Maastricht Antlaşması ODGP Sütunu

1.Giriş

Uluslararası sistemdeki en başarılı entegrasyon örneği olarak kabul edilen Avrupa Birliği, kuruluşundan günümüze kadar kurumsallaşma adına önemli yol kat etmiştir. Avrupa Kömür Çelik Teşkilatı olarak başlayan entegrasyon 1967 yılında Brüksel Antlaşması ile Avrupa Topluluğu ismini almıştır.7 Şubat 1992 tarihinde imzalanan Maastricht Antlaşması ile Avrupa Topluluğu, Avrupa Birliği adını almıştır.

Maastricht Antlaşması Avrupa Entegrasyon Süreci’nin kurumsallaşmasında bir kilometre taşı konumundadır. Üç sütunlu bir yapıya sahip olan antlaşmanın ikinci sütunu Avrupa Birliği Ortak Dışişleri ve Güvenlik Politikalarını oluşturmaktadır. Maastricht Antlaşmasında Ortak Dışişleri ve Güvenlik Politikaları bölümüne yer verilmesinin sebeplerinin arasında Avrupa Birliğinde etkin bir siyasi işbirliği sağlama amacı vardır. Şüphesiz ki Maastricht Antlaşması ortak bir Avrupa politikası konusunda ilk çalışma değildir. Maastricht Antlaşmasında belirtilen Ortak Dışişleri ve Güvenlik Politikasını anlamamız için, Maastricht Antlaşması öncesi Ortak Dışişleri ve Güvenlik Politikası’nın tarihsel sürecine ve Maastricht Antlaşmasının imzalandığı süreçteki uluslararası konjonktüre hâkim olmak gerekmektedir.

2. Ortak Dışişleri ve Güvenlik Politikasının Tarihsel Gelişim Süreci

Avrupa Topluluklarının Ortak Dışişleri ve Güvenlik Politikası oluşturma çabaları kuruluşundan itibaren entegrasyonun önemli bir parçası olarak görülmüştür. Avrupa kıtasında birlik oluşturma çabalarının fikirsel temelleri İkinci Dünya Savaşı’na kadar olan süreçte atılmaya başlanmıştır. Ancak eylem düzeyine İkinci Dünya Savaşı sonrası geçilebilmiştir.[1] Bu süreçte Avrupa entegrasyonunun önündeki en büyük engeli Fransa – Almanya rekabeti teşkil etmektedir. Avrupa’da olası bir birlik için çözülmesi gereken öncelikli sorun bu rekabet olduğu için ilk entegrasyon denemeleri de temel de bu sorunun çözümüne odaklı olmuştur. İkinci Dünya Savaşı sonrası, 19 Ekim 1946 tarihli Zürih söylevinde Winston Churchill, Almanya – Fransa sorununun çözümüne yönelik “Avrupa Birleşik Devletleri”  kavramını gündeme getirmiştir.[2]  9 Mayıs 1950’de Fransız Planlama Daire Başkanı Jean Monnet‘in Avrupa’da entegrasyon üzerine olan çalışmasını, Fransız Dışişleri Bakanı Schuman kamuoyuna ilan etmiştir ve bu plan literatüre “Schuman Planı” olarak geçmiştir.[3] Schuman Planı uygulamaya geçirildiği için önceki girişimlerden daha başarılıdır. Schuman Planı doğrultusunda 1952 yılında Avrupa Kömür Çelik Teşkilatı kurulmuştur ve Avrupa entegrasyonunun önü açılmıştır.[4] Avrupa’nın güvenliği açısından bakıldığında bu süreçte (1940-1950) Batı Avrupa devletleri kıtada güvenliği sağlamak için çeşitli girişimlerde bulunmuşlardır fakat başarılı olamamışlardır. Bu sebeple bu süreçte kıtanın güvenliği daha çok Amerika Birleşik Devletlerine bırakılmıştır.[5]

