Mısır’ın Dördüncü Piramidi Ümmü Gülsüm

Böyle demiş Nasır Ümmü Gülsüm için… Kimine göre Doğunun Yıldızı, kimine göre Mısır’ın Bülbülü… Edith Piaf ve Amalia Rodrigues ile beraber Akdeniz’in üç büyük sesinden biri kabul edilen, konseri olduğu zaman uğruna ihtilaller ertelenen, sesi içinize işleyen Mısırlı sanatkâr Ümmü Gülsüm. Zamanının ötesine geçmiş, sesi çok uzaklardan duyulan bir kadındı o. Denildiği gibi, “Kadınların devletinin olamayacağı bir dünyada devlet gibi kadındı.”

Sesi, küçük yaşlarda Kuran’ı Kerim okurken babası tarafından keşfedilen Ümmü Gülsüm,  daha küçük yaşlarda iken erkek kıyafetleri içinde çevre köylerde ilahiler ve Kur’an okuyarak tanınır. Kızların topluluk içinde okumalarının hoş karşılanmadığı bir dönemde, sesinin olağanüstü güzelliği ile dikkatleri üzerine çekmeyi başarır ve 1920’lerde babası tarafından,  her dönem Arap müziğinin kalbi olma özelliğini taşıyan Kahire’ye, Şeyh Ebu’l Ala’nın’ın yanına ses eğitimi için götürülür. Sesinin etkileyiciliği ile hızla yükselmeye başlar ve 1900’lü yıllarda ciddi sarsıntılar içinde bulunan Mısır’ın umudunun ve ortak ruhunun sesi olur.

Ümmü Gülsüm’ün yaşamı bulunduğu dönemin siyasal ve kültürel yaşamıyla biçimlenmiş ve onu yalnızca Mısır’ın değil, Arap dünyasının duygularına tercüman olan ulusal bir sembol haline getirmiştir. Müziğe ve şiire düşkünlükleriyle bilinen Arap halkları Ümmü Gülsüm’ün okuduğu şarkılarda kendilerini bulmuş ve onu efsane haline getirmişlerdir. Yalnız sesiyle değil duruşuyla da milyonların sevgisini kazanmıştır sanatçı. Hiçbir zaman kendisini olduğundan farklı göstermemiş ve köylü geçmişinden utanmamıştır. Bu da onun daha fazla sevilmesine ve daha fazla benimsenmesine neden olmuştur.

Ümmü Gülsüm’ün ününe ün katacak asıl olay, 1934’de yayına başlayan Mısır Ulusal Radyosu ile yaptığı anlaşma olmuştur. Bu anlaşmayla sanatçının vereceği konserler Mısır Radyosundan her ayın ilk perşembesi canlı olarak yayınlanacaktır. Bu konserler sayesinde halka daha fazla ulaşacak ve halkları tek bir sesin etrafında toplamayı başarabilecektir. Öyle ki Ümmü Gülsüm yayını başlayacağı zaman, hiçbir lider açıklama yapamaz, sokaklar boşalır, insanlar radyo başlarında büyülü sesi dinlemek için beklerlerdi. Radyo yayınları,  hükümetin devrilip yerine Abdülnasır iktidarının başa gelmesiyle eski rejimin simgesi olduğu ileri sürülerek yasaklanmıştır. Kendisi Gülsüm’ün büyük bir hayranı olan Nasır, yasağa tepkisini şu şekilde koyacaktır:  “…pekiyi Nil’i de kuruttunuz mu, piramitleri de yasakladınız mı, onlar da eski rejimin simgesiydi.” Yasak kaldırılır ve sanatçı Nasır’ın milliyetçi yönetimiyle bütünleşerek Mısır’ın dördüncü piramidi olur…

Tüm Ortadoğu coğrafyasında sevilen bir sanatçı haline gelen Gülsüm, konserlerinde uzunlukları bir saati bulabilen şarkıları, melodilerini ve kelimelerini değiştirerek veya tekrar ederek iki saate varana kadar okur ve sahnede 4-5 saat kalırdı. Sesi cinsiyetsiz olarak değerlendirilen sanatçının konserlerini canlı izleyebilmek için insanlar akın ederdi. Sanatçı kişiliğiyle darbe planlarını bile erteletebilecek bir güce sahipti. Libya konseri öncesinde bu gücü görmek mümkündür. 1960’lı yıllarda yükselen Arap milliyetçiliğiyle beraber Muammer Kaddafi ve Abdusselam Callud önderliğinde, devrin Libya Kralı İdris es Senusui’yi tahttan indirmek için bir darbe planı yapılır. Devrimciler darbe planı için gerekli tüm şartları hazırlamışken son anda çok önemli bir şeyi göz ardı ettiklerini fark ederler. O gün Bingazi’de Ümmü Gülsüm konseri vardır. Darbe derhal iptal edilir. Hem kraliyet ailesi üyeleri hem de darbeciler tam kadro katılırlar konsere. Tarihe geçen bu konser, planlanan darbeyi tam beş ay erteletecektir.

