NATO’nun Doğuşu-2

NATO’NUN TERÖRLE MÜCADELEDEKİ ROLÜ

Uluslararası terörizm Avrupa-Atlantik toplumunu karmaşık ve sürekli bir tehditle karşı karşıya bırakmıştır; bu tehdide karşı NATO’nun da dâhil olduğu kapsayıcı, çok taraflı bir stratejik tepki gerekmektedir. Ancak İttifak’ın bu çabalara ne derece katkıda bulunacağı pek belirli değildir. Müttefiklerden bazıları NATO’nun bu çabalara tümüyle dâhil olmasını isterken diğerleri daha mütevazı bir rol oynamasını tercih etmektedirler.

NATO için uygun görülen rol ve görevler konusundaki tartışma aslında terörizm konusunda birbiriyle çelişkili iki yaklaşımı yansıtmaktadır: “savaş” yaklaşımı ve “risk yönetimi” yaklaşımı. Özellikle ABD tarafından benimsenen “savaş” yaklaşımı kaynakların topluca seferber edilmesi ve bireysel özgürlüklerde bazı kısıtlama ve fedakârlıkların kabul edilmesi anlamına gelmektedir.

Bu iki yaklaşımın toplu eylem konusundaki öncelikleri, stratejileri ve verebilecekleri ödünler birbirinden farklı olmakla beraber, bir yaklaşımı kabul etmek diğerini tamamen reddetmek anlamına gelmez. Örneğin, savaş yaklaşımı saldırı ve önleyici önlemleri vurgulayan bir strateji gerektirirken, risk yönetimi yaklaşımı savunmaya dayanan önlemleri vurgulayan bir strateji gerektirmektedir. Ancak terörle mücadelenin etkili olabilmesi için her iki stratejinin unsurlarına da ihtiyaç vardır.[34]

Birçok Avrupalı bahsetmenin doğru olmadığı görüşündedir. Avrupalılar, temelinde yatan sebepleri ortadan kaldırmadıkça terörizmi yenmenin mümkün olmadığına ve bunun da askeri yollarla yapılamayacağına inanmaktadırlar. Bu açıdan bakıldığında terörizm iyi yönetilmesi gereken tehlikeli ve kaçınılmaz bir risktir ve savaştan farklıdır çünkü bir savaşı kazanmak mümkündür.

Irak savaşı konusundaki görüş ayrılıkları ve Saddam Hüseyin rejiminin El Kaide teröristleri ile bağlantısı konusundaki iddialar nedeniyle NATO’nun terörle mücadeledeki rolü ile ilgili tartışma daha da karmaşık bir hale gelmiştir. Ayrıca, Atlantik’in iki yakası arasında terörizmle nasıl mücadele edileceği konusundaki görüş ayrılıklarının altında birçok Avrupa ülkesinin terörizm konusunda farklı deneyimleri olması, bu ülkelerin büyük ve bazen de tam olarak asimile olmamış Müslüman nüfusa sahip olmaları, Orta Doğu ve Kuzey Afrika ile aralarında birbirinden farklı tarihi bağlar bulunması, farklı derecelerde ABD karşıtı duygulara ve İsrail-Filistin çatışması konusunda farklı fikirlere sahip olmaları gibi faktörler yatmaktadır. Bu nedenle NATO içinde terörizmle en iyi nasıl başa çıkılacağı konusunda bir fikir birliğine varmanın çok zor olması şaşırtıcı değildir.

1)NATO’nun rolü

NATO’nun potansiyelini daha iyi anlamak ve örgütle ilgili beklentilerin daha gerçekçi olabilmesi için NATO’nun yapısal ve işlevsel açılardan terörizme karşı yürütülen geniş mücadelenin neresinde yer aldığını gözden geçirmemiz gerekir.

Mantıken terörizmle mücadele konusunda NATO, Birleşmiş Milletler’in yönettiği çok geniş çaplı çabalar ile ülkelerin kendi daha belirli yaklaşımları arasında bir noktada yer alır. Hem hastalığın kendisi hem de belirtileriyle başa çıkmak için mücadelenin üç düzeyde (ulusal, bölgesel, ve global) birden yürütülmesi gerekir. Terörizm tehdidine karşı en etkili tepki bu üç düzeydeki çalışmaların birleşimi ile verilebilir.

