Latin Amerika’da Amerika Birleşik Devletleri – Çin Rekabeti Ekseninde Nikaragua Kanalı

                                                                Özet

Günümüz uluslararası sisteminin başat gücü Amerika Birleşik Devletleri(ABD) ve en yakın rakibi Çin Halk Cumhuriyeti arasındaki rekabet uluslararası sistemin geleceği için büyük bir önem taşımaktadır. Bu çalışmada, ABD ve Çin’in uluslararası sistemdeki rekabetinin Latin Amerika bölgesine yansımaları ele alınmıştır. Latin Amerika bölgesinde artan Çin etkisi ve bunun muhtemel sonuçları Nikaragua Kanalı örneği ele alınarak incelenmiştir. Çalışmada, Latin Amerika’da asırlık bir tarihe sahip olan ABD nüfuzunun Çin tarafından nasıl tehdit edildiği, Çin’in bölgede uyguladığı politikalar ve beklentileri incelenmiştir. Son olarak, ABD-Panama işbirliği olan Panama Kanalı’na alternatif oluşturma düşüncesi ile projesine başlanılan ve Çin-Nikaragua ortak projesi olan Nikaragua Kanalı’nın bölgede meydana getireceği muhtemel etkiler ele alınmıştır.

Anahtar Kelimeler: Latin Amerika, Çin, Amerika Birleşik Devletleri, Nikaragua Kanalı

 

Abstract

Competition between the dominant power of today’s international system the United States (US) and its closest competitor, The People’s Republic of China, is crucial to the future of the international system. In this dissertation, the reflections of the competition of the USA and China in the international system to the Latin American region are discussed. The increasing Chinese influence in the Latin America region and its possible consequences have been analyzed by considering the Nicaragua Canal example. In the dissertation, how the US influence, which has a century-old history in Latin America, was threatened by China, and China’s policies and expectations in the region have been examined. Finally, the possible effects of the Nicaragua Canal, which is a joint China-Nicaragua project created as a result of the idea of being an alternative to the Panama Canal, which is the USA-Panama cooperation, has been discussed.

 

Key Words: Latin America, China, United States of America, Nikaragua Canal

 Giriş

Latin Amerika, Avrupalı sömürgeciler ile etkileşime geçtiği ilk günden itibaren doğal kaynak zenginlikleri, eşsiz coğrafyası ve köklü kültürü ile tüm dünyanın ilgisini çekmiş olan bir bölgedir. Asırlar boyu dış müdahaleye maruz kalan kıta, günümüzde uluslararası sistemin hegemon güçleri için önemli bir etki alanıdır. Son yıllarda, Amerika Birleşik Devletleri(ABD)’nin yanı sıra Çin, Rusya ve İran gibi devletler bölgede nüfuz kazanmak için türlü girişimlerde bulunmaktadır. Uzun bir süre boyunca ABD’nin arka bahçesi olarak anılan bu bölgede, günümüzde en çok dikkat çeken devlet olan Çin, 21. yüzyıl uluslararası sisteminde önemli bir konuma sahiptir. Çin, ekonomik gücünün yanı sıra büyük nüfusu, dış yatırımları, gelişen teknolojik ve askeri gücüyle günümüz uluslararası sisteminde ABD’nin başat gücüne karşı tehdit oluşturma potansiyeline sahip olan bir ülkedir. Bu nedenle Çin’in Latin Amerika bölgesindeki yatırımları ABD tarafından endişeyle takip edilmektedir.  Latin Amerika’da birçok devlet ile ticari ve siyasi bağlar geliştirmiş olan Çin’in bölgedeki en önemli projelerinden birisi Nikaragua Kanalı’dır. Nikaragua Kanalı, inşaatı ABD tarafından tamamlanan ve 1914 yılında hizmete açılan Panama Kanalı’na alternatif olma amacı güder. Bu nedenle, Nikaragua Kanalı Latin Amerika’da ABD ve Çin rekabeti için büyük bir önem arz etmektedir. Çalışmada, kanalın meydana getireceği gelişmelere ve Latin Amerika’daki ABD-Çin rekabetine etkileri ele alınacaktır.

Amerika Birleşik Devletleri – Çin Rekabetinin Latin Amerika’da Yansımaları

Günümüz uluslararası sisteminin hegemon gücü, iki büyük dünya savaşından da zaferle çıkan ve daha sonra gücünü Soğuk Savaş galibiyeti ile parçalayan ABD olarak kabul edilmektedir. Sovyetler Birliği’nin çökmesiyle iki kutuplu yapı sona ermiş ve ABD rakipsiz bir güç olarak uluslararası sistemin hegemon gücü haline gelmiştir.[1] ABD’nin uluslararası sistemdeki bu gücü birçok düşünür, analist ve karar alıcı tarafından rakipsiz olarak tanımlanırken Doğu’da yükselen bir güç ABD’nin hegemon olduğu tek kutuplu sistemi tehdit edebilecek bir ekonomiye kavuşuyordu. Bu güç dünyanın en büyük ordusuna, 250’nin üzerinde nükleer silaha ve zengin bir kültüre sahip olan Çin Halk Cumhuriyeti’dir.[2] Goldman Sanchs verileri, Çin’in 2027 yılında ABD’nin dört katı nüfus ve iki haneli büyüme oranlarıyla dünyanın en büyük ekonomisi olarak ABD’yi geride bırakacağını belirtiyor.[3] Ekonomik bir dev olan Çin, askeri gücü ve stratejik hamleleriyle dikkatleri üzerine çekmeyi başarmıştır. Dünya artık Çin gerçeğiyle karşı karşıyadır. 1978 yılından itibaren Çin’de benimsenen reformlar, ülke ekonomisinin dışa açılmasına ön ayak olmuş ve Çin’de “devlet kapitalizmi” uygulanmaya başlamıştır.[4] 1970’li yıllarda neredeyse hiç yabancı yatırımcıya sahip olmayan Çin’de 2004 yılının sonlarında 60 milyar $’lık doğrudan yabancı sermaye eşiği aşılmış ve toplam sermaye stoku 600 milyar $’a yaklaşmıştır.[5] Çin’in tüm dünyada büyük yankı uyandıran yatırımları ABD tarafından endişeyle takip edilirken, Çin, etkisini Latin Amerika’da da hissettirmeye başlamıştır. 2008 ve 2016 Çin politika belgelerinde, Çin’in Latin Amerika ve Karayip ülkeleri ile eşitlik, karşılıklı fayda ve ortak kalkınmayı içeren, kapsamlı ve işbirliğine dayalı bir ortaklık kurma hedefine sahip olduğu açıkça ilan edilmiştir.[6] Çin’in bu bölgede artan etkisi ve yatırımları yıllarca ABD tarafından müdahalelere maruz kalan bölge devletleri için büyük bir önem arz etmektedir.