Arap dünyasında kopan Ümmü Gülsüm fırtınasından Türkiye’de etkilenmiştir. Ümmü Gülsüm’ün Mısır’da dönemin ünlü isimleri Abdulvahab ve Leyla Murad’la çevirdiği filmler, onun ülkemizde de tanınmasını sağlamıştır. Adana, Mersin, Tarsus gibi güney şehirlerimizde, Ümmü Gülsüm şarkıları ve filmleri büyük rağbet görmüş ve CHP Genel Sekreterliği’nin oklarını üzerine çekmiştir. Tek partinin Türk müziğini yasaklatıp zorla klasik Batı müziği dinlettiği yıllarda, Ümmü Gülsüm şarkıları insanlar için kaçış olmuştu. Genel Sekreterliği’n İçişleri Bakanlığı’na durumu bildirmesi üzerine Mısır filmlerine, “Arap kültürü altındaki şehirlerde Türkçeye ilginin azaldığı” gerekçesiyle Arapça yayın yasağı getirilmiştir. Arapça filmlerin özgün dillerinde yasaklanmasının ardından, hem konuşmalar hem de filmlerde geçen şarkılar Türkçeleştirilir. Şarkıları Leyla Murad, Ümmü Gülsüm gibi sanatçılar yerine, yeniden söz yazılmış ve bestelenmiş haliyle Müzeyyen Senar, Münir Nureddin Selçuk gibi isimler okur.

Dünya çapında da büyük üne kavuşan Ümmü Gülsüm Arap ülkeleri dışında Fransa’da da sevenleriyle buluşmuştur. Pink Floyd ve The Beatles gibi milyonlarca hayranı bulunan grupların üyelerinin de büyük hayranlık beslediği sanatçı, tüm renkleri kucaklamayı başarmıştır. 1975’te ölümünün ardından cenazesinde yaklaşık 4,5 milyon insanın hazır olması onun ne kadar çok sevildiğinin göstergesidir.

Vefatının ardından hala şarkıları dinlenmekte ve Ümmü Gülsüm sevgisi gönüllerde hala yaşamakta ve hala zamanı durduran sesi gözleri yaşartmaktadır. Çölün buğulu sesini rahmetle analım ve hep birlikte Mısır’ın ruhuna kulak verelim:

“Gözlerin beni kaybettiğim günlerime döndürdü.

Bana geçmişten ve onun acılarından pişman olmayı öğrettiler.

Senin gözlerini görmeden benim gözlerimin gördüğü her şey

Boşa geçmiş bir yaşamdı.”

 

Fatma Kübra Teke

UİÇ Stajyeri

 

Kaynakça

ALKAN Talat, “Her Daim Ümmü Gülsüm”, Aksiyon Dergisi

ÖZYILDIRIM Murat, “Şarkın Sönmeyen Yıldızı Ümmü Gülsüm, Orkestra Müzik Dergisi

TURAN Namık Sinan, “Mısır’ın Dördüncü Piramidi Ümmü Gülsüm”, Mısır’ın Dördüncü Piramidi adlı konferans/dinleti, İstanbul Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi, 3 Mayıs 2012, İstanbul

Sosyal Medyada Paylaş

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Tarih:

Beğenebileceğinizi Düşündük
Yazılar

Orta Güçler Çok Kutuplu Bir Dünya Yaratacak

Dani Rodrik - Cambridge Bu yazı ilk olarak 11 Kasım...

Amerika Bir Sonraki Sovyetler Birliği mi?

Harold James, Princeton Üniversitesi'nde Tarih ve Uluslararası İlişkiler Profesörü. Bu...

Stabil Kripto Paralar Doların Küresel Statüsünü Koruyabilir

Paul Ryan, ABD Temsilciler Meclisi'nin eski sözcüsü (2015-19), American...

Avrasya’da Kolektif Güvenlik: Moskova ve Yeni Delhi’den Bakışlar

Collective Security in (Eur)Asia: Views from Moscow and New...