NATO

NATO’nun Kurulmasına Neden Olan Ortam Ve İttifakın Amacı

Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’nün (North Atlantic Treaty Organization, NATO) kuruluşuna ilişkin antlaşma, 12 ülkenin katılımıyla 4 Nisan 1949’da Washington’da imzalanmıştır. 1948 Mart’ında beş Batı Avrupa ülkesi (Benelüks ülkeleri ile Fransa ve İngiltere) ideolojik, politik ve askeri tehditlere karşı ortak bir savunma sistemi geliştirmek ve aralarındaki bağları güçlendirmek maksadıyla Brüksel Anlaşması’nı imzalamışlardır. Danimarka, İzlanda, İtalya, Norveç ve Portekiz de bu oluşuma davet edilmişlerdir. ABD ve Kanada ile yapılan görüşmelerden sonra, 12 ülkenin üyeliğine dayalı ortak bir güvenlik sistemi oluşturan ve BM Şartının ortak güvenlik için bölgesel düzenlemeler olanağı veren Kuzey Atlantik Antlaşması imzacı devletlerin onayından sonra 24 Ağustos 1949’da yürürlüğe girmiştir.

 

Soğuk Savaş döneminde Avrupa güvenliğinin temel taşı olan NATO, iki dünya savaşında yaşanan insanlık ayıplarının tekrar edilmesinin önlenmesi maksadıyla kurulmuş ve Avrupa güvenlik işbirliğinin zeminini hazırlamıştır. NATO, İkinci Dünya Savaşı’nın harabeye çevirdiği bir Avrupa’nın yarısına hakim Sovyet gücünün uyandırdığı panik ortamında doğmuştur.

1948’de Batı Avrupa Birliği’nin temelini atan antlaşma görünürde, o dönemde henüz işgal altındaki bir ülke olan Almanya’ya karşı Fransa, İngiltere, Hollanda, Belçika ve Lüksemburg’u bir araya getiren bir ittifaktı. Fakat, yine henüz ne Batı ne de Doğu Almanya’nın birer devlet olarak kurulmadığı bir dönemde, 17 Mart 1948’de Brüksel Antlaşması’nın daha da genişletilerek bütün Kuzey Atlantik bölgesini kapsayan bir savunma ittifakına dönüşümüne tanık olunmuştur. Bütün bu girişimlerin hedefi ise Avrupa ortasına kadar gelen Sovyet gücü ve etki alanıydı. Bu bilgilerden yola çıkarak NATO’nun, SSCB’ye karşı çevreleme politikasının ilk adımını oluşturan bir ittifak olduğunu söyleyebiliriz.

NATO’nun kurucu üyeleri, içlerinden herhangi birine askeri bir saldırının olması halinde toplu savunmaya geçeceklerine dair söz vermişlerdir. Bu ittifakla birlikte, Batı Avrupa’ya karşı herhangi bir askeri veya siyasi girişimin başarısızlıkla sonuçlanacağı gösterilmeye çalışılmıştır.

NATO’nun temel amacı, üyelerinin güvenlik ve özgürlüklerinin politik ve askeri yollarla korunmasının sağlanmasıdır. NATO’nun hedefleri şu şekilde sıralanabilir:

-Uluslararası anlaşmazlıkları kuvvet kullanmadan karşılıklı diplomasi yoluyla çözmek,

-Üyeler arasında sosyal ve ekonomik işbirliğini geliştirmek ve güçleri birleştirmek,

-Bireysel hareketlere karşı savunma gücünü artırmak ve saldırılara karşı işbirliği sağlamak,

-Üyelerin tehdit edilmesi durumunda, kurumlar arasında danışmanlık yapmak,

-Bir üyeye karşı yapılan saldırıyı tüm üyelere yapılmış sayarak, karşılıklı yardım ve dayanışmayı sağlamaktır.

