Ramazan orucunun öfke kontrolü, dayanıklılık eğitimi, ego terbiyesi için katkıları yeni bilimsel verilerde daha çok anlaşılmaya başlandı.
Ramazan ayı sıcak günler de hayatı değiştirecek kadar insanlarca kabul görmesi çok ilginçtir. Ramazan bile modernizmin “İnsanlık geliştikçe dinden uzaklaşacaktır” tezini tesine çevirmeye yetti. Hatta resmi ideoloji “Din ilerlemeye engeldir” diyerek bütün dini tezahürleri devlet eli ile kaldırma uygulamaları yaptığı dönemlerde Ramazanlar direkler arası eğlenceye Ramazan bayramı şeker bayramına çevrildiği halde kitleler arasında kabul görmedi.
Bütün bunlar insanın psikolojik doğasının iki temel özelliğinden gelmektedir.
Birincisi: İnsanın sonsuzluk ve ölümsüzlük arzusu ve materyalizmin ölüme açıklama getirememesi,
İkincisi: Hayata anlam katma ve teselli etme kapasitesini ancak inanç sistemleri sayesinde karşılanabilmesidir. Her şeyi maddeci keskinlikle açıklayan pozitivizm bir soruya cevap verirken yeni on soruyla karşılaştı ve çözüm üretemedi.
Bugün yeni bilim de doğayla rekabet etmek yerine doğayı yanına alarak ilerlemeyi tercih etti. Yeni bilimin Ramazan Psikolojisi’nin açıklayacağı, açlık kürlerini, cinsel perhiz kürlerini, özdenetim, içdisiplin önerilerine yaklaşması ilginçtir.
Sıcak günlerde oruç tutmak insanın kulluk vazifesini yapmasından başka insana bu dünyada da başka faydası var mı sorusuna kendi mesleğim açısından birkaç açıklama getirmek isterim.
Medeni olmanın ölçüsü çit yapmaktır
1-İnsanoğlu kendisinden durması beklenmedikçe her şeyi yeyip yutmaya her şeye sahip olmaya eğililimli olarak genetik yapıda kodlanmıştır. Ancak kötü sonuçlarını gördükçe arzu dürtü sınırlarını oluşturabiliyor.
Bu sebeple medeni olmanın ölçüsü hukuk anlayışı olarak kabul edilmiş ilk hukuk davranışı da komşusu ile arasına çit çekme davranışı olarak kabul edilmiştir. Bu sebeple özdenetim ve iç disiplin çocuk yaştan itibaren insanlara öğretilmelidir.
Bir filozofun dediği gibi bir çocuğunuz ve bir domuzunuz varsa ve her istediğini verirseniz çok iyi bir domuzunuz ama çok kötü bir çocuğunuz olur diyor.
İşte içimizdeki vahşi kötücül güçlerin bir hayvan gibi her dediğini yaparsak ancak kesim hayvanı seviyesinde kalır ama nerde duracağını bilemez. İçimizdeki enerjiyi at terbiyecisi gibi eğitirsek kontrollü bir güç elde ederiz.
Farkındalık eğitimi
2-Ramazan orucu insanın duygu eğitiminde önemli olan kendisine ön yargısız bakabilme yani farkındalık becerisine büyük katkısı vardır. İnsan hayatının bir döneminde “Dur düşün yeniden başla” yapması bir fabrikanın yıllık bakıma girmesi gibidir. Böylece iç bakım ve gözden geçirme ile kirlenen iç derinliklerini onarma şansı yakalar. İşte Ramazan döneminde egoizminin denetlemeyi başarabilmek, sessiz iyilikler yapabilmek, iyilik yapma duygusunu güçlendirmek önemli kazanımlardır.
Kendini yeniden inşa fırsatı
3-Ramazan ayı sosyal ibadet ayı olarak da önem taşır. Kişi kendi yalnızlığını gidermesi için Ramazan ayı döneminin ortak sıcak atmosferinden faydalanabilir. Empati, karşılıksız yardım, sosyal güven duygusunun güçlenmesi, gibi etik değerlerin öğrenilmesi dünyayı daha yaşanılır hale getirir. Kendisini yeniden inşa etmek isteyenlere Ramazan dönemi bol malzeme sunar.
“Oğlum bak git”
4- Öfke kontrolu ve dürtü kontrolü insanın en çok yasal sorun yaşama riski olan davranışlardır.
“Oğlum bak git” diyen temizlik işçisinin sonunda dayanamayıp kendisini kızdıran çocuğun kafasında 26 dikişlik yara yaptığı videoyu çoğumuz seyretmişizdir.
Eğer o işçi ‘Oğlum bak git’ dedikten sonra bir de ‘La havle’ çekebilse veya Ramazan ayında olsaydı olay yaralanmaya gitmeyecekti.
Sıcak günlerde nefsimizi terbiye etmekten söz ederken aslında beynimizin ön bölgesinde vites kutusu gibi hız ayarlayan Anterior Cingulat Gyrus dediğimiz bölgeyi eğitiyoruz. Bu eğitimin duygusal zeka eğitiminden başka bir şey olmadığını bilmeliyiz. Ramazan dayanıklılık eğitimi vererek sabırlı olmayı bize meditatif bir eylem olarak öğretmektedir.
Prof. Dr. Nevzat TARHAN
Üsküdar Üniversitesi Rektörü
Kaynak: Haber7