 ABD, 1823 tarihinde ilan ettiği Monroe Doktrini ile henüz 37 yıllık bir devletken, Avrupalı güçleri Batı yarımküreden kovmuş ve Latin Amerika üzerinde nüfuz kazanmaya başlamıştır.[7] Soğuk Savaş yıllarına gelindiğinde, kıtada komünizmin yayılmasından korkan ABD, sol eğilimli hükümetlerin devrilmesi için sert müdahalelerde bulundu. Soğuk Savaş döneminde neredeyse bölgede yer alan tüm devletler ABD’nin sebep olduğu askeri darbeler, terör, işkence ve toplu infazlara maruz kalmıştır.[8] ABD bir yandan Latin Amerika ülkelerini kendi istediği biçimde şekillendirirken; diğer yandan bölgede kötü bir şöhret kazanmıştır. Latin Amerika bölgesinde yer alan devletler, uluslararası sistemin başat gücüne yakın bir coğrafyada yer alan güçsüz devletler olmanın bedelini ağır bir şekilde ödemiştir.

ABD, yıllarca arka bahçesi olarak gördüğü coğrafyada artık tek büyük güç değildir. Çin, Avrupa Birliği’ni geçerek, ABD’nin ardından Latin Amerika’nın en büyük ikinci ticaret ortağı olmuştur. Uluslararası sistemin başat gücü, yıllardır herhangi bir büyük güç ile çatışma ve rekabete girmek zorunda olmadan nüfuz kurduğu arka bahçesinde artık büyük bir tehditle karşı karşıyadır.

Latin Amerika’da Artan Çin Etkisi

   Doğu Asya’da yer alan Çin, Rusya ve Kanada’dan sonra yüzölçümü olarak dünyanın üçüncü büyük ülkesiyken; 1.3 milyar nüfusu ile dünyadaki en kalabalık ülkedir.[9] Çinliler tarihte birçok farklı devlet kurmuşlar ve dünyaya iz bırakmasını başarmışlardır. Tarihteki imparatorluklar arasında en geniş yüzölçümüne sahip olan sekiz imparatorluğun iki tanesi (Çin Manchu Qing Hanedanlığı ve Çin Yuan Hanedanlığı) Çinlilerin atalarıdır.[10] Köklü bir tarihe sahip olan Çin, pusulayı, barutu, kâğıdı ve kâğıt parayı Avrupa’dan çok daha önce icat etmiştir.[11] Çin, henüz ABD tarih sahnesine çıkmadan önce, denizcilik teknolojisinde Avrupa’dan yüzyıllarca yıl ilerideydi. Amiral Zheng He gibi deneyimli denizcilere ve Avrupalıların sahip olduklarından çok daha büyük gemilere sahip olmalarına rağmen deniz seferlerini yarıda bıraktılar.[12] Bu seferler aynı hızda devam etseydi belki de Amerika, Çin tarafından keşfedilecekti fakat Çin hükümeti getirdiği yasaklamalarla denizcilik endüstrisinin çökmesine sebep oldu.[13] Zheng He ve deneyimli Çin denizcileri, kısıtlamalar nedeniyle Amerika’ya ulaşamamıştı ancak yıllar sonra dışa açılan Çin, rotasını Amerika’ya çevirdi. Bu kez keşif yapmak için değil, yatırım yapmak için kıtaya yönelen Çin, Latin Amerika’da büyük bir ilgiyle karşılandı.

     Çin’in Latin Amerika’ya karşı ilgisi oldukça yeni bir olgudur. 2001 yılı Nisan ayında Başkan Jiang Zemin’in gerçekleştirdiği Latin Amerika ziyaretini, Kasım 2004’te Başkan Hu Jintao’nun ve Mart 2005’te Başkan Yardımcısı Zeng Qinghong’in ziyaretleri takip etmiştir.[14] Hu Jintao dönemine damgasını vuran “barışçıl kalkınma” stratejisi, gelişmiş ülkelerin yanı sıra üçüncü dünya ülkeleri ile ilişkilere de önem veriyordu.[15] Bu doğrultuda, üçüncü dünya ülkeleri ve gelişmekte olan ülkeleri içeren Latin Amerika bölgesi, Çin yatırımları için ilgi çekici bir konuma geldi. Çin, doğal kaynak zengini ve ekonomik potansiyeli yüksek olan Latin Amerika’nın adil bir uluslararası düzenin kurulmasında önemli bir rol oynayacağına inanarak, bölgeye yönelik çalışmalarını hızlandırmıştır.[16] Latin Amerika ve Karayipler bölgesini Çin için kritik hale getiren etkenlerden bir diğeri ise Tayvan’ı tanıyan 25 ülkenin 12 tanesinin bu bölgede yer almasıydı. [17] Latin Amerika, Çin’e ekonomik kazancın yanı sıra, Tayvan’ı uluslararası alanda siyasi olarak yalnızlaştırma fırsatını da sunmuştu. Çin’in Latin Amerika ve Karayipler’de gerçekleştirdiği diplomatik ve ekonomik girişimlerinin sonucunda 2017 yılında Panama ve El Salvador Çin Halk Cumhuriyeti’ni tanıdı. 2018 yılına gelindiğinde ise Tayvan ile 70 yıldan fazladır diplomatik ilişkilere sahip olan Dominik Cumhuriyeti, Çin Halk Cumhuriyeti’ni tanıdı. Çin’in bu başarısının ardında yatan asıl neden, bölgede nüfuz sahibi olan diğer güçlerin aksine, yalnızca ortak ideolojiye sahip olduğu devletlerle ilişki kurmayıp, bölgede yer alan tüm devletlere ulaşmaya çalışmasıdır.[18]

