Putin’in Bakü ziyareti: İlişkilerde ‘Yeni Dönem’ Sinyali

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 2006 yılından sonra Azerbaycan’a ilk çalışma ziyaretini 13 Ağustos 2013’de gerçekleştirdi. Putin’e ziyaretinde kabinenin en stratejik bakanlarının yanı sıra ülkenin uluslararası enerji devi şirketleri Rosneft ve Lukoil ile savunma sanayi ürünleri ihracı yapan Rosoboronexport şirketinin başkanları da eşlik etti. Ziyaretin genel gündem konularını ise beklenildiği üzere Dağlık Karabağ problemi, Hazar Denizi’nin statü sorunu ve iki ülke arasında çeşitli alanlarda işbirliği konuları oluşturdu.

 

Ziyaret öncesinde Azerbaycan basınında, özellikle Gebele Radar İstasyonu ve Bakü-Novorossisk boru hattına dair antlaşmanın feshi meseleleri yüzünden gerilen ilişkilerden dolayı Putin’in Avrasya Birliği ve Gümrük Birliği’ne üyelik ve Azerbaycan’daki yaklaşan devlet başkanlığı seçimleri üzerinden Aliyev yönetimine baskı yapacağı iddiaları gündemi meşgul etmişti.

Putin’in uzun bir aradan sonra gerçekleştirmiş olduğu bu ziyaretin altında olağanüstü sebepler aramamakla birlikte, bu ziyaretin yeni Putin dönemindeki Rusya-Azerbaycan ilişkilerinin geleceği açısından önemli olduğunu gözden kaçırmamak lazım. Bunun en büyük kanıtı, ziyaret sırasında gündem maddeleri üzerine Rus tarafının sergilemiş olduğu tutumdur. Bu bağlamda ziyaret gündemini değerlendirecek olursak;

Enerji

Putin’in ziyareti sırasında iki taraf arasında enerji ve ulaşım başta olmak üzere farklı alanlarda çeşitli işbirliği antlaşmaları imzalandı. Bu antlaşmalar arasında en stratejik ve ses getireni kuşkusuz enerji alanında imzalanan işbirliği antlaşmaları oldu. Özellikle Rus devlet petrol şirketi Rosneft ve Azerbaycan devlet petrol şirketi SOCAR arasında imzalanan işbirliği antlaşmaları gereği iki şirket ortak petrol ve doğalgaz keşfinin yanı sıra, uzak ülkelerde kuracakları ortak şirketler ile yatırımlarda bulunarak faaliyet alanlarını genişletmeyi hedeflemektedirler. Bu antlaşmalar sayesinde özellikle Azerbaycan’ın Avrupa’nın güneyindeki yatırımlarını arttırma fırsatları artarken, Rosneft ise Hazar Denizi’ndeki Abşeron yatağındaki konsorsiyumdan pay alma arzusuna bir adım daha yaklaştı. İki ülke arasında enerji meselesine dair yapılan bu antlaşmalar aslında sürpriz olarak karşılanmamalıdır. Çünkü Rosneft Başkanı Igor Seçin’in yaklaşık 2 ay evvel Bakü’ye gerçekleştirmiş olduğu ziyarette kuşkusuz bu antlaşmaların geleceği görüşülmüştü.

Dağlık Karabağ ve Hazar’ın statüsü problemleri

Ziyaret gündeminin kuşkusuz ana konusu Dağlık Karabağ problemi ve Putin’in probleme dair ne tür açıklamalarda bulunacağıydı. Beklenildiği üzere Putin, Dağlık Karabağ problemi üzerine çok da ezber bozan bir açıklama yapmayarak, “Dağlık Karabağ sorununun sadece siyasi yollarla çözülebileceğini” söyleyerek Azerbaycan’ın son yıllardaki savaş yolu ile işgal altındaki toprakların geri alınabileceği söylemlerine bir nevi göndermede bulundu. Zaten Azerbaycan tarafı da görüşmeler sırasında Putin’den problemin çözümüne dair değişik bir açıklama beklemiyordu. Dağlık Karabağ problemi konusunda Rusya’nın tutumu, dış politikasındaki krizden beslenme yöntemi üzerinden okunarak, Güney Kafkasya’daki varlığının meşruluğu açısından değerlendirilmelidir. Sonuç olarak görüşmeler esnasında iki taraftan da Karabağ probleminin mevcut durumuna etki edecek bir açıklama ya da adım gelmedi. Dağlık Karabağ sorununun çözümü sadece bölgenin geleceğini değil aynı zamanda Azerbaycan ve Ermenistan’daki statükoların geleceğinin tayini açısından da önem taşıyan bir meseledir.