Washington Antlaşması ve BM yasası’na bağlı ülkeler topluluğu olarak İttifak, aşağıdaki temel görevleri yerine getirmektedir.

1-Güvenlik

2-Danışma

3-Caydırıcılık ve Savunma

4-Kriz Yönetimi

5-Ortaklık

NATO, aşağıda belirtilen 3 ana bölüme bağlı çok sayıda alt çalışma grubundan oluşmaktadır.

1-Kuzey Atlantik Konseyi: Üye ülkelerin daimi temsilcilerinden oluşur ve haftada en az bir kez toplanır. Bu konsey siyasi yetkiye ve karar alma gücüne sahiptir, ayrıca NATO’nun en önemli karar organıdır.

2-Savunma Planlama Komitesi: Yılda en az iki kere Savunma Bakanları düzeyinde toplanır. Fransa haricinde tüm ülkeler bu forumda temsil edilir.

3-Nükleer Planlama Grubu: Bu grup, ittifakın nükleerin politikasını görüşmek üzere toplanır.

İttifakın Soğuk Savaş Sonrası Durumu

Soğuk Savaş sonrası şekillenmeye başlayan uluslararası sistem içerisinde ABD dünya hegemonu ve tek kutup olarak ortaya çıkmıştır. ABD, NATO’yu bir dış politika aracı olarak değerlendirmiştir.

Soğuk Savaş döneminin sona ermesiyle dünya düzeni için tehdit kalmadığı dolayısıyla NATO’ya artık ihtiyaç olmadığına dair görüşlere karşılık, NATO; tüm dünyada güvenliğin sağlanmasına yönelik yeni bir vizyon belirlemiştir. Berlin Duvarının yıkılmasından iki sene sonra yeni bir ”Stratejik Kavram” geliştirilmiştir. Bu yeni strateji eski düşmanlarla işbirliğini vurgulamaktaydı. Yeni Kavram, NATO’nun temel hedefini koruyor ancak etki alanını genişletiyordu.

Türkiye’nin NATO’ya Katılımı

Türkiye kendini uluslararası alanda tanıtabilmek adına NATO’ya üye olmayı amaçlıyordu. NATO’ya katılabilmek için 1950’de Kore Savaşı’na katıldı. Bu savaşa katılmanın sonucu olarak Türkiye 1952’de NATO’ya kabul edildi.

 

Zeynep Çakas

TUİÇ Stajyeri

 

Kaynakça

1) Hasgüler, Mehmet, Uludağ, Mehmet,  Devletlerarası ve Hükümetler-dışı Uluslararası Örgütler: Tarihçe, Organlar, Belgeler, Politikalar, Alfa Yayınları, 2007

2) Kuzey Atlantik Antlaşması Teşkilatı-NATO: Belgeler, Brüksel, Nato Enformasyon Dairesi, 1971

3) Ağca,Fehmi, AB’nin Güvenlik ve Savunma Politikası ve Türkiye’nin Konumu, Papatya Yayınları, 2010

4)WebAdresi:http://www.nato.int/nato_static/assets/pdf/pdf_publications/20111122_what_is_nato_tu.pdf,  Erişim tarihi 23.06.2014

Sosyal Medyada Paylaş

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Tarih:

Beğenebileceğinizi Düşündük
Yazılar

Orta Güçler Çok Kutuplu Bir Dünya Yaratacak

Dani Rodrik - Cambridge Bu yazı ilk olarak 11 Kasım...

Amerika Bir Sonraki Sovyetler Birliği mi?

Harold James, Princeton Üniversitesi'nde Tarih ve Uluslararası İlişkiler Profesörü. Bu...

Stabil Kripto Paralar Doların Küresel Statüsünü Koruyabilir

Paul Ryan, ABD Temsilciler Meclisi'nin eski sözcüsü (2015-19), American...

Avrasya’da Kolektif Güvenlik: Moskova ve Yeni Delhi’den Bakışlar

Collective Security in (Eur)Asia: Views from Moscow and New...