Terörle mücadele konusunda sorumluluk öncelikle bireysel olarak ülkelerin kendilerine aittir, çünkü terörizm sonuçta yerel bir olaydır ve birçok nedenden dolayı hükümetler arasındaki işbirliğinin büyük bir kısmı mecburen iki taraflı ve öncelikle güvenlik güçleri ile istihbarat örgütleri arasında olacaktır. Ancak NATO, G8 (en çok sanayileşmiş yedi ülke ve Rusya), Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler ve diğer örgütler, devletlerin üstlendikleri çalışmaları koordine etmekte ve bunları birbirlerine entegre etmekte çok önemli roller oynarlar. Önemli olan tüm çabaları koordine etmek ve böylece gereksiz tekrarlardan kaçınmaktır.

NATO terörle mücadeleye öncelik vermiş ve problemin niteliği ve genel olarak verilecek tepkiler konusunda fikir birliğine ulaşmıştır. Bu ve diğer örgütlerin buna benzer çabalarından dolayı, artık bir ülkenin kendi topraklarında problem çıkartmamaları şartıyla terörist grupları “özgürlük savaşçıları” olarak niteleyip onlara müsamaha göstermesi kabul edilemez.

Avrupa’da Anti Balistik Füze Savunma Sistemi Kurulması

Kamuoyunda daha çok füze kalkanı olarak bilinen ve ABD tarafından geliştirilerek Avrupa’ya yerleştirilmesi planlanan anti balistik füze savunma sisteminin kurulmasına ilişkin önemli kararlar alınmıştır. Rusya’nın ısrarla karşı çıktığı ve yeni bir soğuk savaş döneminin başlangıcı olarak tanımladığı füze savunma sisteminin kurulması ile ilgili olarak ABD, Çek Cumhuriyeti ve Polonya ile mutabakat anlaşması imzalamıştır. Buna göre Çek Cumhuriyetinde sistemin radarları, Polonya’da ise füze önleyici füzeler kurulacaktır.

NATO içinde ABD’nin bu yaklaşımı ittifakın sadece kuzeyinin korunması girişimi olarak algılanmış ve sistemin tüm Avrupa’da genişletilmesi için önemli bir prensip kararı alınmıştır. Buna göre NATO Konseyi, tüm üye ülkeleri kapsayacak ve koruyacak kapsamlı bir füze savunma sisteminin geliştirilmesi, ABD’nin sisteminin geliştirilecek bu savunma sistemine nasıl entegre edilebileceği ile ilgili teknik çalışmalar yapılması ve bu konudaki alternatifleri içeren bir Rapor’un 2009 Zirvesine sunulması kararlarını almıştır.

KRİTİK NATO ZİRVESİNİN SONUÇLARI VE TÜRKİYE’NİN ARTAN ÖNEMİ

1949 yılında kurulan ve 2009 yılında 60. kuruluş yılını kutlayan NATO, 2-4 Nisan tarihleri arasında Romanya’nın başkenti Bükreş’te tarihi ve kritik Zirvelerinden birini gerçekleştirmiştir. Kimi güvenlik siyasetçilerinin nitelendirmesi ile 1949’dan bu yana yapılan “en kritik” Zirvenin gündemini NATO ittifakının geleceğini ilgilendiren konular oluşturmuştur.

Türkiye açısından Batı ile ilişkilerinde en önemli kurum konumunda olan NATO’nun geleceğine ilişkin alınan kararlar Türkiye’nin de geleceğini şekillendirmede önemli roller oynamaktadır. Bu nedenle Zirvenin gündemi ve alınan kararlar Türkiye açısından da büyük önem taşımaktadır.

Zirvede alınan kararlar Türkiye’nin önemini bir kez daha ve arttırarak ortaya koymuştur. Ancak Türkiye’nin yoğun ve karmaşık iç siyasi gündemi bu artan önemin siyasiler tarafından yeterince algılanmasını ve kamuoyu tarafından da hissedilmesini sınırlandırmış hatta engellemiştir.

NATO ittifakı 1949-1989 yılları arasında soğuk savaş döneminde Avrupa’nın güvenliği ve transatlantik işbirliğinin sağlanması olarak tarif edilen önemli bir misyona sahip olmuş ve bu misyona bağlı olarak görev alanları da açık olarak tarif edilmişti.