     ABD’nin ardından bölgenin en büyük ikinci ticaret ortağı olan Çin, günümüzde kıtada yer alan Şili, Brezilya ve Peru gibi ülkelerin en büyük ticaret ortağıdır. Çin ve Latin Amerika ülkeleri arasındaki ticaret özellikle petrol gibi madencilik sektörlerine yoğunlaşmaktadır. [19] Çin, 2009 yılında on yıllık garantili petrol arzı karşılığında Brezilya’nın Petrobas şirketine borç vermeyi kabul etmiştir.[20] Benzer şekilde, Hugo Chavez döneminde Venezüella ile bağlarını derinleştiren Çin, Venezüella’da petrol arzını güvence altına almak için ülkeye 20 milyar dolarlık kredi vermeyi taahhüt etmiştir.[21] Çin’in artan enerji ihtiyacı, Latin Amerika bölgesi ile olan ilişkilerinde önemli bir rol oynamaktadır. Son yıllarda Çinli petrol şirketleri Latin Amerika‘da ki faaliyetlerini artırmıştır. Çin‘in dev enerji şirketleri CNPC, CNOOC ve SINOPEC,  Latin Amerika‘da ki en büyük yatırımcılar arasındadır. [22] Çin‘in 2000-2014 yılları arasında en çok enerji yatırımı yaptığı bölge Latin Amerika‘dır.[23] Bu yıllarda Çin’in Latin Amerika’ya yaptığı yatırımların yaklaşık %90’ı doğal kaynaklara yöneliktir. [24] Latin Amerika bölgesi, Çin’in doğal kaynaklara erişiminde kilit bir rol oynarken, bölge devletleri de Çin’den gelen kredilerden oldukça memnundur.

            Çin’in 21. yüzyılın başında sahip olduğu etkileyici ekonomik gücü, küresel arenada yükselen bir güç olarak öne çıkmasına yardımcı oldu. Latin Amerika ve Karayipler bölgesinde siyasi rüzgârların değişmesi ve ABD’ye yönelik tepkilerin artması Çin’in siyasi çıkarlarına fayda sağlarken, Çinli şirketlerin bölgeye yönelik yatırımlarını da olumlu şekilde etkilemiştir.[25] Çin, bölgede gerçekleştirdiği yatırımlar ve izlediği politikalar sonucu Latin Amerika’da itibar kazanmış, bölgedeki bazı devletler tarafından kendisini uluslararası barış ve istikrarın tahsisine adamış bir güç olarak algılanmıştır. Latin Amerika’da olumlu bir imaj kazanan Çin, diğer yandan Afrika ve Asya Pasifik gibi işbirliği içerisinde bulunduğu bölgelerde kötü bir şöhrete sahiptir. Literatüre Brahma Chellaney tarafından kazandırılan “borç tuzağı diplomasisi” kavramı, günümüzde Çin’in bu bölgelerdeki yatırımlarından bahsedilirken bolca kullanılmaktadır.[26] Bu yaklaşıma göre, Çin’in borç verdiği ülkelerin borcunu ödeyememesi Asya devi için sorun teşkil etmemekte, aksine Çin’in bu ülkeler üzerinde diplomatik gücünü artırmasına olanak sağlamaktadır.[27] ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği toplantısında Çin’in borç diplomasisini eleştirmiştir:

“ABD’nin daha iyi bir seçenek olduğunu bilin. Biz ortaklarımızı borç denizinde boğmayız, onları zorlamayız ya da sizin bağımsızlığınızı tehlikeye atmayız”[28]

     Borç tuzağı diplomasinin yanı sıra, Çin’in Latin Amerika bölgesine artan ihracatı sonucu, bu ülkelerdeki yerli üretici ucuz Çin mallarıyla rekabet edemez hale gelmiştir. Çin ile ticarete başladığı ilk dönemlerde ticaret fazlası veren bazı ülkeler daha sonra ticaret açığı vermeye başlamışlardır.[29]

     Latin Amerika’da kazandığı itibarın zedelenmesinden endişelenen Çin, bölgede uyguladığı kamu diplomasisi ile bu itibari koruma altına almak için çalışmaktadır. Çin, dilini ve kültürünü tüm dünyaya yaymak için farklı ülkelerde Konfüçyüs Enstitüleri kurmuştur ve bunların yaklaşık 30 tanesi Latin Amerika ve Karayipler bölgesinde yer almaktadır.[30] Çin, henüz Batı yarımkürede ABD’nin yerini alamamış olsa da aradaki fark hızla kapanmaktadır.[31] ABD’nin arka bahçesi olarak anılan bölgede, Çin’in yatırımları, ikili ilişkileri ve yumuşak gücü dikkat çekmektedir. Bölgede özellikle, ABD karşıtı hükümetlerin bulunduğu ülkeler tarafından ABD’nin çok önemli bir alternatifi olarak kabul edilen Çin, Latin Amerika’da etkisini hissettirmeye devam edecektir.

