Mısır’daki Toplumsal Olayların İç ve Dış Dünya’ya Yansımaları

Bölgede önemli bir bölgesel güç konumunda olan Mısırdaki olaylar gün geçtikçe şiddetini artırarak devam ediyor. Ordu güçleri ve polisler toplumsal olayları bastırmak için gerçek kurşun kullanma yoluna bile başvurmaya başlamışlardır. Tabii ki bahsettiğimiz durumlar tamamen iç dinamikler, konunun uluslararası ilişkiler açısından önemi ise değerini gün geçtikçe artırmaktadır.

            Demir yumruk ile ülkeyi yöneten Mübarek’in başlayan toplumsal olayları durdurması biraz zor gözükmektedir. Çünkü temel olarak bu olaylar açlığa, yoksulluğa karşı başlamış olaylar değildir. Bu olaylar sömürgecilik sonrası kurulan dikta rejimlerini yıkmaktan başka herhangi bir sebep barındırmamaktadır. Çünkü bu sorunların, Tunus, Lübnan ve Yemen’de de gerçekleşmesi bu türden ayaklanmaların bir tesadüften ibaret olmadığını açıkça göstermektedir.

            Kuzey Afrika, Ortadoğu ve Mısırda ki bu ayaklanmalarda halkın sokağa taşmasına batının tutumu nasıl olmalıdır sorusu ayaklanmaların bastırılması açısından önemli bir yer tuttuğu aşikârdır. Batılı ülkeler Mısırdaki toplumsal olaylara sessiz kalmaktadırlar ve demokrasi çağrısı yapmakla yetinmektedirler. Tabi bu durumlar karşısında batılı ülkelerin korktukları konuların başında ise batıya muhalif liderlerin başa gelmesidir. Ama şaşırtan konu ise başta Müslüman kardeşler olmak üzere diğer muhalif güçlerin dini içerikli ve batının canını sıkacak şekilde sloganlar atmamasıdır.

            Birde en çok merak edilen konuların başında, ortaya çıkan ayaklanmaların başta Suudi Arabistan olmak üzere Ürdün de yansıması durumudur. Peki, Ürdün ve S.Arabistan bu türden toplumsal ayaklanmalara açıkmıdır. Konuya Suudi Arabistan açısından bakarsak eğer, bu türden ayaklanmaların ortaya çıkması çok zor gözükmektedir. Nedeni ise, bu ülkede her türlü kurum, medya ve sivil toplum kuruluşları devlet kontrolünde bulunmaktadır. Yani kısaca S. Arabistan merkeziyetçi bir yapıya sahiptir. Ama Ürdün açısından aynı şeyleri söylemek pek mümkün gözükmemektedir. Nedeni ise, Mısır’da ki en büyük muhalif güç olan Müslüman Kardeşlerin ülkede etkin bir konumda olmasıdır. Burada S. Arabistan’ı etkileyecek en önemli boyut ise ekonomik boyut olmaktadır. Çünkü S.Arabistan dünyada ki en önemli petrol ihraç eden ülkelerin başında gelmektedir. Bölgede meydana gelecek huzursuzluklar S.Arabistan’ın ekonomik alamda pek hoşuna gitmemektedir. Amerikan başkanı Barack Obama da birçok liderin yanında Suudi lideri de arayarak konu hakkında karşılıklı görüşmelerde bulunmuştur.

            Genel olarak düşünürsek, sorunun çözümü ülkede bulunan muhalif güçlerin karşılıklı olarak masaya oturması ve olaylara birazda olsa ılımlı bakmalarından geçmektedir. Olayların 7. gününde tamda dediğimiz bu türden bir olay gerçekleşmiş ve muhalif güç olan Müslüman kardeşler bizim politikamız ılımlı İslam diyerek konuya biraz daha ışık tutmuş ve halkı bir nebzede olsa rahatlatmayı başarmıştır. Tüm bunlar iç dinamiklerdi, tabi konunun uluslararası boyutu da iç dinamikler kadar önemlidir. Dış dünya demokratik açılımları tıkarsa eğer, tartışma ve olayların bastırılması olayların 7. gününü de göz önüne alırsak zor gözükmektedir.

 

Hikmet EROL

Kırıkkale Üniversitesi

Uluslararası İlişkiler Mezunu

Sosyal Medyada Paylaş

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Tarih:

Beğenebileceğinizi Düşündük
Yazılar

Orta Güçler Çok Kutuplu Bir Dünya Yaratacak

Dani Rodrik - Cambridge Bu yazı ilk olarak 11 Kasım...

Amerika Bir Sonraki Sovyetler Birliği mi?

Harold James, Princeton Üniversitesi'nde Tarih ve Uluslararası İlişkiler Profesörü. Bu...

Stabil Kripto Paralar Doların Küresel Statüsünü Koruyabilir

Paul Ryan, ABD Temsilciler Meclisi'nin eski sözcüsü (2015-19), American...

Avrasya’da Kolektif Güvenlik: Moskova ve Yeni Delhi’den Bakışlar

Collective Security in (Eur)Asia: Views from Moscow and New...