Literatür Taraması: Arap Baharı Sonrası Yemen’de Uluslararası Hukuk ve İnsan Hakları İhlalleri

  1. Muslu, Ensar, “Yemen Ortadoğu Yıllığı” 2015, Sayfa aralığı: 247-263

2104 yılı sonlarında Husilerin Yemen’de güçlenmesi ve Cumhurbaşkanı Hadi ve Başbakan Baha’ nın başkentten ayrılmasıyla başlayan ve Hadi’ nin Suudi Arabistan’a yardım çağrısı yapmasının ardından koalisyon güçleriyle Husiler arasındaki çatışmayla devam eden süreç incelenmiştir. Bu süre zarfında El-Kaide ve DEAŞ gibi farklı aktörlerin de sahaya girmesiyle Yemen’de insani krizin derinleşmesi ve bu çeşitli aktörlerin çatıştığı ortamda, çatışmadan etkilenen sivillere yönelik yardımların yerine ulaşamaması gibi problemlere de yer verilmiştir.

Makalede ilk olarak çatışan Husi ve Hadi güçleri ele alınmış, bunlar arasındaki siyasi mücadelenin kökleri irdelenmiştir. Bunun dışında, çatışmanın ilerleyen zamanlarında ortaya çıkan ve çatışmaya dâhil olan aktörlere de yer verilmiştir. Daha sonra Yemen ekonomisi incelenmiştir. Fakat bu ekonomik inceleme bir devlet politikası olarak değil, insanların yaşadığı bir kriz bağlamında ele alınmıştır. Bu bakımdan bölgede çatışan güçler arasında kalan sivil halka dikkat çekilmiş ve insan hakları ihlallerine yer verilmiştir. Makalede dikkat çekilen husus Suudi Arabistan müdahalesi ile ülkede diğer aktörlerin çatışmasıdır. BM çözüm çabalarına da yer verilmiştir. Makale 2015 yılında yazıldığı için, bu dönemde gerçekleşen olaylar üzerinden Yemen anlatılmaya çalışılmıştır.

  1. Salih, Mehmet, “Yemen’de Arap Baharı”, Yasama Dergisi 22, Sayfa aralığı: 120-140

Tunus’ta bir seyyar satıcının intiharıyla başlayan Arap Baharı ayaklanmaları Ortadoğu’da diğer ülkelere de sıçrayarak devam etmiştir. Tunus, Libya, Mısır ve Yemen’de ilk başta bu ayaklanmalar başarılı olduysa da Suriye’de Esad rejiminin direnişe karşılık vermesiyle de durum tersine dönmüştür. Zira Mısır’da bir karşı devrimin vuku bulması, Yemen’ de Ulusal Diyalog Konferansı’nın çözüm üretememesi ile bu durum kanıtlanmaktadır. Ortadoğu’nun en fakir ülkesi olan Yemen’ de de ayaklanmalar yaşanmıştır.

Bu makale Arap Baharı’ nın başlamasından 2013 yılına kadar olan Yemen’deki iç siyasi sorunlara yönelik olarak hazırlanmıştır. Daha çok Arap Baharı’ na giden süreçte Yemen’de hangi sorunların etkili olduğunu açıklayacaktır. Uluslararası toplumun Yemen’deki bu halk ayaklanmalarına tepkisinin ne olduğu analiz edilecektir. Makale, yazıldığı dönemde Yemen’in durumunu açıklarken, en son aşamada rejimin ilerde karşılaşabileceği sorunlara da değinmiştir.

