Geçtiğimiz aylar içerisinde Afganistan’dan Türkiye’ye yeni bir düzensiz göç dalgası başlamış ve gün geçtikçe sayılar artmıştır. İran üzerinden her gün kamyonlarla, otobüslerle veya yürüyerek gelen ve sayıları yaklaşık 500 ila 2000 kişi arasında değişkenlik gösteren Afganlar, Türkiye’de pek çok toplumsal endişeye yol açmaktadır. Peki, Afganistan’dan artan düzensiz göçün sebebi nedir? Neden sayılar gittikçe artmaktadır? Türkiye’deki düzensiz Afgan göçüne karşı artan endişeler nelerdir? Bu yazıda, bu sorular nezdinde hareket edeceğiz.
ABD Başkanı Joe Biden’ın Afganistan’dan çekilme kararı sonrası, Taliban milislerinin Afganistan’da kırsal kesimlere doğru ilerlediği görülmüştü. Eylül ayına kadar tüm NATO askeri birliklerinin Afganistan’dan çekileceği bilinmekte. Bu durum Taliban milislerinin bölgesel etkisini gittikçe daha da genişleteceği ve Afgan hükümetinin bu durum karşısında oldukça çaresiz kalacağı düşünülüyor. Taliban’ın katı İslamcı yapısı ve tavrı, Afganistan’daki vatandaşların gelecekleri hakkındaki düşüncelerini olumsuz şekillendirmesine yol açması ve öte yandan ABD ve NATO’nun çekilmesiyle boşalacak bölgelerle birlikte Taliban’ın etki boşluğunu doldurması, doğrudan Afganistan’dan başka ülkelere düzensiz göçün artmasına neden olmaktadır. Öte yandan bölgesel olarak incelendiğinde İran ve Irak’ın, Afganistan’dan gelen sığınmacılara karşı olumsuz tutumu bu bölgelerin düzensiz göç için yalnızca transit bir konumu haline gelmelerine neden olmaktadır. Özellikle İran’ın Afganistan’dan gelen sığınmacıları kabul etmemesi ve bu sığınmacılar için Türkiye’ye ulaşabilmeleri adına oluşturmuş olduğu koridor, Türkiye’nin yeni bir düzensiz göç hareketinin yavaşça merkezi haline gelmesine de neden olmaktadır. Tabi bu durum beraberinde uluslararası ve toplumsal birçok endişeye de yol açmaktadır.
Türkiye, dünyada en çok mülteciye ev sahipliği yapan ülke konumundadır. 2021 yılı itibariyle yaklaşık 4 milyon Suriyeli vatandaşı uluslararası koruma statüsü altında ülkede barındırmaktadır. Türkiye ve Avrupa Birliği; Avrupa’ya düzensiz göçün engellenmesi, Türkiye’deki mülteciler için yaşam standartlarının iyileştirilmesi ve AB’nin mültecilerin yeniden yerleştirme programları adı altında yasal göçün desteklenmesi hedefiyle Türkiye’ye mali destek sağlaması gibi temel başlıklar altında Suriyeli göçmen hareketinde ortak bir şekilde hareket etmiştir. Ancak gelinen noktada Afganistan’dan gelen düzensiz göçün artması, Türkiye ve AB ilişkileri kapsamında farklı bakış açılarının ortaya çıkmasına neden olmuştur. Afgan düzensiz göçü bağlamında AB yeni bir düzensiz göç dalgası istememekte ve 2015 yılındaki gibi bir Açık Kapı Politikası benimsemesi çok mümkün görünmemektedir. Türkiye’nin Suriyeli göçmen krizinde AB’nin bekçiliği konumuna gelmesi ve bir tampon bölge olarak konumlanması, AB’nin Afgan göçü krizinde de beklentilerini bir nebze ortaya koymaktadır. Özellikle Avusturya Bakanı Sebastian Kurz’un Türkiye’nin Avusturya, Almanya veya İsveç gibi ülkelere nazaran Afganistan’dan gelen göç dalgası bağlamında çok daha iyi bir ülke olacağını belirtmesi, birçok uzman açısından AB’nin ilerleyen günlerdeki tutumunun bir ön izlencesi olduğunu ileri sürmektedir. Bu bağlamda 2016 yılında AB ile Türkiye arasında imzalanan anlaşmanın tekrar gözden geçirilmesi ve yeni bir göç anlaşması oluşturulmasının gündemde olduğu belirtilmektedir. Ancak Türkiye’de özellikle muhalefetin, iktidarı bu duruma karşın uyarıları dikkat çekmektedir. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Türkiye’nin AB için mültecilere açık bir hapishane haline gelmeyeceğini açıklaması (Jones, 2021), Türkiye’deki Afgan göçüne karşı muhalefetin tutumunu da ortaya sermiştir. Öte yandan geçtiğimiz günlerde Türkiye Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada Türkiye’nin yeni bir göç dalgasının merkezinde olmayacağını açıklaması, Türkiye hükümetinin Afganistan’dan gelen yeni bir göç dalgasına karşı tutumunu da ortaya sermektedir (Türkiye Dışişleri Bakanlığı, 2021). Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda Türkiye ve AB ilişkileri bağlamında yeni endişelerin ortaya çıkması beklenmektedir. Hem AB’nin hem de Türkiye’nin yeni bir düzensiz göç hareketine karşı isteksiz tutumu ilerleyen günlerde de belirsizliğini sürdürecek nitelikte görünmektedir.