Panama Kanalına Karşı Alternatif: Nikaragua Kanalı

Çin’in Latin Amerika’da gerçekleştirdiği yatırımların bazıları diğerlerine oranla daha çok dikkat çekmektedir. Bu yatırımların arasında yer alan Nikaragua Kanalı projesi Latin Amerika bölgesi için oldukça önemlidir. Nikaragua’da bir kanal inşa etme fikri yeni değildir. 19. yüzyılın başında, İspanyol fatihler bölgeden elde ettikleri altın ve gümüşü Avrupa’ya taşımak için Nikaragua’da bir kanal inşa etme fikrine sıcak baktılar ancak teknik olarak imkânsız gördükleri için bundan vazgeçtiler.[32] Nikaragua Kanalı bir hayal olarak kalsa da Latin Amerika’da iki okyanusu birleştirme fikri sonucunda Panama Kanalı kurulmuştu. Başta Fransızlar tarafından yönetilen Panama Kanalı projesi, hastalıkların yarattığı zorluklar ve yetersiz sermaye nedeniyle 23 Şubat 1904’de ABD’ye satıldı.[33] ABD, Panama ile kanalın inşası, işletilmesi ve korunması gibi hususlarda sözleşme imzalamış ve Panama Kanalı 1914’de resmen açılmıştır.[34] Modern dünyanın 7 harikasından biri olan Panama Kanalı inşa edilmeden önce Amerika kıtasının doğu ve batı kıyıları arasında seyahat eden gemiler Güney Amerika’da yer alan Horn Burnu çevresinden dolaşmak zorundaydı ve kanalın inşası ile bu yolculuk yaklaşık 8000 deniz mili kısaldı.[35]  Tam bir mühendislik harikası olan Panama Kanalı, ABD’nin o zamana kadarki en maliyetli bayındırlık projesiydi.[36] ABD’nin 302 milyar dolar harcadığı projenin tamamlandığı dönemlerde, uluslararası ticaret çoğunlukla gemiler aracılığı ile gerçekleşiyordu ve Panama Kanalı ABD’nin dünyanın farklı ülkeleriyle ticaretini kolaylaştırmıştı.[37] Panama Kanalı’nın başarısına rağmen Nikaragua, kendi kanalını inşa etmekten vazgeçmedi.

Nikaragua’nın kendi kanalına sahip olma hayali aradan asırlar geçtikten sonra, Nikaragua Devlet Başkanı Daniel Ortega tarafından yeniden gündeme getirilmiştir. Daniel Ortega, Nikaragua Kanalı’nın Latin Amerika’nın Haiti’den sonra en fakir ikinci ülkesi olan Nikaragua’nın ekonomisi canlandıracağına inanıyordu.[38] 2013 yılında Hong Kong merkezli HKND şirketi, Panama Kanalı’na rakip olacak bu proje için kollarını sıvadı. Nikaragua Kanalı projesinin, 20 metre genişliğe, 22 metre derinliğe ve 286 kilometre uzunluğa sahip olması planlanmaktaydı. [39] Nikaragua Hükümeti, yeni kanalın Panama Kanalı’ndan geçen gemilerin 2 katı daha ağırını taşıyacak potansiyele sahip olacağını aktarmıştı.[40] Proje, kanalın yanı sıra, iki liman, bir havalimanı, bir serbest ticaret bölgesi, bir tatil beldesi, bir elektrik santrali, bir çimento ve çelik fabrikası ve kara yollarının inşasını da içeriyordu.[41] İmzalanan sözleşme doğrultusunda, Çinli firma Nikaragua Kanalı’nı 50 yıl işletme ve daha sonra 50 yıl uzatma hakkına sahip olmuştu.[42]

Nikaragua Kanalı projesi imzalandığı tarihten itibaren dünyada büyük yankı uyandırmıştı. Nikaragua Kanalı, ABD’nin uluslararası sistemdeki en güçlü rakibi Çin’in, Batı yarımkürede gerçekleştirmeyi planladığı bir proje olarak dikkatleri üzerine çekti. Üstelik bu proje, ABD-Panama ortaklığı sonucu meydana gelen Panama Kanalı’na rakip olma amacı güdüyordu. Bu nedenle Nikaragua Kanalı’nın başarılı olması, 1914’den beri Latin Amerika’da iki okyanusu birbirine bağlayan Panama Kanalı’nın uluslararası ticaretteki rolünün azalmasına sebep olacaktı. Nikaragua Kanalı’nın, Panama Kanalı’na kıyasla daha ağır gemileri taşıması ve daha uzun olması planlanıyordu.[43] Nikaragua Kanalı Çin’in Latin Amerika’da yer alan doğal kaynaklara erişimini kolaylaştıracağı için, Latin Amerika’da Çin-ABD rekabeti göz önüne alındığında oldukça önemli bir projeydi. Nikaragua Kanalı projesi duyurulduktan bir süre sonra projenin bölgenin biyolojik çeşitliliğine karşı bir tehdit oluşturacağı ortaya çıktı.[44] Nikaragua’da onlarca protesto meydana geldi. Kanalın ekolojik olarak bir felakete sebep olacağına savununlar ile kanalın ekonomik getirilerine dikkat çekenler arasında görüş ayrılıkları meydana geldi. 2015 yılında gerçekleştirilen bir ankete göre, Nikaragualıların %41’i kanalı desteklerken; ankete katılanların yalnızca %17’si kanalı desteklemiyordu.[45] Halkın çoğunluğunun desteğini alan Nikaragua Kanalı projesi, aradan yıllar geçmesine rağmen somut bir ilerleme gösterememişti. Projenin ilerlememesinin nedenlerinden birisinin Çinli şirketin sahibi Wang Jing’in servetinin bir kısmını kaybetmesi olduğu iddia edilmektedir.[46] Nikaragua Devlet Başkanı Daniel Ortega, projenin ne olursa olsun devam edeceğini, kanala karşı büyük bir bağlılığı olduğunu ifade etmiştir.[47] Nikaragua Kanalı projesi, imzalandığı gün planlanan şekilde gerçekleşmemiş olsa da Nikaragua için geleneksel bir hayal olan bu kanaldan tam olarak vazgeçilmedi. Henüz bir gemiyi bile taşımadan birçok tartışmaya sebep olan ve adından bolca bahsettiren Nikaragua Kanalı’nın bölgenin geleceği için oldukça önemli bir ol oynayacağı kesindir.

