Maliki’nin Türkiye Ziyareti ve Irak’ta Yeni Hükümet Kurma Senaryoları

7 Mart 2010 seçimleri üzerinden yaklaşık 8 ay geçmesine rağmen Irak’ta henüz bir hükümet kurulabilmiş değildir. Yeni hükümet kurma çalışmalarının yoğun bir şekilde sürdüğü 21 Ekim 2011’de, Başbakan Maliki’nin Türkiye ziyaretinin oldukça anlamlı bir yanı bulunduğu açıktır. Başbakan Maliki Türkiye ziyaretinden önce; İran, Suriye, Ürdün ve Mısır gibi bölge ülkelerinde bulunmuştur. Söz konusu ziyaretler sırasında Maliki’nin yeni hükümet kurma çalışmaları hakkında bilgi paylaşımında bulunduğu belirtilmesine karşın, bağımsız gözlemcilere göre Maliki’nin bölge turunun asıl nedeni başbakanlığında kurulacak yeni bir Irak Hükümeti’ne destek sağlama ziyaretleridir.

13 Ekim’de Suriye ile başlayan bölge turunun ikinci durağında Ürdün’e geçen Maliki Amman’da Kral Abdullah’la görüşmüş ve Ürdün’ün kurulacak hükümete yönelik çekincelerini gidermeye çalışmıştır. Ürdün’den sonra bölge turunun en kritik ziyaretini gerçekleştirmek için İran’a geçen Maliki Tahran’da Irak Başbakanı Nuri el-Maliki, Tahran’da dini lideri Ayetullah Ali Hamaney ve Cumhurbaşkanı Mahmut Ahmedi Nejat ile oldukça önemli görüşmeler gerçekleştirdi. Söz konusu görüşmelerde, İran’ın Maliki’nin yeniden Başbakan olmasını destekleme politikasına yöneldiği ve bölgedeki Şii grupları da Maliki’nin Başbakanlığı konusunda ikna etmeye çalıştığı ifade edilmektedir. Özellikle Lübnanlı Hizbullah Partisinin bu amaca yönelik olarak da bazı girişimlerde bulunduğu ve Irak Parlamentosunda 40 milletvekili ile temsil edilen Sadr hareketinin de İran ve Hizbullah’ın girişimleri sonucu ikna edildiği ileri sürülmektedir. Nitekim, 7 Mart seçimlerinde en fazla milletvekilliğini kazanan Irakiye Listesinin lideri olan İyad Allavi’nin İran’ı Irak’ın içişlerine karışmakla suçlaması da dikkat çekicidir. Ancak Irak’ın içişlerine karışan tek ülkenin İran olmadığı da açıktır. Maliki’nin bölge turunun gerçekleştirdiği günlerde İyad Allavi’de Suudi Arabistan’a bir ziyaret düzenleyerek Riyad’la görüş alışverişinde bulunmuştur.

Bu bağlamda yeni hükümet kurma çalışmalarının yoğunlaştığı ekim ayında, Iraklı liderlerin yoğun bir şekilde bölge ülkelerine gerçekleştirdikleri ziyaretlerde hem bölge ülkelerinin çekincelerini gidermek hem de yeni kurulacak hükümete desteklerini sağlamak amacıyla gerçekleştirildiği açıktır. Dolayısıyla Maliki’nin Türkiye ziyaretinin arkasında yatan temel amaç Türkiye’nin kurulacak yeni hükümete yönelik kaygılarını gidermek, Türk tarafının beklentilerini ve çekincelerini yerinde tartışmak ve en son aşamada da desteğini almak olarak ifade edilebilir. Başbakan Maliki’nin Türkiye’den önce Mısır’a düzenlediği ziyaret de benzer amaçlarla gerçekleştirilmiştir. Nitekim, Irak’ta kurulacak yeni bir hükümete yönelik Türkiye ve Mısır gibi bölge ülkelerinin olumsuz bir yaklaşım göstermeleri ve buna karşı bazı politik davranışlar gerçekleştirmeleri hükümetin kısa sürede dağılmasıyla sonuçlanabilir. Bunun farkında olan Başbakan Maliki’nin bölge ülkelerinin de destekleyebileceği bir hükümet formülü ortaya koyması gerekmektedir. Ancak bunun da oldukça zor olduğu ortadadır. Çünkü 7 Mart seçimlerinden sonra ortaya çıkan yeni Parlamento tablosundan herkesin üzerinde uzlaşabileceği yeni bir koalisyon hükümeti ortaya çıkarmak oldukça güç gibi görünmektedir.

