BİLGESAM-TUİÇ PLATFORMU, Mısır’da yaşananlar ve gelişmelerin ardından, Objektif bakış açısına güvendiğimiz, Azerbaycan Bakü Qafqaz Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Sayın Rovshan Ibrahimov ile röportaj gerçekleştirdi.
TUİÇ AKADEMİ: Mısır’da yaşanan gelişmeler sonuçları her ne olursa olsun bir halk hareketi olarak bize ne ifade ediyor?
Rovshan İbrahimov: Mısır hareketi daha önce yaşananlar ve süreç içeresinde yaşanalar olarak söyleyebiliriz. Daha önce yaşananlar:
A. Gelişmeleri “domino etkisi” ile bölgede, bir devletten diğer devlete olayların sıçraması olarak değerlendirebiliriz. Tunus’ta başlayanlar, Mısır’da da vuku buldu.
B. İtirazlar ve protestolar sosyal içerikliydi; işsizlik, enflasyon, rüşvet diye sıralayabiliriz:
1. Siyasi “flash mob” nitelikli olaylardı. Sosyal ağlar ve örgütlerler vasıtası ile eylemler gerçekleşti.
2. Dikey bir örgütlenme mevcut değil.
3. Mübarek’in gitmesinden sonraya devlet olarak kesin bir planları yok. İlk izlenimlerde, siyasi maksattan yoksun sadece sosyal içerikli eylemlerdi.
TUİÇ AKADEMİ: Bu gelişmelerin başta Ortadoğu coğrafyasındaki anti-demokratik yönetimlere ve küresel siyasete ne şekilde etki edecektir?
Rovshan İbrahimov: Bence, bu hareket demokrasiyi getirmez, sadece reformlar olur. Birçok ülkede kısa dönemli bazı gelişmelere neden olur. Ama gelişmeler itibari ile liberal otokrasiye geçiş surecidir.
TUİÇ AKADEMİ: Mısır’da ordu kurumu bilindiği üzere çok güçlü bir pozisyonda, Hüsnü Mübarek’in ardından bir vesayet rejimi geliyor diyebilir miyiz? Sizce Mübarek’e karşı bir askeri darbe mi yapılıyor?
Rovshan İbrahimov: Askeri darbe gibi de nitelenebilir. Anayasaya göre cumhurbaşkanı istifa ederse, görevler parlamento başkanına geçmeli, ama bu böyle olmadı. Neticede bu bir darbedir. Ordunun gelmesi doğal sayabiliriz. Aksi takdirde, Müslüman kardeşlerin iktidara gelme olanağı vardı. Bu ne Amerikan’ın ne de İsrail’in istediği bir şey. Mısır’da bu durumu istemez.
TUİÇ AKADEMİ: Size göre demokrasi taleplerinin halk hareketine dönüşme ihtimaline haiz, sıradaki ülkeler hangileri olabilir?
Rovshan İbrahimov: Hareketin demokrasi namına yapıldığına kuşkulu baktığım için, farklı şekilde belki cevap verebilirim. Bence gelişmelerin hızı azalacak, ama Fas’ta ve belki bir kaç ülkede hafif bazı gelişmeler olabilir. Hareketin ateşi sönmekte şu anda…
TUİÇ AKADEMİ: Bildiğiniz gibi Akdeniz’de özellikle Kıbrıs Adası ve İsrail ile Mısır deniz bölgelerindeki petrol yatakları konusunda perde arkasında çeşitli senaryolar konuşuluyor. Genel olarak soracak olursak eğer, enerji yataklarının bulunduğu bölgelerde demokratik veya totaliter rejimlerin olması enerji güvenliği açısından nasıl bir fark yaratır?
Rovshan İbrahimov: Bence bu soruya cevap vermeyeyim, çünkü burada varsayımlar üzerinden konuşuyoruz. Petrol henüz bulunmamış, bulunsa bile işletilmemiş ve dağıtılmamış. Satanlar alanlar belli değil. Farklı görüşler mevcut. Petrol sektörü sabitlik ister, temin edenle iş görmeyi yeğler.
TUİÇ AKADEMİ: Tunus, Mısır’da yaşanan gelişmeler ve bunların etkileyebileceği Ürdün, Yemen gibi ülkelerle birlikte Kuzey Afrika ve Ortadoğu’da oluşacak değişimlerin “enerji yolları güvenliği ve enerji arzı açısından yeni bir kavram oluşturması beklenebilir mi?
Rovshan İbrahimov: Değişimlerin bu açıdan etkili olacağını sanmıyorum. Bu kavramlar geçtiğimiz yıllarda vardı zaten. 1970li yıllarda geliştirilmiş kavramlardır. Bölgeye ait enerji yolları ve enerji arzı kavramları halen devam ediyor.