da bu kişilere cezai müeyyidelerin uygulanması söz konusu olacaktır. Böyle bir farkındalık ve yaptırım tabi bizlere rahatlık sağlayacaktır.
- Son olarak toplumsal farkındalığın, sivil toplumun, gönüllü katılımın arttırılabilmesi adına derneğiniz kurumsal kimliğinden, politikalarından yola çıkarak düşüncelerinizi bizimle paylaşabilir misiniz?
Türkiye’de bir ilki gerçekleştiriyoruz. İlk tecrübe ettiğimiz birçok konu var. Dünyanın birçok ülkesinde yüzyıllardır bu çalışmalar yapılıyor; Güney Afrika, Kore, Amerika, Birleşik Krallık, Almanya. Sistem oturmuş. Biz, bu sistemi oturtmaya çalışıyoruz. Göremeyen kişiyi genel olarak bir ön yargı var. Üstelik rehber köpeğiyle birlikte de birçok bariyeri aşmak durumunda kalıyor. Çok çalışmamız lazım çok. Açık açık platformuna üyeyiz. Biz bir STK’nın şeffaf olmasını ve hesap verebilmesini savunuyoruz. Avrupa Birliği Rehber Köpekler Federasyonu üyesiyiz, ayrıca uluslararası federasyona da üye adayıyız. Bir köpeğin ömür boyu ailesinin yanında nasıl yaşaması gerektiğini öğretmek konusunda insanlara örnek oluyoruz. Rehber köpek adaylarına evlerini açan gönüllü koruyucu ailelerimizden bazıları, bu işi süreklilik içinde adeta bir görev gibi yerine getiriyor. Bazıları da nasıl köpek bakılacağını öğrendiği zaman barınaklardan köpekler sahiplendiler. Köpekleri ailelerinin bir bireyi haline getirdiler. Üyelerimiz, gönüllülerimiz, bağışçılarımız ve sponsorlarımız sayesinde rehber köpek sahipleri için tüm hizmetlerimiz ücretsiz sağlanmaktadır. Bağışçı hakları beyannamesini imzaladık her emek ve kuruş bizim için çok kıymetli, takipçisiyiz. Ailemize katılmak isteyen herkesi bekliyoruz, var mısınız?
Erkan Tekin TUİÇ AKADEMİ – Sivil Toplum Çalışmaları Stajyeri
Rehber Köpekler ve Sivil Toplum Rehber Köpekler ve Sivil Toplum Rehber Köpekler ve Sivil Toplum Rehber Köpekler ve Sivil Toplum Rehber Köpekler ve Sivil Toplum Rehber Köpekler ve Sivil Toplum Rehber Köpekler ve Sivil Toplum