  • Koalisyon Pazarlıkları ve Olası Hükümet Formülleri

7 Mart seçimlerinin üzerinden aylar geçmesinden sonra gelinen noktada yeni hükümet kurma çalışmalarında Başbakan Maliki’nin bir adım öne çıktığı görülmektedir. Seçimlerden 91 Parlamenterle en büyük liste olarak çıkmasına karşın Iyad Allavi’nin Başbakanlığında bir hükümet kurma senaryolarının zayıfladığı şu günlerde Irakiye Listesinin ISCI üyesi ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Adil Abdülmehdi’nin Başbakanlığında kurulacak bir hükümete destek vereceğini açıklaması dikkat çekicidir. Esasında söz konusu açıklamanın bir anlamda hükümet kurma çalışmalarında son aşamaya gelmiş olan Başbakan Maliki’yi engellemeye yönelik olarak da yapıldığı düşünülebilir. Çünkü her ne kadar Maliki’nin yeniden başbakan olmasına sıcak bakmasalar da ISCI grubunun İran veya iç dinamiklerinin etkisiyle Iyad Allavi yerine Maliki’yi tercih etmek zorunda kalacakları açıktı. Irakiye Listesi ekim ayının başına kadar başbakanlığı almaya çalışmış ancak Maliki’nin bazı Sünni gruplarla da iş birliğini geliştirmesiyle 163 sandalyeyi bulacağının açığa çıkmasıyla yeni bir hamle gerçekleştirmiştir. Ancak bunun stratejik olmaktan öteye taktiksel bir adım olması daha olası görünmektedir. Her ne kadar Adil Abdülmehdi ismi hem Şiiler hem de Sünni Arap ve Kürtler açısından kabul edilebilecek bir isim olsa da sonuçta yeni bir koalisyon pazarlığının yaşanması gerekmektedir. Oysa Başbakan Maliki koalisyon pazarlıklarının son aşamasına gelmiş gibi gözükmektedir. Özellikle Kürt Listesinin yeni hükümete katılma ön şartı olarak sunmuş olduğu 19 talepten 18’ini kabul edileceği yönünde yapılan açıklamalar da Maliki’nin Irakiye karşısında daha güçlü bir pozisyona geçmesine yol açmaktadır. Ancak hükümet kurma pazarlıkları sırasında tüm hesaplar her zaman için Bağdat’tan dönebilir.

Bu çerçevede yeni hükümet kurma çalışmalarında öne çıkan bazı formüller üzerinde durularak Maliki’nin Ankara ziyaretinin neden önemli olduğunu ifade etmek yerinde olacaktır.

Hükümet kurma çalışmalarında Maliki’nin projesiyle başlayacak olursak Başbakan Maliki’nin Kanun Listesi seçimlerden 89 milletvekili çıkarmıştı. Seçimlerden hemen sonra 72 milletvekili bulunan Irak Ulusal İttifakı kurduğu ittifakın ardından toplam milletvekili sayısı 161 oldu. Ancak Maliki’nin başbakanlık üzerinde diretmesi üzerine toplam 7 milletvekili bulunan Fazilet ile ISCI ve Bedir grubu dolaylı olarak ittifaktan ayrıldı. Dolayısıyla Maliki’nin Başbakanlığını destekleyen milletvekili sayısı 40 Sadr grubu, İbrahim el Caferi ile Ahmed Celebi olarak toplam 131 milletvekili kaldı. Maliki’nin 163 sayısını aşmak için 58 parlamentere sahip olan Kürt Partileriyle ittifak yapmaya çalışmaktadır. Ayrıca Sünni Arapları da koalisyona katma adına Irak’ın Birliği ve Tevavuf listesine de bazı bakanlıklar vermeyi planlamaktadır. Ancak bu noktada en önemli sorun Maliki’nin Kürt ve Arap partilerinin taleplerini karşılayacak vaatler vermesinin Sadr grubu üzerinde nasıl bir etki oluşturacağıdır. Ayrıca bölge ülkelerinin de yeni koalisyon pazarlıklarında gündeme gelen taleplerin karşılanmasına nasıl bakacakları az çok bilinmektedir. Örneğin; Maliki’nin Kürtlerin 19 talebinden biri olan 2 yıl içerisinde Kerkük’teki referandumun gerçekleştirilmesi gibi taleplerini karşılamasına Türkiye’nin nasıl bir tepki vereceği önemlidir.