1989 sonrası dönem ise NATO ittifakı için kuruluş misyonu ve varlık sebebini oluşturan tehdidin ve düşmanın ortadan kalktığı yeni bir dönem olmuştur. NATO bu yeni dönemde halen varlık sebebini, görevlerini, görev alanlarını ve yapısını yeniden tarif etme sıkıntısı ile karşı karşıya bulunmaktadır. NATO’nun varlık sebebi için yeni tehdit unsurları tarif edilmeye çalışılmaktadır. Uluslararası terörizm, radikal gruplar, kitle imha silahları ve bunların kullanımı gibi unsurlar yeni tehditler olarak tarif edilmektedir.

Bu yeni tehdit tanımlarına bağlı olarak NATO’nun görevleri de yeniden belirlenmekte ve yukarıda sayılan tehdit unsurları ile mücadele şeklinde yeniden tarif edilmektedir. Ancak bu yeni görev tarifleri NATO’nun görev alanları için bir belirsizlik yaratmaktadır. Nitekim NATO, bu tehdit unsurlarının oluştuğu her yerde müdahale veya mücadele etmek için olacak mıdır sorusu henüz cevapsızdır. NATO, yeni tehditlerin oluştuğu alanlardaki ülkelerin güvenliği için bu ülkeler ile ya barış için işbirliği adı altında ortaklıklara gitmekte, ya da bu ülkeleri üye yapmaktadır. NATO’nun fiilen genişlemesine yol açan bu yaklaşım ne kadar sürdürülecektir? NATO’nun sınırları yeni üyeleri ile ne kadar genişleyecektir? NATO’nun siyasi ve askeri olarak genişleme ve yayılma sınırları halen belli değildir. NATO dünyanın ortak bir askeri gücü haline mi dönüşecektir?

NATO için yukarıda aranılan soruların yanıtları Bükreş Zirvesinde de net olarak ortaya konulamamıştır. Ancak ittifakın varlığına ve bu amaçla üyeleri arasındaki işbirliğinin güçlendirilmesine yönelik kuvvetli bir kararlılık sergilenmiştir. Buna bağlı olarak, NATO’nun varlığını güçlendirerek arttıracağı ve aradığı kalıcı vizyona orta vadede sahip olacağı öngörülmektedir.

ZİRVENİN KRİTİK GÜNDEMİ, ALINAN KARARLAR VE SONUÇLARI

1.Afganistan ve Terörizm İle Mücadele

NATO ittifakının güvenlik geleceği açısından varlığını sürdürebilmesi Afganistan’da yürütülmekte olan ve Taliban’a karşı verilen askeri mücadele ile yakından ilişkilendirilmektedir. Özellikle ABD, 2002 yılında başlatılan ve özgürlük harekâtı adı verilen bu mücadelenin kazanılmasını NATO’nun varlığı ve Batı’nın güvenlik geleceği açısından kritik bir unsur olarak görmekte ve değerlendirmektedir.

2002 yılındaki NATO harekâtı ile Afganistan’da Taliban rejimi yıkılmış ve yerine yeni bir yönetim oluşturulmuştur. Ancak bu yeni yönetim ülke genelinde otoriteyi ve kontrolü halen sağlayamamıştır. Taliban ülkenin çeşitli yerlerinde varlığını ve kontrolünü sürdürmektedir. Afganistan’da Taliban ile mücadelenin kazanılması için daha çok muharip birliğe ihtiyaç duyulmaktadır. Afganistan’da görev yapan ISAF’a bağlı 47.000 askerin sayısının arttırılması için 2006 Riga Zirvesinde karar alınmış, ancak geçen iki yıl içinde muharip asker sayısının arttırılması sağlanamamıştır.

Bükreş Zirvesinde ABD, Afganistan’ı NATO ittifakının baş önceliği olarak kayıtlara geçirmiştir. Afganistan’da görev yapan ISAF’ın Stratejik Vizyon Belgesi yayınlanmıştır. Bu belge ile 2010 yılına kadar ilave 10.000 muharip askerin daha gönderilmesi, askeri birliklerin ihtiyaç duyduğu teçhizat ve donanım ihtiyacının karşılanması ile Afganistan ordusunun 80.000 kişilik güçlü bir ordu haline getirilmesi karara bağlanmıştır.