  1. Semin, Ali, “Yemen Krizi, Husiler ve İran-Körfez Güç Mücadelesi”, BİLGESAM Analiz/Ortadoğu No:1201, 3 Nisan 2015

Ortadoğu bölgesinde son dönemde olan gelişmeler bu bölgedeki ittifak ilişkilerini daha da karmaşıklaştırmaktadır. İran’ın Şii yayılmacılığı ekseninde yürüttüğü politikaların Beyrut, Şam ve Sanaa’ daki etkisi, Suudi Arabistan ve diğer körfez ülkeleri tarafından bir tehdit olarak algılanmıştır. Yemen’de Husi güçlerinin Başkent Sanaa’ da kontrolü sağlaması ile Suudi Arabistan ve koalisyon güçlerinin Yemen’de Şii Husilere karşı müdahalesi bunun ispatıdır.

Bu makale Yemen üzerinden bölgesel olayları analiz edilmiş ve yine Yemen örnekleminden yararlanarak Ortadoğu’da İran’a karşı oluşturulan ittifak kuşağının nedenleri ve sonuçlarını analiz ederken, bu ittifak kuşağının bölgedeki etkileri ortaya konmuştur. Yemen örneklemi üzerinden Ortadoğu’daki olayları anlayabilme girişimi nedeniyle, makale bir tümevarım yöntemi örneğidir. Bu makale örneği, 2015 ve öncesinde Yemen’de yaşanan olayları incelemiştir.

  1. Kurt, Veysel, ‘’Devrim’’ den Askeri Müdahaleye Yemen”, SETA Analiz Aralık 2015, Sayı:144

Ali Abdullah Salih’in Yemen’deki baskıcı yönetimi, Arap Bahar’ının getirmiş olduğu hava ile halk grupları tarafından protestolarla devrilmeye çalışıldı. Geçiş sürecinde ise Abdurrabu Mansur Hadi’nin ülkenin başına geçtiği ve Ulusal Diyalog Konferansı’nda ise ülkenin geleceği ile ilgili bir karar verileceği süreç başlamıştı. Ancak Ulusal Diyalog Konferansı çalışmalarını yürütmek üzereyken çatışmalar daha da şiddetlenerek artmıştı. Çünkü ülkedeki Husiler ve diğer aktörler daha fazla güç kazanmak için bir yarışa girmişlerdi.

Yemen’in bir iç siyasi sorundan uluslararası aktörlerin çatışma alanına doğru evrilen sürecini konu alan bu makale, Salih iktidarının devrilmesine sebep olan temel motivasyonları irdeleyerek bir başlangıç yapmış UDK ‘nin kuruluşuyla devam etmiştir. Daha sonra ise Husilerin ilerleyişi ve Suudi Arabistan’ın Kararlılık Fırtınası operasyonunun sonuçları ve etkilerine değinilmiştir. Bu iç savaşın uluslararası operasyona dönüşümü, makalede analiz edilmiştir.

  1. Jeremy, M.Sharp, “Yemen: Civil War and Regional Intervention”, Specialist in Middle Eastern Affairs, March 21,2017

Mart 2015’te Suudi Arabistan ve beraberindeki koalisyon güçleri Yemen’e müdahale etmeye başladı. Bu koalisyon güçleri, Suudi Arabistan liderliğinde Yemen’ de yeni bir yönetim kurmayı amaçlıyordu. Halen Husi güçleri ve Hadi yanlıları ülkede çatışmayı sürdürmekte. Ocak 2017’de açıklanan BM raporuna göre son iki yılda yaklaşık 10 bin kişi hayatını kaybetti ve ülkenin %60 ‘ı acil gıda yardımlarına muhtaç yaşıyor.

Bu makale 2017 yılında yazıldığı için diğer makalelerden daha yeni ve daha güncel bilgileri yansıtıyor. Makale ABD’nin Ortadoğu politikasının Yemen’de yaşananlara etkisini analiz ediyor. Obama yönetimiyle başlayan Husilere karşı Suudi koalisyonunu destekleme politikasının, Obama döneminde daha yumuşak ve barışçı söylemlere evrilmesi ve sonrasında ise Trump yönetimindeki değişimler incelenmiştir. Makalede ABD merkeze konularak bir analiz yapılmıştır.