Ayrıca, Afganistan gelen mültecilere karşı Türk toplumu içerisinde de oldukça sert tepkiler görülmektedir. 2011 yılında Suriyelilere karşı verilen tepki ile Afganistan’dan gelen mültecilere verilen tepkiler arasında oldukça fark vardır (Özbey, 2021). 2011 yılında, Türkiye’ye kaçan Suriyeliler rejimden kaçan insanlar olarak nitelendirilirken, şu an Türkiye’ye gelen Afganlara “Geri dönün, ülkenizde savaşın!” şeklinde tepkiler ortaya koyulmaktadır. Tabi bu durumun temelinde, gelen insanların profili ve Türkiye’nin içinde bulunduğu pandemi ve güvenlik sorunları bulunmaktadır. Özellikle sosyal medyanın da etkisinin artması, sosyal medyada paylaşılan görseller ve videolardaki Afganların çoğunluğunun genç, eğitimsiz ve vasıfsız erkekler oluşu ve bu göç profilinin toplumsal düzene ve demografik yapıya etkisinin olumsuz olacağını düşünülmektedir. Türkiye’de her gün artan kovid vakaları ve Afganistan’dan gelen insanların test yaptırmadan ve aşısız bir şekilde ülkeye girmesi, sağlık bağlamında da birçok endişeye yol açmaktadır. Öte yandan, Türkiye’nin güvenlik ve terörizm gibi alanlarda içinde birçok sorun bulunmaktadır. Taliban’ın bölgesel etkisini arttırmasıyla birlikte İŞİD ve El Kaide gibi terör örgütlerinin üyelerinin başka ülkelere gönderilmesi gibi örnekler de bulunmaktadır. Afganistan’dan gelen düzensiz göçün ve gelen insanların belgesiz bir şekilde ülkeye girmesi yeni bir terör sorunun da ortaya çıkabileceğinin düşünülmesine yol açmakta ve tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda, Türkiye’deki göçmen/sığınmacı karşıtlığının ve Afganistan’dan artan göç hareketlerine karşı endişenin de artmasına neden olmaktadır.
Sonuç olarak, Türkiye an itibariyle yeni bir göç hareketine hazırlıklı konumda değildir. Pandemi, doğal afetler ve birçok farklı sebepten dolayı Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik, toplumsal ve siyasal sorunlar, Türkiye’nin yeni bir soruna daha hazır olamayacağının göstergesidir. Afgan göçü nezdinde gerek Türkiye çerçevesinde gerekse de uluslararası çerçevede belirsizliklerin artması, bu göçün politize edilmesine de yol açmaktadır. Asıl endişe verici durum ise Afgan göçünün politize edilmesi, birlikte hali hazırda Türkiye’de kutuplaşmış toplum içerisinde yaşanan sorunların daha da derinleşmesine ve sorunlar arasındaki farkın giderek daha da açılmasına olanak sağlamaktadır.
Oğuz Kaan ÖZALP – Akademi Birimi Koordinatörü
Kaynakça
Dettmer, J. (2021). Avrupa’da Afgan Göçmen Endişesi. Erişim Tarihi: 11.08.2021, from https://www.amerikaninsesi.com/a/avrupada-afgan-gocmen-endisesi/5989339.html.
Gürcan, M. (2021). Afghan refugee influx stokes tensions in Turkey. Erişim Tarihi: 11.08.2021, from https://www.al-monitor.com/originals/2021/07/afghan-refugee-influx-stokes-tensions-turkey
Hamsici, M. (2021). Afgan göçmenler: Türkiye yeni bir dalgayla mı karşı karşıya?, Erişim Tarihi: 11.08.2021, from https://www.bbc.com/turkce/haberler-turkiye-57913874.
Jones, D. (2021). Turkey Faces Dilemma as Afghan Refugees Start Arriving. Erişim Tarihi: 11.08.2021, from https://www.voanews.com/europe/turkey-faces-dilemma-afghan-refugees-start-arriving
Türkiye Dışişleri Bakanlığı, (2021). Erişim Tarihi: 11.08.2021, from https://www.mfa.gov.tr/sc_-35_-abd-nin-acikladigi-abd-icin-calisan-afganlar-ve-ailelerine-yonelik-gocmen-kabul-programi-hk-sc.tr.mfa
Yetkin, M. (2021). Afgan göçünün 5 yüksek riski. Erişim Tarihi: 11.08.2021, from https://yetkinreport.com/2021/07/26/afgan-gocunun-5-yuksek-riski/
Özbey, S. (2021). Afgan endişesi, Suriyeli endişesinden daha mı büyük? Erişim Tarihi: 11.08.2021, from https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/savas-ozbey/afgan-endisesi-suriyeli-endisesinden-daha-mi-buyuk-41860886