Avrupa’da Anti Balistik Füze Savunma Sistemi Kurulması

Kamuoyunda daha çok füze kalkanı olarak bilinen ve ABD tarafından geliştirilerek Avrupa’ya yerleştirilmesi planlanan anti balistik füze savunma sisteminin kurulmasına ilişkin önemli kararlar alınmıştır. Rusya’nın ısrarla karşı çıktığı ve yeni bir soğuk savaş döneminin başlangıcı olarak tanımladığı füze savunma sisteminin kurulması ile ilgili olarak ABD, Çek Cumhuriyeti ve Polonya ile mutabakat anlaşması imzalamıştır. Buna göre Çek Cumhuriyetinde sistemin radarları, Polonya’da ise füze önleyici füzeler kurulacaktır.

NATO içinde ABD’nin bu yaklaşımı ittifakın sadece kuzeyinin korunması girişimi olarak algılanmış ve sistemin tüm Avrupa’da genişletilmesi için önemli bir prensip kararı alınmıştır. Buna göre NATO Konseyi, tüm üye ülkeleri kapsayacak ve koruyacak kapsamlı bir füze savunma sisteminin geliştirilmesi, ABD’nin sisteminin geliştirilecek bu savunma sistemine nasıl entegre edilebileceği ile ilgili teknik çalışmalar yapılması ve bu konudaki alternatifleri içeren bir Rapor’un 2009 Zirvesine sunulması kararlarını almıştır.

2.NATO İttifakının Genişleme Süreci

Bükreş Zirvesinin en önemli gündem maddelerinden birini NATO’ya yeni üyelerin alınması oluşturmuştur. Bu gündem başlığı altında Ukrayna ve Gürcistan’a üyelik verilmesi beklenirken zirvede bu karar alınmamıştır. Rusya, Ukrayna ve Gürcistan’ın NATO üyeliklerini bugünkü koşullarda yeni bir soğuk savaşın başlangıç nedeni olarak görmektedir. Ve bu iki ülkenin NATO’ya üyeliklerini engelleyebilmek[35]

3.NATO’nun Diğer Örgütlerle İşbirliği

Nato eylemler ve çalışmalar konusunda diğer örgütlerle ortaklaşa, Terörizm konusunda sağlam bir mücadele gerçekleştirmeyi hedefler.  Özellikle BM ve AB örgütleri yer alır. İttifak’ın birlikte çalıştığı uluslararası örgütler çerçevesinin temelini Birleşmiş Milletler (BM) oluşturur; NATO’nun kuruluş antlaşması bu ilkeye değinmektedir. NATO ve BM uluslararası barış ve güvenliği korumayı taahhüt ederler. Bu iki örgüt 1990’ların başından beri bu alanda işbirliği yapmaktadırlar. Hem NATO hem de BM’nin tehdit ve sorunlarla daha etkili biçimde çalışabilmeleri için Eylül 2008’de iki örgüt arasında daha geniş işbirliği ve danışmalar için bir çerçeve kabul edilmiştir.

Hiçbir ülke terörizm tehdidi karşısında tek başına başarılı olamaz. NATO, üyesi olmayan devletler ve diğer örgütlerle ortaklıkları sayesinde terörle mücadele konusunda politik, sivil ve askeri araçları bir araya getiren geniş kapsamlı bir yaklaşım geliştirilmesine katkıda bulunmaktadır.[36]

Yazının 1.Bölümü için tıklayınız…

 

Tuğçe GENÇTÜRK

Gazi Üniversitesi

Uluslararası İlişkiler Bölümü

 

KAYNAKLAR

Semih Hiçyılmaz, Halklara Karşı Bir Örgütlenme: NATO, (İstanbul: Sosyal Araştırmalar Vakfı, 2004), s. 88

Anton Bebler, ‘NATO and Transnational Terrorism’, Perceptions, Vol. IX, No. 4, Winter 2005, s.162

Anton Bebler, ‘NATO and Transnational…’,s.161-162

Daniele Ganser, ‘Terrorism in Western Europe: An Approach to NATO’s Secret Stay-Behind Armies’, The Whitehead Journal of Diplomacy and International Relations, Winter – Spring 2005, s. 69

Haluk Yurtsever, ‘NATO’yla Mücadele ve İşçi Sınıfı’ içinde NATO’yla Nasıl Mücadele Etmeli? (Uluslararası Konferans Belgeleri), (İstanbul: NK Yayınları 2004), s. 44

Sedat Laçiner, 25 Şubat 2006 Tarihinde USAK Merkezinde gerçekleştirilen mülakattan aktarılmıştır.