İkinci Dünya Savaşı sonrası yaşanan Soğuk Savaş tüm dünyada olduğu gibi Avrupa kıtasında da ideolojik bloklaşmalara yol açmıştır. Avrupa kıtası Soğuk Savaş bitene kadar bir “demir perde” ile ikiye bölünmüştür. 1948 yılında Brüksel Antlaşması ile Batı Avrupa ülkeleri bir savunma misyonu oluşturmak istemiştir ancak NATO’nun kurulması ile bu yapı etkisizleşmiştir. 1952 yılında Fransız Savunma Bakanı Rene Pleven‘in planı doğrultusunda Fransa, Almanya ve Benelüx ülkelerinin imzaladığı bir antlaşmayla Avrupa Savunma Topluluğu kurulmuştur.[6]  İngiltere anlaşmanın koşullarını onaylamış ancak oluşuma katılmamıştır. Hollanda ise Avrupa Savunma Topluluğu antlaşmaları müzakerelerine katılmamıştır. Avrupa Savunma Topluluğu projesi Fransız parlamentosunda kabul edilmemiştir ve başarısızlığa uğramıştır.[7] İngiltere ve Fransa’nın Avrupa güvenliğinde öncü devlet olma rekabeti sonucu, Avrupa’da ortak savunma değerlerinin oluşturulması fikri bir süre askıya alınmıştır. Avrupa Savunma Topluluğu’nun başarısızlığa uğramasının ardından Brüksel Antlaşması 1954 yılında Paris’te imzalanan protokolle dönüştürülerek “Batı Avrupa Birliği” adını almıştır.[8] Ancak, üye devletlerin Batı Avrupa Birliğine yönelik fikir ayrılıkları, Batı Avrupa Birliği’nin Soğuk Savaş yıllarında verimli bir savunma enstrümanı olarak kullanılmasını engellemiştir. Literatürde I. ve II. Fouchet Planları olarak geçen tasarılardaki temel amaç Avrupa’nın Amerika Birleşik Devletlerine olan bağımlılığını azaltmaktır. De Gaulle’ün başını çektiği Fouchet Planları entegrasyon düzeyinde yapısal değişiklikler içermektedir. Ancak özellikle Belçika ve Hollanda’nın itirazları üzerine ilk planda değişiklikler yapılarak II. Fouchet Planı oluşturulmuştur. İki plan üzerindeki temel tartışma Avrupa’nın güvenliğinin NATO şemsiyesi altında kalıp kalmaması konusunda yoğunlaşmıştır.[9] Fransa, NATO’dan bağımsız bir güvenlik politikasını savunurken diğer üye devletler NATO şemsiyesi altında bir savunma biçimini desteklemiştir ve bu fikir ayrılıkları sebebiyle Fouchet Planları hayata geçirilememiştir.[10]

Pleven ve Fouchet Planlarının başarısızlığa uğraması sonucunda Avrupa’da entegrasyon alanında yeni girişimler olmuştur. Belçika Dışişleri Bakanı Etienne Davignon’un 27 Ekim 1970 tarihli raporu[11] onay görmüş ve Avrupa Siyasi İşbirliği adı altında bir girişim başlatılmıştır.[12] Avrupa Siyasi İşbirliği sürecine paralel olarak 1 – 2 Aralık 1969 tarihinde Lahey Zirvesi, 19 – 21 Ekim 1972 Paris Zirvesi tarihinde ve 9 – 10 Aralık 1974 tarihinde Paris Zirvesi toplanmıştır. Kopenhag Raporu[13] , Tindemans Raporu[14] , Londra Raporu[15] , Genscher – Colombo Raporu ve  (Stuttgart) Solemn Deklarasyonu[16] yayınlanmıştır. Bu zirveler ve raporlar doğrultusunda Avrupa Siyasi İşbirliği süreci evrilerek daha kurumsal bir yapı kazanmıştır.

1980li yılların siyasal konjonktürü Avrupa Topluluğu’nun güvenlik alanında işbirliğini sıkılaştırmaya yönelten gelişmelere sahne olmuştur. Yaşanan gelişmelerin ve Avrupa entegrasyonunu geliştirme trendinin etkisinde 1987 yılında Avrupa Tek Senedi[17] yürürlüğe sokulmuştur.