 Sonuç

1823 yılında Monroe Doktrini’nin ilanının ardından yıllarca ABD’nin müdahaleleri ve etkisine maruz kalan Latin Amerika, artık tek bir devletin nüfuz alanı olmaktan çok uzaktır. Dünyanın farklı bölgelerinde yer alan birçok ülke, ekonomik ve politik kazanç elde etmek Latin Amerika ülkeleriyle işbirlikleri kurmaktadır. Bu devletlerin arasında en çok dikkat çekenlerden birisi olan Çin’in, bölgede çok kısa bir sürede etkin bir güce dönüşmesi, Latin Amerika’nın “arka bahçe” olmaktan uzaklaşarak, ABD-Çin rekabeti için yeni bir rekabet alanına dönüştüğünü göstermektedir. ABD, Latin Amerika bölgesine coğrafi olarak yakınlığı ve bölgede yüzyıllık bir geçmişe sahip olması gibi avantajlara sahip olsa da uzun süre ABD müdahalelerine maruz kalan ülkelerin bazıları bölgede ABD’nin etkisinin bu denli güçlü olmasından şikâyetçidir. Latin Amerika ülkelerinin kalkınmalarına ve gelişmelerine fayda sağlayama vaatleriyle bölgeye giriş yapan Çin, Latin Amerika’da ABD’ye karşı güçlü bir alternatiftir. Daha adil bir uluslararası sistem yaratma misyonuna sahip olduğunu belirten Çin, Latin Amerika’da yer alan birçok devletin takdirini toplamış ve bölgede olumlu bir imaja sahip olmuştur. Çin, bölgenin zengin doğal kaynaklarından faydalanırken burada diplomatik nüfuzunu da geliştirme amacı güder. Çin, Tayvan’ı tanıyan ülkelerin bazılarıyla diplomatik ilişkiler kurmuş ve Tayvan’ı uluslararası sistemde yalnız bırakma amacına doğrultusunda somut kazanımlar elde etmiştir.

Latin Amerika’da Çin’in en çok dikkat çeken yatırımlardan birisi olan Nikaragua Kanalı projesi yarım kalmış bir proje olmasına rağmen, Nikaragua’nın iki okyanusu birleştiren bir kanaldan vazgeçmek istemediği açıktır. Çinli şirketin, projeyi devam ettiremeyeceğine yönelik iddialar olsa da Nikaragua’nın bu projeye Çin ortaklığı ile devam etmesi iki ülke için de büyük kazançlar sağlayacaktır. Nikaragua Kanalı projesi planlandığı şekilde gerçekleştirilebilirse, Panama Kanalı’nın dünya ticaretindeki payının azalacağı tahmin edilmektedir. ABD’nin yapımında ve belirli bir süre işletilmesinde rol oynadığı Panama Kanalı’na alternatif olacak olan Nikaragua Kanalı’nın, Çin tarafından Latin Amerika’da yapılması, ABD-Çin rekabeti için önemli bir gelişme olacaktır. Çin, Batı yarımkürede yer alan devletler için önemli bir ticaret ortağı haline gelmiştir. Çin’in bölgede çok kısa bir sürede büyük kazanımlar elde etmesi, Latin Amerika’da Çin etkisinin devam edeceğini kanıtlar niteliktedir. Yaklaşık yüzyıl boyunca ikinci bir devletle mücadele etmek zorunda kalmadan arka bahçesini istediği gibi şekillendiren ABD, artık Latin Amerika’da yalnız değildir ve Çin ile rekabet etmek zorundadır.

 

ABDÜLSAMED DAŞDAN

LATAM Stajyeri, Araştırma Yazısı

 

KAYNAKÇA

                                                              

Acemoğlu, Daron ve James Robinson. Ulusların Düşüşü, İstanbul: Doğan Kitap, 2019.

Arnson, Cynthia J. ve Jeffrey Davidow. “China, Latin America, and the United States: The New Triangle”. Woodrow Wilson International Center for Scholars Institute of the Americas Chinese Academy of Social Sciences. Ocak 2011. s. 4.

Arnson, Cynthia, Mark Mohr ve Riordan Roett. “Enter the Dragon? China’s Presence in Latin America”. Woodrow Wilson International Center for Scholars. 2007. s. 18.

Art, Robert J. “The United States and the Rise of China: Implications for the Long Haul”. 2010, s. 361.

Beverly Goldberg, “Is the Nicaraguan mega-canal failure good news for indigenous communities?”, https://www.opendemocracy.net/en/democraciaabierta/is-nicaraguan-mega-canal-failure-good-news-for-indigenous-communi/,(Erişim Tarihi: 02.11.2020)

Brahma Chellaney, “China’s Debt-Trap Diplomacy”, https://www.aspistrategist.org.au/chinas-debt-trap-diplomacy/,(Erişim Tarihi: 31.10.2020)

Britannica, “Panama Canal”, https://www.britannica.com/topic/Panama-Canal, (Erişim Tarihi: 02.11.2020)

Brzezinski, Zbigniew. Büyük Satranç Tahtası. İstanbul: İnkılâp Kitabevi, 2005.