Diğer yandan Iyad Allavi ise Başbakanlığı ISCI’ye vererek 91 olan Irakiye Listesinin toplam milletvekili sayısını 117’e çıkartmayı planlamaktadır. Hakim grubun Bedr ve Irak Hizbullah ile birlikte toplam 19 milletvekili bulunmaktadır. Fazilet’in ise 7 milletvekili bulunmaktadır. Bu kesimler doğrudan Iyad Allavi liderliğindeki bir hükümeti desteklemek yerine Başbakanın ISCI’den seçilmesi durumunda Irakiye Listesiyle ittifak yapacakları düşünülmektedir. Şayet Başbakan adayı Adil Abdülmehdi olsa Kürtlerin de yeni hükümet kurma sürecinde katılması sağlanabileceği düşünülmektedir. Böyle bir formülasyonda ISCI ve Faziletin Başbakanlık ve yanında 2 ile 4 arası bakanlık alması gündeme gelecek geriye kalan bakanlıklar ise Irakiye Listesi ile Kürtler arasında bölüştürülecektir. Dolayısıyla Başbakan Şii olmasına karşın yeni hükümetin kimliği Sünni ağırlıklı bir yapı olacaktır. Teorik olarak böyle bir hükümetin kurulması mümkün gözükmekle birlikte ciddi sıkıntıların da olduğu açıktır. En önemlisi, ülkede çoğunluğu oluşturan Şiileri nüfusları oranında hükümet temsil edilmemeleri önemli bir sorun teşkil edebilir. Diğer bir sorunda; Sünni Araplar ile Kürtlerin taleplerini ortak bir zeminde uzlaştırmak olacaktır. Tartışmalı bölgelerin nihai statükosunun çözümünde Sünni Araplar ile Kürtler doğrudan taraf oldukları düşünüldüğünde ve Irakiye Listesinden Parlamentoya giren Türkmenler’in de beklentileri göz önüne alındığında nasıl bir uzlaşının oluşturulacağını öngörmek oldukça zor. Ancak politika zaten çıkarların uzlaştırılması sanatı olduğundan hükümet kurma sürecinde her an yeni bir formül gelişebilir.

  • Maliki’nin Türkiye’den Ziyaretinden Beklentileri

Yukarıda da ifade edildiği üzere, yeni hükümet kurma çalışmalarında Başbakan Maliki ciddi bir yol kat etmiş gibi gözükmektedir. Son bölge ziyaretleri de Maliki’nin yeni hükümete yönelik oluşabilecek eleştirileri azaltma ve koalisyona katılacak taraflarla vermeyi öngördüğü ödünler konusunda bölge ülkelerinin politikalarını öğrenmeye yönelik olabilir. Seçimlerden sonra birçok lider doğrudan yeni hükümet kurma sürecinde Türkiye ile görüşmelerde bulunurken Başbakan Maliki’nin sürekli çekimser davrandığı ve ağırlıklı olarak İran ile istişarelerde bulunduğu görülmektedir. Ancak İran dışındaki bölge ülkelerinin de Tahran kadar olmasa da Irak siyasetinde etkin bir rol oynadığı düşünüldüğünde Maliki’nin bölge ülkelerinin desteğini almadan tek başına hükümet kurması oldukça güçtür. Özellikle muharip Amerikan askerlerinin çekilmesinden sonra Maliki ve İran yönetimi Irak’taki istikrarı korumak konusunda daha hassas bir politika izlemeleri gerektiğinin farkındadırlar. İstikrarsızlık bu kesimlerin de etkisinin zayıflamasına ve diğer gruplarla karşısında pazarlık güçlerinin azalmasına yol açabilir. Örneğin; Türkiye Kürt gruplarıyla iş birliğini geliştirdikten sonra Maliki hükümetinin Kürt liderler üzerindeki etkisi de zayıflamış ve en sonunda bu kesimlerle ikili bir diyalog geliştirmeye yönelmiştir. Oysa daha önceki dönemlerde, Kürt gruplarla görüşmediği gibi uzunca bir dönem Erbil’e ziyaret bile gerçekleştirmemiştir.