“Ortak dış politika alanında işbirliğini geliştirmek için mütevazı, fakat etkili bir mekanizma oluşturan Avrupa Tek Senedi, Avrupa Siyasi İşbirliği üyelerinin antlaşmalar dışında hükümetlerarası protokollerle kabul ettikleri konuların tümünü müktesebata dâhil etmiş, diğer bir deyişle, fiili işbirliğini, kurumsal hale getirmiştir.”[18]

Soğuk Savaş süresince dünyada olduğu gibi Avrupa da ideolojik olarak ikiye bölünmüştür. Doğu-Batı, komünizm – kapitalizm, Amerika Birleşik Devleti – Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği ve benzerindeki kamplaşma Avrupa kıtasında Batı Avrupa ve Doğu Avrupa olarak olmuştur. Almanya’dan geçen ve Avrupa’yı ikiye ayıran demir perde Soğuk Savaş’ın bitmesinin ardından kalkmıştır. Soğuk Savaş’ın bitmesi Avrupa entegrasyonunu yeni bir konsepte yönlendirmiştir. Avrupa Topluluğu için Soğuk Savaş sonrası dönemde en önemli sorunsal Doğu Avrupa –Eski Sovyet- ülkelerinin Avrupa entegrasyonunun neresinde olacağıdır. Avrupa Topluluğu Doğu Avrupa ülkelerinin durumunu lehine çevirmek için çeşitli politika enstrümanları geliştirmiştir. Aslında bu durum duraklama noktasına gelmiş Avrupa entegrasyonu için yeni bir kapı açmıştır. Doğu Avrupa ülkeleri ile iyi ilişkiler geliştirilerek entegrasyonun derinleştirilmesi, dolayısıyla Avrupa Topluluğu’nun pazar ihtiyacının karşılanması ve Sovyet tehdidinin ortadan kalması ile güvenlik alanında Doğu Avrupa ile bütünleşme Avrupa entegrasyonunu nihai hedefleri haline gelmiştir. Bu hedeflerin hayata geçirilmesi için Avrupa Topluluğu’nun temel argümanı Doğu Avrupa devletlerinin demokratik sisteme ve liberal ekonomiye geçişini desteklemektir.

Bu konjonktürde 1991 yılında ekonomik ve parasal birlik amacıyla toplanan Hükümetlerarası Konferans’ta Ortak Dışişleri ve Güvenlik Politikası konusuna da değinilmiştir. Bu konferansta yürürlükte olan Ortak Dışişleri ve Güvenlik Politikası konseptinin uluslararası sistemde yaşanan değişikliklere yönelik olarak dönüştürülmesinde Almanya Başbakanı Helmut Kohl ve Fransa Devlet Başkanı François Mitterand’ın yayınladığı ve literatürde Mitterand-Kohl Bildirisi[19] olarak adlandırılan bildiri dinamo görevi görmüştür.

“BAB’ın Avrupalı ülkelerin ortak güvenliğinin sağlanması ve Avrupa Siyasi İşbirliği’nin geliştirilmesi için temel aktör olduğunun belirtildiği 14 Ekim 1991 tarihli Mitterrand-Kohl Bildirisi’nde, iki ülke BAB’ı Avrupa Birliği gelişme sürecinin ayrılmaz bir parçası olarak nitelendirmişler ve BAB’ın AB’nin savunma görevini yürütmesi için yapılandırılması fikrini ortaya atmışlardır. BAB’ın gelecekte AB’nin savunma örgütü olması, Bu kapsamda BAB’ın, AB ile yakın işbirliği içinde olması ve tüm AB üyelerinin BAB’a üye olması önerilmiştir. AT üyesi olmayan NATO üyeleri için de daha yakın işbirliği mekanizması oluşturulması da önerilmiştir.”[20]

İngiltere Mitterand-Kohl Bildirisine karşı çıkmıştır. Bildiride öngörülen uygulamaların üye ülkelerin egemenliklerini zedeleyeceğini belirtmişlerdir. BAB’ın Avrupa Topluluğu’na entegrasyonunu reddederek Avrupa Güvenliğinin NATO kanalıyla devam etmesini gerektiğin belirtmişlerdir. Oluşturulmak istenen yeni Ortak Dışişleri ve Güvenlik Politikasının yapısına yönelik üye devletler arasında fikir ayrılıkları oluşmuştur. Avrupa Topluluğu içerisinde İngiltere, Danimarka, Yunanistan ve Portekiz Avrupa Siyasi İşbirliği’nde reformları desteklemekte ancak hükümetlerarası yapının korunması gerektiğini savunmuştur.  Almanya, Belçika, Hollanda, Lüksemburg ve İtalya Avrupa Topluluğu unsurlarının yanında güçlü bir Ortak Dışişleri ve Güvenlik Politikası oluşturulması gerektiğini savunmuştur.[21]