The  Strategic Concept For the Defense of the North Atlantic Area (DC 6/1) 6 January 1950

– DC 6/1 Strategic Guidance for North Atlantic Regional Planning  28 March 1950

–  NATO Medium Term Plan (DC/13)  1 April 1950

–  Strategic Guidance for North Atlantic Regional Planning (MC 14) 28 March 1950

Strategic Guidance (MC-14) 9 December 1952

The Most Effective Pattern of NATO Military Strength for the Next few Years (MC 48) 22 November 1954

Overall Strategic Concept for the Defense of the NATO Area  23 May 1957

Measures to İmplement the Strategic Concept for the Defense of The NATO Area (MC 48/2) 23 May 1959

Overall Strategic Concept for the Defense of the NATO Area (MC 14/3) 16 january 1968

Measures to Implement the Strategic Concept fort the Defense of the NATO Area (MC 48/3) 8 December 1969

The Alliance’s Strategic Concept  19 November 1991

MC Directive for Milltary İmplementation of the Alliance’s Strategic Concept (MC 400)  12 April 1999

The Alliance’s Strategic Concept  24 April 1999

MC Guidance for the Milltary İmplementation of the Alliance Strategy (MC 400/2) 12 February 2000

Prof. Dr. Enver Bozkurt, USAK, http://www.usakgundem.com/yorum/137/nato%E2%80%99nun-gelecegi.html, Erişim tarihi 14.03.2012

NATO’nun Yeni Stratejik Konsepti,NATO Yeni Yönünü Arıyor SAM

Türk Dış Politikasında Strateji Arayışları Barış Kitap 2011 ‘NATO’nun Yeni Stratejik Konsepti,Türkiye ve Afganistan’Oktay Bingöl s:524

NATO’nun Yeni Stratejik Konsepti,NATO Yeni Yönünü Arıyor SAM ‘Yeni Stratejik Konsept Nasıl Geliştiriliyor?’

http://www.bilgesam.org/tr/index.php?option=com_content&view=article&id=1923:natonun-2010-stratejik-konsepti-uezerine-uzmanlar-grubunun-raporu&catid=181:analizler-guvenlik Erişim Tarihi 19.04.2012

http://www.ilk-kursun.com/haber/65404 Erişim Tarihi 19.04.2012

Türk Dış Politikasında Strateji Arayışları Barış Kitap 2011 ‘NATO’nun Yeni Stratejik Konsepti,Türkiye ve Afganistan’ Oktay Bingöl Erişim Tarihi:19.04.2012

http://www.nato.int/strategic-concept/index.html Erişim Tarihi:19.04.2012

http://www.nato.int/strategic-concept/index.html Erişim Tarihi:19.04.2012

Türk Dış Politikasında Strateji Arayışları Barış Kitap 2011 ‘NATO’nun Yeni Stratejik Konsepti,Türkiye ve Afganistan’Oktay Bingöl s:529

NATO ‘Yeni Güvenlik Sorunlarıyla Başa Çıkmak’ SAM

http://www.kamuguvenlik.com/nato-zirvesi Erişim Tarihi:19.04.2012

Oktay Bingöl a.g.m.s:529

http://www.nato.int/docu/review/2004/issue3/turkish/analysis.html Erişim Tarihi:19.04.2012

Report of Group of Experts on Nato’s Strategic Concepts


[1] Semih Hiçyılmaz, Halklara Karşı Bir Örgütlenme: NATO, (İstanbul: Sosyal Araştırmalar Vakfı, 2004), s. 88

[2] Anton Bebler, ‘NATO and Transnational Terrorism’, Perceptions, Vol. IX, No. 4, Winter 2005, s.162

[3] Anton Bebler, ‘NATO and Transnational…’,s.161-162

[4] Daniele Ganser, ‘Terrorism in Western Europe: An Approach to NATO’s Secret Stay-Behind Armies’, The Whitehead Journal of Diplomacy and International Relations, Winter – Spring 2005, s. 69

[5] Haluk Yurtsever, ‘NATO’yla Mücadele ve İşçi Sınıfı’ içinde NATO’yla Nasıl Mücadele Etmeli? (Uluslararası Konferans Belgeleri), (İstanbul: NK Yayınları 2004), s. 44

[6] Sedat Laçiner, 25 Şubat 2006 Tarihinde USAK Merkezinde gerçekleştirilen mülakattan aktarılmıştır.