Maliki’nin Türkiye ziyaretinde Ankara bir kez daha mezhepsel veya etnik temeli dayalı bir hükümet kurulmasına karşı olacağını resmi düzeyde dile getirmesine karşın Maliki’nin Şiilerin yönetimde etkin olduğu bir iktidar kuracağı açıktır. Ancak bu noktada, Ankara’nın bir diğer kaygısı görüşmeler sırasında daha fazla öne çıkabilir. Maliki’nin diğer Iraklı gruplarla yaptığı pazarlıklarda onlara ne önerdiği veya hangi bakanlıkların hangi gruplarla gideceği olabilir. Henüz bakanlıkların gruplar arasında bölüştürülmesi aşamasına geçilmemesine karşın Petrol Bakanlığı, Savunma Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı gibi stratejik bakanlıkların hangi grubun eline geçeceği Maliki’yi olduğu kadar doğrudan Türkiye’yi de ilgilendirmektedir. Çünkü, 2011 sonrası dönemde Türkiye güvenlik ekonomiye kadar birçok konuda muhatap olarak Amerikalılar yerine Iraklı muhatapları ile görüşecektir. Dolayısıyla söz konusu bakanlıkların yetkileri düşünüldüğünde, Türkiye açısından kimlerle muhatap olacağı önem kazanmaktadır.

Açıkçası Başbakan Maliki, kendi başbakanlığında kurulacak yeni hükümet konusunda Türkiye’nin politikalarını öğrenmek için yaptığı Ankara ziyaretinde önemli görüşmeler gerçekleştireceğini ifade edebiliriz. Türkiye’den sonra Körfez ülkelerini ziyaret edecek olan Maliki’nin yeni hükümet kurma sürecinde tüm bölge ülkelerinin desteğini alma girişimleri her ülkenin Irak’taki değişen çıkar tanımlamaları itibariyle oldukça zordur. Ancak söz konusu ziyaretler sırasında Maliki en azından bölge ülkelerinin temel kaygılarını birincil elden dinleme imkanı elde edecek ve böylelikle Irak’a döndüğünde de olası koalisyon ortaklarının taleplerinin bir kısmını geri çekmeleri için baskı yapma imkanı elde edecektir.

 

 

Yrd. Doç. Dr. Veysel Ayhan

ORSAM Orta Doğu Danışmanı

Abant İzzet Baysal Üniversitesi Uİ

 

 

http://www.orsam.org.tr/tr/yazigoster.aspx?ID=1272

 

Sosyal Medyada Paylaş

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Tarih:

Beğenebileceğinizi Düşündük
Yazılar

Yapay Zeka Diplomasisi: AI Diplomasisinin Yükselen Çağı

The Emerging Age of AI Diplomacy To compete with China,...

Kolektif Kimlik Bağlamında Sosyal Bütünleşme: Gezi Parkı Olaylarından Bir Perspektif

Fazilet Bektaş Sivil Toplum Çalışmaları o-Staj Programı Özet Bu çalışma, uluslararası alan...

Teknolojinin İpek Yolu: Otoriterleşme ve Çin’den Dünyaya Uzanan Dijital Otoriteryanizm

Nazlı Derin Yolcu Sivil Toplum Çalışmaları o-Staj Programı Özet Dünyada geçmişten günümüze...

Arap Baharı ve Demokratikleşme: Tunus ve Mısır’da Sivil Toplumun Karşılaştırmalı Rolü

Ayça Özalp  Sivil Toplum Çalışmaları o-Staj Programı Giriş Demokratikleşme ve sivil toplum...