Ortak Dışişleri ve Güvenlik Politikası boyutunda iki farklı bloğa ayrılan Avrupa Topluluğu üye devletlerinin gerçekleştirdiği müzakereler sonucu, Lüksemburg Başkanlığı’nın önerisi doğrultusunda Topluluk üç sütun üzerine oturtulmuştur.[22]

3.Maastricht Antlaşması Ortak Dışişleri ve Güvenlik Politikası Sütunu

1 Kasım 1993 tarihinde yürürlüğe giren ve Avrupa Birliği’ni kuran Maastricht Antlaşması ile Avrupa Topluluğu sütunu, Ortak Dışişleri ve Güvenlik Politikası ve Adalet ve İçişleri sütunu olmak üzere, üç sütunlu yapı yürürlüğe girmiştir.[23]

“ODGP hedeflerine ulaşılabilmesi için Maastricht Antlaşması ile üç tür araç öngörülmüştür: İşbirliği, ortak tutum ve ortak eylem. İşbirliği; üye devletlerin dış politikalarıyla Birlik çerçevesinde geliştirilen dış politikanın birbirleriyle uyumlu ve tamamlayıcı nitelikte olmasıdır. AB’nin ortak tutumunun belirlendiği durumlarda üye devletler ulusal dış politikalarını bu tutuma uyumlu bir şekilde sürdürmekle yükümlüdürler. Ortak tutum dışında, Birliğin hedeflediği uluslararası siyasal etkinliğe ulaşabilmek için ortak eylem alanları belirlenmiştir. Bunlar; AGİT süreci, nükleer silahların yayılmasının engellenmesine bağlı sorunlar, güvenlik önlemleri dâhil Avrupa’da silahsızlanma ve silahların kontrolü politikası, güvenliğin ekonomik yanı, özellikle de üçüncü ülkelere yapılan askeri teknoloji transferlerinin kontrolü ve silah ihracatının kontrolü konularıdır.”[24]

Maastricht Antlaşması’nın Ortak Dışişleri ve Güvenlik Politikası Avrupa Siyasi İşbirliği gibi hükümetlerarası yapıdadır. Antlaşmanın Ortak Dışişleri ve Güvenlik Politikası sütunu Avrupa Siyasi İşbirliği sürecini değiştirmekten çok yeni eklemeler içermektedir. Maastricht Antlaşmasının Ortak Dışişleri ve Güvenlik Politikası sütunu Avrupa Topluluğu Mahkemesi yargısına tabi tutulmamıştır.[25] Maastricht Antlaşması ile savunma Ortak Dışişleri ve Güvenlik Politikasına dâhil edilmiştir. Bu doğrultuda yapılacak eylemler için yetki Batı Avrupa Birliği’ne verilerek BAB Sekreteryası Brüksel’e taşınmıştır.[26] Maastricht Antlaşması’nı Avrupa Siyasi İşbirliği’nden ayıran fark temelde üye devletlerin ortak dış politika hedefi doğrultusunda politikalarının bütünleştirilmeye yönelik olmasıdır. Ayrıca Avrupa Birliği tehdit algılarının ve savunma konseptini insan hakları demokrasi gibi kavramların temelinde yeniden düzenlenmiştir.