  1. Salisburg, Peter, “Yemen and Saudi-Iranian ‘’Cold War’’, Middle East and North Africa Programme, February 2015

Suudi Arabistan ve İran arasında bölgedeki liderliği üstlenebilmek adına süregelen rekabet, Yemen’de vekâlet savaşları üzerinden yürütülmeye devam ediyor. Şii bir Yemen formülasyonu ile başlayan Husiler son on yılda Kuzey Yemen’de güç kazandılar. Suudi Arabistan ise Husileri bir İran vekâleti olarak görüyor. Bu iki gücün farklı aktörler üzerinden güç devşirmeleri, bölgede Yemen dâhil birçok ülkede istikrarsızlığın sürmesinin temel nedenidir. Suudi Arabistan Huti liderleri ile İran’daki Devrim Muhafızları komutanlarının bağlantılarını ispat etmeye çalışmaktadır.

Bu makale Yemen’deki çatışmanın itici gücünü yerel aktörlerin oluşturduğunu fakat bu aktörlerinde dış kaynaklı itici güçleri olduğunu vurgulamaktadır. Makalede bölgedeki sorunun çözümü için ABD ve Suudi Arabistan’ın kilit unsurlar olduğu anlatılmıştır. Özellikle Ortadoğu’da yaşanan kaos ve istikrarsızlık ortamının tetikleyici unsurunun, Suudi Arabistan ve İran’ın birbirlerinin tehdit olarak algılamaları ve rekabet etmeleri olduğu belirtilmiştir.

  1. Al Zandani, A.Ahmed, “Yemen’s Question: From the Struggle for Freedom to the Struggle for Survival”, Türkiye Ortadoğu Çalışmaları Dergisi, Cilt 2, Sayı2, 2015, ss. 89-108

Yemen halkının yolsuzluk yapan liderleri Salih’i devirmek için yaptıkları kitle gösterileri, büyük bir umutla başlamış olsa da ne yazık ki istenildiği gibi olmamış ve ülke gittikçe daha da derinleşen bir kaosun içine sürüklenmiştir.

Makale 2015 yılında henüz Suudi Arabistan’ın Yemen’e müdahalesi başladığı zaman yazılmıştır ve Yemen halkının, bağımsızlıklarını ve özgürlüklerini kazanmak adına verdikleri savaşta yaptıkları en büyük hatanın, başka devletlerden ve dış güçlerden medet ummak olduğunu aktarmıştır. Makalenin analiz çerçevesi büyük güçlerin uluslararası ve bölgesel meselelerde müdahale etkisinden yola çıkılarak oluşturulmuştur. Ayrıca analiz çerçevesi küçük devletlerin uluslararası denklemdeki konumunu da göstermek zorunda olduğundan, Yemen özelinde büyük devletlerin küçük devletler üzerindeki etkisi ve bölgesel aktörlerin rolü incelenmiştir.

  1. ARI, Tayyar, “Yemen’de Arap Baharı’ndan Husi Darbesine: Bir Demokrasi Denemesinden Başarısız Devlete mi?”,SDE NO:8, Mart 2015

Kuzey Yemen yaklaşık 4 yüzyıl boyunca Osmanlı hâkimiyetindeydi ve Başkenti Sanaa idi. Güney Yemen ise bağımsızlığını elde ettiği süreye kadar İngiliz hâkimiyetindeydi ve Başkenti Aden idi.  1990 ‘daki birleşme sonrasında ise Salih rejimi otoriter bir rejim olarak 2011’e kadar etkisini sürdürmüştür. Arap ülkeleri içinde en fakir ülkelerden olan Yemen, 26 milyonluk nüfusunda kii başına düşen milli gelir 2 bin dolar olarak belirlenmiştir. Gelen darbe ile birlikte 2011’de Abdullah Salih’in görevi yardımcısına bırakması ve belirlenen süre içerisinde seçimlere gidilmiş fakat anayasa üzerinde mutabakat sağlanamamıştır. Tüm bunların sonucunda Yemen’de yaşanacak olaylar ile uluslararası toplumun müdahalesizliği Yemen’i daha da istikrarsız bir toplum haline getirebilecektir.

