Latin Amerika ülkeleri hem kültürel hem de genetik bağlar taşımaktadırlar. Coğrafi keşifler, yüksek dağlar, aşılması zor nehirler ve büyük ormanlık alanlarla kaplı Latin Amerika Coğrafyası ülkeler arasındaki iletişimi de zorlaştırmış bu yüzden teknolojinin imkanları gelişene kadar Latin Amerika kendi içinde bir birlik oluşturamamış ve bu yüzden bölgede çok sayıda küçük devlet oluşmuştur. Bu sebeple Latin Amerika ülkeleri uzun yıllar boyunca birleşimden uzak durmuştur. Fakat son yıllarda giderek artan birleşme çabaları gündeme gelmiştir.
Bolivarcı Devrimle beraber uluslar arası siyasette daha fazla rol oynamaya başlayan Venezuela, Simon Bolivar’ın fikirleri öncülüğünde kıtada birlik çalışmalarına ciddiyetle yaklaşmıştır. Özellikle daha önceleri kurulan ve kimi şu anda ölü durumda olan birlikler göz önüne alınmış ve bütün bunlar ışığında kurulan örgütler daha farklı boyutlar kazanmaya baslamıştır. Chavez örgütün ilerlemesi ve gelişmesi için hiç durmadan çalışmalar ve geziler yapmaktadır.
Bu örgütler ilk başta ekonomik amaçlı kurulmuş olup daha sonra gelişmeye devam etmiştir. Çok boyutlu olarak gelişen bu örgütlerin en çok öne çıkan ve en önemlilerinden biri olan Latin Amerika Halkları için Bolivarcı Alternatif (ALBA)dir.
ALBA’nin Yapısı
Castro ve Chavez tarafından kurulan ALBA ekonomik amaçlı olarak kurulmuş bir örgüttür. Özellikle Venezuela-Küba işbirliği çok fazla göze çarpmaktadır[1]. Bolivya, Nikaragua, Honduras (2009’daki darbeden sonra ittifaktan ayrıldı), Ekvador, Antigua ve Barbuda, Saint Vincent ve Grenadinler bu ittifaka dahil olan ülkelerdir. Amaç kıtadaki Amerikan ticaret sistemine karşı durabilmektir. Özellikle NAFTA ile Amerika’nın Latin Amerikan pazarını kontrol etmesi bu örgütün doğuş sebeplerinden biridir. Yine bu sebeple 2010 da SUCRE (Ortak Bolgesel Bedel Sistemi) adında bir para birimi oluşturulmuştur. Bu para birimi henüz sanal olmakla beraber sucre ile ilk alışverişler yapılmaya başlanmıştır[2].
Banco Del ALBA adında ortak bir banka kurulmuştur. Bu banka Latin Amerika ve Karayip ülkelerinin kalkınma projelerine destek verme amaçlı bir bankadır. IMF ve Dünya Bankasına alternatif olması düşünülmüştür. Ana amaç olan anti emperyalist sistemi hayata geçirebilmek için Amerikan odaklı ticaret sistemine alternatifler geliştirilmiştir.
Otokton ve yerli kültürlere özel saygı gösterilmesi ve bu kültürlerin teşvik edilerek, Latin Amerika ve Karayip kültürünün ve bölge halklarının kimliklerinin korunması; kendi gerçeklerimizin yayınlanabilmesi için alternatif bir araç olarak Güney Televizyonu’nun (Telesur) kurulmuştur.
ALBA’yi diğer örgütlerden farklı kılan yapısı ise hizmet ve mal değiğim unsurunun bulunmasıdır. Yani takas sistemiyle de ticaret yürütülebilmektedir. Örgütün bu yapısı Küba’nın da dışlanmadan bir uluslararası örgüte dâhil olabilmesine olanak sağlamıştır.
Genel olarak ikili anlaşmalarla örgüte dâhil olan Küba takas sistemini kullanmaktadır. Eğitim sağlık gibi alanlarda hizmet sağlayan Küba karşılığında ikili anlaşma yaptığı ülkelerden petrol, seker ve benzeri ürünleri temin etmektedir.[3]
ALBA’nın Başarısı
ALBA bugün Latin Amerika ve Karayipleri kapsayan en önemli örgütlerdendir. İttifak gittikçe derinleşmekte ve güçlenmektedir. Latin Amerika’nıin birleşme ve bütünleşme çabaları için AB modeli benzetmeleri çok sık yapılmaktadır. Fakat ALBA’nın yapısı tamamen kendine ve Latin Amerika’ya özgüdür. Zaten ALBA’nın başarısı da bu kendine özgü yapısından ileri gelmektedir[4].
Dev Amerikan ekonomisiyle rekabet edemeyecek olan küçük Latin Amerikan ekonomileri dışa bağımlılıklarını da azaltmak için birleşme yolunu seçtiler. İlk başta Avrupa Birliği gibi anılabilecek ortak pazarı hedeflediler. Fakat bir takım sorunlar sonucunda bu hedef başarıya ulaşamadı. Bu durumun sebepleri ise;
· Latin Amerika ülke ekonomileri arasındaki dengesizlik
· Genel olarak benzer tarım ürünleri yetiştirme
· Gelişmiş teknoloji ve teknolojik ürünlerin olmaması sebebi ile Pazar farklılığı olmaması
· Latin Amerikan ekonomilerinin rekabetçi bir sisteme hazır olmayacak kadar gelismemiş olmaları
Latin Amerika ülkelerinin gelişmekte olan ekonomilerinin rekabete hazır olmaması ALBA’yı rekabetçi bir tutumdan uzaklaştırarak destekleyici bir ekonomi politikası izlemeye yönlendirmiştir.
Hiçbir ülkeyi dışlamadan ekonomik ve sosyal olarak gelişme sağlamak destekleyici politika çözüm olmuş ve bu sayede Küba’da bu ittifaktan yararlanmaktadır. Küba’nın bu ittifağa dâhil olması özellikle birlik ülkelerinin toplumsal gelişimleri için yararlı olmaktadır.
Sonuç
Latin Amerika ülkeleri gelişmelerini hızlandırabilmek için çok sayıda uluslar arası örgüt kurmuşlardır. Mercosur, Unasur, CAN, LAFTA, CACM, SICA gibi örgütlerden kimileri başarılı kimileri başarısız olmuştur[5]. Fakat başarısızlıklardan ders alınmış ve yeni kurulan örgütlenmelerde düzenlemelere ve farklılaşmalara gidilmiştir. Yinede Latin Amerika ülkelerinin Avrupa Birliği modelinde bir birleşmeye gitmesi çok da olası değildir. Zaten Latin Amerika ülkelerinin çoğunun ilk amacı ekonomik kalkınmadır. Ayrıca demografik, siyasal ve ekonomik farklar AB tarzı bir bütünleşmeyi engelleyen unsurlar arasındadır. Tüm bu olumsuz tabloya rağmen kat edilen yol ve ekonomik başarılar göz ardı edilemez.
Aslıhan BAŞER
Akdeniz Üniversitesi