“Sovyetler Birliği’nin dağılması ve Soğuk Savaş’ın bitmesi olayları sonucunda Avrupa’da büyük ölçekli bir saldırı tehlikesi ortadan kalkmış ancak, Soğuk Savaş sonrasında, potansiyel bölgesel çatışmalar istikrarsızlıklar ve geleceğe yönelik belirsizlikler ortaya çıkmıştır. Sovyetler’in askeri ve nükleer kapasitesinin terörist grupların ellerine geçmesinin yarattığı tehdit ve Doğu Avrupa’da ve Sovyetler Birliği’nin eski cumhuriyetlerinde potansiyel siyasal şiddet, ırkçılık, yabancı düşmanlığı, kitle imha silahlarının yayılması, uyuşturucu kaçakçılığı, kaçak göç vb. öngörülemeyen “yeni tehditler” le karşı karşıya kalınması, Soğuk Savaş sonrası dönemde Avrupa’da barış ve istikrarı tehdit etmeye başlamıştır.

Büyük çaplı savaş olasılığı yani askeri tehditlerin ortadan kalkmasıyla giderek daha fazla gündeme gelen ‘yeni tehditler’ dolayısıyla, Avrupa’nın savunma ihtiyaçları da değişmiştir. Kendi güvenliğinin sağlanmasında giderek daha fazla sorumluluk almaya karar veren Birlik, kendisini uluslararası arenada hızla değişen olaylar ve karşılaşılan güçlüklerle başa çıkmada etkin bir küresel aktör konumuna getirmek amacıyla da etkin bir Ortak Dış ve Güvenlik Politikası’na ihtiyaç duymaktadır.”[27]

Maastricht Antlaşması’na Batı Avrupa Birliği’nin Avrupa savunmasında daha aktif olmasına yönelik kararlar alınmıştır. Avrupa savunmasının yanı sıra Batı Avrupa Birliği’nin görev alanları hakkında düzenlemeler yapılmıştır. Maastricht Antlaşması’nda Batı Avrupa Birliği’nin NATO’ya bir alternatif olarak değil, NATO’nun Avrupa ayağı olması öngörülerek 1992 Bonn BAB Bakanlar Konseyi’nde alınan kararlar Petersberg Bildirisi olarak açıklanmıştır.[28]

4.Maastricht Sonrası Avrupa Birliği’nde Ortak Dışişleri ve Güvenlik Çalışmaları

Kuruluşundan itibaren ortak savunma ve dış politika konusunda çalışmalar yürüten Avrupa entegrasyonu Maastricht Antlaşması’nda ODGP sütunu ile bu çalışmaları kurumsal bir zemine oturtmuştur. Maastricht sonrası dönemde ortak savunma konusunda çalışmalar hızla devam etmiştir. Ekim 1997’de Amsterdam Antlaşması imzalanmıştır ve Batı Avrupa Birliği, Avrupa Birliği’nin ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Amsterdam Antlaşması ortak bir savunma politikası öngörmüştür ancak patlak veren Kosova Savaşı ve Avrupa Birliği’nin etkili bir çözüm üretememesi Avrupa Birliği’ni savunma anlamında yeni arayışlara yöneltmiştir. Bu süreçte gerçekleştirilen Saint Melo ve Köln Zirveleri Avrupa Birliği‘nin savunma anlayışında değişikliklere yol açmıştır. 1999 Köln Zirvesi’nde Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikasının(AGSP) resmi temelleri atılmış, müdahale çeşitleri ve yöntemleri belirlenmiş ve son olarak ta Batı Avrupa Birliği’nin 2000 yılına kadar feshedilmesi kararlaştırılmıştır

1994 yılında gerçekleştirilen NATO Brüksel Zirvesi’nde Avrupa Güvenlik ve Savunma Kimliği (AGSK) ve Birleşik Müşterek Görev Gücü (BMGG) oluşturulmuştur. 1996 yılında gerçekleştirilen Berlin Zirvesi’nde Avrupa Güvenlik ve Savunma Kimliği somutlaştırılmıştır ve AGSK’nin NATO içerisinde geliştirilmesi kararı alınmıştır. 1999 Washington Zirvesi’nde Avrupa Birliği üyesi olmayan NATO üyelerinin durumu tartışılmıştır. 1999 yılında gerçekleştirilen Helsinki Zirvesi’nde Batı Avrupa Birliği lağvedilerek Avrupa Birliği’nin bir parçası haline getirilmiştir ve 50-60 bin kişilik bir ordu oluşturulması kararlaştırılmıştır. Feira ve Nice Zirvesi’nde Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikası’na yönelik düzenlemeler getirilmiştir. Ayrıca Nice Zirvesi’nde karar almada oybirliği şartı kaldırılmıştır ve 5000 kişilik bir polis gücü oluşturulması kararlaştırılmıştır. Avrupa Birliği Leaken Zirvesi’nde kriz yönetimi ve operasyonu kapasitesi bakımından yeterli olduğunu belirtmiştir. Lizbon Antlaşması’nda savunma konusunda karar alma sürecine ulusal hükümetler de dâhil edilmiştir.