Makale Yemen’deki demokrasi denemesinin arka planını incelemiş ve Husi grubunun ortaya çıkışından 2015 yılına kadar güçlenmesini analiz etmiştir.

  1. Çamyaran Elif, “Yemen within the framework of failed state theory – Başarısız devlet teorisi çerçevesinde Yemen Danışman: Yrd. Doç. Dr. Mehmet Ali TUĞTAN, İstanbul Bilgi Üniversitesi

Çalışma Yemen tarihini irdeleyerek, Yemen’in başarısız bir devlet olup olmayacağını sorgulamaktadır. Başarısız devlet teorilerinin ülkeyi dış müdahaleye açık hale getirdiği söylenerek, bu durumundan yaşanan insani krizleri daha da derinleştirdiği, bu yüzden de başarız devlet olarak tanımlanabilecek devletlerin tarihi ile genel olarak her şeyinin incelenmesi gerektiği ifade edilmiştir. Çalışmanın amacı da Yemen ile ilgili başarısız devlet söylemine eleştirisel bir boyut getirmektir. Bu yüzden de 1990’dan başlayarak, Arap Baharı sürecine ve sonrasında kadar Yemen’in durumu devlet yapısı ve tarihi çerçevesiyle birlikte ele alınmıştır.

  1. Koyuncu, Çiğdem Aydın, “Arap Baharı ve Sonrasında Yemen’de Kadın: Beklentiler ve Gerçekler”, The Journal of Academic Social Science Studies

Ortadoğu’da Arap Baharı ile birlikte gelen demokratikleşme beklentisi ve iyimser hava kadın haklarınınn geliştirilmesi alanında da hissedilmiştir. Fakat demokratikleşme alanında yaşanan hayal kırıklığı, kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olma mücadelesinde de yaşanmıştır. Hatta daha da kötüye giden bir gelişme göstermiştir.Kabiel kültürü ve ataerkil yapının hakim olduğu Yemen’de kadınlar güvenli,adil ve eşit standartlarda yaşayamamışlardır. Arap Baharı ile birlikte kadınların en ön saflarda yürümeleri ve sorunlarını yüksek sesle dile getirmeleri de uluslararası toplumun dikkatini Yemen’deki kadınlara çekmesi de olayın farklı bir boyutu olmuştur.

Bu çalışma Yemen’de Arap Baharı öncesinde kadınların sahip olduğu veya olamadığı hakları analiz edilmiş ve Arap Baharı sonrasında beklenen gelişmeler belirtilmiştir. Şuan ki Yemen kadınlarının durumu, sahip olduğu haklar geçmişle karşılaştırılarak analiz edilmiştir.

Yapacağım çalışma da insan haklarına vurgu yapacağımdan, Kadın hakları ile ilgili bu makalede, çalışmama farklı bir boyut kazandırabilir.

Birsen AKYÜZ
Araştırma Asistanı

Sosyal Medyada Paylaş

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Tarih:

Beğenebileceğinizi Düşündük
Yazılar

Orta Güçler Çok Kutuplu Bir Dünya Yaratacak

Dani Rodrik - Cambridge Bu yazı ilk olarak 11 Kasım...

Amerika Bir Sonraki Sovyetler Birliği mi?

Harold James, Princeton Üniversitesi'nde Tarih ve Uluslararası İlişkiler Profesörü. Bu...

Stabil Kripto Paralar Doların Küresel Statüsünü Koruyabilir

Paul Ryan, ABD Temsilciler Meclisi'nin eski sözcüsü (2015-19), American...

Avrasya’da Kolektif Güvenlik: Moskova ve Yeni Delhi’den Bakışlar

Collective Security in (Eur)Asia: Views from Moscow and New...