[7] The  Strategic Concept For the Defense of the North Atlantic Area (DC 6/1) 6 January 1950

[8]– DC 6/1 Strategic Guidance for North Atlantic Regional Planning  28 March 1950

–  NATO Medium Term Plan (DC/13)  1 April 1950

–  Strategic Guidance for North Atlantic Regional Planning (MC 14) 28 March 1950

[9]   Strategic Guidance (MC-14) 9 December 1952

[10] The Most Effective Pattern of NATO Military Strength for the Next few Years (MC 48) 22 November 1954

[11] Overall Strategic Concept for the Defense of the NATO Area  23 May 1957

[12] )  Measures to İmplement the Strategic Concept for the Defense of The NATO Area (MC 48/2) 23 May 1959

[13] Overall Strategic Concept for the Defense of the NATO Area (MC 14/3) 16 january 1968

[14] Measures to Implement the Strategic Concept fort the Defense of the NATO Area (MC 48/3) 8 December 1969

[15]  The Alliance’s Strategic Concept  19 November 1991

[16]  MC Directive for Milltary İmplementation of the Alliance’s Strategic Concept (MC 400)  12 April 1999

[17] The Alliance’s Strategic Concept  24 April 1999

[18] MC Guidance for the Milltary İmplementation of the Alliance Strategy (MC 400/2) 12 February 2000

[19] Prof. Dr. Enver Bozkurt, USAK, http://www.usakgundem.com/yorum/137/nato%E2%80%99nun-gelecegi.html, Erişim tarihi 14.03.2012

[20] NATO’nun Yeni Stratejik Konsepti,NATO Yeni Yönünü Arıyor SAM

[21] Türk Dış Politikasında Strateji Arayışları Barış Kitap 2011 ‘NATO’nun Yeni Stratejik Konsepti,Türkiye ve Afganistan’Oktay Bingöl s:524

[22] NATO’nun Yeni Stratejik Konsepti,NATO Yeni Yönünü Arıyor SAM ‘Yeni Stratejik Konsept Nasıl Geliştiriliyor?’

[26] Türk Dış Politikasında Strateji Arayışları Barış Kitap 2011 ‘NATO’nun Yeni Stratejik Konsepti,Türkiye ve Afganistan’ Oktay Bingöl

[29] Türk Dış Politikasında Strateji Arayışları Barış Kitap 2011 ‘NATO’nun Yeni Stratejik Konsepti,Türkiye ve Afganistan’Oktay Bingöl s:529

[30] NATO ‘Yeni Güvenlik Sorunlarıyla Başa Çıkmak’ SAM

[32] Oktay Bingöl a.g.m.s:529

[33] Oktay Bingöl a.g.m.s:537-542

[35] Report of Group of Experts on Nato’s Strategic Concepts

[36] Report of Group of Experts on Nato’s Strategic Concepts

Sosyal Medyada Paylaş

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Tarih:

Beğenebileceğinizi Düşündük
Yazılar

Orta Güçler Çok Kutuplu Bir Dünya Yaratacak

Dani Rodrik - Cambridge Bu yazı ilk olarak 11 Kasım...

Amerika Bir Sonraki Sovyetler Birliği mi?

Harold James, Princeton Üniversitesi'nde Tarih ve Uluslararası İlişkiler Profesörü. Bu...

Stabil Kripto Paralar Doların Küresel Statüsünü Koruyabilir

Paul Ryan, ABD Temsilciler Meclisi'nin eski sözcüsü (2015-19), American...

Avrasya’da Kolektif Güvenlik: Moskova ve Yeni Delhi’den Bakışlar

Collective Security in (Eur)Asia: Views from Moscow and New...