5.Sonuç

Avrupa entegrasyonu kuruluş aşamasında tarihsel sebeplerden dolayı ekonomik bir entegrasyon olarak ortaya çıkmıştır. Ekonomik alanda kazanılan başarı ve konjoktorel değişimler sebebiyle işbirliği siyasi alana kaydırılmak amaçlanmıştır. Bu doğrultuda yapılan çalışmalar öncelikli olarak siyasi işbirliğini genişletmeye yönelik olmuştur. Uluslararası sistemde etkili bir aktör olma savıyla genişleyen Avrupa entegrasyonu ortak dışişleri ve güvenlik anlamında ekonomik alanda olduğu derecede başarılı olamamıştır. Ortak Dışişleri ve Güvenlik Politikası alanında yapılan çalışmalarda Maastricht Antlaşması kurumsallaşmanın başlangıcı olarak bir dönüm noktası konumundadır. Maastricht Antlaşması öncesi ortak dış politika konusunda zafiyeti olan Avrupa entegrasyonu, savunma konusunda da NATO güvenlik şemsiyesi ile Avrupa’nın dinamiklerinin oluşturduğu Batı Avrupa Birliği güvenlik ayrımında seneler kaybetmiştir. Şüphesiz bu belirsizlikte Soğuk Savaş döneminin koşulları da etkili olmuştur. Maastricht Antlaşması ile kurulan Ortak Dışişleri ve Güvenlik Politikası sütunu Soğuk Savaş sonrası Avrupa entegrasyonunun savunma anlayışını da değiştirmiştir. Ancak Kosova Savaşı’ndaki yetersizliğini gören Avrupa, Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikasını oluşturarak savunma ve dış ilişkilerde daha etkin bir rol amaçlamıştır. Tüm bu sürecin sonucunda Lizbon Antlaşması’nda ulusal hükümetlerin karar alma mekanizmasına eklenmesi süreci daha karmaşık ve içinden çıkılmaz bir hale getirmiştir.

Sonuç olarak; kurulduğu günden günümüze kadar Ortak Dışişleri ve Güvenlik konusunda çeşitli çalışmalar yürüten Avrupa entegrasyonu, bu süreçte yaşanan gelişmeler ışığında bir Ortak Dışişleri ve Güvenlik Politikası oluşturamamıştır. Lizbon Antlaşması sonrası karar almanın güçleştiğini ve Libya konusunda Fransa Hükümeti’nin tutumunu göz önünde bulundurursak günümüzde de bir Ortak Dışişleri ve Güvenlik Politikası oluşturamadıklarını söyleyebilmekteyiz.

Ahmet Ateş

Adnan Menderes Üniversitesi

Uluslararası İlişkiler Bölümü Yüksek Lisans

Kaynakça

1. EFE, Haydar, Avrupa Birliği’nin Ortak Dış ve Güvenlik Politikası, Gaziantep Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt 7, Sayı 1, 2008.

2. EFE, Haydar, Avrupa Birliği’nin Ortak Dış ve Güvenlik Politikası Yaratma Çabaları ve Türkiye’ye Etkileri, Yayınlanmamış Doktora Tezi, İstanbul, İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2005.

3. EFE, Haydar, Soğuk Savaş Dönemi’nde Avrupa’da Ortak Dış Politika Oluşturma Çabaları, Ankara Avrupa Çalışmaları Dergisi, Cilt 9 No 1, 2010.

4. EFE, Haydar, AB’nin “Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikası” Oluşturma Çabaları, Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Dergisi, Güz 2007, Cilt 3, Yıl 3, Sayı 2.