Brzezinski, Zbigniew. Stratejik Vizyon Amerika ve Küresel Güç Buhranı, İstanbul: Timaş Yayınları, 2012.

Carlos Roa, “The United States is Losing Latin America to China” The National Interest, Ağustos 2019, https://nationalinterest.org/node/73906, (Erişim Tarihi: 01.11.2020)

D.Renwick, “Nicaragua’s Grand Canal”, https://www.cfr.org/backgrounder/nicaraguas-grand-canal,(ErişimTarihi: 01.11.2020)

Dumbaugh Kerry ve Mark P. Sullivan. “China’s Growing Interest in Latin America”. CRS Report for Congress. 2005.

Ermağan, İsmail. Dünya Siyasetinde Latin Amerika, Ankara: Nobel, 2017.

Erman, Kubilayhan. Latin Amerika ve İspanya Üzerine Güncel Çalışmalar. Ankara: Gece Kitaplığı, 2015.

Farah, Douglas ve Kathryn Babineau. “Extra-regional Actors in Latin America: The United States is not the Only Game in Town”. Prism, Vol:8. No:1. 2019. s. 104.

Focus Economics, “Nicaragua Canal: Fact or Fiction?”, https://www.focus-economics.com/blog/posts/nicaragua-canal-fact-or-fiction, (Erişim Tarihi: 06.11.2020)

Gregosz, David ve Mareike Boll. “Nicaragua’s Dream To Build Its Own Canal: Chinese Investor Begins Mega Project – Outcome Uncertain”. Kas International Reports. Ocak 2015. s. 21-39.

Hanban, “Confucius Institute/Classroom”, http://english.hanban.org/node_10971.htm, (Erişim Tarihi: 31.10.2020)

Hüseyin Aslan, “Çin’in Latin Amerika Politikası: Karmaşık Gerçeklik”, Anadolu Ajansı. https://www.aa.com.tr/tr/analiz-haber/cin-in-latin-amerika-politikasikarmasik-gercekcilik/1285213, (Erişim Tarihi: 27.10.2020)

Jacques, Martin. Çin Hükmettiğinde Dünyayı Neler Bekliyor?, Ankara: Akılçelen Kitaplar, 2016.

Jenkins, Rhys. “Latin America and China: A New Dependency?”. Third World Quarterly. Vol. 33. No. 7. s. 13.

Latin American Post, “Nicaragua Canal: What happened with Ortega’s project?”, https://latinamericanpost.com/23174-nicaragua-canal-what-happened-with-ortegas-project, (Erişim Tarihi: 14.11.2020)

Maurer, Noel ve Carlos Yu. “What Roosevelt Took: The Economic Impact of the Panama Canal 1903-1937”. The Journal of Economic History. Vol. 68, No 3. Eylül 2008. s. 686-721.

Nicholas Muller, “Nicaragua’s Chinese-Financed Canal Project Still in Limbo”, https://thediplomat.com/2019/08/nicaraguas-chinese-financed-canal-project-still-in-limbo/,( Erişim Tarihi: 06.11.2020)

Nye, Joseph. Amerikan Yüzyılı Bitti mi?, İstanbul: Uluslararası İlişkiler Kütüphanesi, 2016.

Özsoylu, Ahmet Fazıl. Çin Bir Devin Uyanışı, Adana: Nobel Kitabevi, 2006.

Öztürk, Serdar, Ali Sözdemir ve Bekir Gövdere. “Çin: Washington Uzlaşmasından Beijing Uzlaşmasına”. Cumhuriyet Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi. Cilt 7. Sayı 1. 2006. s. 61-71.

Reuters, “China signs $10 bln loan-for-oil Petrobras deal”, https://www.reuters.com/article/china-brazil-oil/china-signs-10-bln-loan-for-oil-petrobras-deal-idUSPEK26621320090519, (Erişim Tarihi: 27.10.2020)

Roskin, Michael. Çağdaş Devlet Sistemleri: Siyaset, Coğrafya, Kültür, Ankara: Adres Yayınları, 2015.

Salin, Delmy L. “Impact Of Panama Canal Expansion on the U.S. Intermodal System”. United States Department of Agriculture. Ocak 2010. s. 1-10.

Scott Nicholas Romaniuk, “Nicaragua Canal: China’s Strategic Presence in Central America”, https://thediplomat.com/2015/06/nicaragua-canal-chinas-strategic-presence-in-central-america/, (Erişim Tarihi: 11.11.2020)

Sertel, Yıldız. “Asya Pasifik’ten Latin Amerika’ya, Latin Amerika’da İşbirliği”. Cumhuriyet Strateji. Yıl 2. Sayı 103. 2006: s. 12.

Shixue, Jiang. “China, Latin America and the Developing World”. East Asia and Latin America: The Unlikely Alliance. Rowman&Littlefield. 2003. s. 311.

Simon Romero, “Chávez Says China to Lend Venezuela $20 Billion”, https://www.nytimes.com/2010/04/19/world/americas/19venez.html, (Erişim Tarihi: 29.10.2020)

Şimşek, Orhan. “Çin’in Merkantilist Ekonomi Politikaları ve Latin Amerika’daki Yansımaları”. Akademik Araştırmalar ve Çalışmalar Dergisi. 2019. s. 106-115.

