Bölgesel Kürt Yönetimi lideri Mesut Barzani, 3-5 Kasım 2011 tarihlerinde Türkiye’yi ziyaret ederek, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile bir araya geldi. Barzani, Türkiye’de yaptığı görüşmeler sırasında Türkiye’nin net tavrını yakından hissetti.
Barzani’nin görüşmeler sonrası yapılan basın açıklamalarındaki tavrı ve sıkıntılı hali de Türkiye’nin kararlılığı ve terör örgütü PKK ile mücadeledeki somut isteklerinin açık olarak yansıtıldığını gösterir nitelikteydi. Zira daha sonra Türk medyasında çıkan haberler somut isteklerin detaylarını da ortaya koydu. Buna göre, terör örgütü PKK’nın Erbil Havaalanı üzerinden yürütülen para transferinin önüne geçilmesi, fiili kontrol alanlarının ortadan kaldırılması, kültürel, soysal ve hatta siyasal faaliyet yapma bahanesiyle farklı isimlerde örgütlenen terör örgütü PKK’nın bu eylemlerinin engellenmesi ve daha net istihbarat paylaşımı gibi konuların iletildiği söyleniyor. Bu açıdan özellikle Bölgesel Kürt Yönetimi’nin atacağı adımlar, Türkiye’nin terör örgütü PKK ile mücadele stratejisinin yönünü de önemli ölçüde belirleyecek gibi görünüyor.
Zira Irak’ta terör örgütü PKK konusunun genel olarak Bölgesel Kürt Yönetiminin üstüne atıldığı gözlemleniyor. Her ne kadar Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık El-Haşimi Ekim ayının son haftasında Türkiye’ye yaptığı ziyaret sırasında terör örgütü PKK’ya yönelik sınır ötesi operasyonları desteklediğini, ancak bunun koordineli olması gerektiğini söylese de bu konudaki sorumluluğun kim tarafından üstleneceği konusunda net bir tavır sergilememiştir. Irak merkezi hükümetinin diğer yetkilileri de yaptığı açıklamalarda, Irak Anayasası’nın Irak topraklarının başka ülkelere zarar verilmesi amacıyla kullanılmasına hiçbir şartta izin verilmeyeceğini sıklıkla dile getirmelerine rağmen, bu konudaki sorumluluğu daha çok Bölgesel Kürt Yönetimine bıraktıkları görülmektedir. Örneğin Milletvekili Saad El Mutlabi, merkezi hükümetin, Irak’ın kuzeyindeki topraklar içerisinde müdahale yetkisinin olmadığını belirterek, “O bölgede güvenlik ve kontrol peşmerge güçlerine ait. Fakat PKK’nın komşu ülkelere sızdığını ve Kürt bölgesinin kendi güvenliğini de etkilediğini biliyoruz” açıklamasını yapmıştır.[1] Bu nedenle Barzani’nin Türkiye ziyareti, Irak iç siyaseti ve kamuoyunda fazla yankı bulmazken, Irak’ın kuzeyindeki gündemi meşgul etmiştir. Barzani’nin Türkiye ziyareti, büyük önem atfedilirken, Barzani’nin ziyareti sonrasında bir açıklama yapan Bölgesel Kürt Yönetimi Divan Başkanı Fuat Hüseyin, bu ziyaretin bir “barış mesajı” niteliği taşıdığını ve mesajın Türkiye tarafından olumlu karşılandığını, aynı olumluluğun terör örgütü PKK tarafında da bulunması gerektiğini ifade etmiştir. Bu açıdan Barzani’ye, Türkiye ile terör örgütü arasında “arabulucu” rolü atfedildiğini söylemek mümkündür. Bu rolün, Barzani’nin “bütün Kürtlerin lideri” idealiyle de örtüştüğü belirtilebilir. Zira Irak’ın kuzeyindeki Kürt medyasında Barzani’nin “kahramanlaştırıldığı” görülmektedir. Örneğin, Kürt Bölgesel Yönetimi’nin önemli gazetelerinden biri olan Rudaw’da Barzani’nin Türkiye ziyaretine ilişkin “Barzani Türkiye’de barışı teşvik ediyor” başlıkla çıkan haberde, Barzani’nin “arabuluculuk” rolüne vurgu yapılmaktadır.[2] Bu açıdan terör örgütü PKK, Türkiye’nin karşısına bir “muhatap” olarak getirilmekte ve Türkiye ile aynı konuma yükseltilmektedir. Ancak Türkiye ile terör örgütü PKK ile mücadelede işbirliği yapma sözü veren Bölgesel Kürt Yönetimi’nin Türkiye’nin hassasiyetleri göz ardı ettiği görülmektedir. Buradan hareketle Türkiye ile samimi işbirliği yapma isteğinde olduğu açıklayan Bölgesel Kürt Yönetimi’nin daha dikkatli ve kontrollü davranması gerektiği söylenebilir.
Diğer taraftan Türkiye de Irak siyasetindeki denge politikasını oldukça etkili kullanmaktadır. Medya’ya çok fazla yansımasa da Irak Türkmen Cephesi Başkanı ve Kerkük Milletvekili Erşat Salihi’nin, Barzani’nin Türkiye ziyaretinden birkaç gün önce Türkiye’ye gelmesi ve Barzani’nin Türkiye’de bulunduğu süre zarfında Türkiye’de kalmasının önemli bir mesaj niteliği taşıdığı düşünülmektedir. Özellikle son dönemde Kerkük’te Türkmenler üzerindeki baskı ve Türkmenlere yönelik şiddet eylemlerinin de arttığı düşünüldüğünde, Erşat Salihi’nin Türkiye ziyaretinin kritik bir zamanda yapıldığı değerlendirilmektedir.
Sonuç olarak Türkiye’nin terör örgütü PKK ile mücadelesinde Irak’taki aktörlerle yapacağı işbirliği önemli olmakla birlikte, Türkiye’nin ulusal gücüne dayanan mücadelesi birincil strateji olarak göze çarpmaktadır. Bölgesel Kürt Yönetimi’nin terör örgütü PKK ile mücadeledeki işbirliğinin düzeyi ve boyutu, Türkiye’nin Irak politikasının da hangi yönde olacağına etki yapacak niteliktedir. Türkiye’nin Irak politikasındaki aktör düzeyinin ağırlığı farklılaştırması, Irak’taki siyasal mücadeleyi de etkileyebilecektir. Bu nedenle Türkiye ile işbirliği düzeyinin, özellikle ABD askerlerinin çekilmesinin ardından Irak iç politikasına da etki yapabileceği düşünülmektedir.
Bilgay DUMAN
ORSAM Ortadoğu Uzmanı
Kaynak: ORSAM
[1] “PKK’ya Irak Milletvekilleri’nden Tepki”, http://www.erbilgazetesi.com/tr/v1/index.p
hp?option=com_content&view=article&id=650:
pkkya-irak-milletvekillerinden-tepki&catid=42:europe&Itemid=54, Erişim: 8 Kasım 2011.
[2] Haberin Detayları İçin Bkz. “Barzani Promotes Peace in Turkey”, http://www.rudaw.net/english/news/turkey/4128.html, Erişim: 8 Kasım 2011.