5. GÜÇ, Eda, Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikası, Yayınlanmamış Yükseklisans Tezi, Ankara, Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2008.

6. KIZILKAYA, Alaattin ve KAYA, Yasemin, Avrupa Birliği’nin Ortak Dışişleri ve Güvenlik Politikasına Bir Bakış, İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt 19, Sayı 1, 2005.

7. Letter from Leo Tindemans to the European Council, 29 December 1975

http://www.cvce.eu/viewer/-/content/4d9016fd-602c-42d3-b03a-c5303e741bf7/en

Erişim Tarihi: 01.04.2102

8. Mitterand – Kohl Letter. http://www.lfpr.lt/uploads/File/2001-8/Letter.pdf Erişim Tarihi: 01.01.2012

9. MOR, Hasan, Avrupa(Birliği) Bütünleşme Süreci ve Sorunları, Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 14, Sayı 1, 2010.

10. Report on European Political Cooperation , London , 13 October 1981

http://www.cvce.eu/viewer/-/content/869a63a6-4c28-4e42-8c41-efd2415cd7dc/en Erişim Tarihi: 01.04.2012

11. Second Report on Political Cooperation in Foreign Policy Matters, Copenhagen, 23 July 1973

http://www.cvce.eu/viewer/-/content/8b935ae1-0a38-42d4-a97e-088c63d54b6f/en

12. Single European Act.

http://www.cvce.eu/viewer/-/content/5e108ccd-532e-48f6-a054-5495387c7124/en

Erişim Tarihi: 01.04.2012

13. Solemn Declaration on European Union (Stuttgart, 19 June 1983) http://www.cvce.eu/viewer/-/content/a2e74239-a12b-4efc-b4ce-cd3dee9cf71d/en

Erişim Tarihi: 01.04.2012

14.  The Davignon Proposals

http://www.cvce.eu/viewer/-/content/e002a9fd-5758-408e-b387-9a4b0acfa422/en

Erişim Tarihi: 01.04.2012

15. YILMAZ, M. Mustafa, Avrupa Birliğinde Ortak Dış ve Güvenlik Politikası, Yayınlanmamış Yükseklisans Tezi, İstanbul, İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2007.


[1] Haydar Efe, Avrupa Birliği’nin Ortak Dış ve Güvenlik Politikası, Gaziantep Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt 7, Sayı 1, 2008, s.67.

[2] Haydar Efe, Avrupa Birliği’nin Ortak Dış ve Güvenlik Politikası Yaratma Çabaları ve Türkiye’ye Etkileri, Yayınlanmamış Doktora Tezi, İstanbul, İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2005, s.24.

[3] Hasan Mor, Avrupa(Birliği) Bütünleşme Süreci ve Sorunları, Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 14, Sayı 1, 2010, s.506.

[4] Haydar Efe, Avrupa Birliği’nin Ortak Dış ve Güvenlik Politikası Yaratma Çabaları ve Türkiye’ye Etkileri, Yayınlanmamış Doktora Tezi, İstanbul, İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2005, s.24-25.

[5] Haydar Efe, a.g.e , s.25.

[6] Eda Güç, Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikası, Yayınlanmamış Yükseklisans Tezi, Ankara, Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2008, s.7.

[7] Haydar Efe, Avrupa Birliği’nin Ortak Dış ve Güvenlik Politikası Yaratma Çabaları ve Türkiye’ye Etkileri, Yayınlanmamış Doktora Tezi, İstanbul, İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2005, s.33.

[8] M.Mustafa Yılmaz, Avrupa Birliğinde Ortak Dış ve Güvenlik Politikası, Yayınlanmamış Yükseklisans Tezi, İstanbul, İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2007, s.83.

[9] Alaattin Kızılkaya ve Yasemin Kaya, Avrupa Birliği’nin Ortak Dışişleri ve Güvenlik Politikasına Bir Bakış, İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt 19, Sayı 1, 2005, s.208.

[10] Haydar Efe, Avrupa Birliği’nin Ortak Dış ve Güvenlik Politikası Yaratma Çabaları ve Türkiye’ye Etkileri, Yayınlanmamış Doktora Tezi, İstanbul, İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2005, s.48.