Telesur, “Nicaragua’s Canal Project Back on: Daniel Ortega”, https://www.telesurenglish.net/news/Nicaraguas-Canal-Project-Back-On-Daniel-Ortega–20190814-0005.html, (Erişim Tarihi: 14.11.2020)

The Economic Times, “China slams Mike Pence; says no country in debt trap because of BRI”, https://economictimes.indiatimes.com/news/international/world-news/china-slams-mike-pence-says-no-country-in-debt-trap-because-of-bri/articleshow/66679080.cms?from=mdr, (Erişim Tarihi: 31.10.2020)

The Guardian, “Nicaragua gives Chinese firm contract to build alternative to Panama Canal”, https://www.theguardian.com/world/2013/jun/06/nicaragua-china-panama-canal, (Erişim Tarihi: 04.11.2020)

Trt Haber, “Nikaragua kanalının temeli atıldı”, https://www.trthaber.com/haber/dunya/nikaragua-kanalinin-temeli-atildi-157731.html,(Erişim Tarihi: 06.11.2020)

Trt World, “How China’s debt trap diplomacy works and what it means”, https://www.trtworld.com/africa/how-china-s-debt-trap-diplomacy-works-and-what-it-means-32133, (Erişim Tarihi: 30.10.2020)

United States Centre, “How the Panama Canal reshaped the economic geography of the United States”, https://blogs.lse.ac.uk/usappblog/2019/07/22/how-the-panama-canal-reshaped-the-economic-geography-of-the-united-states/,(Erişim Tarihi: 02.11.2020)

BİBLİYOGRAFYA

[1] Zbigniew Brzezinski, Büyük Satranç Tahtası, İstanbul: İnkılâp Kitabevi, 2005, s. 26

[2] Joseph S. Nye, Amerikan Yüzyılı Bitti mi?, İstanbul: Uluslararası İlişkiler Kütüphanesi, 2016, s. 46

[3] Martin Jacques, Çin Hükmettiğinde Dünyayı Neler Bekliyor?, Ankara: Akılçelen Kitaplar, 2016, s.17

[4] Yıldız Sertel, “Asya Pasifik’ten Latin Amerika’ya, Latin Amerika’da İşbirliği”, Cumhuriyet Strateji, Yıl 2, Sayı 103, 2006, s. 12

[5] Serdar Öztürk, Ali Sözdemir ve Bekir Gövdere, “ Çin: Washington Uzlaşmasından Beijing Uzlaşmasına” Cumhuriyet Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt 7, Sayı 1, 2006, s. 61-71

[6] Carlos Roa, “The United States is Losing Latin America to China” The National Interest, Ağustos 2019, https://nationalinterest.org/node/73906, (Erişim Tarihi: 01.11.2020)

[7] Kubilayhan Erman, Latin Amerika ve İspanya Üzerine Güncel Çalışmalar, Ankara: Gece Kitaplığı, 2015, s.16

[8] İsmail Ermağan vd., Dünya Siyasetinde Latin Amerika, Ankara: Nobel, 2017, s. 439

[9] Ahmet Fazıl Özsoylu, Çin Bir Devin Uyanışı, Adana: Nobel Kitabevi, 2006, s. 5

[10] Zbigniew Brzezinski, Stratejik Vizyon Amerika ve Küresel Güç Buhranı, İstanbul: Timaş Yayınları, s. 17

[11] Daron Acemoğlu ve James Robinson, Ulusların Düşüşü, İstanbul: Doğan Kitap, 2019, s. 216

[12] Michael G. Roskin, Çağdaş Devlet Sistemleri: Siyaset, Coğrafya, Kültür, Ankara: Adres Yayınları, 2015, s. 510

[13] Fareed Zakaria, Post Amerikan Dünya, İstanbul: Kırmızı Yayınları, 2013, s. 74

[14] Kerry Dumbaugh ve Mark P. Sullivan, “China’s Growing Interest in Latin America”, CRS Report for Congress, 2005

[15] Robert J.Art, “The United States and the Rise of China: Implications for the Long Haul”, 2010, s. 361

[16] Jiang Shixue, “China, Latin America and the Developing World”, East Asia and Latin America: The Unlikely Alliance, Rowman&Littlefield, 2003, s. 311

[17] Kerry Dumbaugh ve Mark P. Sullivan, “China’s Growing Interest in Latin America”, CRS Report for Congress, 2005

[18] Douglas Farah ve Kathryn Babineau, “Extra-regional Actors in Latin America: The United States is not the Only Game in Town” , Prism, Vol:8, No:1, 2019, s. 97

[19] Cynthia J. Arnson ve Jeffrey Davidow, “China, Latin America, and the United States: The New Triangle”, Woodrow Wilson International Center for Scholars Institute of the Americas Chinese Academy of Social Sciences, Ocak 2011, s. 4

[20] Reuters, “China signs $10 bln loan-for-oil Petrobras deal”, https://www.reuters.com/article/china-brazil-oil/china-signs-10-bln-loan-for-oil-petrobras-deal-idUSPEK26621320090519, (Erişim Tarihi: 27.10.2020)

[21] Simon Romero, “Chávez Says China to Lend Venezuela $20 Billion”, https://www.nytimes.com/2010/04/19/world/americas/19venez.html, (Erişim Tarihi: 29.10.2020)

[22] Rhys Jenkins, “Latin America and China: A New Dependency?”, Third World Quarterly, Vol. 33, No. 7, s. 13

[23] Orhan Şimşek, “Çin’in Merkantilist Ekonomi Politikaları ve Latin Amerika’daki Yansımaları”, Akademik Araştırmalar ve Çalışmalar Dergisi, 2019, s. 106-115

[24] Hüseyin Aslan, “Çin’in Latin Amerika Politikası: Karmaşık Gerçeklik”, Anadolu Ajansı. https://www.aa.com.tr/tr/analiz-haber/cin-in-latin-amerika-politikasikarmasik-gercekcilik/1285213, (Erişim Tarihi: 27.10.2020)

[25] Cynthia Arnson, Mark Mohr ve Riordan Roett, “Enter the Dragon? China’s Presence in Latin America”, Woodrow Wilson International Center for Scholars, 2007, s. 18