Taraflar arasında Hazar Denizi’nin statü sorununun çözümüne dair olağanüstü bir adım atılmamakla birlikte, görüşmeler karşılıklı fikir alışverişinin üzerine çıkamamış ve sorunun kıyıdaş beş ülkenin oy birliği ile çözülebileceği görüşü üzerinde mutabık kalınmıştır.

Putin’in Azerbaycan ziyaretinin kaybeden tarafları ise kuşkusuz yaklaşan seçimler öncesi Rusya’dan Aliyev yönetimine baskı yapılacağı beklentisi içerisinde olan Azerbaycan muhalefeti ve Sarkisyan’ın davetine rağmen Putin’in ziyaret önceliğini Azerbaycan’a vermesine engel olamayan Ermenistan yönetimi oldu.

Özellikle Gebele Radar İstasyonu ve Bakü-Novorossisk boru hattı meseleleri yüzünden gerilen ilişkilerden dolayı Azerbaycan muhalefetinde Aliyev yönetiminin baskı göreceği beklentisi vardı. Muhalefetin bir diğer beklentisi ise devlet başkanlığı için muhalefet tarafından aday gösterilen Rüstem İbrahimbeyov’un başkanlığa adaylığının resmiyeti önündeki Rus vatandaşı olması engelinin Putin tarafından kaldırılabileceği beklentisiydi. Fakat görüldüğü üzere gerek görüşmeler sırasında yapılan işbirliği antlaşmaları gerekse karşılıklı verilen mesajlar, Putin’in yaklaşan seçimler öncesi Aliyev yönetimine olan desteğini açıkça ortaya koydu.

Ermenistan tarafı ise stratejik ilişkilerinin en üst düzeyde olduğu Rusya’nın davetlerine rağmen öncelik olarak ezeli düşmanlarını ziyaretinden ve Azerbaycan’ın Rusya’dan yüksek meblağlarda (1.6 milyar dolar) silah alımı meselesinin görüşmelerin gündeminde yer almasından dolayı hayal kırıklığına uğradı.

Sonuç olarak, bu ziyaret Putin’in 2006 yılından bu yana Bakü’ye gerçekleştirdiği en üst düzeydeki ilk ziyaret olması açısından ve Putin’in yeni görev süresindeki ikili ilişkilerin geleceği açısından önem arz etmektedir. Özellikle Azerbaycan’ın son yıllardaki önüne geçilemeyen yükselişi büyük güçlerin Azerbaycan’a karşı olan dış politika algılarına da doğrudan tesir etmektedir. Bunun en son göstergesi de Putin’in yeni döneminde Azerbaycan’ı Ermenistan’dan önce ziyaretidir. Bu bağlamda Rusya, artık siyasi istikrara sahip, ekonomisi doğal kaynaklar üzerine kurulmuş ve dış politikasında pragmatik bir siyaset izleyen Azerbaycan’a Avrasya Birliği vb. konularda Ukrayna, Kazakistan, Belarus veyahut Ermenistan gibi ülkelere uyguladığı tarzda baskılar uygulayamayacağının farkına varmıştır. Bu sebeple de, Azerbaycan’ın Batı’ya daha da fazla yönelme ihtimaline karşın Putin’in yeni görev döneminde ikili ilişkilerin geleceği açısından yeni bir dönem için çalışmalara başladığını söyleyebiliriz.

Uğur Ertaş

TUİÇ- Akademiden Sorumlu Başkan Yardımcısı

 

Sosyal Medyada Paylaş

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Tarih:

Beğenebileceğinizi Düşündük
Yazılar

Orta Güçler Çok Kutuplu Bir Dünya Yaratacak

Dani Rodrik - Cambridge Bu yazı ilk olarak 11 Kasım...

Amerika Bir Sonraki Sovyetler Birliği mi?

Harold James, Princeton Üniversitesi'nde Tarih ve Uluslararası İlişkiler Profesörü. Bu...

Stabil Kripto Paralar Doların Küresel Statüsünü Koruyabilir

Paul Ryan, ABD Temsilciler Meclisi'nin eski sözcüsü (2015-19), American...

Avrasya’da Kolektif Güvenlik: Moskova ve Yeni Delhi’den Bakışlar

Collective Security in (Eur)Asia: Views from Moscow and New...