[12] Haydar Efe, Avrupa Birliği’nin Ortak Dış ve Güvenlik Politikası Yaratma Çabaları ve Türkiye’ye Etkileri, Yayınlanmamış Doktora Tezi, İstanbul, İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2005, s.48

[13] http://www.cvce.eu/viewer/-/content/8b935ae1-0a38-42d4-a97e-088c63d54b6f/en Second Report on        Political Cooperation in Foreign Policy Matters, Copenhagen , 23 July 1973 Erişim Tarihi : 01.04.2012

[14] http://www.cvce.eu/viewer/-/content/4d9016fd-602c-42d3-b03a-c5303e741bf7/en Letter from Leo   Tindemans to the European Council , 29 December 1975 Erişim Tarihi : 01.04.2102

[15] http://www.cvce.eu/viewer/-/content/869a63a6-4c28-4e42-8c41-efd2415cd7dc/en Report on European Political Cooperation , London , 13 October 1981 Erişim Tarihi : 01.04.2012

[16]http://www.cvce.eu/viewer/-/content/a2e74239-a12b-4efc-b4ce-cd3dee9cf71d/en Solemn Declaration on European Union (Stuttgart, 19 June 1983) Erişim Tarihi: 01.04.2012

[18] Haydar Efe, Soğuk Savaş Dönemi’nde Avrupa’da Ortak Dış Politika Oluşturma Çabaları , Ankara Avrupa Çalışmaları Dergisi , Cilt 9 No 1 , 2010 , s.53.

[19] Mitterand – Kohl Letter  http://www.lfpr.lt/uploads/File/2001-8/Letter.pdf Erişim Tarihi: 01.01.2012

[20] Haydar Efe, Avrupa Birliği’nin Ortak Dış ve Güvenlik Politikası Yaratma Çabaları ve Türkiye’ye Etkileri, Yayınlanmamış Doktora Tezi, İstanbul, İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2005, s.75.

[21] A.g.e , s.76.

[22] A.g.e, s.77.

[23] Alaattin Kızılkaya ve Yasemin Kaya, Avrupa Birliği’nin Ortak Dışişleri ve Güvenlik Politikasına Bir Bakış, İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt 19, Sayı 1, 2005 , s.212.

[24] Alaattin Kızılkaya ve Yasemin Kaya, Avrupa Birliği’nin Ortak Dışişleri ve Güvenlik Politikasına Bir Bakış, İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt 19, Sayı 1, 2005, s.212.

[25] Haydar Efe, Avrupa Birliği’nin Ortak Dış ve Güvenlik Politikası Yaratma Çabaları ve Türkiye’ye Etkileri, Yayınlanmamış Doktora Tezi, İstanbul, İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2005, s.78.

[26]Alaattin Kızılkaya ve Yasemin Kaya, Avrupa Birliği’nin Ortak Dışişleri ve Güvenlik Politikasına Bir Bakış, İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt 19, Sayı 1, 2005, s.212.

[27] Haydar Efe, Avrupa Birliği’nin Ortak Dış ve Güvenlik Politikası, Gaziantep Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt 7, Sayı 1, 2008, s.71.

[28] Haydar Efe, AB’nin “Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikası” Oluşturma Çabaları, Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Dergisi, Güz 2007, Cilt 3, Yıl 3, Sayı 2, s.8-9. 

Sosyal Medyada Paylaş

Previous article
Next article

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Tarih:

Beğenebileceğinizi Düşündük
Yazılar

Orta Güçler Çok Kutuplu Bir Dünya Yaratacak

Dani Rodrik - Cambridge Bu yazı ilk olarak 11 Kasım...

Amerika Bir Sonraki Sovyetler Birliği mi?

Harold James, Princeton Üniversitesi'nde Tarih ve Uluslararası İlişkiler Profesörü. Bu...

Stabil Kripto Paralar Doların Küresel Statüsünü Koruyabilir

Paul Ryan, ABD Temsilciler Meclisi'nin eski sözcüsü (2015-19), American...

Avrasya’da Kolektif Güvenlik: Moskova ve Yeni Delhi’den Bakışlar

Collective Security in (Eur)Asia: Views from Moscow and New...