[26] Trt World, “How China’s debt trap diplomacy works and what it means”, https://www.trtworld.com/africa/how-china-s-debt-trap-diplomacy-works-and-what-it-means-32133, (Erişim Tarihi: 30.10.2020)

[27] Brahma Chellaney, “China’s Debt-Trap Diplomacy”, https://www.aspistrategist.org.au/chinas-debt-trap-diplomacy/, (Erişim Tarihi: 31.10.2020)

[28] The Economic Times, “China slams Mike Pence; says no country in debt trap because of BRI”, https://economictimes.indiatimes.com/news/international/world-news/china-slams-mike-pence-says-no-country-in-debt-trap-because-of-bri/articleshow/66679080.cms?from=mdr, (Erişim Tarihi: 31.10.2020)

[29] Kubilayhan Erman, Latin Amerika ve İspanya Üzerine Güncel Çalışmalar, Ankara: Gece Kitaplığı, 2015, s. 68

[30] Hanban, “Confucius Institute/Classroom”, http://english.hanban.org/node_10971.htm, (Erişim Tarihi: 31.10.2020)                                                                                                                          

[31] Douglas Farah ve Kathryn Babineau, “Extra-regional Actors in Latin America: The United States is not the Only Game in Town” , Prism, Vol:8, No:1, 2019, s. 104

[32] David Gregosz ve Mareike Boll, “Nicaragua’s Dream To Build Its Own Canal: Chinese Investor Begins Mega Project – Outcome Uncertain”, Kas International Reports, Ocak 2015, s. 21-39      

[33] Delmy L. Salin, “Impact Of Panama Canal Expansion on the U.S. Intermodal System” United States Department of Agriculture, Ocak 2010, s. 1-10

[34] Kubilayhan Erman, Latin Amerika ve İspanya Üzerine Güncel Çalışmalar, Ankara: Gece Kitaplığı, 2015, s. 104

[35] Britannica, “Panama Canal”, https://www.britannica.com/topic/Panama-Canal, (Erişim Tarihi: 02.11.2020)

[36] Noel Maurer ve Carlos Yu, “What Roosevelt Took: The Economic Impact of the Panama Canal 1903-1937”, The Journal of Economic History, Vol. 68, No. 3 (Eylül 2008), s. 686-721

[37] United States Centre, “How the Panama Canal reshaped the economic geography of the United States”, https://blogs.lse.ac.uk/usappblog/2019/07/22/how-the-panama-canal-reshaped-the-economic-geography-of-the-united-states/,(Erişim Tarihi: 02.11.2020)

[38] Beverly Goldberg, “Is the Nicaraguan mega-canal failure good news for indigenous communities?”, https://www.opendemocracy.net/en/democraciaabierta/is-nicaraguan-mega-canal-failure-good-news-for-indigenous-communi/, (Erişim Tarihi: 02.11.2020)

[39] Kubilayhan Erman, Latin Amerika ve İspanya Üzerine Güncel Çalışmalar, Ankara: Gece Kitaplığı, 2015, s. 105

[40] The Guardian, “Nicaragua gives Chinese firm contract to build alternative to Panama Canal”, https://www.theguardian.com/world/2013/jun/06/nicaragua-china-panama-canal, (Erişim Tarihi: 04.11.2020)

[41] Focus Economics, “Nicaragua Canal: Fact or Fiction?”, https://www.focus-economics.com/blog/posts/nicaragua-canal-fact-or-fiction, (Erişim Tarihi: 06.11.2020) 

[42] Nicholas Muller, “Nicaragua’s Chinese-Financed Canal Project Still in Limbo”, https://thediplomat.com/2019/08/nicaraguas-chinese-financed-canal-project-still-in-limbo/,(Erişim Tarihi: 06.11.2020)

[43] Trt Haber, “Nikaragua kanalının temeli atıldı”, https://www.trthaber.com/haber/dunya/nikaragua-kanalinin-temeli-atildi-157731.html, (Erişim Tarihi: 10.11.2020)

[44] Scott Nicholas Romaniuk, “Nicaragua Canal: China’s Strategic Presence in Central America”, https://thediplomat.com/2015/06/nicaragua-canal-chinas-strategic-presence-in-central-america/,(Erişim Tarihi: 11.11.2020)

[45] D.Renwick, “Nicaragua’s Grand Canal”, https://www.cfr.org/backgrounder/nicaraguas-grand-canal, (Erişim Tarihi: 01.11.2020)           

[46] Latin American Post, “Nicaragua Canal: What happened with Ortega’s project?”, https://latinamericanpost.com/23174-nicaragua-canal-what-happened-with-ortegas-project, (Erişim Tarihi: 14.11.2020)

[47] Telesur, “Nicaragua’s Canal Project Back on: Daniel Ortega”, https://www.telesurenglish.net/news/Nicaraguas-Canal-Project-Back-On-Daniel-Ortega–20190814-0005.html, (Erişim Tarihi: 14.11.2020)

 

 

 

Sosyal Medyada Paylaş

LEAVE A REPLY

Please enter your comment!
Please enter your name here

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Tarih:

Beğenebileceğinizi Düşündük
Yazılar

Orta Güçler Çok Kutuplu Bir Dünya Yaratacak

Dani Rodrik - Cambridge Bu yazı ilk olarak 11 Kasım...

Amerika Bir Sonraki Sovyetler Birliği mi?

Harold James, Princeton Üniversitesi'nde Tarih ve Uluslararası İlişkiler Profesörü. Bu...

Stabil Kripto Paralar Doların Küresel Statüsünü Koruyabilir

Paul Ryan, ABD Temsilciler Meclisi'nin eski sözcüsü (2015-19), American...

Avrasya’da Kolektif Güvenlik: Moskova ve Yeni Delhi’den Bakışlar

Collective Security in (Eur)Asia: Views from Moscow and New...